Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/110 E. 2022/83 K. 04.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/110 Esas
KARAR NO : 2022/83

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/09/2021
KARAR TARİHİ : 04/02/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 07/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafın müvekkili şirket nezdinde 16/01/2019-22/09/2020 tarihleri arasında Kimyager ve AR-GE Müdürü olarak çalıştığını, müvekkili şirket nezdinde üretilen ürünlerin üretimi ve denetimi görevini yerine getirdiğini, davalı tarafın iş sözleşmesinin Silivri …. Noterliğinin 22/09/2020 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile haklı nedenle feshedildiğini, müvekkili şirket nezdinde üretilen her bir ürünün, diğer markalardan farklı, kendine özgü bir formüle sahip olduğunu, bu formüllerin müvekkili şirketin ticari, teknik sırrı niteliğinde olduğunu, işbu nedenle müvekkili şirkette çalışan ve söz konusu sır niteliğindeki kimyasal formüllerin içeriği hakkında bilgi sahibi olan kimyagerler bakımından Gizlilik Sözleşmesi akdedildiğini, davalı ile de akdedildiğini, davalının da bilgi sahibi olduğunu, davalının, müvekkili şirketten ayrıldıktan bir süre sonra müvekkil ile aynı iş kolunda, erkek kozmetik ürünleri üreten ve pazarlayan …. Dış Tic. ve San. Ltd. Şti. nezdinde çalışmaya başladığını, davalının müvekkili şirketten edinmiş olduğu şirkete ilişkin ticari sırları (kimyasal formüller, fikir, metot vb. gizli bilgiler) dava dışı şirket ile paylaştığını, müvekkili şirket nezdinde öğrendiği bu bilgileri dava dışı şirkette kullandığını ve bu şekilde müvekkil şirketin ticari sırlarını ifşa ettiğini, taraflar arasında akdedilen Gizlilik Sözleşmesi’nin Cezai Şart başlıklı 7. Maddesinde sözleşme hükümlerinin ihlal edilmesi halinde 500.000,00-TL tutarında cezai şart uygulanacağı düzenleme altına alındığını, bu nedenle sözleşmede yer alan gizlilik hükümlerini ihlal eden davalı tarafın söz konusu cezai şart bedelini müvekkili şirkete ödemesi gerektiğini beyanla, 50.000,00-TL cezai şart miktarının yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Silivri CBS’nin …. soruşturma sayılı dosyası ile özel belgede sahtecilik dolayısıyla davacı şirket ve yetkililerinden şikayetçi olduklarını, müvekkilinin imzasını taklit edilerek üretilen bu belgeye dayanılarak davanın ikame edildiğini, bu nedenle soruşturma dosyasının akıbetinin bekletilmesini talep ettiklerini, iş ilişkisinin sona ermesinden sonra işçinin işverene karşı sır saklama yükümlülüğü söz konusu olmadığını, önceki işinde knedi emeği ve çabası ile öğrenmiş olduğu becerileri bir sonraki işinde kullanmasının sır saklama yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğini, davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Silivri …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. Esas, …. Karar sayılı ve 24/09/2021 karar tarihli görevsizlik ilamı uyarınca dosya İş mahkemesi sıfatıyla Silivri …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. Esas sırasına kaydı yapıldığı, HSK 1.Dairesinin 04/11/2021 tarih ve 1112 Sayılı Adli Yargı 2.Bölge Hakimlerinin Müstemir Yetkilerinin Belirlenmesine İlişkin Kararı ile 11/11/2021 tarihi itibariyle Silivri İş Mahkemesinin kurulduğu, Silivri … Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) … Esas sayılı dosyasının Silivri İş Mahkemesi’nin … Esas sırasına kaydı yapıldığı, Silivri İş Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı ve 02/12/2021 karar tarihli görevsizlik ilamı uyarınca dosya mahkememize gönderilmiş ve yukarıdaki esas sırasına kaydı yapılmıştır.
Dava, taraflar arasında akdedilmiş olan Gizlilik Sözleşmesi kapsamında davalı tarafın söz konusu sözleşmeye istinaden rekabet yasağına aykırı davranması nedeniyle sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
6102 Sayılı T.T.K.’nun 4. maddesinin 1. fıkrası 6335 Sayılı Yasanın 1. maddesi ile değiştirilerek ticari davalar her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları, T.T.K.’nun 4. Maddesinin a bendi gereğince T.T.K.’nun dan kaynaklanan davalar, T.T.K.’nun 4. maddesinin b, c, d, e, f bentlerinde sayılan davalar ve diğer özel kanunlarda Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu kararlaştırılan davalar ticari dava olarak Ticaret Mahkemelerinde görülecektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
25/10/2017 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5/1-a maddesinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına iş mahkemelerinde bakılacağının düzenlendiği, 7036 sayılı yasanın, 6102 sayılı TTK’dan sonra yürürlüğe girmiş olmakla TTK’nın 4/1-c maddesindeki düzenlemeyi değiştirdirdiği, özel nitelikte olan ve daha sonra yürürlüğe giren 7036 sayılı yasada iş sözleşmesinin devamı veya sona ermesinden sonra açılan davalar ayırımının yapılmadığı, aksine iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden doğan her türlü uyuşmazlığın iş mahkemelerinde görüleceğinin belirtildiği (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesinin 2021/271 Esas 2021/758 Karar, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinini 2021/1056 Esas 2021/981 Karar sayılı ilamları. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 37. Hukuk Dairesinin 2020/2111
karar no: 2021/1103
karar tarihi: 24/06/202, İstanbul
Bölge Adliye Mahkemesi
) davacı tarafından davalı hakkında , iş sözleşmesinin konusunu oluşturan gizlilik sözleşmesine dayalı cezai şart, istemi ile dava açıldığı, taraflar arasında imzalanan 02/02/2019 tarihli Gizlilik sözleşmesi kapsamında sözleşmesinin konusunun ”,İşyerinin yürütmekte olduğu işler ve çalışmalar ile ilgili olarak kendisine işveren tarafından verilen açıklanan gizlilik içerdiği açıkca belirtilen bilgi ve belgenin işverenin onayını alınmadıkça herhangi bir gerçek ve/ veya tüzel kişiye açıklamamasını temin edecek olan gizliliğin sınırlarını ve koşullarının belirlenmesidir” konulu olup bu kapsamda sözleşmenin 5. Maddesi süre başlıklı ve 7. Maddesi cezai şart başlıklı kısmında ” iş sözleşmesi akdi ile başlayan ve iş akdinin bitimi tarihinden itibaren 24 aylık süre içerisinde yasal şartlara uyulmaması halinde 500.000,00 TL cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt ettikleri, dava konusu tazminat isteminin taraflar arasındaki hizmet sözleşmesi kapsamında cezai şarta ilişkin olduğu, davacının dava dilekçesinde davalının 16/01/2019 – 22/09/2020 tarihlerinde davacı şirkette Kimyager ve Ar-Ge müdürü olarak çalıştığını beyan ettiği bu kapsamda açılan davanın davanın 7036 sayılı yasanın yürürlüğe girmesinden sonra 20/09/2021 tarihinde açılmış olduğu nazara alındığında 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5/1-a maddesine göre iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuki uyuşmazlığın İş Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği, somut uyuşmazlığın çözümünde Mahkememizin görevli olmadığı, uyuşmazlığın İş Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği kanaatine varılmakla göreve ilişkin usul kurallarının dava şartı olduğu ve dava şartlarının da kamu düzenine ilişkin olması sebebiyle resen dikkate alınacak hususlardan olduğu, dava şartlarının mevcut olup olmadığı da HMK 115/1 maddesi uyarınca Mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılacağı dikkate alındığında mahkeme görevsiz olduğu durumlarda görevsizlik kararı vermesi gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin Silivri İş Mahkemesi olduğunu tespitine, dosyada Silivri İş Mahkemesi’nin …. Esas, … Karar sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verilmiş olduğundan, görev hususunda merci tayini için dosyanın İstanbul Bölge İstinaf Mahkemesi ilgili dairesine gönderilmesine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
HMK.nın 114/1-c maddesi gereğince davacı tarafça açılan davanın dava şartı
yokluğundan REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Silivri İş Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-Dava hakkında daha önceden Silivri İş Mahkemesi tarafından görevsizlik kararı verildiğinden; Mahkememizin görevsizliğine dair kararın İstinaf yasa yolundan geçmek suretiyle kesinleşmesi durumunda, kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde (HMK 20. maddesi) Mahkememize başvurması halinde ve talep halinde dosyanın görevli Silivri İş Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Dava hakkında daha önceden Silivri İş Mahkemesi tarafından görevsizlik kararı verildiğinden; mahkememizce verilen karar İstinaf yasa yoluna başvurmaksızın kesinleştiği takdirde, olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için merci tayini (Yargı yeri belirlenmesi) açısından re’sen dosyanın Istanbul Bölge Adliye Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,
5-Süresinde müracaat edilmemesi halinde HMK 20/5 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına, bu usuli kararın verilmesi ve bu kararla birlikte harç hususunun re’sen karara bağlanması hususlarının re’sen gözetilmesine; re’sen gözetilmesi gereken hususlar dışında kalan yönlerden ise gerekirse talebe bağlı olarak değerlendirme YAPILMASINA,
6-HMK’ nın 330/2 maddesi gereğince harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkeme tarafından DEĞERLENDİRİLMESİNE,

Dair, tarafların yokluğunda, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 04/02/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır