Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1062 E. 2023/5 K. 04.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/1062
KARAR NO : 2023/5

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 06/12/2021
KARAR TARİHİ : 04/01/2023
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 04/01/2023
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; ….’ın 2/3, Davalı …’ın ise 1/3 oranında davacı şirkette ortak ve münferiden şirketi temsile yetkili müdür olduklarını, davalının müvekkil şirket yetkilisi ….’ın şirket işlerini kendisine emanet ederek yurtdışına gitmesi üzerine başka bir şirket kurduğunu, şirketin vergi borçlarını eda etmediğini, davalı şirket ortağı ve yetkilisinin fillerinin TTK hükümlerini ihlal eder nitelikte olduğunu, davalının hem müdürlük yetkisinin hem de ortaklık haklarının elinden alınmasının gerektiğini, davalının şirkete ağır zararlar verdiğini, bu zararların şimdilik tespit edilebilir nitelikte olmadığını belirterek davalının ortaklık haklarının ve müdürlük yetkilerinin alınmasına, TTK m.644 atfıyla TTK m.553 gereğince şirkete verdiği zararın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsil edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; tek dava harcı yatırıldığını, davacı tarafından alınmış bir genel kurul kararı olmadığından dava açılmasının mümkün olmadığını, ortaklıktan çıkarılma ve şirket yöneticisine karşı tazminat davası açılabilmesi için genel kurul kararının olmasının gerektiğini, davacının iddialarının haklı sebep teşkil etmediğini, şirketin vergi borcunun ortakların ödeme mükellefiyetinin olmadığını, limited şirket ortağının şirketin vergi borcundan sorumluluğunun sermaye payı oranında sınırlı olduğunu belirterek davanın reddine talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Davanın, limited şirket tarafından açılan şirket ortağının şirket ortaklığından çıkarılması, müdürlük yetkisine son verilmesi ve sorumluluk davası niteliğinde olup, uyuşmazlık konularının davacı şirket tarafından ortaklıktan çıkarılma davası öncesi alınmış genel kurul kararı olup olmadığı, genel kurul kararının alınmasının gerekli olup olmadığı, sorumluluk davasından önce arabuluculuk yoluna başvurulup başvurulmadığı, genel kurul kararı alınıp alınmadığı, davacı şirket tarafından müdürlükten azil davası açma koşullarının oluşup oluşmadığı, haklı sebeplerin bulunup bulunmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davacının TTK’nun 553.maddesi gereğince şirket yöneticisinin sorumluluğuna ilişkin tazminat talebinin değerlendirilmesinde;
6/12/2018 tarihli, 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesiyle TTK’ya eklenen 5/A maddesi uyarınca, “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi uyarınca, “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
Bu hukuki açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde: davacının iş bu davadaki talebi, şirket yöneticisi davalıların eylemleri nedeniyle şirketin uğradığı zararların tahsili istemine ilişkindir. TTK’nın 5/A maddesine göre, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Davanın konusu (müddeabih), dava dilekçesindeki talep sonucuna, yani neticei talebe göre belirlenir. Neticei talebin bir para alacağının tahsili veya tazminat olduğu durumlarda, arabulucuya başvuru yapılmış olması dava şartı olup bu yöndeki talebi bakımından davanın reddine karar verilmiştir.
Davalının şirket müdürlüğünden azline ilişkin talebinin değerlendirilmesinde;
6102 sayılı TTK’nın 620. maddesinde, kanun veya şirket sözleşmesinde aksi öngörülmediği takdirde, seçim kararları dâhil, tüm genel kurul kararlarının toplantıda temsil edilen oyların salt çoğunluğu ile alınacağı hükme bağlanmıştır. Somut olayda davacı temsilcisi ….’ın şirketin % 60 oranında hisse sahibi olduğu, TTK’nın 630/1. maddesi uyarınca davacının hisse oranı nazara alındığında genel kurulu toplayarak genel kurul kararı ile davalı şirket müdürünün görevini sona erdirmesinin mümkün olduğu, bu itibarla anılan yola başvurmaksızın doğrudan müdürlük görevinin kaldırılmasına ilişkin açtığı davada hukuki menfaatinin bulunmadığı anlaşıldığından (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 15/05/2019 tarih ve 2018/1514 E., 2019/3755 K.) bu yöndeki talebinin reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
Davalının şirket ortaklığından çıkarılması talebinin değerlendirilmesi bakımından;
Davalı şirket 2 ortaklı olup, davalı % 40, davacı ise % 60 hisse sahibidir. TTK’nun 621/h maddesi uyarınca bir ortağın haklı sebepler dolayısıyla şirketten çıkarılması istemiyle mahkemeye başvurulabilmesi için, şirkette temsil edilen oyların en az 2/3’ünün ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması şart koşulmuştur. Eş söyleyişle TTK’nın 640/3. maddesi uyarınca haklı sebeplerle ortaklıktan çıkarılabilmesi davasının açılabilmesinin ön şartı TTK’nın 621/h maddesi uyarınca usulüne uygun olarak alınmış genel kurul kararıyla mümkündür (Yargıtay 11 HD, 08.02.2016 trh, 2016/24-1120 E.K sayılı ilamı) Haklı sebeple ortaklıktan çıkarma için limited şirket tarafından mahkemeye başvurulmadan önce limited şirket genel kurulunda TTK’nın 621/1-h maddesi uyarınca ve nitelikli çoğunluk tarafından bu kapsamda bir kararın alınması dava şartı olup, davacının çıkarma talebi bakımından dava tarihinden önce alınmış bir genel kurul kararı mevcut olmamakla birlikte, bu eksiklik tamamlanabilir nitelikte olup, mahkememizce davacı vekiline, davalı vekilinin ortaklıktan çıkarılması için TTK’nun 621/1-h bendinde öngörüldüğü şekilde genel kurul kararı alınması için sonuçları hatırlatılarak kesin süre verilmiş olup, kesin süre içerisinde genel kurul kararı ibraz edilmemiştir. Bu sebeple bu talep yönünden de dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiş olup aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
1-Alınması gereken 179,90 -TL’nin harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harçtan mahsubu ile eksik bakiye 120,60 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
2-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Taraflarca dosyaya yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 04/01/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır