Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1057 E. 2022/946 K. 22.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/1057 Esas
KARAR NO : 2022/946

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/11/2022
KARAR TARİHİ : 22/11/2022
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 22/11/2022
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; davalı tarafça müvekkili aleyhine Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü …. E. Sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlatıldığını, işbu icra takibinden 16/11/2022 tarihinde müvekkili şirketin adresine fiili hacze gelindiğinde haberdar olunduğunu, müvekkili şirketin uzun yıllardır tekstil sektöründe faaliyet gösteren saygın bir firma olup haciz ve muhafaza altına alınma tehdidi altında dosya kapak hesabını, icra veznesine, karşı tarafa ödenmesine muvafakati olmadığına ilişkin ihtirazi kayıt şerhi ile yatırdığını, ilgili tutarın hali hazırda henüz çekilmemiş olup, icra mahkemesi kararı ile takibin durdurulmasına karar verildiğini, dosyaya yatan para haciz baskısının önüne geçmek adına, icra mahkemesinin takibin durdurulması kararından önce icra dairesi veznesine itirazı kayıt ile depo edildiğini, takip işlemleri devam etmekte olup, icra dosyasının derdest olduğunu, müvekkilinin banka hesaplarında hacizler mevcut olup ticari hayatı sekteye uğradığını, ayrıca araç ve gayrimenkulleri de yine hacizli olduğunu, haciz sebebiyle Bakırköy …. Hukuk Mahkemesinin….. E sayılı dosyası ile şikayet davasını da devam ettiğini, haksız fiili hacizden sonra icra dosyasından haberdar olan müvekkili şirketin UETS hesabına giriş yaparak kontrol ettiğinden alacaklının ayrıca ayıplı mal nedeniyle dava açmış olduğunu ve davasını hiçbir savunması olmamasına rağmen kaybettiğini, davalı tarafından 2019 yılında satışı gerçekleştirilen ürünler için ayıplı mal iddiası ile açtığı Bakırköy …. ATM’nin ….. E sayılı dosyasında red kararı erildiğini, dava konusu irca takibinde, takibe dayanak olarak herhangi bir belge sunulmadığını, davalının uğradığını iddia ettiği zarar ile ilgili hiçbir kanıt ortaya konmadığını, kural olarak menfi tespit davasında ispat yükünün davalı alacaklıya ait olduğunu, davacı alacaklının kötü niyetli olduğunu beyanla gecikmesine sakınca bulunan hallerin varlığı ve yaklaşık ispat sınırını aştığı nazarında evvela ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile takibin küllen durdurulmasına, mahkeme aksi kanaatte ise İİK.m.72/3 uyarınca icra dosyasına yatacak paranın alacaklıya verilmemesi yönünde tedbir kararı verilmesine, davanın kabulüne, müvekkilinin Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü …. Esas Sayılı dosyasından ve takibe konu edilen alacak talebi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine haksız ve kötü niyetli davalı aleyhine takip çıkışının %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyası yönünden borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkememizin ….. esas sayılı dosyası ile Bakırköy …..İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyasına ödenen paranın istirdatı istemine ilişkin olarak açılmış olup, açılan dava 7155 sayılı Yasa ile değişik 6102 sayılı TTK’nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 sayılı kanunun 18/A maddesinin 1. fıkrası uyarınca arabuluculuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesi ve akabinde sunduğu ek beyan dilekçesinde, huzurdaki davada herhangi bir eda taleplerinin bulunmadığını, taleplerinin menfi tespit davası olduğunu, istirdat taleplerinin bulunmadığını belirtmiştir.
Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ise ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.
Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitine yöneliktir.
Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır.
Dayanılan hukuki ilişkinin gerçekten mevcut olmadığı icra takibine maruz kalmadan önce ileri sürülebileceği gibi, icra takibinden sonrada ileri sürülebilir.
Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır.
Buna rağmen, borçlunun, alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunabilir. Bu tür bir yararının bulunması halinde borçlu, borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir.
Bunun dışında, icra takibi taraflar arasındaki maddi ilişkiyi tespit edecek nitelikte olmadığından, alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür.
Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur.
Borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu halde, borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra, ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır (Hakan Pencanıtez, Oğuz Atalay, Meral Sungurtekin Özkan, Muhammet Özekes, İcra ve İflas Hukuku, s.156- 164).

Yargıtay’ın istikrar arzeden kararları ve Yargıtay HGK’nun 18.01.2012 tarihli, E:…./….. , K:…..sayılı kararında belirtildiği üzere, borçlunun dosya borcunu icra dosyasına ödedikten sonra menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Borç ödendikten sonra ancak ödenen paranın iadesi davası açılabileceği, davacının dava dilekçesinde ve ek beyan dilekçesinde istirdat taleplerinin bulunmadığını belirttiği, bu haliyle menfi tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığından davanın reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN HUKUKİ YARAR YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE,
1-Alınması gereken 80,70-TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 14.883,05-TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 14.802,35-TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,

Dair, tarafların yokluğunda, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 22/11/2022

Başkan ….
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır