Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1055 E. 2023/122 K. 10.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/1055 Esas
KARAR NO : 2023/122

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/11/2022
KARAR TARİHİ : 10/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/02/2023
Davacı tarafından mahkememize açılan dava dosyasının incelenmesi sonunda;
İSTEM:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davalı tarafın Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’ne yapmış olduğu itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin işletmekte olduğu u güzellik merkezinde kullanmak üzere, davalı şirketten 55.000,00 TL bedel ile bir adet buz başlıklı lazer makinesi satın aldığını, iş bu makinenin bedelinin davalıya ödendiğini, davalının da bu makineyi müvekkiline teslim ettiğini, müvekkilinin yapmış olduğu anlaşmanın sıfır bir makine için olduğunu, davalının da bu mahiyette bir makineyi teslim etmeyi kabul ettiğini, müvekkilinin sözleşme konusu makineyi kısa bir süre kullandıktan sonra bir takım hasarlar olduğunu gördüğünü ve makinenin daha önceden kullanılmış ikinci el bir makine olduğunu anladığını, bu durumu derhal davalı şirkete bildirdiğini, davalı şirketin bunun üzerine sıfır mahiyette başka bir makine ile değişim yapacağını söylediğini ve müvekkilinin elindeki makineyi bu nedenle iade aldığını, ancak aradan uzun bir süre geçmesine rağmen davalı şirketin yeni bir makine göndermediği gibi satış bedelini de iade etmediğini, bu nedenle davalı şirket hakkında Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı sayılı dosyası kapsamında takibe geçildiğini, davalı tarafından ödeme emrine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, müvekkilinin maddi gücü ve zamanın şartları nedeniyle bu yargılama giderlerini karşılayamayacak durumda olduğunu bu nedenle adli yardım talep ettiklerini, açıklanan nedenlerle Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapılan 14.08.2022 tarihli itirazın iptaline ve takibin devamına, asıl alacağın %40’ından aşağı olmamak üzere, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini, adli yardım taleplerinin kabulüne, her türlü yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasını karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
YANIT:
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından dosyaya sunulan dekontlardan da anlaşılacağı üzere davacı tarafın davalı şirkete 33.100 TL ödeme yapmış olduğunu, sözleşme bedelinin 55.000 TL olduğunu, davacı tarafın ödemelerini süresi içerisinde tam olarak ifa etmediğini, bu sebeple sözleşme hükmü gereğince davacının ödemekle yükümlü olduğu taksitleri 2 aydan uzun süre geciktirmiş olduğundan teknik servis imkanından faydalanamayacağını, davacı şirketin makinenin hasarlı olduğunu ve kendisine ikinci el ürün satıldığını iddia ederek davalı şirketle iletişime geçtiğini, ancak ödemelerin gecikmesinden dolayı, makineyi getirmeleri durumunda teknik servis ücreti ödemelerinin gerekeceğinin davacı tarafa bildirildiğini, davacı taraf davalı şirketin iş bu teklifini kabul etmediğini ve makineyi teslim etmediğini, davacı tarafın salt davalı şirkete zarar vermek kastı ile hareket ederek icra takibi başlattığını beyan ettiği ve davanın reddini talep ettiği görülmüştür.
KANITLAR VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından davalı aleyhine Küçükçekmece …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyası ile alışveriş açıklaması ile başlatılan ilamsız icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın takip konusu 55.000,00 TL asıl alacak yönünden iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce icra dosyası, tarafların ticari sicil kayıtları, esnaf odası kayıtları, vergi dairesi kayıtları, Ba-bs formları celp edilmiş, taraf delilleri toplanmıştır.
Küçükçekmece …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasının celp edilerek incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine 55.000,00 TL asıl alacak ve 21.756,27 işlemiş faiz olmak üzere toplam 76.756,27 TL alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip dayanağının “Alışveriş” olduğu, davalı takip borçlusu tarafından takibe süresi içerisinde itiraz edilmesi nedeniyle takibin durduğu görülmüştür.
Davacı tarafın gerçek kişi olması ve dosyada mevcut müzekkere cevapları nedeniyle öncelikle dava şartları yönünden görev hususunun irdelenmesi gerekmektedir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesinde; “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre görev hususunun belirlenmesinde bu konuda ayrı bir düzenleme bulunup bulunmadığının göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olması gerekir. Örneğin, ödünç para verme işlemlerine ilişkin uyuşmazlıklar Türk Ticaret Kanununun 4. maddesi uyarınca, iflas davaları ise 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 154 vd. maddeleri hükmünce ticari dava sayılır. Buna karşılık Türk Ticaret Kanununun 4. maddesi uyarınca, tarafların tacir olup olmamasına bakılmaksızın ticari dava sayılan havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari dava vasfını kaybedecektir. Yine, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
T.T.K.’nun 14.maddesine göre “bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir.” Aynı Yasa’nın 17.maddesi hükmünce de; “iktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri tacir değildir.” düzenlemesi yer almaktadır.
5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanun’unun 3’üncü maddesinde, Esnaf ve sanatkâr, ister gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler olarak ifade edilmiştir. Ayrıca TTK’nun 1463.maddesinde de, önce 17.maddeye gönderme yapılarak, Bakanlar Kurulunun bu konuda kararname çıkarması halinde onlarda gösterilen miktardan aşağı gayrisafi geliri bulunan sanat ve ticaret erbabından başka hiç kimse kanunun 17.maddesinde tarif edilen esnaftan sayılamaz denmek suretiyle tacir veya esnafın hangi kriterlere göre saptanacağı açık bir biçimde gösterilmiştir.
19.02.1986 tarih 19024 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 25.01.1986 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile T.T.K.’nun 1463.maddesine göre esnaf ve küçük sanatkar ile tacir ve sanayicinin ayrımına dair esaslar tespit edilmiştir. Buna göre;
1- Koordinasyon kurulunca tespit ve yayınlanacak esnaf ve küçük sanatkar kollarına dahil olup da gelir vergisinden muaf olanlar ile kazançları götürü usulde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre defter tutanlardan, iktisadi faaliyetleri nakdi sermayesinden ziyade, bedeni çalışmalarına dayanan ve kazançları ancak geçimlerini sağlamaya yetecek derecede az olan ve Vergi Usul Kanunu’nun 177.maddesinin 1.fıkrasının 1 ve 3 nolu bentlerinde yer alan limitlerin yarısını, iki numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve küçük sanatkar,
2- Vergi Usul Kanunu’na istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve birinci madde de belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları kararlaştırılmıştır.
Dosyada mevcut Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün müzekkere cevabı, … Müdürlüğü ve Esnaf ve Sanatkarlar Odası müzekkere cevabından anlaşıldığı üzere; davacı gerçek kişinin gerçek usulde vergilendirildiği ve bilanço hesabına göre defter tuttuğu, esnaf odasında “güzellik salonu mesleği” icra ettiği, işletme faaliyetlerinin Vergi Usul Kanunu’nun 177.maddesinin 1.fıkrasının 1 ve 3 nolu bentlerinde yer alan limitlerin yarısını, iki numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını ve dolayısıyla esnaf sınırını aşmadığı görülmektedir.
Yukarıda da ayrıntılarına yer verildiği üzere bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması gerekmektedir. Dosya mevcut vergi dairesine kayıtlarına göre davacı …’ın yukarıda açıklanan nedenlerle bilanço esasına göre defter tuttuğu, nakdi sermayesinden ziyada bedeni çalışmalara dayanılan bir iş kolunda faaliyetini sürdürdüğü sabit olduğundan tacir olarak kabul edilemeyeceği anlaşılmıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
Buna göre dava konusu uyuşmazlık mutlak veya nisbi ticari dava niteliğinde olmadığından, uyuşmazlık Mahkememizin görev alanına girmemektedir. Uyuşmazlığın ticari dava olmaması nedeniyle genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi bu davanın yargılamasını yapmakta görevli olduğundan, HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafça dava dilekçesinde Hâkimler ve Savcılar Kurulu Başkanlığı’nin 07.07.2021 tarihli … nolu karara atıf yapılarak iş bu dava açıldığından, dosyanın görevli ve yetkili Küçükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın davaya bakmaya mahkememiz görevli olmadığından HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı noksanlığı nedeniyle Usulden Reddine,
2-6100 s. HMK’nun 20/1. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde davacı tarafça mahkememize başvurulduğu takdirde işbu dava dosyasının görevli ve yetkili Küçükçekmece Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-6100 s. HMK’ nun HMK’ nun 20/1. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde davacı tarafça mahkememize başvurulmadığı taktirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-6100 s. HMK’nun 331/2. maddesi gereğince yargılama gideri, vekalet ücreti ve harcın görevli mahkemece karar altına alınmasına,
5-6100 s. HMK’ nun 333/1. maddesi gereğince işbu kararın kesinleşmesinden sonra gider avansından artan kısmının davacılara iadesine,
Dair; tebliğden itibaren İKİ HAFTA içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi tarafından incelenecek olan istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/02/2023

Katip …
E-İmzalıdır

Hakim …
E-İmzalıdır