Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1025 E. 2023/191 K. 03.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/1025 Esas
KARAR NO : 2023/191

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/11/2022
KARAR TARİHİ : 03/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/03/2023
Davacı tarafından mahkememize açılan dava dosyasının incelenmesi sonunda;
İSTEM:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin geliştirmiş olduğu Bakırköy/İstanbul’daki inşaat projesiyle davacı şirket …. Danışmanlık Ve Mimarlık San. Tic. Ltd. Şti arasında Bakırköy …. Noterliği 15.04.2016 tarih … yevmiye numaralı adi ortaklık sözleşmesi imzalanmış devamında Adi ortaklık kurulmuş olduğunu, arsa malikleri ile müvekkili şirket ve davacı … Danışmanlık arasında Düzenlenme Şeklinde Taşınmaz Satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin akdedildiğini, adi ortaklıkta yazan projenin bütün maliyet harcalamalarını, davalı şirketin yapması gerektiğini, müvekkili şirket anlaşmaya göre karın %25’ini alacağını, müvekkili şirketin üzerine düşen bütün sorumlulukları ve edimleri yerine getirdiğini, inşaatı yaparak arsa sahiplerine teslim ettiğini, davalı tarafın %25 kar payı alacağını ödemediğini, müvekkil şirketin sahibi olduğu 9 taşınmazın davalı şirket adına kayıtlı olduğunu, bir dairenin da davalı tarafın Ceo’su (….) ‘na devredildiğini, tarafların yapmış oldukları 11 dairenin (3 tane dubleks, 6 tane orta kat, 2 tane giriş kat olmak üzere) bedellerinin toplamının ortalama 77.000.000 TL olduğunu, bu taşınmazların 35.000,00 TL karı olduğunu, müvekkilinin davalı taraftan alacağı %25 kar payı 8.750.000 TL olduğıunu, inşaat maliyetinin de 35.000.000 TL olduğunu, müvekkilinin alacağını ve tapularını 3 yıl geçmesine rağmen hiçbir şekilde alamadığını, açıklanan nedenlerle davanın kabulünü, müvekkilinin sözleşmeden kaynaklı hakedişlerinin ödenmesini ve müvekkilinin payına düşen tapu hisselerini müvekkil lehine tescilini, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
YANIT:
Davalı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine açılan huzurdaki davanın “konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak davası” niteliğinde bir ticari dava olduğunu, dava açmadan önce arabuluculuğa başvurma zorunluluğu bulunduğunu, bu dava şartı yerine getirmeksizin açılan davanın dava şartı noksanlığından reddini, huzurda yer alan davanın husumetten ve de dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, zira davacının dava açma hak ehliyeti bulunmadığını, davacı tarafın resmi şekilde yapmış olduğu Büyükçekmece …. Noterliği’nin 28.12.2018 tarih ve …. yevmiye nolu “adi ortaklık sözleşmesine ilişkin tadil ve hisse devir sözleşmesi” gereğince tüm aktif ve pasifiyle haklarını devretmiş olduğunu ve hisse bedeli payını peşinen aldığını, davacı tarafından resmi şekilde imzalanan Büyükçekmece … Noterliği’nin 28.12.2018 tarih ve … yevmiye nolu “Adi Ortaklık Sözleşmesine İlişkin Tadil ve Hisse Devir Sözleşmesi’nin 3.1. Maddesi gereğince tüm haklarını aktif ve pasifiyle hukuki hakları ile devretmiş olup esasen bu davayı açmakta hukuki bir menfaati olmadığı gibi hak sahibi olmadığını, davacı tarafın hisselerini müvekkiline değil, dava dışı 3. Şirket olan … Ekspress Bakım Onarım Hizmetleri Tic. A.Ş.’ye bedelini alarak devretmiş olduğundan esasen husumeti de yanlış kişiye yönelttiğini, bu yönüyle de davanın reddi gerektiğini, yönüyle de davanın reddi gerekmektedir. Zira davacı tarafın hak ve alacak ilişkisi iddiasıyla başvuracağı kişi müvekkilim değildir. davacı şirket, adi ortaklık hisselerini devretmiş olduğunu ve iş bu ortaklıktan kaynaklanan herhangi bir hak ve alacağı kalmadığını peşinen kabul ve beyan ettiğini, davacı şirketin hiçbir alacak borç ilişkisine dayanmaksızın geriye dönük senetler düzenleyerek Adi ortaklığa ait olan taşınmazlara haciz koydurttuğunu, ancak işbu taşınmazlar her ne kadar adi ortaklığa ait ise de tapuda adi ortaklık adına tesisi mümkün olmadığından, söz konusu tapular üzerindeki hacizlerin fekkinin sağlanamadığını, müvekkilinin bu uğurda dava dosyalarına teminat yatırmak durumunda kaldığını, davacının şahsi alacaklıları nedeniyle hem Adi ortaklık hem de müvekkili şirketi zarara uğradığını, söz konusu zararların karşılanması ve adi ortaklığın daha fazla zarara uğratılmasının önüne geçmek adına müvekkili tarafından söz konusu taşınmazların üzerindeki hacizler ile birlikte devralındığını, söz konusu devre rağmen davacının müvekkiline olan borcu halen ödemediğini, açıklanan nedenlerle öncelikle açılan davanın dava şartı noksanlığından ve zamanaşımı nedeniyle usulden reddine, alacak talepleri bakımından esastan reddine, davacı tarafça ikame edilen haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yüklsetilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
KANITLAR VE GEREKÇE:
Dava, tarafların adi ortaklık sözleşmesi nedeniyle hakediş bedellerinin tahsili ile tapuların devrinin sağlanması istemine ilişkindir.
Ticari davalar 6100 sayılı TTK’nın 4/1 maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Medenî Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. maddelerinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde; fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta; borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Ticari davalar, mutlak ticari dava, nispi ticari dava ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üçe ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi uyarınca tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.
Adi ortaklığa ilişkin hükümler Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiş olup adi ortaklıktan kaynaklanan uyuşmazlıklar mutlak ticari davalar değildir. Nispi ticari davalarda ise yukarıda açıklandığı üzere hem iki tarafın ticarî işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Somut olayda davanın tarafları ticari şirket olup, her iki taraf da tüzel kişi tacir konumundadır. Buna göre uyuşmazlık her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmekte olup, nispi ticari dava vasfına haizdir.
6102 Sayılı TTK ‘nun 5/A maddesi (Ek:6/12/2018-7155/20 md.) “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
(2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nın 114 maddesinde dava şartları açıkça sayılmış olup, mahkeme tarafından resen gözetilir.
Somut olayda, davacı tarafın talebi adi ortaklık sözleşmesinden doğan alacağın tahsili ile bu sözleşme doğrultusunda tapuların devrinin sağlanması istemine ilişkin olup, ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuğa başvuru zorunluluğuna ilişkin dava şartı bulunduğu sabittir. Bu nedenle iş bu davanın 6102 Sayılı TTK’nun 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesinin 1.fıkrasına aykırı olarak arabuluculuk kurumuna başvuru yapılmadan açılmış olması nedeniyle , dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı HMK’nin 114/2 ve 115/2. Maddeleriyle 6102 sayılı Ticaret Kanunu’nun 5/A-1 maddesi gereğince arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir edilen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleşiğinde ilgili tarafa derhal iadesine,
Dair; tebliğden itibaren İKİ HAFTA içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi tarafından incelenecek olan istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.03/03/2023

Katip …
E-İmzalıdır

Hakim …
E-İmzalıdır