Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1017 E. 2022/917 K. 14.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/1017 Esas
KARAR NO : 2022/917

DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/06/2022
KARAR TARİHİ : 14/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/11/2022
Davacı tarafından mahkememize açılan dava dosyasının incelenmesi sonunda;
İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ithalat alanında hizmet veren bir şirket olduğunu, ayrıca ….. ili, …. ilçesi, …. mahallesi, … caddesi, No:…’de bulunan tekstil alanında faaliyet gösteren fabrikası civarında konut projesi yapabilmek amacıyla arsa arayışına girdiğini, davalı kurum ile müvekkil şirketin 22/12/2021 tarihli 29 ilde 307 muhtelif arsa müzayedesi sayesinde haberdar olduğunu, müzayede sonrasında muhammed bedeli 1.000,00 TL ile 50.000,00-TL arası olan her arsa için ayrı ayrı 100.000,00-TL yatırılması gerektiğinden 13/12/2021 tarihinde her iki taşınmaza ilişkin 100.000,00-TL değerinde 2 ayrı ödeme ile toplam 200.000,00-TL teminat bedelini davalı kurum temsilcisi……. A.Ş. Hesabına ….. Bankası .. .. şubede bulunan hesabından EFT yolu ile gönderdiğini, müvekkil şirketin almaya hak kazandığı arsalar bakımından satın alım ve devir işleminden önce Çorlu Tapu Müdürlüğü’nde yaptığı araştırma neticesinde Çorlu Belediyesi’nde tespit edilen aksine söz konusu arsalar üzerinde herhangi bir imar uygulamasının yapılmadığı ve taşınmazların donatı tipinin tarla olduğunun anlaşıldığını, ilanen davalı tarafından satışa sunulan taşınmazların bildirilen nitelik ve niceliklere haiz olmadığının ve davalı kurumun taşınmazlar bakımından yalnızca şufa hakkının bulunduğunun anlaşıldığını, buna istinaden müvekkilinin arsaları almaktan vazgeçtiğini, müzayedenin iptali ile teminat bedellerinin iadesini Çorlu ….. Noterliği’nden ….. yevmiye numarası ile 24/12/2021 tarihinde davalıya ihtarda bulunduğunu, müvekkil şirketin ayrıca faaliyet konusunun ihracata dayanması ve döviz para cinsi ile ticaret yapması karşılığında müzayedeye katılım şartlarını sağlamak üzere döviz para cinsini Türk Lirası para cinsine çevirerek teminat bedeli ödediğini, tüm bu sebeplerle haklı davanın kabulüne, taraflar arasındaki sözleşmenin feshine, müvekkil tarafından teminat bedeli olarak ödenen, davalı tarafından haksız ve dayanaksız bir şekilde irat kaydedilen 300.000,00-TL değerindeki bedelin sözleşmenin kuruludğu tarihten itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkile aynen iadesine, fazlaya ilişkin talep dava ve ıslah hakkı saklı kalmak kaydı ile şimdilik 80.000,00-TL değerindeki munzam zararın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tazminine, yargılama giderleri ve vekaleti ücretin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
YANIT:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının tüketici olmadığını bu sebeple görev yönünden reddinin gerektiğini, davaya konu 22/12/2021 tarihli arsa satış ihalesine ilişkin olarak davacının imzalamış olduğu Arsalar Açık Arttırma ile Satış Şartnamesi’nin 41. Maddesi gereğince satış ile ilgili şilemlerden doğan uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Ankara Mahkemeleri ve İcra Daireleri’nin yetkili olduğunu dolayısıyla yetki itirazının bulunduğunu, …. ili, … ilçesi, …. Mahallesinde bulunan, … ada, …. parsel ve …. ada, … parsel nolu taşınmazların müvekkil idarece 22-23/12/2021 tarihli Arsa Satış ihalesi ile satışa sunulduğunu, davacı tarafından en yüksek teklif verildiğini, davacının süresi içinde ödeme yapmadığını ve her bir lot için katılım teminatlarının irat kaydedildiğinin tespit edildiğini, davaya konu taşınmazların tapuda müvekkil idare adına kayıtlı olduğunu tüm bu sebeplerle görevsizlik ve yetkisizlik kararı verilmesine, bilahare esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE:
Dava, ayıplı satış sebebiyle sözleşmeden dönerek ödenen bedelin iadesi ve munzam zararın tazmini istemine ilişkindir.
Mahkememiz yukarıdaki esasına kaydedilen dosyanın ilk olarak Bakırköy … Tüketici Mahkemesi’nin …. esasına kaydedilerek açıldığı, Bakırköy …. Tüketici Mahkemesi’nin 22/09/2022 tarih ….. esas … karar sayılı ilamı ile ticaret mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verildiği, verilen kararın taraflarca istinaf yasa yoluna başvurulmadığından 08/11/2022 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Ticaret mahkemelerinin görevi TTK’nın 5. maddesinde düzenlenmiş ve maddenin 1. bendinde “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” denilmiştir.
Bir davanın ticari dava olup olmadığı ise TTK’nın 4. maddesinde gösterilen ilkelere göre belirlenmekte olup, öğretide benimsenen görüşe göre de ticari davalar kendi aralarında mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Mutlak ticari davalar için tarafların sıfatlarına ve dava konusunun ticari işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmazken, nispi ticari davalarda dava konusunun ticari işletme ile ilgili olup olmadığı kriter olarak kabul edilmiştir.
Türk Ticaret Kanunu tacir kavramını gerçek kişiler ve tüzel kişilerde ayrı ayrı ele almış, gerçek kişilerde tacir sıfatının kazanılması bir ticari işletmenin mevcut olması, bir ticari işletmenin işletilmesi ve ticari işletmenin kısmen de olsa o kişi adına işletilmesi unsurlarına bağlanmıştır. Tüzel kişi tacir kavramının kapsamı ise TTK’nın 16/1. maddesinde düzenlenmiştir.
TTK’nın “tüzel kişiler” başlıklı 16. maddesi, ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılacaklarını belirlemiştir.
Aynı maddenin 2. bendi Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri ile kamu yararına çalışan dernekler ve gelirinin yarısından fazlasını kamu görevi niteliğindeki işlere harcayan vakıflar, bir ticari işletmeyi, ister doğrudan doğruya ister kamu hukuku hükümlerine göre yönetilen ve işletilen bir tüzel kişi eliyle işletsinler, kendilerinin tacir sayılmayacakları hükmünü içermektedir.
Bu açıklamalardan sonra “ticari dava” konusuna gelindiğinde ise TTK’nın 4. maddesinde ticari davalar sayılmış olup bu maddeye göre her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Medeni Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun mal varlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde; fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta; borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu düzenlemeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent hâlinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Somut olayda; uyuşmazlık davacı şirket ile davalı idare arasındaki satış sözleşmesinden kaynaklı olup, bu nevi davaların ticari dava olduğuna ya da asliye ticaret mahkemelerinde görüleceğine ilişkin yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. O halde, eldeki davanın ticari dava olarak kabulü ve Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olması için uyuşmazlık konusu işin her iki tarafın birden ticari işletmesi ile ilgili olması zorunludur.
Davacı şirket olup tacirdir. Davalı idarenin tacir sayılıp sayılmadığı konusuna gelindiğinde; … (…..) 5018 sayılı Kamu Yönetimi Mali Kontrol Kanunu’nda I sayılı listede üçüncü sırada genel bütçe kapsamında kamu idareleri arasında gösterilen Başbakanlığa bağlı bir kuruluştur. 2985 sayılı Toplu Konut Kanunu ek 1. maddede de …..’nin Başbakanlığa bağlı ve kamu tüzel kişiliğine sahip bir kuruluş olduğu belirtilmiştir. Bu Kanun’da …..’nin görevleri, gelir ve giderleri gösterilmiş olup, sermayesinin tamamı devlete ait, iktisadi alanda ticari esaslara göre faaliyet göstermek üzere kurulan, kamu iktisadi teşebbüsü olduğuna dair düzenlemeye de yer verilmediği gibi ek 3. maddede Toplu Konut İdaresi personelinin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu Hükümlerine tabi olduğu düzenlenmiştir. 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye ek listede kamu iktisadi teşebbüsleri sayılmış olup bunlar arasında ….. bulunmamaktadır. Bu kurallar karşısında kamu idaresi olan, kamu tüzel kişiliğine sahip bir kuruluş olarak faaliyet gösteren …..’nin iktisadi alanda ticari esaslara göre faaliyet göstermek üzere kurulmuş olmadığı ve tacir sıfatı bulunmadığı açıktır. 2985 sayılı Kanun’un ek 1. maddenin e bendi ile konut sektörüyle ilgili şirketler kurmak veya kurulmuş şirketlere ve finans kurumlarına ortak olmak …..’nin görevleri arasında sayılmış ise de bu hüküm …..’nin tacir sayılmasını gerektirmemektedir. 6102 sayılı TTK’nın tüzel kişiler başlıklı 16. maddesine göre ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar. Bu maddeden de anlaşıldığı üzere …..’nin kurduğu veya ortak olduğu şirketler yönünden tacir sıfatı, kurulan veya ortak olunan ve ayrı tüzel kişiliği bulunan şirkete ait olup bunları kuran veya ortak olan …..’ye ait değildir.
Bu durumda davalı tacir olmadığından, ticari dava olmayan bu davada görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olmayıp, davaya bakmakla görevli mahkeme genel görevli mahkeme sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemesidir.
Bu doğrultuda davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın davaya bakmaya mahkememiz görevli olmadığından HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın davaya bakmaya mahkememiz görevli olmadığından HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı noksanlığı nedeniyle Usulden Reddine,
2-6100 s. HMK’nun 20/1. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde davacı tarafça mahkememize başvurulduğu takdirde işbu dava dosyasının görevli ve yetkili Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-6100 s. HMK’ nun HMK’ nun 20/1. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde davacı tarafça mahkememize başvurulmadığı taktirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-6100 s. HMK’nun 331/2. maddesi gereğince yargılama gideri, vekalet ücreti ve harcın görevli mahkemece karar altına alınmasına,
5-6100 s. HMK’ nun 333/1. maddesi gereğince işbu kararın kesinleşmesinden sonra gider avansından artan kısmının davacılara iadesine,
Dair; tebliğden itibaren İKİ HAFTA içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi tarafından incelenecek olan istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yokluğunda, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda karar verildi. 14/11/2022

Katip …..
E-İmzalıdır

Hakim …..
E-İmzalıdır