Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/997 E. 2023/175 K. 24.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/997 Esas
KARAR NO : 2023/175

DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 26/11/2021
KARAR TARİHİ : 24/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/03/2023
Davacı tarafından mahkememize açılan dava dosyasının incelenmesi sonunda;
İSTEM:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin 14.07.2021 tarihinde trafik kazası sonucunda ölen ….’ın yasal mirasçıları olan anne ve babası olduğunu, dava dışı …..’e ait ….. plakalı aracın …. tarafından sürüş eğitimi vermek amacıyla sürücü belgesi ve sürüş deneyimi olmayan ….’ye şehrin en işlek caddelerinden birinde kullandırılmış olduğunu ve 14.07.2021 tarihinde saat 22:30 sıralarında İstanbul İli, … İlçesi, …. Mah. …. Caddesi (….. Caddesi kesişimi)’nde aracın sürücüsü ….’nin direksiyon hakimiyetini kaybetmesi nedeniyle 20 yaşında olan müteveffa ….’a çarparak sürüklediğini ve ölümüne neden olduğunu, ….. plakalı aracın davalı sigorta şirketi tarafından sigortalandığını, davalı sigorta şirketinin ….. plakalı aracı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının yapıldığı acente kodunun … poliçe numarasının … olduğunu, davalı sigorta şirketinin yaşanan kaza sebebiyle maddi destekten yoksun kalma tazminatı yönünden sorumlu olduğunu, müvekkillerinin murisin ölümü sonucundan destekten yoksun kaldıklarını, murisin geride kalan anne ve babasının hiçbir gelir kaynağına sahip olmadıklarını, meydana gelen kaza sonucunda tüm ailenin büyük ekonomik sıkıntıya düşerek mağdur olduğunu, arz ve izah etmiş edilen sebeplerle fazlaya dair her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla;

– Davacı …. için şimdilik 70.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatın kaza tarihinden başlayarak işletilecek banka mevduatına uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, Davacı …. için şimdilik 90.000 TL destekten yoksun kalma tazminatın kaza tarihinden başlayarak işletilecek banka mevduatına uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava ettiği görülmüştür.
YANIT:
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; HMK’nın 6.maddesinde “Genel yetkili Mahkeme; davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir” şeklinde düzenleme mevcut olduğunu, iş bu davada yetkili mahkemenin müvekkili sigorta şirketinin yerleşim yeri olan İstanbul olması nedeniyle İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacı tarafından iddiasını ispatlayacak gerekli bilgi ve belgelerin sunulmadığı sigorta başvuru sırasında sunulmadığını, bu çerçevede müvekkili sigorta şirketi tarafından kazanın varlığını, müteveffanın ölümünü ve ölümü ile dava konusu kaza arasındaki illiyet bağını tespit edebilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle ilgili mevzuat hükümleri gereğince iş bu davanın davalı tarafın yükümlülüklerini yerine getirmeden açıldığını, doğrudan dava ikame etmesi nedeniyle HMK 115 maddesi gereği dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi gerektiğini, davacının talebine konu “Destekten Yoksun Kalma Tazminatına” ilişkin tazminat hesabının ZMS sigortası genel şartları a.5/ç maddesi ve ekinde yer alan esaslara göre yapılması gerektiğini, davacının da taraf olduğu ceza soruşturması evraklarının dosyaya celp edilmesi gerektiğini, somut olayda sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusuru bulunmadığını, davacının haksız ve hukuka aykırı faiz taleplerinin reddi gerektiğini, neticeten yetkisiz mahkemede ikame edilen iş bu davanın reddini, her durumda davacı tarafın müvekkili sigorta şirketine usulüne uygun yazılı bir başvuruda bulunmadığından ve dava dilekçesinde dayandığı deliller ile tazminat alacağının bulunduğu hususu ispatlanamayacağından huzurdaki davanın HMK 115. Maddesi gereği usulden reddini, tazminat hesabının ZMMS Sigortası Genel Şartları ve ekinde yer alan esaslara göre yapılmasını, kusur durumlarının şüpheye mahal bırakmayacak şekilde tespitini müvekkili şirketin yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasını, fazlaya dair taleplerin reddini talep ettiği görülmüştür.
KANITLAR VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı sigorta şirketinin ZMMS poliçesi kapsamında sigortacısı olduğu ….. aracın 14.07.2021 tarihinde gerçekleştirdiği tek taraflı trafik kazası neticesinde davacıların murisi ….’ın vefat ettiği, davacıların destekte yoksun kaldıkları, bu nedenle destekten yoksun kalma tazminatı, istemiyle bu davayı açtıkları anlaşılmıştır.
Mahkememizce kaza tutanakları, araç tescil kayıtları, sosyal ve ekonomik durum araştırması, poliçe ve sigorta evrakları celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Destekten yoksun kalma tazminatı 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 45/II. maddesinde (6098 Sayılı BK’nın 49 vd. maddeleri) düzenlenmiş olup “Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir.” şeklinde hükme bağlanmıştır. TBK 53. maddesi (BK’nun 45/2. md.) gereği, ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde, onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Destekten yoksunluk zararının hesabında, müteveffanın gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 05/07/2017 tarih 2014/25056E. 2017/7233K. Sayılı kararı; Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 29/05/2017 tarih 2014/23164E. 2017/6027K. Sayılı kararı ).
Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 02/03/2017 tarih … esas, … karar sayılı ilamında “…Somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. O halde, hükmedilen maddi tazminatta sigorta şirketi dışındaki davalılar yönünden faiz başlangıcının asıl ve ıslah edilen kısım yönünden kaza tarihi olarak; sigorta şirketi yönünden ise asıl ve ıslah edilen kısım yönünden dava tarihi olarak kabulü gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi de isabetli değildir…”denilmiştir.
Kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o araca kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 26/04/2018 tarih 2016/3444E. 2018/4556K. sayılı kararı)
Bu bakımdan davacılar kazadan vefat eden murisin anne ve babası olması nedeniyle destek tazminatı talep hakkının olduğu anlaşılmıştır.
-Davalı sigorta şirketinin başvuru şartı itirazının incelenmesinde; 2918 sayılı KTK’nın 97.maddesinde, 6704 Sayılı Kanunun 5.maddesi ile yapılan değişiklik neticesinde, 97.maddenin eski metninde, zarar görenin zorunlu mali sorumluluk sigortasında ön görülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi, dava açabilme hakkı mevcut iken 6704 Sayılı Kanunun 5.maddesi ile yapılan değişiklik sonucunda madde hükmü “Zarar görenin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 Sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir” denilmiştir.
Yukarıda maddede yapılan değişiklikle, zarar gören hak sahipleri ZMMS sigortacısına karşı artık doğrudan dava açamayacaklardır. Öncelikle sigortacıya tazminatın ödenmesi için genel şartlarda belirtilen belgeler ile yazılı olarak başvuracaklar ve yazılı başvurudan itibaren 15 gün içinde kendilerine cevap verilmez ya da verilen cevap hak sahibinin talebini karşılamaz ise, hak sahibi tazminat için dava açabileceği gibi tahkime de başvurabileceklerdir. Bu hali ile trafik kazaları nedeniyle zarara uğrayanlar sigortaya davadan açmadan önce mutlaka sigortacıya yazılı başvuruda bulunmak zorundadırlar. Dava açabilmeleri için yazılı başvurudan itibaren 15 günlük sürenin dolmuş olması gerekmektedir. Bu sebeplerle davadan önce yazılı başvuruda bulunmak ve başvurudan itibaren 15 günlük sürenin geçmesi ZMMS sigortacısına tazminat davası açılmasının ön şartıdır. Bu husus anılan maddenin değişiklik gerekçesinde vurgulanmıştır.
Somut uyuşmazlıkta, davalı sigorta şirketinin iddiası
sigorta başvuru sırasında sunulmadığını, bu çerçevede müvekkili sigorta şirketi tarafından kazanın varlığını, müteveffanın ölümünü ve ölümü ile dava konusu kaza arasındaki illiyet bağını tespit edebilmenin mümkün olmadığı hususuna dayanmaktadır.
Davalı şirketin istediği belgeler Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ekinde belirtilen belgelerden ise de KTK’nın 96. maddesi ve Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.2. maddesinde geçen bu belgeler sigorta şirketinin ödeme tarihine(temerrüde) ilişkin olup dava açmadan önce sigorta şirketine başvuru yapılmasına dair adı geçen yasanın 97. maddesinde bu belgelere yer verilmediği sabittir. Bu nedenle davacının dava açmadan önce yasada öngörülen sigortaya başvuru koşulunu yerine getirdiği Mahkememizce kabul edilmiştir.
-Kusura ilişkin yapılan incelemede; Bakırköy …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosyasında tanzim edilen …. tarihli Atk raporunda özetle; dosya kapsamı, ifadeler, Trafik kazası tespit tutanağı, kroki, CD’ lere kayıtlı kaza anı kamera görüntüsü ve CD kaza fotoğrafları ile birlikte yapılan değerlendirmede; sanık sürücü ….’nin sevk ve idaresindeki otomobille seyri sırasında meslek ve sanatta acemiliği sonucu direksiyon hakimiyetini kaybederek yol dışı kalıp kaplama dışında bulunan maktül yayaya çarparak neden olduğu olayda asli kusurlu olduğu, sanığın kullandığı aracı almış olduğu …in, sürücü belgesi olmayan, meslek ve sanatta acemi olduğunu bildiği sanığa aracı kullandırtmış olup neden olduğu olayda asli kusurlu olduğu görüş ve kanaatinin bildirildiği görülmüştür.
Ceza dosyasında alınan iş bu kusur raporu, kaza anını gösterir kamera görüntüleri ve ifadelere dayanarak düzenlenmiş olduğundan ve raporda belirtilen hususların olayın oluş şekline ve maddi gerçeğe uygun olarak düzenlenmiş olduğu anlaşıldığından Mahkememizce ayrıca bir kusur incelemesi yapılmamış, olaya ve oluşa uygun olduğu anlaşılan rapor doğrultusunda davacıların murisi ….’ın dava konusu kazada kusurunun bulunmadığı, araç şoförünün asli kusuruyla kazanın gerçekleştiği Mahkememizce kabul edilmiştir.
-Tazminat miktarının hesaplanması yönünden yapılan incelemede; Yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasına göre murisin vefatından önce kurye olarak çalıştığı ve asgari ücret seviyesinde geliri olduğu görülmektedir.
Mahkememizce dosyada mevcut bilgi ve belgeler, sosyal ve ekonomik durum araştırması sonuçları, Sgk kayıtları ile kusur oranı doğrultusunda destekten yoksun kalma tazminatı miktarının hesaplanması amacıyla dosya aktüerya bilirkişiye tevdi edilmiş, düzenlenen raporda; davacı …’ın talep edebileceği maddi zararının 220.518,47 TL olduğu, davacı ….’ın talep edebileceği maddi zararının 178.289,84 TL olduğu, temerrüt başlangıcının 08.09.2021 olduğu görüş ve kanaatinin bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede; dosyada mevcut olan ve hükme esas alınan Bakırköy …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında tanzim edilen …. tarihli Atk kusur raporu ve kaza görüntüleri ile sabit olduğu üzere; 14.07.2021 günü saat 22.25 sıralarında sürücü belgesiz sürücü …’nin arkadaşı …’ den, kullanmak üzere aldığı ….. plakalı otomobille …. Caddesi üzerinde seyri sırasında kavşağın olduğu yere geldiğinde direksiyon hakimiyetini kaybedip orta refüj üzerinden karşı yol bölümüne doğru savrulduğu, bu sırada orta refüj tarafına geçmiş olan muris ….’a çarpması neticesinde ölüm ile neticelenen dava konusu kazanın meydana geldiği anlaşılmaktadır. Buna göre ceza dosyası ve kamera görüntüleri ile sabit olan bu maddi vakıada, davacıların murisinin bir kusurunun bulunmadığı, kazada kusurlu olan tarafın kazaya tek taraflı ve tam kusurlu hareketleriyle sebebiyet veren …. olduğu Mahkememizce kabul edilmiştir.
Bu durumda, davalı sigorta şirketinin ZMMS Genel Şartları hükümleri gereğince araç malikinin ve işletenin kusuru nedeniyle dava konusu tazminat miktarından sorumlu olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre davacıların murisi olan …’ın vefatı nedeniyle davacı mirasçıların destekten yoksun kaldıklarının kabulü ile, davacı tarafın ıslah dilekçesi ile bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın dava ve ıslah dilekçesi doğrultusunda KABULÜ ile;
-Sabit olan 178.289,84 TL destekten yoksun kalma tazminatının 09/09/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte … numaralı poliçe limitleri ile sınırlı kalmak kaydı ile davalıdan tahsili ile davacı …’a verilmesine,
-Sabit olan 220.518,47 TL destekten yoksun kalma tazminatının 09/09/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte … numaralı poliçe limitleri ile sınırlı kalmak kaydı ile davalıdan tahsili ile davacı ….’a verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 27.242,60-TL karar ve ilam harcından peşin harç ve ıslah harcı olarak alınan toplam 6.810,65-TL harcın mahsubu ile bakiye 20.431,95- TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından peşin harç ve ıslah harcı olarak yatırılan 6.810,65-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yargılama sırasında yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 1.250,00 TL bilirkişi ücreti, 67,20 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere 1.376,20-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yargılama sırasında yapılan masrafların davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 58.833,16- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Bakırköy Arabuluculuk bürosunun … numaralı arabuluculuk dosyasında Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Bakiye gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa derhal iadesine,
Dair; tebliğden itibaren İKİ HAFTA içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere davacının yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/02/2023

Katip ….
E-İmzalıdır

Hakim …
E-İmzalıdır