Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/995 E. 2022/741 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/995 Esas
KARAR NO : 2022/741

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/08/2021
KARAR TARİHİ : 22/09/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 21/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;Davacı şirket temsilcisi dava dilekçesinde özetle; davalı vekili Av. …’nin Bakırköy … Noterliği aracılığı ile keşide ettiği 11/08/2021 tarih …. yevmiye numaralı ihtarname’de özetle; “müvekkilinin şirketimiz adına düzenlemiş olduğu 2 adet faturadan dolayı şirketimizden toplam 7.567,81 TL alacaklı olduğunu ve borcumuzu 3 gün içerisinde ödememizi” ihtar ettiğini, E-arşiv fatura uygulaması nedeniyle faturalar fiziki olarak gönderilmediğinden şirketlerine ulaşmadığını, ayrıca şirketlerinin merkezini “… Mah. …. Cadde No: 1 Odunpazarı/ESKİŞEHİR” adresinden “… Mahallesi …. Sokak No: 156/1 Karacabey/BURSA” adresine nakletmiş olup keyfiyet 01/04/2021 tarih …. sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nin …. sayfasında yayınlandığını, ihtarnamede yer alan adreslerinin bu iki adresten biri de olmadığını ve şirketlerinin ihtarnamede belirtilen adreste olmadığı gibi, faturaların düzenlenme tarihleri olan 07/08/2021 tarihinde Eskişehir ilinde bile olmadığını, mezkur ihtarnamede taraflarına kesilen faturaların ticari iş karşılığı olduğu belirtilmekte ise de ticari işin mahiyetinin açıklanmadığını, davalı tarafından şirketlerine sağlanan herhangi bir hizmet olmadığı gibi teslim edilen herhangi bir emtianın da olmadığını, şayet davalı vekilinin müvekkili şirketin, şirketlerine bir emtia teslimi veya bir hizmet ifa ettiğini ve mezkur faturaların da bu teslim ve ifa nedeniyle düzenlendiğini ve yanıltıcı ve sahte belge niteliğinde olmadığını iddia etmekte ise ibraz edeceği hizmet ifası veya emtia teslimi ile ilgili somut belgelerle bu iddiasını ispatla mükellef olduğunu, şirketlerinin kayıtlarının son derece açık ve şeffaf olduğunu, ihtarnamede belirtilen faturaların şirketlerine fiziki olarak ulaşmadığını ve şirketlerinin kanuni defterlerine de işlenmediğini, “Bir emtia teslimi veya bir hizmet ifası olmaksızın” sırf TTK’nun 21. maddesindeki 8 günlük itiraz süresinin geçirilmesinden yararlanmak suretiyle vuku bulacak fiili durumun izalesinin mümkün olduğu gerçeğinin karşı taraf vekili tarafından bilinmemekte veya görmezden gelinmekte olduğunu, davalı şirketin kanuni temsilcileri, e-arşiv uygulaması nedeniyle faturaların fiziki olarak gönderilmiyor olması uygulamasını, TTK’nun 21. maddesinin faturaya itiraz maddesini kullanıp fırsata çevirerek nitelikli dolandırıcılık yaparak haksız kazanç elde etmeyi tasarladığını ve uyguladığını, teslim edilmemiş bir emtia veya ifa edilmemiş bir hizmet için fatura düzenlenmesinin vergi usul hukukunda “sahte ve yanıltıcı belge düzenlemek” olarak tanımlanmakta olduğunu, mahiyet itibariyle yanılıcı ve sahte belge düzenleme fiili; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu yönünden suç teşkil etmekle birlikte 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 207. maddesi uyarınca özel belgede sahtecilik ve 157-158. maddeleri uyarınca nitelikli dolandırıcılık suçlarının kapsamına girdiğini, somut olayda şirketlerine sağlanan herhangi bir hizmet ve teslim edilen herhangi bir emtia olmadığı halde yanıltıcı ve sahte belge düzenlenme fiilinde, bu üç unsurun da mevcut olduğunu, aldatıcı özelliği olan e-arşiv faturayı inceleme imkanı bulunmadığını, failin, bilerek ve isteyerek şirketlerinin zararına haksız kazanç elde etmeye teşebbüs ettiğini beyan ederek icra takibinin durdurulması hakkında teminatsız ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalıya şirketlerinin herhangi bir borcunun olmadığının tespitine, davalının sahte ve yanıltıcı belge düzenlediğinin yargılama sonucunda sübuta ermesi halinde, keyfiyetin davalı şirketin bağlı bulunduğu Halkalı Vergi Dairesi’ne ihbar edilmesine, failler hakkında Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 207/1 ve 157-158/h maddeleri ve VUK 359. maddesi a) ve b) bentleri uyarınca suç duyurusunda bulunulmasına, dava ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari iş ve işlemleri sonucu kesilmiş olan faturaların davacı tarafa müvekkili şirketçe gönderilmiş olduğunu herhangi bir ödeme yapılamaması sonucu 11.08.2021 tarihinde borçlu davacıya resmi kanallar vasıtası ile ihtarname gönderildiğini, ihtarnamenin şirketin daimi çalışanı … tarafından 13.08.2021 tarihinde tebliğ alındığını, müvekkili şirket üzerinde düşen sorumluluklarını yerine getirerek davacıyı faturalar hakkında hem resmi hemde gayri resmi kanallar vasıtası ile bilgilendirdiğini, işbu bilgilendirmeler sonucu hak düşürücü mahiyet arz etmekte olan 8 günlük süre zarfında herhangi bir itirazda bulunulmadığını, itiraz edilmeyip açılan işbu davanın kötü niyetli olduğunu beyanla açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Açılan davanın menfi tespit davası olduğu, uyuşmazlığın davaya konu Bakırköy … Noterliğinin 11 Ağustos 2021 tarihli ihtarnamede … yevmiye numaralı ihtarnamesine konu …. numaralı 07/04/2021 tarihli ,…. numaralı 07/04/2021 tarihli faturalardan kaynaklı davacının davalıya borçlu olup olmadığı hususlarında olduğunun tespitine ilişkindir.

Mahkememizin 24/02/2022 tarihli celsesinde davalı vekilinin duruşmaya katıldığı, davacı vekilinin ise gelmediği ve mazerette bildirmediği, davalı vekilinin ise davacı tarafından takip edilmeyen davayı kendilerinin de takip etmek istemediğini belirttiği anlaşılmakla HMK’ nun 150. maddesi gereğince davanın yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.
HMK 320/4 maddesi uyarınca basit yargılama usulüne tabi davalarda işlemden kaldırılmasına karar verilen dosyanın yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin düzenlendiği, Mahkememizin 24/02/2022 tarihli celsesinde dosyanın işlemden kaldırıldığı, akabinde talep üzerine yenilenmesinden sonra 22/09/2022 tarihli celsede dosyanın yeniden takipsiz bırakıldığı anlaşılmakla ikinci kez takipsiz bırakılması sebebiyle HMK 320/4 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Gerekçesi ve ayrıntısı ekli kararda yazılacağı üzere;
1-Davanın HMK 320/4. Maddesi uyarınca 2. kez takipsiz bırakılması sebebiyle DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Alınması gereken 80,70-TL harçtan peşin alının 129,24-TL harcın mahsubu ile kalan 48,54 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 7.567,81 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davalı vekilinin e-duruşma ortamında, diğerlerinin yokluğunda, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftal içerisinde mahkememize müracaatla İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 22/09/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır