Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/982 E. 2021/1118 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/982 Esas
KARAR NO : 2021/1118

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 23/11/2021
KARAR TARİHİ : 24/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; Müvekkili Sigorta Şirketi tarafından dava dışı sigortalı ….. Lojistik Kargo Hizmetleri ve Ticaret A.Ş. adına 31.03.2019 – 31.03.2020 tarihlerini kapsar şekilde …. no.lu Para Paket Sigorta Poliçesi tanzim edildiğini, müvekkil şirketin sigortalıya poliçe/teminat kapsamında %10 oranında ödeme yaptığını, sigortalı şirketin, nakliye hizmetinin ifasında kullandığı araçların yakıt ihtiyacını tamamen kendisinin karşıladığını, bu nedenle sigortalı şirketin araçlarının yakıt ihtiyacının karşılanması amacıyla …. markasının firması ile hizmet sözleşmesi akdedildiğini, davalının ise 07.12.2015 – 28.02.2021 tarihleri arasında sigortalı şirket bünyesinde İdari İşler Şefi olarak çalıştığını, şirket bünyesinde yapılan araştırma ve incelemeler neticesinde davalının sorumluluğu altında bulunan ….. Akaryakıt Kartlarını kendi çıkarına kullandığı ve bu yolla sigortalı şirketi zarara uğrattığının tespit edildiğini, sigorta poliçesine istinaden oluşan hasardan yapılan %10 tenzilat sonrası hesap edilen 27.000,00 TL hasar bedelinin müvekkil şirket tarafından hak sahibine 14.09.2021 tarihinde ödendiğini, hak sahibine yapılan ödemeyi müteakip 6102 s. T.T.K. nun 1472/I maddesinde düzenlenen halefiyet kuralı uyarınca müvekkil şirketin hasar sorumlusuna karşı yasal takip yürütmeye hak kazandığını, akabinde Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası çerçevesinde davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, icra takibine haksız yere itiraz edildiğini beyanla açılan davanın kabulü ile Bakırköy …. İcra müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasına davalının yapmış olduğu haksız itirazının iptali ile takibin devamına, ilk talepleri haklı görülmemesi halinde davalarının terditli olarak alacak davası olarak görülerek 27.000,00 TL’nin ödeme tarihi olan 14.09.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından dava dışı sigortalısına Para Paket Sigorta Poliçesi kapsamında ödenen bedelin zarara sebebiyet verdiği iddia edilen davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. 6100 Sayılı HMK’nun 114/c maddesi gereğince mahkemelerin görevi dava şartı olup, yasanın 115. maddesi gereğince mahkeme dava şartının bulunup bulunmadığını res’en araştırmakla yükümlüdür.
6102 Sayılı T.T.K.’nun 4. maddesinin 1. fıkrası 6335 Sayılı Yasanın 1. maddesi ile değiştirilerek ticari davalar her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları, T.T.K.’nun 4. Maddesinin a bendi gereğince T.T.K.’nun dan kaynaklanan davalar, T.T.K.’nun 4. maddesinin b, c, d, e, f bentlerinde sayılan davalar ve diğer özel kanunlarda Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu kararlaştırılan davalar ticari dava olarak Ticaret Mahkemelerinde görülecektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Davacının dava dışı sigortalısını zarara uğrattığı iddia edilen ve aynı zamanda dava dışı sigortalı şirketin işçisi olan davalının eyleminin haksız fiil kapsamında kaldığı, dava dışı sigortalı şirket ile davalı gerçek kişi arasındaki ilişkinin haksız fiil hükümleri kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, görevli Mahkemenin tayininde de dava dışı sigortalı şirket ile davalı arasındaki bu hukuki ilişkinin nazara alınması gerektiği, davalı, dava dışı şirketin işçisi olup tacir sıfatının bulunmadığı, bunun yanında davanın mutlak ticari davalardan olmadığı gibi davanın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hukuk davası (nispi ticari dava) niteliğinde de olmadığı nazara alındığında uyuşmazlığın haksız fiile dayanması sebebi ile genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği, açıklanan nedenlerle uyuşmazlığın çözümünde Mahkememizin görevli olmadığı, Asliye Hukuk Mahkemesi ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişkinin TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisi olduğu, göreve ilişkin usul kurallarının HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartı olduğu, dava şartlarının ise kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlarında resen dikkate alınacak hususlardan olması sebebiyle HMK’nun 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın, dava şartı yokluğundan reddine, mahkememizin görevsizliğine dair karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nun 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair tarafların yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/11/2021

Katip ….
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır