Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/974 E. 2022/935 K. 18.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/974 Esas
KARAR NO : 2022/935

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 22/11/2021
KARAR TARİHİ : 18/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/12/2022
Davacı tarafından mahkememize açılan dava dosyasının incelenmesi sonunda;
İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkili banka ile borçlular arasında 17.04.2018 tarihli Genel Nakdi ve Gayrinakdi Ticari Kredi Sözleşmesi imzalandığını, borçluların kullanmış olduğu krediye ilişkin borçlarını vadesinde ödemediğini, müvekkili bankanın ödenmeyen taksitler için borçluyu defaatle uyardığını ve zamanında ödeme yapmasını talep etmesine rağmen borçluların taksitlerini ödemekten imtina ettiklerini, müvekkili bankanın, borçluların taksit tutarlarını ödemekten imtina etmesi , Kredi Sözleşmesi hükümlerine aykırı davranması üzerine Bakırköy …. Noterliği’nin 09.08.2021 tarihli …. yevmiye nolu ihtarnamesi ile hesaplarının kat edildiğini, borçlarının muaccel hale geldiğini ve toplam 250.228,03 TL olan borçlarını 7 gün içinde ödemelerini aksi halde, alacağın tahsili için borçlular hakkında yasal yollara başvuracağını, bu takdirde doğacak icra ve dava harç ve giderleri ile vekalet ücretinden de sorumlu olacaklarını ihtaren bildirdiklerini, borçlunun kendisine verilen 7 günlük süre içerisinde ödeme yapmadığını, gönderilen bu ihtarname ile kredi borcunun tamamı fer’ileriyle birlikte muaccel hale geldiğini, davalılara gönderilen ihtarnameye rağmen, davalıların sözleşme hükümlerini yerine getirmeyerek müvekkil bankadan kullanmış olduğu krediye ilişkin borcunu ödemediğini, davalılar ile banka arasında imzalanan Kredi Sözleşmesi’nin ilgili hükümleri gereğince, davalılar aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile takibe geçilerek davalılara ödeme emri gönderildiğini, davalıların 21.10.2021 havale tarihli itiraz dileçesi ile tüm dosya borcuna, faize ve borcun tüm ferilerine itiraz ettiklerini ve icra takibinin durduğunu beyanla, borçluların Bakırköy …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasına yaptığı haksız itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini, borçluların kötü niyeti sabit olduğundan takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına/kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesine, dava harç ve masrafları ile vekâlet ücretinin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
YANIT:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı banka ile yapılan 17.04.2021 tarihli Genel Nakdi Ve Gayrinakdi Ticari Kredi Sözleşmesi’nde kefil olarak gösterilen müvekkil ….’ın kredinin akdedildiği tarihte evli olmasına rağmen müvekkilinin eşinin rızası alınmadığından müvekkilinin bu sözleşmedeki kefalet işleminin geçerli olmadığını, dolayısıyla hukuken geçerli bir ödeme taahhüdü bulunmadığının ortada olduğunu, nitekim bu yönüyle müvekkili hakkında başlatılan haksız icra takibinin reddini talep ettiklerini, müvekkiline gönderilen hesap kat ihtarının usulsüz tebliğ edildiğini, yöntemine uygun hesap kat ihtarı tebliği bulunmadığından, müvekkilleri hakkında ilamsız takip yoluyla icra emri gönderilmek suretiyle takip yapılmasının mümkün olmadığını, davacı yanın icra inkar tazminatı taleplerine de itirazlarımızı sunduklarını, dava konusu yapılan taleplerin likit olmadığını, yargılamaya muhtaç olduğunu, dolayısıyla anılan taleplerin de reddinin gerektiğini beyanla, Bakırköy ….İcra Müdürlüğü’nün .. E. Sayılı İcra takibinin iptaline, aksi takdirde haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE:
Dava, davacı banka tarafından Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce icra dosyası, taraflar arasındaki kredi sözleşmeleri, ödemelere ilişkin evraklar, hesap kat ihtarnamesi, hesap ekstresi celp edilmiş, taraf delilleri toplanmıştır.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasının celp edilerek incelenmesinde; davacı banka tarafından davalı … ile davalı … Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi aleyhine 248.066,85 TL asıl alacak, 1.848,10 TL işlemiş faiz, 313,08 TL BSMV olmak üzere toplam 250.228,03 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip dayanağının “taksitli ticari kredi” olduğu, davalılar tarafından takibe süresi içerisinde itiraz edilmesi nedeniyle takibin durduğu görülmüştür.
2004 Sayılı İİK 67. maddesi gereğince itirazın iptali davalarının görülüp hükme bağlanabilmesi için geçerli bir icra takibi bulunması, süresinde borca itiraz edilmesi ve 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması dava şartı niteliğindedir.
İtirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı, itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir (YHGK. 2017/19-1634 Esas – 2018/633 Karar sayılı ilamı).
Somut olayda taraflar arasında çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi kapsamında davalı …’un kefil sıfatıyla sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, hesap kat ihtarının usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği, neticeten davalıların borçlu olup olmadığı, borçlu iseler miktarının belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.
Hesabın kat’ı ile birlikte kredi kartı borcu muaccel hale gelmiştir. İhtarnamenin tebliği ise borçlunun temerrüdü ile ilgili olup temerrüt faizinin başlangıcı yönünden önem arz eder. Muacceliyet ile temerrüt, nitelikleri ve sonuçları itibariyle birbirinden farklı kavramlardır. 5464 sayılı yasada muacceliyet için ihtarla belli bir süre verilmesine ilişkin herhangi bir şart öngörülmemiştir (Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 06/07/2017 tarih 2017/230 E. 2017/635 K. Sayılı ilamı).
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 586. maddesinde de ”Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir. Alacak, teslime bağlı taşınır rehni veya alacak rehni ile güvenceye alınmışsa, rehnin paraya çevrilmesinden önce kefile başvurulamaz. Ancak, alacağın rehnin paraya çevrilmesi yoluyla tamamen karşılanamayacağının önceden hâkim tarafından belirlenmesi veya borçlunun iflas etmesi ya da konkordato mehli verilmesi hâllerinde, rehnin paraya çevrilmesinden önce de kefile başvurulabilir.” hükümlerine yer verilmiştir. Buna göre asıl borçlu hakkında konkordato mehli verilmesi halinde asıl borçlu hakkında takip başlatılmadan kefiller hakkında icra takibi başlatılabilir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 07/10/2015 tarih 2015/9633E. 2015/10120 K. sayılı ilamı).
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun yürürlükte olduğu dönem içerisindeki kefillere yönelik alacağın tahsili yönündeki hukuki işlemlerde bu hükmün uygulanması gerekir. Buna göre asıl borçlunun borcunu ödemediği müteselsil kefile ihbar edilmedikçe asıl borçlunun temerrüdü nedeniyle oluşan temerrüt faizinden müteselsil kefil sorumlu tutulamaz. Ancak kefil kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumlu olacağından kendi temerrüdü sonucu ortaya çıkan temerrüt faizleri ve fer’ilerinden sınırsız olarak sorumlu tutulabilir (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 12/06/2019 tarih 2018/3501E. 2019/3769K. sayılı ilamı.).
Mahkememiz dosyası yukarıda yer verilen açıklamalar doğrultusunda davacının varsa kredi sözleşmesinden kaynaklı davalılardan talep edebileceği alacak miktarını belirlemek üzere bankacılık alanında uzman bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen 07/06/2022 tarihli raporda özetle; davacı banka ile davalı kredi lehtarı/borçlusu (asıl borçlu) … San. Ve Tic. Ltd.şti. arasında Genel Kredi Sözleşmeleri akdedildiği, anılan sözleşmeyi davalı/kefilinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, kullandırılan kredilere ait delil mahiyetindeki bilgi ve belgeler dosyada mevcut olduğundan, davacı bankanın davalılar hakkında takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiği, davalı/kefillerin sorumluluğu: davalı kefilin/lerin kefalet sözleşmesinde gösterilen kefalet limitleri toplamının 320.000,00 TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan asıl borç toplamının 248.066,85 TL olduğu, dolayısıyla hesaplanan asıl borcun kefalet limitinden daha düşük seviyede olması nedeniyle, davalı kefilin kendi temerrütleri ve bunun hukuki sonuçlarından dolayı kefalet limitiyle sınırlı olarak borcun tamamından müteselsilen sorumlu sayılabileceklerinin söylenebileceği davacı bankanın takip tarihi itibariyle talep edebileceği alacağın;
A) Davalı asıl borçlu şirketin sorumluluğu yönünden;
Asıl alacak – 248.066,85 TL
İşlemiş faiz – 1.848,10 TL
BSMV – 155,04 TL
Toplam -250.069,99 TL
B) Davalı kefilin sorumluluğu yönünden;
Asıl alacak -246.027,63 TL
İşlemiş faiz- 1.848,10 TL
BSMV -313,08 TL
Toplam -248.188,81 TL olduğu, fazlaya ilişkin 2.039,22 TL’nın (250.228,03-248.188,815) reddi durumunda; takip tarihinden itibaren asıl alacak tutarı 246.027,63 TL tamamen ödeninceye kadar yıllık %9 oranında işleyecek sözleşmesel temerrüt faizi ve bunun %5 gider vergisi ile birlikte istenilebileceği, davalı kefilin TBK’nun 584 m. kapsamında eş muvafakatine yönelik savlarına gelince, esasen davalı kefilin asıl borçlu şirketin yetkili- temsilcisi olduğu aşikardır. Bu durumda her ne kadar davalı kefil açısından eş muvafakatine gerek bulunmamakta olduğu anlaşılmakta ise de, İTO sicil Md’den davalı şirketin kayıt bilgilerinin celbi halinde, davalı kefil-….’ın şirketin yetkilisitemsilcisi olduğunun anlaşılabileceği kanaatinin bildirildiği görülmüştür.
Alınan rapor taraflara tebliğ edilmiş, Mahkememizce alınan rapor dosya kapsamında uygun, denetime elveriş ve kanaat verici bulunmuş ve bu doğrultuda ek rapor taleplerinin reddine karar verilerek kök rapor hükme esas alınmıştır.
Yukarıda yer verilen açıklamalar ve deliller doğrultusunda dava dosyası değerlendirildiğinde; davacı banka tarafından davalı … Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, taraflar arasında başkaca bir sözleşmeye rastlanmadığı, davacı banka tarafından sözleşmelerde asıl borçlu ve kefil sıfatına sahip olan davalılar aleyhine ilamsız icra takibinin başlatıldığı, davalı asilin kredi sözleşmesini kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladığı anlaşılmaktadır. Kefalet tutarının rakam ve yazı ile açıkça sözleşmede belirtilmesi nedeni ile kefaletin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 583 ve 584. maddelerine uygundur. Davalı yönünden verilen bir tedbir de bulunmamaktadır. Taraflar arasında düzenlenen sözleşmede bankaya hesabı kat etme ve bunun sonucu olarak sözleşmeyi fesih yetkisi tanınmış, alacaklı banka tarafından bu yetkiye dayanılarak kat edilerek borçlulara ihtarname gönderilmiştir. Buna göre bilirkişi tarafından düzenlenen ve hükme esas alınan 07/06/2022 tarihli raporda da belirtildiği üzere davacının genel kredi sözleşmesi nedeniyle sözleşmede asıl borçlu taraf olan davalı şirketten 248.066,85 TL asıl alacak, 1.848,10 TL işlemiş faiz, 155,04 TL BSMV olmak üzere toplam 250.069,99 TL alacak talebinin yerinde olduğu, sözleşmede kefil sıfatıyla imzası bulunan davalı …’ın ise 246.027,63 TL asıl alacak, 1.848,10 TL işlemiş faiz, 313,08 TL BSMV olmak üzere toplam 248.188,81 TL etmesinin yerinde olduğu, fazlaya ilişkin miktarlar bakımından yapılan takibin haksız olduğu kanaatine varıldığından davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Türk Ticaret Kanunu’nun 584. maddesinin son fıkrası gereğince, ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak yada yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetlerle ilgili olarak esnaf ve sanatkarlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkarlar tarafından verilecek kefaletleri, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ve tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkarlar kredi ve kefalet kooperatifleriyle, kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası hükmü aranmadığından davalı şirket vekilinin eş rızasına ilişkin beyanlarına Mahkememize itibar edilmemiştir.
Davacı vekili, itirazın iptali talebi ile birlikte icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur. Borçlu lehine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için likit ve belirlenebilir bir alacağın mevcut olması gerekmektedir. Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması, böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir.
Buna göre davalı borçlular tarafından sözleşme ve ihtarnameler ile sabit olan alacağın tereddütsüz bir şekilde likit ve belirlenebilir olması nedeni ile davalı borçlular aleyhine kabul edilen alacak miktarı üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
-Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün .. esas sayılı takip dosyasında davalılar tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile;
a)Takibin davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti yönünden 248.066,85 TL asıl alacak, 1.848,10 TL işlemiş faiz ve 155,04 TL BSMV olmak üzere toplam 250.069,99 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %9 temerrüt faizi uygulanmasına,
b)Takibin davalı kefil … yönünden 246.027,63 TL asıl alacak, 1.848,10 TL işlemiş faiz, 313,08 TL BSMV olmak üzere toplam 248.188,81 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %9 oranında temerrüt faizi uygulanmasına,
c)Alacağın likit ve belirlenebilir olması nedeniyle %20 oranında 50.013,99-TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
d)Fazlaya ilişkin taleplerin reddine
2-Alınması gereken 17.082,28-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 426,94 TL harcın mahsubu ile bakiye 16.655,34 TL harcın ( Davalı ….’ yönünden 16.526,84 TL ile sınırlı olmak üzere ) davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 662,42 TL harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yargılama sırasında yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti, 228,10 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere 2.287,40 TL yargılama giderinden davanın kabul red oranına (davalı şirket yönünden %86,97 ve davalı … yönünden %86,31) göre hesap edilen 1.989,35 TL’nin ( davalı …. yönünden 1.974,25 TL ile sınırlı kalmak kaydı ile) davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf kabul edilen bedel bakımından kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 38.009,80-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak ( davalı … yönünden 37.746,43- TL ile sınırlı kalmak kaydı ile ) davacıya verilmesine,
6-Davalılar reddine karar verilen miktar bakımından kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 9.200,00 -TL tek vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Bakırköy Adliyesi Arabuluculuk Bürosu’nun …. numaralı arabuluculuk dosyasında suç üstü ödeneğinden karşılanarak ödenen 1.360,00 TL’nin davanın kabul red oranına göre (davalı şirket yönünden %86,97 ve davalı … yönünden %86,31) hesap edilen 1.182,79-TL’sinin davalılardan ( davalı … yönünden 1.173,81 TL ile sınırlı kalmak kaydı ile ), 177,21TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının ilgili tarafa derhal iadesine,
Dair; tebliğden itibaren İKİ HAFTA içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere davacının yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/11/2022
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim ….
¸e-imzalıdır