Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/969 E. 2022/186 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/969 Esas
KARAR NO : 2022/186

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Vekaletsiz İş Görmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/03/2020
KARAR TARİHİ : 24/02/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 02/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Vekaletsiz İş Görmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … tarafından Bakırköy …. İş Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasıyla işçilik alacaklarının tazmini için son çalıştığı şirket olması sebebiyle kendilerine dava açıldığı, mahkemece hükmedilen tazminat tutarının, hak ediş alacaklısı oldukları … Belediyesi tarafından hak ediş alacaklarından yapılan kesinti ile dava dışı işçiye ödendiği belirtilerek …. Belediye Başkanlığının ihale ile verdiği Güvenlik Hizmet Sözleşmesi işinin diğer davalılar tarafından muhtelif dönemlerde yerine getirildiği, dolayısıyla üst işverinin davalı …. Belediye Başkanlığı olduğu, diğer davalıların ise, kendileri gibi, ihale işini muhtelif dönemlerde alan diğer şirketler oldukları, İş Kanunu 112.maddesi ve TBK’nın 20.maddesi uyarınca tip sözleşmede dava dışı işçiye ilişkin sorumlulukların hiçbir şekilde müzakere edilmeden yer alması sebebiyle, genel işlem koşullarından yola çıkarak, son işveren sıfatı ile yaptığı ödemenin, işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı ve sorumlu olarak davalılardan tahsili talep ve dava edilmiştir.
CEVAP; Davalı …. Limited Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle;

davacının iddialarını kabul etmiş olmamakla birlikte talep ettiği dava konusu bakımından zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacı şirketin, rücuen alacak davasını yetkili mahkemede açmadığını, davalı şirketin adresi Erzincan olması hasebiyle yetkili mahkeme de Erzincan Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davacı şirketin, dava şartı olan arabulucuya başvurmaksızın işbu davayı açtığını, kıdem tazminatından müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, davalı idare tarafından kıdem tazminatı ile ilgili müvekkiline ayrıca bir ödeme yapılmadığının açık olduğunu, ihale bedeli içerisinde gösterilmeyen ve ödenmeyen aynı zamanda yaklaşık maliyet cetvelinde gider olarak gösterilemeyen bu kalemin ihaleyi yapan kamu kuruluşu tarafından ödenmesi gerekmekte olduğu sonucuna ulaşılması gerektiğini, zira karşılığı olmayan bir ödemeden müvekkili şirketin sorumlu tutulması hakkaniyet ve menfaatler dengesiyle bağdaşmayacağını, aksinin kabulü hizmette yararlanan ve fayda sağlayan davalı kurumun mükellefiyet ve karşılığını ödemediği maddi sorumluluğu müvekkili şirkete yıkması anlamı taşıyacağını, öncelikle davacı şirket tarafından arabulucuya başvurmaksızın doğrudan dava açılmış olması sebebiyle, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesini, davanın yetki yönünden reddine,

haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak açılan davanın esastan reddine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı …. Belediye Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davacı tarafından açılan davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, işçiye karşı her türlü mali ve hukuki sorumluluğunun yükleniciye ait olduğunu, davacı şirket ve davalı diğer şirketler dava dışı işçilerin alacaklarından sorumlu olduğunu, davacı tarafın talebinde haksız olduğunu, davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki dava zorunlu arabuluculuk kapsamında olduğunu, davacı tarafından arabuluculuk yoluna başvurulmadığını, davanın görevli mahkemede açılmadığını, görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, zaman aşımı itirazında bulunduklarını, müvekkili ile diğer davalı belediyenin arasındaki ilişki personel temininden ibaret olduğunu, dava dışı işçinin tek işvereni idare olduğunu, idare ile yapılan sözleşme dava konusu alacak kalemleri yönünden müvekkiline bir sorumluluk yüklememekte olduğunu, sözleşmede işbu alacak kalemlerinin müvekkiline rücu edilebileceğine ilişkin hüküm bulunmadığını, sözleşme ile müvekkili şirkete sorumluluk yükletilmiş olsa dahi genel işlem koşullarına aykırılık dolayısıyla yazılmamış sayılması gerektiğini, öte yandan İş Kanunu 112. Madde gereğince kıdem tazminatından kamu kurumu sorumlu olduğunu, dava dışı işçinin son işvereni davacı olup, yıllık izin alacağı yönünden rücu talebinin kabulü mümkün olmadığını, davacı tarafından talep edilen diğer işçilik alacakları, dava dışı içinin davacı nezdinde çalışmasından doğmuş olup, bu alacakların müvekkiline yükletilmesi halinde davacı sebepsiz zenginleşeceğini, dava dışı işçinin açtığı davanın, davacı tarafından müvekkili şirkete ihbar edilmediğini, müvekkili şirkete sorumluluk yükletilse dahi sadece işçinin çalışma dönemiyle sınırlı olarak sorumlu tutulması gerektiğini, yargılama giderlerinin müvekkili şirkete rücu edilmesinin mümkün olmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacının yaptığı ödemeyi rücu edebileceği ihtimalinde dahi müvekkili şirketin kendi dönemiyle sınırlı olarak yarı oranında sorumlu tutulmasın gerektiğini, müvekkilinin sorumlu olduğunu kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının ödeme yaptığı tarihte müvekkilinin temerrüde düştüğünden söz edilemeyeceğinden bu tarih itibariyle faiz işletilmesinin mümkün olmadığını, haksız ve hukuka aykırı davanın öncelikle usulden, aksi halde esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Bakırköy …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. Esas, …. Karar sayılı ve 10/09/2021 karar tarihli görevsizlik ilamının kesinleşmesi üzerine dosya mahkememize gönderilmiş ve yukarıdaki esas sırasına kaydı yapılmıştır.
Davacı vekiline 22/11/2021 tarihli tensip tutanağının 1 nolu bendi ile; arabuluculuk son tutanağının aslı veya arabulucu tarafından onaylı suretini sunmak için 1 haftalık kesin süre verilmesine, verilen kesin süre içerisinde mahkememize ibraz edilmediği takdirde davanın usulden reddine karar verileceğine ilişkin süre verilmiştir.
Davacı vekili 23/02/2022 tarihli beyan dilekçesi ile; Bakırköy … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı görevsizlik kararı ile dosyanın mahkememize geldiğini, Asliye Hukuk Mahkemesi’nde arabulucuya başvurma zorunluluğun bulunmadığından, mahkemenize sevk tarihinden sonra arabulucuya başvurmak zorunda kalındığını, işbu sebeple arabuluculuk anlaşmama tutanağı dilekçe ekinde ibraz etmişlerdir.
6102 Sayılı TTK ‘nun 5/A maddesi (Ek:6/12/2018-7155/20 md.) “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
(2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nın 114 maddesinde dava şartları açıkça sayılmış olup, mahkeme tarafından resen gözetilir.
Somut olayda dava, nitelik olarak, davacı ile davalı belediye arasındaki Güvenlik Hizmet Alım Sözleşmesi ve eki şartnameler uyarınca, bu iş kapsamında çalıştırılan dava dışı işçinin açtığı iş davası sonucu, mahkemece hükmedilen bedelin son işveren sıfatıyla davacı tarafından ödenmesi sebebiyle, diğer Hizmet Alım Sözleşmesinin tarafları olan şirketler ve asıl işveren belediyeden, çalıştırdıkları dönemle sınırlı ve işveren açısından sorumluluk oranına göre rücuen tazmini davasından ibaret olup, 6102 Sayılı TTK’nun 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesinin 1.fıkrasına aykırı olarak arabuluculuk kurumuna başvuru yapılmadan açılmış olduğu, her ne kadar dosyanın Mahkememize görevsizlik kararı ile tevzi edildiği görülmüş ise de, arabuluculuk son tutanağının dosyanın Mahkememize gelmesinden sonra düzenlendiği, arabuluculuk dava şartının sonradan tamamlanabilen bir dava şartı olmaması, aksi durumun yasadan beklenen amacın gerçekleşmesini engelleyecek olması nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla, davanın reddi ile aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- 7155 sayılı Yasa ile değişik 6102 sayılı TTK’nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 sayılı kanunun 18/A maddesinin 1. fıkrası uyarınca arabuluculuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine,

2-Alınması gereken 80,70-TL harcın peşin alınan 54,40-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 26,30-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar … Anonim Şirketi, … Belediye Başkanlığı ve …Limited Şirketi’nin kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden davalılar yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 5.100,00-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak Davalılar …. Anonim Şirketi, …. Belediye Başkanlığı ve … Hizmetleri Limited Şirketi’ne verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı … Belediye Başkanlığı Vekilinin yüzlerine karşı, diğerlerinin yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.24/02/2022

Katip ….
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır