Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/963 E. 2021/1102 K. 19.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/963 Esas
KARAR NO : 2021/1102

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/07/2021
KARAR TARİHİ : 19/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan dosya incelemesi neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalı müteselsil sorumlular … ve … İnşaat ile müvekkilinin 17.04.2019 tarihinde söz konusu sözleşmeyi imzaladıklarını, sözleşmede davalıların söz konusu … İli …. İlçesi ….’da kain ve tapunun … pafta, … ada ve … numarasında kayıtlı bulunan arsa üzerine inşa edilecek zemin katta 4 nolu bağımsız bölüm dükkanı ve bodrumu taraflarınca devir ve tescil borcu altına girdiğini, müvekkili tarafından söz konusu sözleşme kapsamında bulunan 300.000 TL’lik borç, karşı tarafa ödendiğini, buna rağmen davalılar söz konusu bağımsız bölümü (dükkanı) taraflarına bodrum katı olmadan devir ve tescil ettiklerini, sözleşmede açıkça kabul edilen ve sözlemenin esaslı unsuru olan bodrum katının taraflarına devir ve tescil edilmemesi borca aykırılık oluşturduğunu, bodrum katsız dükkanın devir ve tescilinden sonra davalılara karşı taraflarınca noterden ihtarname gönderildiğini, ihtarnamede belirtilen süre içerisinde borcu gereği gibi yerine getirmeyen davalıların, ihtarnameye de cevap vermediklerini, söz konusu sözleşmenin 2.2 maddesinde açıkça belirtildiği üzere (…, günün şartlarına göre mezkur taşınmazın piyasa değeri karşılığında ikamesine veya nakdiye karşılığını talep etmek hak ve yetkisinde olduğu husunda tarafların mutabık olduklarını, emsal bodrumsuz bir dükkanın piyasa değeri ile emsal bodrumlu dükkanın piyasa değeri arasındaki farkın davalılarca taraflarına ödenmesi, sözleşmeye aykırı şekilde devir edilen bodrumsuz dükkandan dolayı tarafları aleyhinde doğmuş olan kira alacaklarının karşılanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; öncelikle 17.04.2019 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olarak belirlendiğinden yetkili Mahkeme İstanbul Mahkemeleri olduğunu, yine her iki taraf da tacir olup dava konusu yerde tarafların ticari işletmesi ile ilgili ve dükkan olduğundan görevli mahkemenin de İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, yetki ve görev itirazlarının kabulüne karar verilerek dosyanın yetkili ve görevli İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, müvekkili ile davacı arasında 17.04.2019 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalanmış olduğunu, bu sözleşmeye göre Bakırköy … Noterliği’nin 03.08.2018 tarihli ve … yevmiye numaralı Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesinde belirtilen ve sözleşmenin başarılı şekilde neticelendirilmesiyle mülkiyet hakkını iktisap edeceği …. ili,….. ilçesi ….. ‘da kain ve tapunun … pafta, … ada ve 4 numrasında kayıtlı bulunan arsa üzerinde inşa edilecek zemin katta 4 nolu bağımsız bölümün 300.000-TL bedelle …’ye mülkiyetin devir ve tescil edilecek olduğunu, 17.04.2019 tarihli sözleşme davalı … tarafından hazırlanıp müvekkiline imzaya getirilmiş olduğunu, bu sözleşmedeki ”ve bodrumu” ifadesi davacı tarafından fazladan eklenmiş ve müvekkilinin davacıya güvendiğinden sözleşmeyi okumadan imzalamış olduğunu, zaten 4 nolu bağımsız bölüm dükkanın bodrumu ifadesi, binanın ne projesinde ne de dava konusu sözleşmeye dayanak olan Bakırköy … Noterliği’nin 03.08.2018 tarihli ve … yevmiye numaralı ”Düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde geçmemekte olduğunu, çünkü 4 bağımsız bölüm nolu dükkanın altı bodrum dükkan değil, sığınak olduğunu, sığınağın satılmasının zaten hukuken mümkün olmadığını, davacının 4 bağımsız bölüm nolu dükkanı satın alırken bu dükkanın bodrumu olmadığını çok iyi bilmekte olduğunu, …. ili,….. ilçesi ….. ‘da kain ve tapunun … pafta ,… ada … parselde inşa edilen arsanın müteahhitliğini gerçekte sözleşmede ismi geçen ve müvekkili …’ın damadı olan …..’ın yapmış olduğunu, …..’ın müteahhitlik belgesi bulunmadığından … İnşaat Gıda Tekstil Turizm ve Otomotiv Sanayi Dış Ticaret Ltd.Şti.’nin müteaahhitlik belgesini kullanmış olduğunu, davacının da bütün pazarlığını ….. ile yapmış, ödemeyi de bizzat …..’a yamışken şimdi kağıt üzerinde müvekkili şirket müteahhit görünüyor diye müvekkillerinden haksız menfaat elde etmeye çalışmakta olduğunu, davacının dava dilekçesinde, gerçekte dava konusu daireyi yapan ve davacının gerçekte daire satın aldığı müteahhit …..’dan hiç bahsetmemekte ve …..’a karşı dava açmadığı gibi bu davada davalı dahi göstermemiş olduğunu, yine müvekkili …’ın diğer müvekkili … İnşaat Gıda Tekstil Turizm ve Otomotiv Sanayi Dış Ticaret Ltd.Şti.’nin yetkilisi olduğunu, müvekkili …’a işbu sözleşme gereği dava açılamayacağını, çünkü kağıt üzerinde sadece müvekkili … İnşaat Gıda Tekstil Turizm ve Otomotiv Sanayi Dış Ticaret Ltd.Şti.’nin görünmekte olduğunu, bu nedenle müvekkili …’a açılan davanın sıfat yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini beyanla; yetki ve görev itirazlarının kabulüne karar verilerek dosyanın yetkili ve görevli İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, davanın öncelikle usulden, aksi halde esastan reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin de davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, taraflar arasında akdedilen sözleşme kapsamında eksik ifadan kaynaklı belirsiz alacak davasıdır.
Dosyanın mahkememize Bakırköy … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı kesinleşmiş görevsizlik kararı ile tevzi edildiği anlaşıldı.
HMK’nun 17’nci maddesine göre “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” şeklinde düzenlenmiştir. Yetki sözleşmesinde taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça sözleşme ile belirlenen mahkeme veya mahkemelerin münhasır yetkili olduğu kabul edilmiştir. Taraflar şayet kanunla yetkili kılınan genel ve özel mahkemelerin yetkisinin de devam etmesini istiyorlarsa bu hususu ayrıca sözleşmede kararlaştırmaları gerekmektedir.
Yetki sözleşmesinin geçerlilik koşullarının düzenleyen HMK 18. maddesinde (1)tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri konular ile kesin yetki hallerinde yetki sözleşmesi yapılamayacağı ,(2)yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı olarak yapılması ,uyuşmazlığın kaynaklandığı hukuki ilişkinin belirli veya belirlenebilir olması ve yetkili kılınan mahkeme ve mahkemelerin gösterilmesinin şart olduğu düzenlenmiştir.
Taraflar arasında aktedilen sözleşmenin 2.5 Maddesinde sözleşmeden ve uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların çözümünde İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğu düzenlenmiştir.
Somut olayda, davanın tarafları tacir olup, taraflar arasında aktedilen sözleşmeye hüküm koymak suretiyle yetki sözleşmesi yapmışlardır.Yetki sözleşmesinin yazılı olması geçerlilik koşuludur. Davanın tarafların serbestçe tasarruf edebileceği dava türlerinden olması karşısında HMK.’nun 17.maddesi uyarınca mahkemenin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine, yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna ,karar kesinleştiğinde dosyanın İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Dava dilekçesinin yetki yönünden USULDEN REDDİNE, Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-Yetkili Mahkemenin İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-Yetkisizlik kararının İstinaf yasa yoluna başvurulmadan kesinleşmesi durumunda, kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE; Mahkememizin yetkisizliğine dair kararın İstinaf yasa yolundan geçmek suretiyle kesinleşmesi durumunda, kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde (HMK 20. maddesi) Mahkememize başvurması halinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Süresinde müracaat edilmemesi halinde HMK 20/5 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına, bu usuli kararın verilmesi ve bu kararla birlikte harç hususunun re’sen karara bağlanması hususlarının re’sen gözetilmesine; re’sen gözetilmesi gereken hususlar dışında kalan yönlerden ise gerekirse talebe bağlı olarak değerlendirme YAPILMASINA,
5-HMK’ nın 330/2 maddesi gereğince harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin yetkili mahkeme tarafından DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 19/11/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸