Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/953 E. 2023/320 K. 10.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/953 Esas
KARAR NO : 2023/320

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/11/2021
KARAR TARİHİ : 10/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan dosya incelemesi neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında servis taşıması bulunmakta olup davalının müvekkiline bu hizmetler sebebine dayanarak fatura borçları bulunmakta olduğunu, davalının müvekkiline borcunu ödememesi üzerine davalı kişi aleyhine Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatılmış olduğunu, bu duruma rağmen davalı tarafın ödeme emrinin tebliği üzerine haksız ve dayanaksız olarak icra takibine ve borca itiraz etmiş olduğunu, ancak, borçlunun itirazında haksız olup, kötü niyetli olduğunu, arabululuculuk başvurusu yapılmış ancak bu süreçte de anlaşma sağlanamamış olduğunu, borçlunun itirazının takip talebinde talep edilen tüm işlemlere ilişkin olduğunu, borçlunun açıkça takip talebinde işlemiş faiz miktarına itiraz etmemiş olduğunu, borçlu ile müvekkili arasındaki işin ticari iş niteliğinde olduğunu, bu nedenle borçlu tarafından ödenmeyen borç için talep edilen ve uygulanan faiz oranı ve faiz hesaplamasının hukuka uygun olduğunu, müvekkiline borcunun bulunmadığını iddia eden borçlu/davalının bu duruma yönelik ödemelerin yapıldığını yazılı delille ispat etmesi gerektiğini, Hukuk Muhakemeleri Kanununda yer alan ve önemli bir kurum olan yazılı delile karşı yazılı delille ispat kuralı ışığında karşı tarafın bu borcu ödediğini veya böyle bir borcu olmadığını yazılı delille ispat edememiş olduğunu, bu sebeplerle borçlu tarafından takibe konu borca ilişkin itirazlarının haksız ve mesnetsiz olduğunu beyanla; itirazın iptaline, takibin devamına, haksız itiraz eden borçlu aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin borçlu/davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydıyla davanın yasal sürede açılmamış olduğunu, iş bu nedenlerle davanın süre yönünden reddi gerektiğini, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydıyla; davacının talep ettiği tüm alacakları zamanaşımına uğradığından zamanaşımı itirazında bulunuyor ve zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep ediyor olduklarını, davacı tarafından müvekkili aleyhine başlatılan icra takibinin haksız ve kötüniyetli olduğunu, müvekkilinin ticari kayıtlarında davacıya ödenmemiş herhangi bir borcu gözükmediğini, iş yaptığı ticari çevrede yıllardır saygınlığı olan müvekkilinin yapılan işlerin rayiç bedellerini, iş yaptığı kişilere tam ve zamanında ödendiği gibi haksız ve karşılığı olmadan fahiş tutarlarda kesilen faturaların iade edilmekte olduğunu, bu nedenle davacının haksız ve kötü niyetli olarak açtığı iş bu davada iade ve ödeme def’inde bulunuyor olduklarını, davacı tarafın, davasına dayanak olması için usulüne uygun olarak düzenlenmiş herhangi bir belge veya fatura da sunmamış olduğunu, kesinlikle kabul anlamına gelmemekle beraber söz konusu cari hesaba konu faturalar hakkında herhangi bir bilgileri bulunmamakta ve dolayısıyla, dayanak belgeler hakkında herhangi bir inceleme yapmalarının da mümkün olmadığını, davacı tarafın dayanak belgelerini sunmadan sadece farazi bir takım iddialarla açtığı iş bu davanın, yasaya ve usule aykırı olup reddi gerektiğini, aynı zamanda, davacı tarafça başlatılan icra takibininde de aynı şekilde dayanak belgeler sunulmadan başlatılmış ve ( kesinlikle kabul anlamına gelmemekle beraber ) bu sebeple de borca dair herhangi bir inceleme yapmalarının mümkün olmamış olduğunu, bu şekilde açılan icra takibinin de usulsüz olduğunu, bu durumda ortada geçerli bir takip bulunmamakta ve bu şekilde usulsüz takibe dayanılarak açılmış davanında usule ve yasaya aykırı olup reddi gerektiğini, faturanın tek başına alacak iddiasını kanıtlayan bir belge olmadığını, davacının iş bu davayı açmasında HMK md. 114/1-h uyarınca hukuki yararı bulunmamakta olduğunu, zira TTK 18/3 uyarınca müvekkili şirkete hiçbir bildirim yapılmamış olduğunu, davacı tarafın kestiği faturalara ilişkin, müvekkili şirkete TTK md. 18/3 gereği usulünce hiçbir bildirim yapmamış olduğunu, davacı tarafın kestiğini iddia ettiği faturalara yönelik müvekkili şirketin hiçbir şekilde bilgisi olmadığını, süresinde tanzim edilmeyen ve müvekkilinin haberi dahi olmadığı faturalara ilişkin müvekkilinin herhangi bir borcu bulunmadığını beyanla; usule ilişkin itirazları dikkate alınarak davanın usulden reddine, mahkememizce esasa girilecek olursa yasal dayanaktan yoksun ve mesnetsiz davanın esastan reddine, davacı tarafın, asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, uyuşmazlık; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının, davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu, varsa yapılan ödemeler, ödeme konusundaki tarafların beyan ve itirazları nazara alındığında davacının alacağının kalıp kalmadığı hususlarındadır.
Mahkememizin 13/12/2022 tarihli celsesine davacı taraf mazeretsiz olarak duruşmaya katılmamış, davalı vekili de aynı duruşmada davayı takip etmediğini beyan etmekle, taraflarca takip edilmeyen davanın HMK’ nun 150. maddesi gereğince davanın yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 150.maddesinde davanın işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren 3 ay içerisinde yenilenmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek esas kaydının kapatılacağı düzenlenmiştir. Mahkememizin bu dosyası işlemden kaldırıldığı 13/12/2022 tarihinden itibaren yasal süre olan 3 ay içerisinde yenilenmediğinden 13/03/2023 tarihi itibariyle açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açılanan nedenlerle:
1-Davanın H.M.K’nun 150/1,5 ve 320/4 maddesi uyarınca 13/03/2023 tarihi itibariyle AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 117,74 TL harcın mahsubu ile bakiye 62,16 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irat KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan masrafların davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair, tarafların yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 10/04/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸