Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/940 E. 2021/1078 K. 15.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/940 Esas
KARAR NO : 2021/1078

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/09/2021
KARAR TARİHİ : 15/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan dosya incelemesi neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalı işçi ile müvekkili şirket arasında 17/02/2012 tarihinde belirsiz süreli iş sözleşmesi akdedildiğini, davalının şirkete ait iş yerinde Laboratuvar personeli olarak çalıştığını, davalı ile rekabet etmeme ve gizlilik sözlemesi imzalandığını ve adı geçen sözleşmenin 2. Maddesi uyarınca davalını, iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra 2 yıl süre ile İstanbul ili sınırları içerisinde Masterbach, üretimi, işlenmesi, satış ve pazarlaması veya benzer alanlarda çalışmamayı taahhüt ettiğini, 4. Madde ile de rekabet etmeme yasağına aykırı davranması halinde, brüt ücretinin 12 katı cezai şartı ödeyeceğini kabul ettiğini, 5 yıla yakın bir süre boyunca davacı şirket bünyesinde çalışan davalının, laboratuvardaki işi gereği davacı işverenin tüm üretim ve iş sırlarını öğrendiğini, müşteri ve ürün kodlarının tamamına hakim olduğunu, davalının 22/09/2016 tarihinde hamileliği nedeniyle izine ayrıldığını ve çocuğunun 2 yaşına bastığında geri döneceğinin sözünü verdiğini, kendisinden uzun bir süre haber alınamadığını, davalının iş yerinden ayrılmasından yaklaşık bir sene sonra …. San. Ve Tic. AŞ bünyesinde aynı pozisyonda işe başladığı ve yaklaşık 4 seneden beri bu firmada çalıştığının öğrenildiğini, bu firmanın faaliyet konularının davacı işverenin faaliyet konuları ile kesiştiğini, diğer bir deyişle rakip firmalar olduğunu, davacının haksız rekabet sözleşmesi hükümlerine uygun davranma yükümlülüğü bulunduğunu, ancak söz konusu sözleşmeye aykırı davrandığını, aynı zamanda işverene karşı sadakat ve özen borcuna aykırı hareket ettiğini, bu nedenle aralarında akdolunan sözleşme gereği davacının cezai şart ödemesi gerektiğini beyanla fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak üzere şimdilik 1.000,00 TL cezai şartın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, işçi – işveren arasındaki hizmet akdi ve akdolunan rekabet etmeme yasağına ilişkin sözleşme hükümlerine aykırılık teşkil ettiği iddia olunan işçinin eylemleri dolayısıyla rekabet yasağı sözleşmesinden doğan cezai şartın tahsili istemine ilişkindir.
Dosyanın mahkememize Bakırköy …. İş Mahkemesi’nin …. Esas …. Karar sayılı kesinleşmiş görevsizlik kararı ile tevzi edildiği anlaşıldı.
6102 Sayılı T.T.K.’nun 4. maddesinin 1. fıkrası 6335 Sayılı Yasanın 1. maddesi ile değiştirilerek ticari davalar her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları, T.T.K.’nun 4. Maddesinin a bendi gereğince T.T.K.’nun dan kaynaklanan davalar, T.T.K.’nun 4. maddesinin b, c, d, e, f bentlerinde sayılan davalar ve diğer özel kanunlarda Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu kararlaştırılan davalar ticari dava olarak Ticaret Mahkemelerinde görülecektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
25/10/2017 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5/1-a maddesinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına iş mahkemelerinde bakılacağının düzenlendiği, 7036 sayılı yasanın, 6102 sayılı TTK’dan sonra yürürlüğe girmiş olmakla TTK’nın 4/1-c maddesindeki düzenlemeyi değiştirdirdiği, özel nitelikte olan ve daha sonra yürürlüğe giren 7036 sayılı yasada iş sözleşmesinin devamı veya sona ermesinden sonra açılan davalar ayırımının yapılmadığı, aksine iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden doğan her türlü uyuşmazlığın iş mahkemelerinde görüleceğinin belirtildiği (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesinin 2021/271 Esas 2021/758 Karar, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinini 2021/1056 Esas 2021/981 Karar, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2021/3076 Esas 2021/9789 Karar sayılı ilamları), eldeki davanın 7036 sayılı yasanın yürürlüğe girmesinden sonra 24/09/2021 tarihinde açılmış olduğu nazara alındığında 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5/1-a maddesine göre iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuki uyuşmazlığın İş Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği, buna göre somut olayda taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan rekabet yasağının ihlal edilmesi sebebiyle cezai şart alacağının talep edilip edilemeyeceğine yönelik iddiaların çözümünde Mahkememizin görevli olmadığı, uyuşmazlığın İş Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği kanaatine varılmakla göreve ilişkin usul kurallarının dava şartı olduğu ve dava şartlarının da kamu düzenine ilişkin olması sebebiyle resen dikkate alınacak hususlardan olduğu, dava şartları mevcut olmadığında HMK’nun 115/2. maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak Mahkememiz nezdinde verilen görevsizlik kararının İstinaf denetiminden geçmeden kesinleşmesi halinde olumsuz görev uyuşmazlığının halli bakımından dosyanın yargı yerinin belirlenmesi amacıyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Açılan davanın HMK’nun 115/2 , HMK’nun 114/1-c maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davaya bakmaya görevli mahkemenin Bakırköy …. İş Mahkemesi olduğunun TESPİTİNE,
3-Mahkememiz nezdinde verilen görevsizlik kararının istinaf denetiminden geçmeden kesinleşmesi halinde olumsuz görev uyuşmazlığının halli bakımından dosyanın yargı yerinin belirlenmesi amacıyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
4-HMK nun 331/2.maddesi gözetilerek davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece karara bağlanmasına,
Dair, tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 15/11/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸