Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/939 E. 2022/316 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/939 Esas
KARAR NO : 2022/316

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/11/2021
KARAR TARİHİ : 31/03/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 13/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin, … sicil numarasıyla Gemlik Ticaret Müdürlüğü’ne kayıtlı olup demir – çelik alanında faaliyet gösterdiğini, davalı borçlunun da … San. ve Tic. Ltd. Şti. unvanı ile benzer konuda faaliyet gösterdiğini, davacı ile davalı arasında uzun yıllara dayalı ticari alım – satım ilişkisi bulunduğunu, taraflar arasında kurulan ticari ilişki gereği cari hesap düzenlemesi yapılmakta ve varsa borç hesap yılı sonunda ödendiğini, ancak davacı ile davalı arasında düzenlenen cari hesap tablosuna göre davalının 2015 yılından itibaren davacı şirkete olan cari hesap borcu ödenmediğini, davalının 31.12.2017 tarihi itibariyle davacı şirkete 1.418,73-TL borçlu kaldığını, müvekkili şirketin, davalıya borcunu ödemesini sözlü olarak bildirmesine rağmen davalı borcunu ödemediğini, davalının borcunu ödememesi üzerine, aleyhine Bakırköy …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasından ilamsız icra takibine başlandığını, davalının itiraz ederek takibi durdurduğunu, icra takibine yapılan itirazın iptali için ticari davalarda dava şartı olan arabuluculuğa başvurulduğunu, davalının arabuluculuk görüşmelerine katılmaması nedeniyle süreç “anlaşamama” ile sonuçlandığını, davalı borçlunun haksız olarak icra takibine itiraz ettiğinden toplam alacak miktarı üzerinden %20 kötü niyet tazminatı talep ettiklerini, borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına, takip alacağına ticari faiz uygulanmasına, %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davalı/borçludan alınmasına ve yargılama gideriyle vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 30/12/2020 tarihli takibe ilişkin itiraz dilekçesinde, muaccel bir borcun bulunmadığını ve cari hesap alacağının da olmadığı belirtilerek açıkça borca itiraz ettiğini, Hukuk Genel Kurulu’nun 2001/12-1162-1191 sayılı kararında da açıkça belirtildiği üzere HUMK’nun 10. maddesine göre sözleşmeden doğan davalarda tarafların sözleşmenin yerine getirileceği yer hakkında açık veya zımni isteklerinin anlaşılamadığı hallerde sözleşmenin yerine getirileceği yerin Borçlar Kanununun 89. maddesine göre belirleneceği açıklandığını, ancak, bu gibi hallerde Borçlar Kanununun 89. maddesinin uygulanabilmesi için akdi ilişkinin kabul edilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin, davacı şirkete karşı aralarında cari hesaptan kaynaklanan 1202,31-TL tutarında bir borcu olmadığını belirttiğini, müvekkili şirketin söz konusu icra takibine konu borç ile ilgili olarak, davalı şirket ile cari hesaptan kaynaklanan akdi ilişkisi olmadığını açıkça belirterek borca itiraz ettiğini, müvekkili şirketin yerleşim yerinin “…Bölgesi, … Cad. …., Merkez/MALATYA” adresi olduğunu, davacı yanın, müvekkili şirkete karşı İstanbul yargı çevresinde bulunan Bakırköy …. İcra Dairesinde başlatmış olduğu icra takibi müvekkil şirketi zor durumda bırakmak amacıyla yapılan kötüniyetli takipten ibaret olduğunu, takibin, müvekkili davalının yerleşim yeri olan Malatya İcra dairelerinde açılmış olması gerektiğini, davacı şirket tarafından açılan Bakırköy …. İcra dairesi … Esas sayılı dosyada, müvekkili şirkete tebliğ edilen ödeme emrinde de açıkça görüleceği üzere, takibe dayanak herhangi bir belge sunulmadığını, kötü niyetli bir şekilde ve mesnetsiz beyan verilerek müvekkili şirkete haksız yere borçlandırılmaya çalışıldığını, müvekkili aleyhine açılan hukuki dayanaktan yoksun, usul ve yasaya aykırı olarak açılan haksız davanın reddine, davacı şirket tarafından kötü niyetli olarak başlatılmış icra takibi ve işbu davanın açılmasına sebebiyet verdiği için %20’den az olmamak üzere müvekkili şirket lehine tazminata hükmedilmesine, tüm yargılama giderleri ve karşı vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, davacının, cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkememizce öncelikle mahkememiz yetkisine yapmış olduğu itirazı incelenmiştir.
HMK’daki yetkiye ilişkin hükümler incelendiğinde, HMK’nın 6. maddesine göre, genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Yerleşim yeri 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre belirlenir.
4721 sayılı TMK’nın 51. maddesinde, tüzel kişinin yerleşim yeri, kuruluş belgesinde başkaca bir hüküm bulunmadıkça işlerinin yönetildiği yer olarak tanımlanmıştır.
Davacı, davalıyla arasındaki ticari ilişki nedeniyle cari hesap alacağı bulunduğunu ileri sürmüş, davalı ise arada akdi bir ilişki bulunmadığını ileri sürerek akdi ilişkiyi kabul etmemiştir. Taraflar arasında akdi ilişki kabul edilmemiştir. Bu kapsamda HMK 6 maddesine göre yetkili mahkemenin davalının, davanın açıldığı tarih itibariyle sicildeki muamele merkez adresi yerleşim yeri adresi olup, adresinin … Bölgesi …. Caddesi …. ,Merkez/Malatya olduğu, dava tarihi itibariyle davalı şirketin muamele merkez adresinin mahkememizin yargı alanı dışında bulunduğu görülmüştür. Taraflar arasında akdi ilişkinin kabul edilmediği de dikkate alınarak HMK’nın 6. maddesine göre yetkili mahkemenin, davalı tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olan Malatya Asliye Hukuk (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemelerinin olduğu buna göre davacı tarafından davanın yetkili Mahkemede açılmadığı, davalı tarafından Mahkemenin yetkisine yönelik yapılan itirazın yerinde olduğu, anlaşılmakla davanın yetki yönünden reddine, mahkememizin yetkisizliğine, dosyanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yetkili Malatya Asliye Hukuk (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemelerine gönderilmesine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Dava dilekçesinin yetki yönünden USULDEN REDDİNE, Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-Yetkili Mahkemenin Malatya Asliye Hukuk (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemelerinin OLDUĞUNA,
3-Yetkisizlik kararının İstinaf yasa yoluna başvurulmadan kesinleşmesi durumunda, kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde dosyanın yetkili Malatya Asliye Hukuk (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemelerine GÖNDERİLMESİNE; Mahkememizin yetkisizliğine dair kararın İstinaf yasa yolundan geçmek suretiyle kesinleşmesi durumunda, kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde (HMK 20. maddesi) Mahkememize başvurması halinde ve talep halinde dosyanın yetkili Malatya Asliye Hukuk (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemelerine GÖNDERİLMESİNE,
4-Süresinde müracaat edilmemesi halinde HMK 20/5 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına, bu usuli kararın verilmesi ve bu kararla birlikte harç hususunun re’sen karara bağlanması hususlarının re’sen gözetilmesine; re’sen gözetilmesi gereken hususlar dışında kalan yönlerden ise gerekirse talebe bağlı olarak değerlendirme YAPILMASINA,
5-HMK’ nın 330/2 maddesi gereğince harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin yetkili mahkeme tarafından DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 31/03/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır