Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/924 E. 2022/888 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/924 Esas
KARAR NO : 2022/888

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/11/2018
KARAR TARİHİ : 08/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin adına kayıtlı ve … sevk ve idraresindeki …. plakalı araç ile seyir halinde iken 14.05.2018 tarihinde saat … da İstanbul Avcılar ilçesinde seyir halinde olan …. plakalı ve … yönetimindeki araç ile çarpışarak kaza yapmış olduğunu, ardından müvekkilinin araçta meydana gelen zararların giderilmesi için davalı şirketle anlaşmış olduğunu, ancak davalı şirket çalışanlarınca aracın kişisel kullanımda kullanılmış olmalı ki kaza ile hiç alakası olmadığı halde aracın motoru, piston kolu, yağ pompası, motor yatağı, krank değiştirilmiş olduğunu, bu malzemelerin kaza nedeniyle değil davalının kullanımından kaynaklı olduğunu, zira ancak arabanın kullanılması ve yağsız veya susuz bırakılması halinde bu şekilde arıza vereceğini, müvekkilinin bu malzemeleri bizzat kendisinin alarak davalıya teslim etmiş olduğunu, buna ilişkin 8.260,00 TL lik fatura düzenlendiğini, bu fatura bedellerinin müvekkiline ödenmesini talep ettiklerini, tamir süresi de uzadığı için ve müvekkilinin taşımacılık işi yaptığından dolayı araç tamirde kaldığı sürede araç kiralamak zorunda kaldığını, bu nedenle kiralama bedelinin de davalıdan tahsilini talep ettiklerini, kazadan sonra müvekkilinin yönlendirmesiyle 24.09.2018 de aracın … tarafından teslim alınmak için gidildiğinde 12.004,14 TL lik fatura gösterilerek müvekkilinden talep edildiğini, olması gerekenden çok daha fazla talep edildiğinden müvekkilinin aracı teslim alamamış olduğunu, yapılan hizmetlerin müvekkilinin ihtiyaçlarını karşılamak bir yana davalının fahiş fiyatlar ileri sürerek müvekkilinden 6.000,00 TL gibi fahiş oranda boya bedeli istemiş olduğunu, müvekkilinin aracının kapısının zarar görmüş olduğunu ve bu kapı bir bütün olarak değiştirildiğinden bununla ilgili olarak boya, işçilik bedelinin doğmaması gerektiğini beyanla; davanın kabulüne, aracın geç teslim edilmesi nedeniyle müvekkilinin araba kiralamasından dolayı ortaya çıkan 18.530,00 TL bedelin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, bilirkişi marifetiyle boya bedelinin hesaplanarak bedelde indirim uygulanmasına, davalının yapmış olduğu haksız fiil nedeniyle 3.000 TL motor, 500 TL yağ pompasının, 1.000 TL pisto kolunun, 500 TL motor yağının, 2.000 TL krank bedellerinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; uyuşmazlık konusu aracın müvekkilinin tamirhanesine çekici vasıtasıyla getirilmiş olduğunu, ağır hasarlı olarak teslim alınmış olduğunu, gerekli olan her tür onarım yapılmış ve davacı tarafın talimatıyla da ekstra bakım ve onarım yapılarak ücrete hak kazanmış olduğunu, ancak müteaddit defalar alacağını istemesine rağmen kendisine ücretinin ödenmemiş olduğunu, davacının iddia ettiği gibi müvekkilinin şirket çalışanları tarafından herhangi bir kişisel kullanım mevcut olmadığını, zaten davacının dava dilekçesi eklerinde sunduğu parçalar da davacının genel bakım ve onarım talimatı sonucunda alınmış ve ilgili parçaların genel bakım ve onarım kapsamında değişitirilmiş olduğunu, dava dilekçesinde de ismi geçen … isimli şahsın aracı teslim almak için davacının muvafakatiyle gelmiş olduğunu, ancak faturadaki parayı ödemekten imtina ettiğini, bunun üzerine de müvekkili tarafından araç üzerinde hapis hakkı kurularak bedel ödenene kadar teslim etmeme şeklinde tutanakla kayıt altına alınmış olduğunu ve … tarafından da imzalanmış olduğunu, davacı tarafından sunulan faturaların gerçeği yansıtmadığını, davacının işbu dava açısından 3.kişi konumundaki … ile … ve sürekli olarak yaptığı ticaretin ve taşımanın bedelini müvekkiline ödetmeye çalıştığını belirterek; davanın reddine, dava masrafları ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, Trafik kazası nedeniyle araçta meydana gelen hasarın giderilmesinde ayıplı hizmet sunulmasından kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Küçükçekmece C.Başsavcılığı … soruşturma sayılı dosyasının uyap suretleri, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü cevabi yazısı ve delil niteliğindeki tüm bilgi ve belgeler dosyamız içerisine aldırılmıştır.
Dava konusu araç üzerinde 04/03/2019 günü saat 10:00 itibariyle aracın adliye otoparkında hazır edilerek, keşfen Üniversitelerin otomotiv ana bilim dalından seçilecek makina mühendisi bilirkişiler ile inceleme yapılarak dosya kapsamı, toplanan deliller hep birlikte değerlendirilmek suretiyle davacının aracının kaza sonrası tamir işlemlerinin davalı tarafından ayıplı hizmet sunulup sunulmadığı, araç tamiri için kullanılan malzemelerin tamirde kullanılıp kullanılmadığı, bu malzemelerin kaza nedenli mi hizmet nedenli mi hasar gördüğü, geç teslim nedenli kira bedelinin ne kadar olduğu ve bedelden indirim gerektirir durumun bulunup bulunmadığı araçta yukarıda belirtilen şekilde ayıp söz konusu ise ayıbın niteliği, ayıp ihbarının süresinde ve usule uygun olup olmadığı hususunun tespiti için rapor tanziminin istenmesine karar verilmiş olup; Makine Mühendisi bilirkişi … , Makine Mühendisi bilirkişi …… ve….. bilirkişi … 24.05.2019 tarihli raporlarında özetle; davalı taraf servisince yapılmış kaporta aksamındaki onarım ve boyama işleminin, aracın aslına uygun nitelikte olmadığını, onarım sonrası aracın birçok kesiminde gözlenen boya atmalarının işlemin sağlıklı yapılmadığını gösterdiğinden, davalı tarafın vermiş olduğu hizmetin AYIPLI olduğunu, söz konusu ayıbın giderilmesi için boya atmalarının bulunduğu aksamın yeniden boyanması gerekeceğini, ortaya çıkacak maliyetin piyasa şartlarında 4.000,00 TL olacağını, kaza öncesi normal çalışmasını sürdüren bir motorda, kısa süreli kullanımlarda yada ilk çalıştırma esnasında motorun revizyon gerektirecek şekilde hasar görmesinin teknik olarak mümkün olmadığını, kontrol amaçla ilk çalıştırma esnasında motorda blok değişimini gerektirecek şekilde hasar oluşmasının, kaza esnasında motorun alt kesiminin hasar almış olması ile mümkün olduğunu, bu bakımdan davalı taraf servisinin aracın motorunun kaza esnasında hasar görüp görmediğini kontrol etmeden çalıştırmış olmasının motor hasarını arttırması olarak değerlendirildiğinden, ortaya çıkan motor hasarında tarafların eşit oranda müterafik sorumluluğundan bahsedilebileceğini, motor hasarına ilişkin ibraz edilmiş 8.260,00 TL tutarındaki fatura kalemlerinin motor hasarı ve piyasa şartları ile uygun olduğunu, eşit oranda müterafik sorumluluk gözetilerek bu bedelin yarısı olan 4.130,00 TL den davalı tarafın sorumlu tutulabileceğini, aracın gerçek onarım süresine ilişkin tahkikat evrakında bir bulguya ulaşılamadığını, kaza tarihi ile ibraz edilmiş fatura tarihleri arasında bulunan yaklaşık 5 aylık sürenin makul onarımın çok üzerinde olduğunu, aracın teslim süresinin uzamasının onarım kaynaklı olduğunu, taraflar arasındaki dayatışmadan kaynaklandığını, mevcut durumda makul onarım süresi üzerinden bir değerlendirme yapma gereğinin ortaya çıktığını, aracın karoser aksamının onarımı için gerekli makul sürenin 14 gün, motor revizyonu için ise gereken sürenin 6 gün olduğunu, dava konusu araca eşdeğer bir aracın ortalama günlük kiralama bedelinin 150,00 TL olduğunu, motor onarımında tarafların eşdeğer müterafik sorumlulukları gözetilerek talep edilebilecek kiralama bedelinin 2.550,00 TL olacağını bildirmişlerdir.
Taraflar arasında ihtilaf konusu olan otomobilin kaza sonrası tamiri olup işin niteliği dikkate alındığında TBK’nın 470 ve devamı maddelerindeki eser sözleşmesinin bulunduğu ve aynı yasanın 474 ve devamı maddeleri gereğince ayıp nedeniyle sorumluluk hükümlerinin uygulanması gerektiği açıktır. TBK’nın 475.maddesinde eserdeki ayıp nedeniyle iş sahibinin seçimlik hakları söz konusu olup bu 3 hakkından birini kullanması veya genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı bulunmaktadır. Davacı dava konusu olayda ayıplı ifa nedeniyle onarım bedelini talep etmiştir. Yukarıda belirtilen yasal mevzuat dikkate alındığında aralarındaki sözleşme gereğince davacının bu talebinin yerinde olduğu anlaşılmaktadır. Hasarlı aracın onarımının ayıplı yapıldığı iddiasına gelince; alınan bilirkişi raporu tüm dosya kapsamına göre, motor arızısı ile yapılan onarım arasında doğrudan illiyet bağı olduğu ancak motor hasarında tarafların eşit oranda müterafik sorumluluğunun bulunduğu, davalının özen yükümlülüğüne uygun davranmadığı bu nedenle hasar bedeli yönünden, bedelin yarısı olan 4.130,00 TL den davalı tarafın sorumlu tutulması gerektiği, yapılan boyanın da ayıplı yapıldığı sabit olup, davalı tarafça istenilen boya bedelinden yeniden boyanması gerekeceği ve ortaya çıkacak maliyetin piyasa şartlarında 4.000,00 TL olacağı anlaşılmakla bu bedel kadar tenzilinin gerektiği, aracın karoser aksamının onarımı için gerekli makul sürenin 14 gün, motor revizyonu için ise gereken sürenin 6 gün olduğunu, dava konusu araca eşdeğer bir aracın ortalama günlük kiralama bedelinin 150,00 TL olduğunu, motor onarımında tarafların eşdeğer müterafik sorumlulukları gözetilerek talep edilebilecek kiralama bedelinin 2.550,00 TL olduğu, diğer geç teslim nedenli fatura bedelleri ispatlanamadığından davanın bu miktarlar yönünden kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
Mahkememizin 24/12/2019 tarih ve …… Esas …… Karar sayılı ilamı İstinaf edilmiş olmakla; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 25/10/2021 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamı ile; “Davanın, ayıplı araç tamiri nedeniyle maddi tazminat ve menfi tespit talebine ilişkin olduğu, araç tamir ve bakım sözleşmelerinin TBK’nın 470 vd. md anlamında eser sözleşmesi niteliği arz etmekte olduğu, TBK’nun 470 maddesinde Eser Sözleşmesi:”Yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahi- binin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir” şeklinde tanımlanmış olduğu, eser sözleşmesinde, işin uzmanı sayılan yüklenici, yapımını yüklendiği işi, özen borcu gereği olarak fen ve sanat kurallarına, sözleşme hükümlerine, kendisine duyulan güvene ve beklenen amaca uygun şekilde yapmakla yükümlü olduğu, eser sözleşmelerini diğer iş görme sözleşmelerinden ayıran önemli hususlardan birisinin sonuç sorumluluğu, yani tarafların iradeleri doğrultusunda yüklenici tarafından bir sonucun meydana getirilmesi taahhüdü olduğu, zira; eser sözleşmesinde bir eserin, sonucun yaratılıp teslim edilmesi borcu altına girilmekte olduğu, bu borcun altına giren tarafın yani yüklenicinin, işin mahiyeti gereği işi sadakat ve özenle yerine getirmek zorunda olduğu, sadakat borcunun, yüklenicinin iş sahibinin yararına olacak şeyleri yapması ve ona zarar verecek her türlü eylemden kaçınması olduğu, eserin, sözleşmede kararlaştırılan niteliklerine, ya da iş sahibinin beklediği amaca uygun olmaması veya lüzumlu bazı vasıflardan bir ya da bir kaçının bulunmaması halinde ayıplı yapıldığının kabulü gerektiği, eser sözleşmesinde, yüklenici belli bir sonucu (eser) taahhüt ettiğinden sonuç gerçekleşirse, yüklenici borcunu ifa etmiş sayılır ve ücrete hak kazanır. eldeki davada, davacıya ait ….. plakalı aracın 14/05/2018 tarihinde maddi hasarlı kazaya karıştığı, oluşan hasarın davalı tarafça tamiri hususunda taraflar arasında anlaşmaya varıldığı, bu kapsamda aracın tamir edildiği, tamir bedeli olarak davacı adına 12.004,14 TL fatura düzenlendiği, davacının yapılan tamir işlemine göre söz konusu fatura bedelini fahiş bulduğu, ödemeden imtina ettiği, tamir bedeli ödenmediği için aracın davacıya teslim edilmediği, buna dair tutanak düzenlendiğinin anlaşılmakta olduğu, davacının dava dilekçesindeki taleplerinin; araçtaki boya işlemi, motor hasarı ile ilgili değişen parça bedelleri yönünden menfi tespit ve aracın geç teslim edilmesinden kaynaklanan araç kiralama bedeli nedeniyle maddi tazminata ilişkin olduğu, boya bedeli ile ilgili olarak; davacının “aracın kapısının bütün olarak değiştirildiği, bu nedenle boya ve işçilik bedeli doğmaması” gerektiğini beyanla ödenmesi gereken gerçek (….) boya bedelinin tespitini, bu ölçüde boya bedeline ilişkin kalemde indirim yapılmasını talep etmiş olup, boya işleminin gereksiz olarak yapıldığı iddiasının niteliği itibariyle hizmetin ayıplı olarak sunulduğu iddiası olarak yorumlanmış olduğu, bilirkişi raporuna göre; boyama işleminin özensiz bir şekilde yapıldığı, boyanın bir çok kısmında renk solmaları ve boya atmalarının bulunduğu, sağ ve sol marşpiyel kısımlarında önemle ölçüde ezik ve macunla kapatılmış kısımlar bulunduğu, sağ yan kapı basamağında boya atmalarının bariz şekilde görüldüğü, araçtaki hasar onarımlarının kaba ve yer yer kalın macun tabakaları ile gelişigüzel kapatılıp kötü işçilikle boyanarak yapıldığı, aracın motor kısmında çeşitli plastik aksamların derme çatma, idareten tutturulduğu, yine ön kaput menteşe ve oturma yüzeylerinde boya dökülmelerine rastlandığı ve alttan paslı tabakanın çıktığı, bu tespitlere göre boyama işleminin aslına uygun olarak gerçekleştirilmediği ve yeniden boyama gerektirmesi nedeniyle ayıplı hizmet sunulduğu, aksamın yeniden düzeltilmesi için 4.000,00 TL masraf sarf edilmesi gerektiğinin belirtilmiş, ancak kapının bütün halinde değiştirilmesinin gerekip gerekmediği, eğer değiştirilecek ise kapı kısmında boya işlemine ihtiyaç duyulup duyulmadığı, araçta meydana gelen bir hasarın giderilmesi için gereken boya işleminin kadri maruf bedeli tespit edilmediğinden, aracın yeniden boyanması için sarf lazım gelen boya masrafı gözetilerek davalının talep edebileceği boya masrafının ne kadar olduğu tespit edilememiş olduğu, motor arızası ile ilgili iddiaya gelince; dava konusu aracın kaza sonrası davalı servisine çekici araç ile getirilmiş olup dosya içinde aracın motorunun kaza sırasında hasar görüp görmediği konusunda bir bilgi ve belge bulunmadığı, davacının kaza ile ilgili olmayan motor hasarının aracın serviste iken davalı şirketin aracının şahsi işlerinde kullanmasından kaynaklandığını beyan etmiş, davalı tarafın ise savunmasında kontrol amaçlı motor çalıştırıldığında motorun patladığını beyan etmiş olduğu, ibraz edilmiş faturalardan, yarım motor revizyonu yapılmış olduğunun anlaşılmakta olduğu, bilirkişi heyetince yapılan incelemede motorun onarılmış olduğu, normal çalışmasını sürdürürken kapatılmış bir motorda ilk çalıştırma esnasında motorun revizyon gerektirecek şekilde hasar görmesi teknik olarak mümkün olmadığı gibi, bir arızası bulunmayan motorda da kısa kullanım sürelerinde hasar oluşmasının beklenmeyeceği, ilk çalıştırma esnasında motorda blok değişimini gerektirecek şekilde hasar oluşmasının, kaza esnasında motorun alt kesiminin hasar almış olması halinde mümkün olduğu, davalı taraf çalışanlarınca aracın motorunun kaza esnasında hasar görüp görmediğini kontrol etmeden çalıştırılmış olması nedeniyle motor hasarının arttığı, bu bağlamda, ortaya çıkan motor hasarında tarafların eşit oranda müterafik sorumluluğunun bulunduğu, motor hasarına ilişkin olarak dosyaya sunulan 8.260,00 TL tutarındaki fatura kalemlerinin oluşan motor hasarı ve piyasa şartlarına uygun, (kadri maruf) olduğu, motor hasarının oluşmasında tarafların eşit kusurlu olmasına göre 4.130,00 TL’lik kısımdan davalının sorumlu tutulabileceği sonucuna varılmakta olduğu, aracın geç tesliminden kaynaklanan araç kiralama bedeline ilişkin talebine gelince; dosyaya mübrez fatura niteliğindeki belgelerin aracın gerek karoser onarımı süresi gerekse motor onarım süresine açıklık getirecek nitelikte olmadığı, aracın gerçek onarım süresine ilişkin tahkikat evrakında bir bulguya ulaşılamamış olduğu, bilirkişi kurulunca kaza tarihi ile ibraz edilmiş fatura tarihleri arasında bulunan yaklaşık 5 aylık sürenin makul onarım süresinin çok üzerinde olduğu, dava konusu aracın karoser aksamının onarımı için gerekli makul sürenin14 gün, motor revizyonu için ise gereken sürenin 6 gün, dava konusu araca eşdeğer bir aracın ortalama günlük kiralama bedelinin 150,00 TL olduğunun belirtilmiş olduğu, aracın hasarına göre makul onarım süresinin 14+6 = 20 gün olup dosya içeriğinden davacıya ait aracın tamiri yapılmak üzere 14/05/2018 tarihinde davalıya bırakıldığı, iş bu davanın açıldığı 14/11/2018 tarihine kadar geçen 184 gün boyunca davacıya iade edilmediğinin anlaşılmakta olduğu, netice itibariyle davalı tarafın, davacının aracını 184-20=164 gün kendi uhdesinde tutup teslim etmeyerek temerrüde düşmüş olduğu, davalının hapis hakkı ile ilgili savunması ele alındığında; dava konusu uyuşmazlığın, davalının dava konusu araç üzerinde hapis hakkı doğup doğmadığı, davacının ise aracın iade edilmemesinden dolayı tazminat hakkının olup olmadığı noktalarında toplanmakta olduğu, ispat yükünün; kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu, TMK’nın 6. maddesinde bu hususun; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür” şeklinde ifade edilmiş olduğu, TBK’nın 50/1’e göre de “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır” bu bağlamda davacının hem uğradığı zararı ve miktarı hem de davalının eylemi ile zarar arasındaki illiyet bağını ispat etmesi gerektiği, yine aynı Kanun’un 950.maddesinde hapis hakkı hükme bağlanmış olup, buna göre hapis hakkının borçlunun taşınır mallarına ve kıymetli evrakına onun onamıyla zilyed bulunan alacaklının, muaccel olan ve bu eşya ve evrakla doğal bir bağlantısı bulunan alacağının teminatı olarak alıkoyma ve paraya çevirme yetkisi veren bir ayni hak olduğu, bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince; davalının hasarlı aracın boyanmasına ve motorun tamirine ilişkin hizmeti ayıplı olarak sunduğu, henüz muaccel hale gelmiş bir alacağının bulunmadığı dolayısıyla TMK 950. md anlamında hapis hakkını kullanamayacağı sonucuna varılmakla aracın makul onarım süresinin aşıldığı ve araçtan mahrum kalınan 164 gün tazminat talep edilebileceği sonucuna varılmış olduğu, mevcut tespitlere göre, davacının vekalet ücretine ilişkin istinaf sebeplerinin bu aşamada değerlendirilmemiş olduğu, buna göre, mevcut hasar dahilinde kapının bütün halinde değiştirilmesinin gerekip gerekmediği, eğer değiştirilecek ise kapı kısmında boya işlemine ihtiyaç duyulup duyulmadığı, mahkemece davacının aracında yapılması gereken boyama işleminin tamir tarihindeki rayiç değerinin ne olduğu, davalı tarafça talep edilen boya bedelinin kadri maruf olup olmadığının, yeniden yapılacak boyama bedeli de gözetilerek davalıdan talep edilebilecek boya bedelinin tespiti, bu husustaki iddia ve savunmaların karşılanarak itirazların giderilmesi, bundan sonra davacının boya ve motor tamirine ilişkin menfi tespit talebi ve araçtan mahrum kalma nedeniyle talep edebileceği tazminat miktarı yönünden hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile hüküm tesisinin usul ve yasaya aykırı bulunmuş olduğu, açıklanan nedenlerle, davacının ve davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın mahkememize GERİ GÖNDERİLMESİNE” karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin 25/10/2021 tarih ve …. Esas … Karar sayılı ilamı doğrultusunda yargılamaya devam edilmiştir. İstinaf ilamında belirtilen hususlar nazara alınarak bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, kaldırma kararı öncesi kök raporu sunan bilirkişi heyeti 26/04/2022 tarihli ek raporlarında özetle; dosyaya mübrez hasar fotoğraflarında, aracın her iki ön kapısında da komple değişim gerektirir boyutta ağır hasar olduğunun görülmekte olduğunu, değişim işleminin, sac panelin eski formuna döndürülemeyecek boyutta hasar görmesi ya da onarım işçiliğinin değişim maliyetlerine yaklaşması durumunda yapılmakta olduğunu, hasar boyutları dikkate alındığında burada değişim işleminin yapılmış olmasının onarım metodolojisi bakımından uygun ve doğru bir işlem olduğunu, karoser sac panel değişim işlemlerinde, ister yeni parça ister araç rengi ile aynı renk çıkma parça olsun boyama işlemi, araçtaki boya bütünlüğünün sağlanabilmesi için yapılan değişim işlemi gereği bir zorunluluk olduğunu, dava konusu araçta, onarım tarihindeki komple boyama bedelinin ortalama 6.000-TL seviyelerinde olup, 24.09.2018 tarihli servis evrakında belirtilmiş boyama bedelinin olay tarihindeki piyasa rayiçlerine uygun olduğunu, davalı tarafın yapmış olduğu özensiz boyama işlemi nedeniyle ortaya çıkan ve 04.03.2019 tarihli keşif esnasında tespit edilmiş 20.05.2019 tarihli kök raporda belirtilmiş boya kusurlarının giderilebilmesi için harcanacak boya onarım bedelinin, kök rapor düzenleme tarihinde ortalama 4.000-TL olduğunun belirtilmiş olduğunu, yukarıda belirtilenler ile birlikte kök rapordaki görüşlerinin de korunduğunu belirtmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 25/10/2021 tarih ve …. Esas …. Karar sayılı ilamının bir arada değerlendirilmesinde araç kapısının bütün halinde değiştirilmesinin gerekip gerekmediği, eğer değiştirilecek ise kapı kısmında boya işlemine ihtiyaç duyulup duyulmadığı, araçta meydana gelen bir hasarın giderilmesi için gereken boya işleminin kadri maruf bedelinin tespit için bilirkişi heyetinden ek rapor alındığı, dosya kapsamına uygun ve gerekçeli ek bilirkişi raporu ile değişim işleminin onarım metodolojisi bakımından uygun ve doğru bir işlem olduğu, boyama işleminin, araçtaki boya bütünlüğünün sağlanabilmesi için yapılan değişim işlemi gereği bir zorunluluk olduğu, dava konusu araçta, onarım tarihindeki komple boyama bedelinin ortalama 6.000-TL seviyelerinde olup, 24.09.2018 tarihli servis evrakında belirtilmiş boyama bedelinin olay tarihindeki piyasa rayiçlerine uygun olduğu, davalı tarafın yapmış olduğu özensiz boyama işlemi nedeniyle ortaya çıkan boya kusurlarının giderilebilmesi için harcanacak boya onarım bedelinin, ortalama 4.000-TL olduğu tespit edilmiş olmakla alınan ek raporda yer alan tespitler göz önünde bulundurulduğunda Mahkememiz eski tarihli kararında belirtilen hükmün değiştirilmesini gerektirir bir husus bulunmadığı kanaati ile aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE
1-Geç teslimden kaynaklı fatura hizmetleri ispatlanamdığından davacı talebinin KISMEN KABULÜ İLE 2.250,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Davalı tarafça boya bedlei olarak belirlenen 6.000,00 TL bpoya bedelinden 4.000,00 TL’n tenziline buna göre davacının 24/09/2018 tarihli faturada 2.000,00 TL boya bedleinden sorumlu OLMASINA,
3-Motor atrızaı nedneiyl4e davacının karşılamış olduğu toplam 8.260,00 TL giderden tarafların muterafik kusurları dikkatge alınarak 4.130,00 TL’nin dava tarihinden işleyecek yasal faiz ile davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
4-Alınması gereken 572,44 TL harçtan peşin alınan 457,51 TL harcın mahsubu ile bakiye 114,93 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
5-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 493,41 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafça sarf edilen bilirkişi, tebligat, keşif ve posta masrafı 2.609,70-TL yargılama giderinin kabul oranı (%31,28) ret oranı (%68,72) dikkate alınarak hesaplanan 816,31-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Davalı tarafça sarf edilen 28,00 TL yargılama giderinin ret oranı (%68,72) dikkate alınarak hesaplanan 19,24 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 8.380,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
10-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzüne yüzüne karşı, (davalı tarafa e-duruşma ortamında) kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/11/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸