Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/904 E. 2023/526 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/904
KARAR NO : 2023/526

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 28/10/2021
KARAR TARİHİ : 17/05/2023
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 18/05/2023

DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalı şirketin eski yönetim kurulu başkanı … ’nin mirasçıları olup, vefat tarihinden sonra müvekkili …..’nin yönetim kurulu üyesi olduğunu, müvekkillerinin şirkete girişlerine izin verilmediğini, bilgi alma ve inceleme haklarını kullanmalarının engellendiğini, olağan veya olağanüstü genel kurul taleplerinin yerine getirilmediğini, bu nedenle davalı şirket aleyhine Bakırköy .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile genel kurul toplantısına çağrı, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin .. esas sayılı dosyası üzerinden şirketin feshi, Bakırköy …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile özel denetçi atanmasının talep edildiğini, genel kurul toplantısına çağrıya izin davası ikame edilmesinin ardından 29/07/2021 tarihinde genel kurul toplantısı, 20/10/2021 tarihinde ise olağanüstü genel kurul toplantısı yapıldığını, 30/07/2021 tarihli olağan genel kurul toplantısı 3 no’lu kararı ile yönetim kurulu raporlarının tasdikine karar verildiğini, müvekkilleri tarafından olumsuz oy kullanılarak muhalefet şerhi sunulduğunu, 2019 ve 2020 yılı yönetim kurulu raporlarının toplantı esnasında veya öncesinde müvekkillere inceleme için sunulmadığını, bunun için imkan verilmediğini, yönetim kurulu toplantısı yapılması halinde müvekkilleri …..’ne de bilgi verilmesi ve toplantıya davet edilmesine dair ihtarname keşide edilmiş olmasına rağmen yönetim kurulu toplantısının haber verilmeden gerçekleştirildiğini, kararlar alındığını, raporların şirketin gerçek durumunu yansıtmadığını, 4 no’lu karar ile 2019-2020 yılı hesap dönemine ilişkin gelir gider tabloları ve bilanço hesaplarını onaylanmasına karar verildiğini, müvekkillerinin bu karara olumsuz oy kullandığını ve muhalefet şerhi eklediğini, müvekkillerin şirket binasına girişine izin verilmemesi nedeniyle mali kayıtların fiziken incelenmesinin mümkün olmadığını, bu sebeple finansal tabloların onaylanmasına dair kararın hakkaniyete ve hukuka aykırı olduğunu, şirket yönetimine katılan şahısların TTK m.619 gereğince kendileri ile ilgili olan finansal tabloların ibrasında oy kullanmalarının yasak olduğunu, buna rağmen …. ve …. nin kendileri lehine oy kullandıklarını, 5 no’lu karar ile 2019-2020 yılı için yönetim kurulu üyelerinden …. ve …’nin ibrasına müvekkillerinden …..’nin ise ibra edilmemesine karar verildiğini, bu kararın usulsüz alındığını, iptalinin gerektiğini, 6 no’lu karar ile 2019-2020 yıllarına ait karın dağıtılmamasına karar verildiğini, Covid 19 pandemisi nedeniyle satışların olağanüstü arttığını, sermaye şirketini amacına, yapılan satışlara bakıldığında kar payının dağıtılmamasının hukuka aykırı olduğunu, 7 no’lu karar ile yönetim kurulu üyelerinin görev sürelerinin devamına ilişkin karar verildiğini, yönetim kurulu başkanı ….’nin görevden alınarak yeni bir yönetim kurulu başkanı seçilmesinin gerektiğini, eşitlik ilkesine aykırı davrandığını, 8 no’lu karar ile şirket denetçisi olarak ….’in seçilmesine karar verildiğini, şirketin gerçek durumunun tespiti için daha önce görev yapmamış birinin seçilmesinin ve kararın iptalinin gerektiğini, 10 no’lu karar ile yönetim kurulunda görev yapan ….’nin görevine son verilerek yeni bir yönetim kurulu başkanı seçilmesine dair madde eklenmesini istediklerini, zira ….’nin sağlık problemleri olduğunu, yeni bir yönetim kurulu başkanı seçilmesinin gerektiğini, 11 no’lu karar ile toplantı gündemine özel denetçi atanmasına dair madde eklenmesini talep ettiklerini, özel denetçi talebinin reddine karar verildiğini, bu kararın da iptalinin gerektiğini, 20/10/2021 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararların iptalinin gerektiğini, 3 no’lu karar ile şirket yönetim kurulu üyeliğine 3 yıl süre ile …. ve …’nin seçilmesine, …..’nin yönetim kurulu üyeliğine son verilmesine karar verildiğini, buna dair kararın hatalı olduğunu, 4 no’lu karar ile toplantı gündemine özel denetçi atanmasına dair madde eklenmesini talep ettiklerini, bu taleplerinin reddedildiğini, kararın iptalinin gerektiğini, 5 no’lu karar ile müvekkillerinin toplantı gündemine yönetim kurulunda yer alan ….’nin görevine son verilerek yeni bir yönetim kurulu başkanı seçilmesine dair madde eklenmesini talep ettiklerini, bu taleplerinin reddedildiğini belirterek davanın kabulü ile 30/07/2021 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 3,4,5,6,7,8,10,11 no’lu kararların iptali ile 20/10/2021 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan 3,4,5 no’lu kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin yönetim kurulu başkanı ….’nin vefatından sonra müvekkili şirketin yeni bir yapılanma içerisine girdiğini, tüm ortakların bir araya gelerek iyiniyetli yapmış oldukları 28/05/2020 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında yönetim kurulu başkanlığına ….’nin, yönetim kurulu başkan vekilliğine …’nin, yönetim kurulu üyeliğine ise …..’nin getirilmesine karar verildiğini, davacılardan …..’nin gerek TTK hükümleri gerekse ticari hayatın kendisinden beklediği görevleri yerine getirmediğini, sorumluluklarını ihmal ettiğini, davacıların kötüniyetle hareket ettiklerini, pandemi nedeniyle genel kurul toplantıları yapılamamasına rağmen davacılar Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile genel kurul istemli dava açtıklarını genel kurul toplantısı öncesinde finansal tabloların incelemeye açıldığını, buna rağmen davacıların gelmediklerini, açtıkları davanın reddedildiğini, iddiaların soyut olup gerçek dışı olduğunu, davanın reddinin gerektiğini, davacıların bilgi alma taleplerinin karşılanmadığı iddialarının gerçek dışı olduğunu, davacı …..’nin yasaya aykırı olarak şirketten dışarıya çıkarılması mümkün olmayan bilgileri talep ettiğini, ihtarname cevapları ile kendilerine cevap verildiğini, şirket binasına girişlerini izin verilmediği iddiasının gerçek dışı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an için davacıların bilgi alma haklarını engellediği düşünülse dahi davacıların kanunda kendilerine tanınan diğer hakları kullanmadan kötüniyetli olarak huzurdaki davayı açtıklarını, davacıların bugüne kadar TTK m.437/5 gereğince haklarını kullanmadıklarını, davacıların şirketin kaynaklarının yönetim kurulu başkanı ve başkan yardımcısının kendi çıkarları doğrultusunda kullandıkları yönündeki iddialarının dayanağının olmadığını, karın dağıtımının genel kurulun yetkisinde olup zorunlu olmadığını, davacıların eşitlik ilkesine aykırı davranıldığına ilişkin iddialarının gerçek dışı olduğunu, özel denetçi atanmasını gerektirir usulsüz bir işlemin bulunmadığını, davacılardan …..’nin kendisine düşen görevleri yerine getirmediğini, kötüniyetli olduklarını, davacıların finansal tabloların ibrasında vekaleten oy kullandığını, vekaleten oy kullanmanın yasak olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Davanın TTK’nun 445.maddesi gereğince açılan genel kurul kararının iptali istemine ilişkin olup, uyuşmazlığın 30/07/2021 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 3,4,5,6,7,8,10,11 no’lu kararların iptali ile 20/10/2021 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan 3,4,5 no’lu kararların kanun, ana sözleşme ve dürüstlük kurallarına aykırı olup olmadığı, iptallerinin gerekip gerekmediği hususlarında toplandığı anlaşılmıştır
Davalı şirket defter ve kayıtları ile dosya kapsamında inceleme yapılarak uyuşmazlığa konu olarak tespit edilen hususlarda bilirkişi incelemesi yapılarak rapor tanziminine karar verilmiştir.
SMMM …. ile ticaret hukuk bilirkişisi Prof. Dr. …. tarafından düzenlenen kök raporda, davalı … San. Ve Tic. A.Ş. tarafından ibraz edilen 2019-2020-2021 yılları ticari defterlerinin tutulduğu, 2019-2020-2021 yılları defterlerinin süresinde açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı, ticari defterlerinin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, ticari defterlerinin HMK m. 222 gereğince davalı lehine delil niteliğinin mahkemenin takdirlerinde olduğu, uyuşmazlık konusunun, 30.07.2021 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan 3,4,5,6,7,8,10,11 nolu kararlar ile 20.10.2021 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında alınan 3,4,5 no lu kararların kanun, esas sözleşme ve dürüstlük kurallarına aykırı olup olmadığı, iptallerinin gerekip gerekmediği hususlarında toplandığının anlaşıldığı, 30.07.2021 Tarihli Olağan Genel Kurulda Alınan Kararlar Bakımından; davacıların aktif husumet ehliyetini haiz oldukları, huzurdaki davanın üç aylık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, davacıların, iptali talep edilen tüm genel kurul kararları hakkında olumsuz oy kullandıkları ve muhalefetlerini toplantı tutanağına işlettikleri, dosya münderecatından davalı şirket faaliyet raporlarının dava konusu genel kurul toplantısından önce pay sahiplerinin incelemesine hazır bulundurulduğu anlaşıldığından, 2019-2020 yıllarına ait faaliyet raporlarının toplantı esnasında veya öncesinde pay sahibi davacılara incelemek için sunulmadığına ilişkin davacıların iddiasının ispata muhtaç olduğu, yapılan mali incelemede, dava konusu dönemde şirketin mevcudu ile faaliyet raporlarının uyumlu olduğunun tespit edildiği, 2019 yılı faaliyet raporunda yönetim kurulu üyesi ….nin imzasının; 2020 yılı faaliyet raporunda ise …..’nin imzasının bulunmadığının görüldüğü, bu durumda bahse konu faaliyet raporları kanuna aykırı olarak alındığından, faaliyet raporunun onaylanmasına ilişkin (3) nolu kararın kanuna aykırı olduğundan bahisle iptal edilebileceği, yapılan mali incelemede, finansal tabloların, Kurumlar Vergisi Beyannamesi eki olan bilanço ve gelir tabloları ile ticari kayıtlarla mutabık olduğunun tespit edildiği, dosya münderecatından davalı şirket finansal tablolarının dava konusu genel kurul toplantısından önce pay sahiplerinin incelemesine hazır bulundurulduğu anlaşıldığından, finansal tabloların toplantı öncesinde pav sahibi davacılara incelemek için sunulmadığına ilişkin davacıların iddiasının ispata muhtaç olduğu, dava konusu genel kurulda örtülü (zımni) ibra değil, açık ibra söz konusu olduğundan TTK m. 436/2 hükmünün uygulama alanı bulmayacağı, bu sebeple iptali talep edilen finansal tabloların onaylanmasına ilişkin (4) nolu kararda bu bakımdan kanuna aykırı bir yön bulunmadığı, Yönetim kurulu üyelerinin kendi ibralarında sahip oldukları paylardan doğan oy haklarını kullanmadıkları anlaşıldığından, iptali talep edilen ibra kararında bu bakımdan kanuna aykırı bir yön bulunmadığı, öte yandan Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları ile Bu Toplantılarda Bulunacak Bakanlık Temsilcileri Hakkında Yönetmelik m. 19/4 uyarınca yönetim kurulu üyeleri, yönetim kurulu üyesi olmayan diğer pay sahiplerinin oy haklarını temsilen kullanabildiğinden, iptali talep edilen (5) nolu ibra kararında bu bakımdan da kanuna aykırı bir yön bulunmadığı, davacılardan …..’nin ibrasının reddine ancak …. ve …’nin ibrasına dair verilen kararın kanuna aykırı olmadığı ancak dürüstlük kuralına aykırı olup olmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu, 2019-2020 yılı karlarının dağıtılmamasına ilişkin (6) nolu kararın, vazgeçilmez hak niteliğindeki birinci temettü alma hakkını ihlal ettiğinden bahisle batıl olduğu, Yönetim kurulu üyelerinin görev süresi kural olarak 28.05.2023 tarihinde sona ereceğinden esasen yönetim kurulu üyelerinin görev süresinin -süre bitimine kadar- devamına şeklinde bir karar alınmasına gerek bulunmadığı, bu sebeple iptali talep edilen (7) nolu kararda kanuna aykırı bir yön bulunmadığı, dosya münderecatında Şirket denetçisi ….’in TTK m. 400 hükmü kapsamına girdiğini gösteren bir delile rastlanmadığı, bu sebeple iptali talep edilen (8) nolu kararda kanuna aykırı bir hususa rastlanmadığı, davacıların gündeme madde eklenmesi taleplerini genel kurul esnasında yani ilan ücretinin yatırılması tarihinden sonra yaptıkları anlaşıldığından, iptali talep edilen (10) nolu (olumsuz) kararda kanuna aykırı bir yön bulunmadığı, TTK m. 439 hükmü karşısında, iptali talep edilen (11) nolu kararın iptalinde hukuki yarar bulunmadığı, İptali talep edilen (3) nolu kararda kanuna aykırı bir yön bulunmadığı ancak şüphesiz görevden alınan üyenin tazminat hakkının saklı olduğu, İptali talep edilen (4) nolu karar hakkında 30.07.2021 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan ( 11) nolu karara ilişkin açıklamalara yollama yapıldığı, İptali talep edilen (5) nolu karar hakkında 30.07.2021 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan (10) nolu karara ilişkin olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi raporuna itiraz sonucu aynı heyetten alınan ek raporda, kök Rapor Mali İncelemelerinde tespit edilen hususla in yapılan itirazların, Şirketin fiili durumu ile mali tablolarının ve faaliyet raporunun gerçeği yansıtmadığı iddiası noktasında toplandığı, ancak Davacılar vekili tarafından Kök raporda yer alan kanaatleri değiştirebilecek herhangi bir belge tarafımıza ibraz edilmediği, davalı vekilinin itirazları bakımından kök raporumuzdaki açıklamalarımıza yollama yapıldığı, kök raporumuzda vardığımız kanaatimizi değiştirecek bir veriye rastlanmadığı belirtilmiştir.
TTK’nun 445 maddesinde, 446 ncı maddede belirtilen kişilerin kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabileceği, 446.maddesi toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahiplerinin iptal davası açabileceğini düzenleme altına almıştır.
Davacı tarafça 30/07/2021 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 3, 4, 5, 6, 7, 8, 10 ve 11 no’lu kararlar ile 20/10/2021 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan 3, 4 ve 5 no’lu kararların iptali talep edilmiştir.
30/07/2021 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan
Faaliyet raporunun onaylanmasına ilişkin 3 no’lu kararın iptali talebi yönünden;
6102 sayılı TTK’nın 514. Maddesine göre, yönetim kurulu, geçmiş hesap dönemine ait, Türkiye Muhasebe Standartlarında öngörülmüş bulunan finansal tablolarını, eklerini ve yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporunu, bilanço gününü izleyen hesap döneminin ilk üç ayı içinde hazırlayıp genel kurula sunmakla yükümlüdür. Bunun yanı sıra TTK’nın 437/1. Maddesi uyarınca, finansal tablolar, konsolide finansal tablolar, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu, denetleme raporları ve yönetim kurulunun kâr dağıtım önerisi, genel kurulun toplantısından en az onbeş gün önce, şirketin merkez ve şubelerinde, pay sahiplerinin incelemesine hazır bulundurulmalıdır. Her pay sahibi, gideri şirkete ait olmak üzere gelir tablosuyla bilançonun bir suretini isteyebilir. Davacı taraf, 2019-2020 yıllarına ait yönetim kurulu faaliyet raporlarının toplantı esnasında veya öncesinde pay sahibi davacılara incelenmek üzere sunulmadığını belirtmiş ise de yasanın aradığı şekilde ortakların erişimine sunulduğu anlaşılmaktadır. Faaliyet raporunun gerçeği yansıtmadığı iddia edilmiş ise de şirketin mevcudu ile faaliyet raporlarının uyumlu olduğu tespit edilmiştir. Bununla birlikte Faaliyet Raporu Yönetmeliği’nin 16.maddesi uyarınca faaliyet raporunun şirketin yönetim organı başkanı ve üyeleri tarafından imzalanarak onaylanacağı, yönetim organı üyelerinden herhangi birinin yıllık faaliyet raporunda yer alan bilgilerle ilgili farklı görüşte olması halinde itiraz ettiği hususların gerekçeleri ile birlikte faaliyet raporunda belirtileceği düzenlenmiş olup, faaliyet raporunda imzaların bulunmaması raporun geçersiz sayılması sebebidir. 2019 yılı faaliyet raporunda yönetim kurulu üyesi ….nin imzasının, 2020 yılı faaliyet raporunda ise …..’nin imzasının bulunmadığı anlaşılmakla bu sebeplerle faaliyet raporunun onaylanmasına ilişkin 3 no’lu kararın iptaline karar verilmiştir.
2019-2020 yılı gelir gider tablosu ile bilanço hesaplarının onaylanmasına ilişkin 4 no’lu kararın iptali talebi yönünden;
TTK’nun 68/3. Maddesinde, yıl sonu finansal tabloları, bilanço ile gelir tablosundan oluştuğu düzenlenmiştir. Ayrıca TTK’nın 515. maddesi “Anonim şirketlerin finansal tabloları, Türkiye Muhasebe Standartlarına göre şirketin malvarlığını, borç ve yükümlülüklerini, öz kaynaklarını ve faaliyet sonuçlarını tam, anlaşılabilir, karşılaştırılabilir, ihtiyaçlara ve işletmenin niteliğine uygun bir şekilde; şeffaf ve güvenilir olarak; gerçeği dürüst, aynen ve aslına sadık surette yansıtacak şekilde çıkarılır” şeklindedir. Bilirkişi heyeti tarafından yapılan incelemede finansal tabloların, bilanço ve gelir tablolar ile ticari kayıtların mutabık olduğu tespit edilmiştir. TTK’nın 437/1. maddesinde, finansal tablolar, konsolide finansal tablolar, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu, denetleme raporları ve yönetim kurulunun kâr dağıtım önerisi, genel kurulun toplantısından en az onbeş gün önce, şirketin merkez ve şubelerinde, pay sahiplerinin incelemesine hazır bulundurulması gerektiği, her pay sahibinin gideri şirkete ait olmak üzere gelir tablosuyla bilançonun bir suretini isteyebileceği, davalı şirketin finansal tablolarını genel kurul toplantısından önce pay sahiplerinin incelemesine hazır ettiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafın 02/07/2021 tarihinde suret talebinde bulunduğu, genel kurul toplantı tarihinin ise 30/07/2021 olduğu, talep edilen tarih itibariyle şirketin bilançoyu hazır bulundurma zorunluluğunun bulunmadığı, bu sebeplerle alınan kararda iptali gerektirir bir husus bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafça TTK’nun 619.maddesi gereğince şirket yönetimine katılan şahısların kendileri ile ilgili finansal tabloların ibrasında oy kullanmasının yasak olması nedeniyle alınan kararın iptalini talep etmiş ise de, bilançonun onaylanmasının zımni ibra sayılması halinin ancak genel kurulda açık ibranın söz konusu olmadığı hallerde söz konusu olabileceği, dava konusu genel kurulda açık ibra olması nedeniyle TTK’nun 436/2 maddesi hükmünün burada uygulanamayacağı, bu sebeple de iptali gerektirir bir husus bulunmadığı anlaşılmakla 4 no’lu kararın iptali talebinin reddine karar verilmiştir.
Yönetim Kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin 5 no’lu kararın iptali talebi yönünden;
Dava konusu genel kurul toplantısının 5. Maddesinde, yönetim kurulu üyelerinin ayrı ayrı ibralarının oylandığı, …. ve ….’nin ibrasının onaylandığı, …..’nin ise ibra edilmediği anlaşılmaktadır. TTK’nın 436. maddesi hükmü emredici olup bu madde hükmüne aykırı hareket edilmesi halinde kullanılan oylar geçersiz olacağından alınan genel kurul kararı da yok hükmünde olacaktır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 436/2. maddesi gereğince, şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişiler, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamaz.İbraya ilişkin genel kurul tutanağından anlaşıldığı üzere, haklarında ibra kararı bulunan yönetim kurulu üyeleri ibra oylamasına katılmamıştır. Yönetim kurulu üyeleri …. ve ….’nin ibrasına ilişkin genel kurul kararının kanuna ve esas sözleşmeye aykırı olmadığı, denetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin kararda kanun, ana sözleşme ve iyiniyet kurallarına aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla bu şahıslar hakkındaki bu karar yönünden iptal talebinin reddine karar verilmiştir.
Gündemde ibraya ilişkin ayrı bir madde bulunması (açık ibra) halinde faaliyet raporu ve bilançonun onaylanması ile ibra kararları hiçbir biçimde birbiriyle bağlantılandırılamaz. Zira bu durumda genel kurul, ibra kararı verip bilançoyu onaylamayacağı gibi, bilançoyu onaylayıp ibra kararından imtina edebilir (Yargıtay 11 HD, 24/06/1976, 1976/2890 Esas, 1976/3333 K) Bu sebeple faaliyet raporunun onaylanmasının iptaline karar verilmesi açık ibra söz konusu olmakla birbiriyle bağlantılı değildir.
Dava konusu genel kurul toplantısında …. ve …’nin ibra edildiği, buna karşılık …..’nin ise ibra edilmediği anlaşılmaktadır. Söz konusu karar henüz uygulanabilir nitelikte değildir. Zira, böyle bir karara dayanılarak yönetim kurulu üyeleri hakkında sorumluluk davası açılabilmesi mümkün bulunmamaktadır. Bunun için, 6102 sayılı TTK’da bu yönde bir hüküm olmasa da mülga TTK’nın 341. Maddesi hükmüne göre, genel kurulun dava açılmasına özel olarak karar vermesi gerekmektedir. Bu itibarla, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmemelerine ilişkin bir genel kurul kararının iptalini, haklarında sorumluluk davası açılması yolunda alınmış genel kurul kararı bulunmadan önceki bir aşamada dava ve talep edebilmeleri mümkün değildir. Davanın açıldığı tarihten sonra davacı hakkında sorumluluk davası açılması için karar alındığına ilişkin tarafların bir iddia ve savunması da bulunmamaktadır. Anonim şirketlerde şirket ile yönetim kurulu üyeleri arasındaki hukuki ilişkide yönetim kurulu üyelerinin ortaklığın yönetimi ve iş yılı sonunda hesap verme yükümlülüğü bulunmakla birlikte, ibra edilmeyi talep hakları da bulunmaktadır. Genel kurulun ibra konusunda geniş taktir yetkisi bulunmakla birlikte bu yetki sınırsız olmayıp sorunsuz bir bilanço ve yıllık raporlarla, faaliyet dönemine ait işlemlerin hesabını veren yönetim kurulunun ibra edilmesi gerektiği, ortada somut nedenler yokken ve diğer yönetim kurulu üyeleri ibra edilmiş iken ibradan kaçınılmasının dürüstlük kurallarına aykırı düşeceği de kabul edilmelidir. Genel kurula sunulmuş olan mali ve finansal tablolar ile faaliyet raporları dahilinde yönetim kurulu üyelerinin şirkete karşı tazmin sorumluluğunu gerektirecek bir hususun ve zararın bulunduğu da bildirilmemiştir. Aynı genel kurulda …. ve ….nin ibrasına karar verilmiş iken …..’nin ibra edilmemesi dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiğinden karar bu yönüyle mahkememizce iptal edilmiştir.
Kar payı dağıtılmamasına ilişkin 6 no’lu kararın iptali talebi yönünden;
TTK’nun 511.maddesi “Yönetim kurulu üyelerine kazanç payları sadece net kardan ve ancak kanuni yedek akçe için belli bir ayrım yapıldıktan ve pay sahiplerine ödenmiş sermayenin yüzde beşi oranında veya esas sözleşmede öngörülenden daha yüksek bir oranda kar payı dağıtıldıktan sonra verilebilir” şeklinde düzenlenmiştir. Kanun koyucu, pay sahiplerine dağıtılacak birinci temettüyü, şirketin genel kanuni yedek akçesinin ikinci ayrımının önüne koymaktadır. Maddenin lafzından anlaşılacağı üzere, şirket o faaliyet döneminde net kar elde etmişse, kanuni yedek akçelerin ikinci ayrımının yapılabilmesi için pay sahibine birinci temettünün ödenmesi gerekmektedir. Kanuni yedek akçenin birinci ayrımından sonra ve fakat ikinci ayrımından önce ayrılarak pay sahiplerine ödenecek yüzde beş oranındaki kar payı “temel kar payı hakkı” olarak adlandırılmakta olup bu hakkın vazgeçilmez bir hak olduğu kabul edilmektedir. Bilirkişi raporu ile 2019 yılında zarar raporlandığı, 2020-2021 yıllarında kar raporlandığı, 31/12/2021 tarihi itibariyle geçmiş yıllar karları hesabı bakiyesinin 685.973,26 TL olduğu, şirketin birinci temettü olarak 2020 yılında 34.298,66 TL ve 2021 yılında 20.280,19 TL olmak üzere 2020-2021 yılına ilişkin toplam 54.578,85 TL’nin ortaklarına dağıtımı konusunda karar almadığının tespit edildiği, bu suretle vazgeçilmez hak niteliğindeki birinci temettü alma hakkının ihlal edildiği anlaşılmakla 6 no’lu kararın iptaline karar verilmiştir.
Yönetim kurulunun görevinin süre bitimine kadar devamına ilişkin 7 no’lu kararın iptali talebi yönünden;
Davacı tarafça yönetim kurulunda bulunan ….’nin eşitlik ilkesine aykırı davranışları nedeniyle kararın iptali talep edilmiş ise de, yönetim kurulu üyelerinin 28/05/2020 tarihli genel kurulda 3 yıl için seçildikleri, görev sürelerinin 28/05/2023 tarihine kadar devam edeceği ve öncesinde devamına ilişkin genel kurul kararı alınmasına gerek bulunmadığı, alınan kararda iptali gerektirir bir husus bulunmadığı gibi iptal edilmiş olsa dahi görev süresinin sona ermesi anlamına gelmeyeceği anlaşılmakla bu kararın iptali talebinin reddine karar verilmiştir.
Şirket denetçisi seçimine ilişkin 8 no’lu kararın iptali talebi yönünden;
TTK’nun 400.maddesinde şirkete denetçi olarak seçilme koşulları belirtilmiştir. Davacı tarafça, denetçi olarak seçilen ….’in şirket içinde görev yaptığı ve şirketin gerçek durumunun anlaşılabilmesi için daha önce şirkette denetçi olarak görev almamış bir kişinin seçilmesi gerektiği belirtilmiş ise de, denetçinin yasada öngörülen engel hallerinin bulunmadığı, kararda iptali gerektirir bir husus bulunmadığı anlaşılmakla iptal talebinin reddine karar verilmiştir.
….’nin görevden alınarak yeni yönetim kurulu başkanı seçilmesi talebine ilişkin 10 no’lu kararın iptali talebi yönünden:
TTK’nun 411/1 maddesi uyarınca azlık, yönetim kurulundan yazılı olarak gerektirici sebepleri ve gündemi belirterek genel kurulu toplantıya çağırabileceği gibi genel kurul toplanacak ise karara bağlanmasını istedikleri konuları gündeme koymasını isteyebilecektir. TTK’nun 411/3 maddesi gereğince toplantıya çağrı ve gündeme madde konulması isteklerinin noter aracılığıyla yapılması gerekmektedir. Dava dosyasında davacıların gündeme madde eklenmesi taleplerini noter aracılığıyla yaptıklarına dair bir belge sunulmamıştır. Yine gündeme madde konulması isteminin, çağrı ilanının Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlanmasına ilişkin ilan ücretinin yatırılması tarihinden önce yönetim kuruluna ulaşması gerekmektedir. Davacıların, gündeme madde eklenmesi taleplerini genel kurul esnasında, ilan ücretinin yatırılması tarihinden sonra yaptıkları, bununla birlikte kararın iptalini gerektirir bir hususun bulunmadığı anlaşılmakla iptal talebinin reddine karar verilmiştir.
Şirkete özel denetçi atanması talebine ilişkin 11 no’lu kararın iptali talebi yönünden;
TTK’nun 438/1 maddesi “Her pay sahibi, pay sahipliği haklarının kullanılabilmesi için gerekli olduğu taktirde ve bilgi alma veya inceleme hakkı daha önce kullanılmamışsa, belirli olayların özel bir denetimle açıklığa kavuşturulmasını, gündemde yer almasa bile genel kuruldan isteyebilir” şeklinde düzenlenmiştir. Dolayısıyla özel denetim talebi, gündeme bağlılık ilkesinin istisnalarından biridir. Genel kurulun özel denetçi atanması talebinin reddine karar verilmesi halinde iptal davası açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Zira TTK’nun 439.maddesinde azlığa genel kurulun red kararına karşı gerekli şartlar yerine getirilmişse özel denetçi atanması talebiyle mahkemeye başvurma hakkı getirilmiş olup, kararın reddi halinde iptali isteminde hukuki yarar bulunmamaktadır. Bu sebeple bu maddenin iptali talebinin reddine karar verilmiştir.
20/01/2021 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan
3 no’lu genel kurul kararının iptali talebi yönünden;
Anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin görevden alınması TTK’nun 364.maddesinde düzenleme altına alınmış olup, yönetim kurulu üyeleri esas sözleşmeyle atanmış olsalar dahi, gündemde ilgili bir maddenin bulunması veya gündemde madde bulunmasa bile haklı bir sebebin varlığı halinde, genel kurul kararıyla her zaman görevden alınabilecektir. Davalı şirketin …..’nin yönetim kurulu üyeliğinden alınması hususunda haklı sebepler ileri sürdüğü, kararın iptalini gerektirir bir husus bulunmadığı anlaşılmakla kararın iptali talebinin reddine karar verilmiştir.
4 no’lu genel kurul kararının iptali talebi yönünden;

Davacı taraf, şirkete özel denetçi atanmasına ilişkin gündeme madde eklenmesini talep etmiş ve bu talepleri reddedilmiştir. TTK’nun 438/1 maddesi “Her pay sahibi, pay sahipliği haklarının kullanılabilmesi için gerekli olduğu taktirde ve bilgi alma veya inceleme hakkı daha önce kullanılmamışsa, belirli olayların özel bir denetimle açıklığa kavuşturulmasını, gündemde yer almasa bile genel kuruldan isteyebilir” şeklinde düzenlenmiştir. Dolayısıyla özel denetim talebi, gündeme bağlılık ilkesinin istisnalarından biridir. Genel kurulun özel denetçi atanması talebinin reddine karar verilmesi halinde iptal davası açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Zira TTK’nun 439.maddesinde azlığa genel kurulun red kararına karşı gerekli şartlar yerine getirilmişse özel denetçi atanması talebiyle mahkemeye başvurma hakkı getirilmiş olup, kararın reddi halinde iptali isteminde hukuki yarar bulunmamaktadır. Bu sebeple bu maddenin iptali talebinin reddine karar verilmiştir.
5 no’lu genel kurul kararının iptali talebi yönünden;
Davacı taraf, toplantı gündemine ….’nin görevine son verilerek yeni bir yönetim kurulu başkanı seçilmesine ilişkin olarak gündeme madde eklenmesini talep etmiş ve talepleri reddedilmiştir. TTK’nun 411/1 maddesi uyarınca azlık, yönetim kurulundan yazılı olarak gerektirici sebepleri ve gündemi belirterek genel kurulu toplantıya çağırabileceği gibi genel kurul toplanacak ise karara bağlanmasını istedikleri konuları gündeme koymasını isteyebilecektir. TTK’nun 411/3 maddesi gereğince toplantıya çağrı ve gündeme madde konulması isteklerinin noter aracılığıyla yapılması gerekmektedir. Dava dosyasında davacıların gündeme madde eklenmesi taleplerini noter aracılığıyla yaptıklarına dair bir belge sunulmamıştır. Yine gündeme madde konulması isteminin, çağrı ilanının Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlanmasına ilişkin ilan ücretinin yatırılması tarihinden önce yönetim kuruluna ulaşması gerekmektedir. Davacıların, gündeme madde eklenmesi taleplerini genel kurul esnasında, ilan ücretinin yatırılması tarihinden sonra yaptıkları, bununla birlikte kararın iptalini gerektirir bir hususun bulunmadığı anlaşılmakla iptal talebinin reddine karar verilmiş olup aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE,
1-Davalı şirketin 30/07/2021 tarihli olağan genel kurul toplantısı 3 ve 6 nolu kararlar ile 5 nolu kararda …..’nin ibra edilmemesine ilişkin kısmın iptaline, 5 nolu kararda ibra edilmeye ilişkin kararın iptali talebi ile diğer maddelerin iptali taleplerinin reddine,
2-Davalı şirketin 20/01/2021 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararların iptali talebinin reddine,
3-Alınması gereken 179,90 TL’nin davacı tarafça peşin yatırılan 59,30 TL’den tenzili sonucu eksik bakiye 120,60 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan ilk dava açılış gideri 118,60 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 4.202,60 TL’nin kabul- red oranı üzerinden 2.101,30 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre takdir olunan 9.200 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre takdir olunan 9.200 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının hüküm kesinleştikten sonra ilgililere iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yoklığunda, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 17/05/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip ..
¸e-imzalıdır