Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/899 E. 2023/732 K. 11.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/899 Esas
KARAR NO : 2023/732

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/10/2021
KARAR TARİHİ : 11/07/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili …. aleyhine davalı … tarafından Silivri İcra Müdürlüğü’nün …. E. sayılı dosyası üzerinden kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile 3.500,00-TL senedin (bono) avans faizi ile birlikte tahsili maksadıyla ilamsız icra takibi başlatılmış olduğunu, davacı müvekkili tarafından işbu takibe itiraz edilmişse de itiraz usulüne uygun olmadığından takip kesinleşmiş ve dolayısıyla davacı müvekkili aleyhine icrai işlemler de devam etmiş olduğunu, icrai işlemler kapsamında davacı müvekkilinin alacaklı sıfatını haiz olduğu İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün …. E. sayılı dosyasına davalı tarafça alacağın haczi maksadıyla haciz konulmuş ve haczedilen tutar Silivri İcra Müdürlüğü’nün ilgili dosyasına İstanbul …. İcra Müdürlüğünce 20.10.2021 tarihinde yatırılmış olduğunu, davacı müvekkilinin bu vesileyle borçlu olmadığı bir parayı davalıya ödemek mecburiyetinde kalmış olduğunu, ancak ne var ki; takibe konu senet üzerindeki imza ve yazılar davacı müvekkiline ait olmadığından bahisle huzurdaki davayı açmak zarureti hasıl olduğunu, davacı müvekkilinin davalı ile herhangi bir tanışıklığı bulunmadığını, bunun gibi, taraflar arasında hukuki veya fiili bir iş ve işlem veya ilişki de mevcut olmadığını, buna rağmen davalı tarafın, imza ve yazıları davacıya ait olmayan bir senede istinaden davacı müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine özgü ilamsız icra takibi başlatmış olduğunu, oysa ki davacı müvekkilinin davalının ismini dahi kendisine gönderilen ödeme emri ile öğrenmiş olduğunu, davacı müvekkilinin bu maksatla, mezkur takip kapsamında kendisine tebliğ edilen ödeme emrine karşı ilgili icra müdürlüğüne müracaatla itirazda bulunmuşsa da takibe karşı itirazını usulüne uygun yapmadığından ve itirazın sonucu kendisine bildirilmediğinden itiraz süresini kaçırmış ve müvekkili aleyhine başlatılan icra takibinin böylelikle kesinleşmiş olduğunu, davacı müvekkilinin de takibin devam ettiğini alacaklı olduğu ve vekaleten taraflarınca yürütülen İstanbul …. İcra Müdürlüğünün …. E. sayılı dosyasına davalı lehine alacak haczi konulması vesilesiyle öğrenmiş olduğunu, akabinde, alacak haczine istinaden toplam 6.283,70-TL tutarın 20.10.2021 tarihinde İstanbul …. İcra Müdürlüğünce Silivri İcra Müdürlüğünün …. E. sayılı dosyasına gönderilmiş olduğunu, bakiye dosya borcu olan 4,91-TL’nin ise 26.10.2021 müvekkilince dosyaya ödenmiş olduğunu, davacı müvekkilinin, borçlu olmadığı bir parayı imza ve yazısı kendisine ait olmayan bir senede istinaden aleyhine başlatılan icra dosyası dolayısıyla davalıya ödemek zorunda kalmış olduğunu, davalının takibe konu ettiği senet üzerinde bulunan imza ve yazıların hiç bir surette davacı müvekkiline ait olmadığını, dikkatle incelendiğinde anlaşılacağı üzere, işbu senedin tek bir kalem ile doldurulmuş olduğunun, tıpkı yazılar gibi senet üzerindeki imzalarında da aynı elin ürünü olduğunun açıkça anlaşılmakta olduğunu, üstelik senet üzerindeki imzaların da birbirinden farklı olduğunu ve bu farkın ilk bakışta, çıplak gözle dahi tespit edilebilmekte olduğunu, dava dilekçesi ekinde yer alan vekaletnameden de görüleceği üzere müvekkilinin imzasının şekilden ibaret olduğu, harf vs. içermediği, senet üzerindekinden başka bir imza olduğunun anlaşılmakta olduğunu, işbu sebeple mezkur senedin sahteliğinin mahkememizce tespitini talep ediyor olduklarını, ayrıca müvekkilinin imzasının tespiti maksadıyla imza beyannamesini de dava dilekçesi ekinde mahkememize sunuyor olduklarını, müvekkilinin imzasının taklit edilmek suretiyle senedin davalı ve/veya başka kimselerce imzalandığının aşikar olduğunu, mahkememizce yapılacak imza incelemesi ve/veya bu uğurda toplanacak delillerin (ilgili kurum ve kuruluşlardan celp edilecek imza örnekleri, bilirkişi incelemesi gibi) iddialarını ispatlamaya yetecek olduğunu, bu husus aynı zamanda ceza hukuk kuralları çerçevesinde suç teşkil ettiğinden, konu ile ilgili şikayet haklarını da kullanacaklarını ve bu kapsamda yaptıkları müracaata ilişkin bilgilerin bilahare huzurdaki dosyaya sunulacağını, davacı müvekkili, borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kaldığından, işbu tutarın davalıdan İİK’nın 72. maddesi gereğince faizi ile beraber istirdatı gerektiğini, mahkememizce istirdatına karar verilmesi lazım gelen tutarın, senet üzerinde yazılı tutar olmayıp, davacı müvekkilinin icra dairesine ödemiş olduğu tutar ve bu tutarın faizi olduğunu,
davacı müvekkilince davalıya sahte senede istinaden ödenen paranın faizi ile iadesi gerektiğini, davalıya, sahte senede istinaden başlatılan icra takibi neticesinde ödenen paranın, ödeme tarihinden itibaren faizi ile beraber ödenmesi gerektiğini beyanla; davanın kabulüne, senet üzerindeki imzanın müvekkili davacıya ait olmadığının ve dolayısı ile davalıya borcunun da bulunmadığının tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davalı tarafın davacı müvekkilinden usul ve yasaya aykırı olarak tahsil ettiği 6.283,70-TL’nin ödeme tarihi olan 20.10.2021 tarihinden, 4,91-TL’nin ise ödeme tarihi olan 26.10.2021 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun md. 2 ve 4-a hükümleri gereğince hesaplanacak faizi ile birlikte davalıdan istirdadına ve davacı müvekkile ödenmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; istirdat davasını açmadan önce bir arabulucuya başvurması gerektiğini, arabuluculuğa başvuru yapılmadığını, bu nedenle davanın esasına geçilmeden ön inceleme duruşmasında davanın zorunlu arabulucuya başvurma dava şartı eksikliği nedeniyle reddedilmesini talep ediyor olduklarını, müvekkilinin davacı ile ilgili icra takibini Silivri İcra Müdürlüğünün …E. sayılı dosyası ile Silivri İlçesinde yapmış olduğunu, yine müvekkilinin yerleşim yerinin ve mernis adresinin aynı adres olup …. Mah. …. Sk. No: Gülağaç/ AKSARAY olduğunu, bu bağlamda huzurda bulunan davanın Silivri İlçesinde veya Aksaray İlinde açılması gerekirken davanın yetkisiz bir mahkeme olan Bakırköy İlçesinde açılmış olduğunu, tüm bu sebeplerle Bakırköy mahkemelerinin bu davaya bakma yetkisi bulunmadığından YETKİSİZLİK itirazında bulunuyor olduklarını, davanın esasına geçilmeden ön inceleme duruşması ile YETKİSİZLİK kararı verilerek dosyanın yetkili ve görevli Aksaray Asliye Ticaret mahkemesine gönderilmesini talep ediyor olduklarını, müvekkilinin 2014 ile 2018 yılları arasında Silivri İlçesinde inşaat iskelesi kiralama işi yapmış olduğunu, 2018 yılı itibariyle emekli olan müvekkilinin iskele kiralama işini çocuklarına devrederek memleketi Aksaray’a dönmüş ve buraya yerleşmiş olduğunu, müvekkilinin demir iskele kiralama işini icra ettiği sırada 11.09.2016 tarihinde davacı ….’ın eniştesi …. ile birlikte müvekkilinin yanına gelerek Silivri …. köyünde bir villanın dış dekorasyon işini aldıklarını, bu iş için kendilerine 3 aylığına 150 ayak demir iskeleye ihtiyaçları olduğunu, iskelenin ücretini iş bitimi ödeyeceklerini beyan etmeleri üzerine, müvekkilinin davaya konu 11.09.2016 tarihli 3500 TL bedelli senedi davacı, eniştesi ve iskelelerin nakliye işlerini yaptırdığı ….un huzurunda söz konusu senedi düzenlemiş, herkesin huzurunda senedi imzalaması için aynı kalemi davacı …’a vermiş ve davacınında senedi herkesin huzurunda imzalamış olduğunu, bu nedenle senedin sahte olarak düzenlendiği iddiasının tamamen gerçek dışı olup, bu hususta şahitleri dinlendiğinde gerçeğin ortaya çıkacak olduğunu, taraflar arasındaki anlaşmanın tamamlanması ve söz konusu senedin şahitler huzurunda düzenlenmesinden sonra kiralanan 150 ayak demir iskelenin davacı, eniştesi ve nakliyeci ….un yardımıyla nakliye aracına yüklenmiş, nakliyeci …. tarafından taşınan direklerin Silivri … köyündeki dış dekorasyon işi yapılacak olan villanın bahçesine indirilmiş olduğunu, davacının almış olduğu bu işi üç ay içerisinde bitirememiş, müvekkiline de senede konu ödemeyi yapmamış olduğunu, işin uzaması üzerine müvekkilinin işin yapıldığı Silivri …. köyündeki villaya giderek iskeleleri kontrol ettiğinde bir çok iskelenin parçasının kırılıp kesildiğini ve iskelelere zarar verildiğini görmüş, sonrasında müvekkilinin villanın bekçisinin yanına giderek, davacının işi bitirdiğinde kendisine haber vermesini istemiş, aradan bir müddet zaman geçtikten sonra işin yapıldığı villanın bekçisinin müvekkilini arayarak, davacının işi bitirdiğini, müvekkiline ait iskelelerinde davacı tarafından Kavaklı köyü çıkışında yol kenarına atıldığını beyan etmiş olduğunu, bunun üzerine müvekkilinin yanına nakliyeci ….’u da alarak Kavaklı köyüne gitmiş ve iskeleleri masraflarınıda kendisi karşılayarak Silivri’deki deposuna getirmiş olduğunu, aradan geçen zamana rağmen müvekkilinin alacağını alamadığı gibi bir çok iskele parçasının kırılıp kesilmesi nedeniyle ve nakliye ücretleriyle beraber 10.000 TL civarında zararı oluştuğunu, müvekkilinin davacıyı arayarak kendisinden şikayetçi olacağını söyleyince davacının müvekkilin tüm zararını gidereceğini şikayetçi olmamasını beyan etmiş, müvekkilinin de borcun ödeneceği ve zararının davacı tarafından karşılanacağı umuduyla şikayetçi olmadığını, davacının bu şekilde müvekkiliin iki yıla yakın oyalamış olduğunu, müvekkilinin borcun ödenmeyeceğini kendisinin oyalandığını anlayınca Silivri İcra Müdürlüğünün …. E. sayılı dosyası kapsamında 18/05/2018 tarihinde icra takibi başlatmış olduğunu, davacının, borçlu olduğunu bilmesine rağmen zaman kazanmak için kötü niyetle takibe itiraz etmiş ancak İcra Müdürlüğünce itirazının 30/05/2018 tarihinde usulüne uygun olmadığından bahisle red edilmiş olduğunu, yapılan icra takibinin kesinleşmesine müteakip 06/11/2018 tarihinde borçluya ait …,…. ve …. plakalı araçlara haciz konulmuş, ancak araçlar üzerinde bir çok haciz olması nedeniyle alacağın tahsil edilememiş olduğunu, davacı tarafın sahte senetle icra takibi yapıldığı iddiaları doğru olsa idi davacı tarafın takibin kesinleşmesine müteakip üç adet aracına haciz konulması üzerine vakit kaybetmeksizin hukuki ve cezai süreci başlatıp iddialarını ispatlayacak olduğunu, takibin kesinleşmesinin üzerinden dört yıla yakın bir sürenin geçmesinden sonra davacının hiç bir zaman ödemeyi düşünmediği bir borcu elinde olmayan nedenlerle cebri icra yoluyla ödemek zorunda kalınca asılsız iddialarla huzurdaki davayı açmış olduğunu beyanla; öncelikle davanın zorunlu arabulucuya başvurma dava şartı eksikliği nedeniyle reddedilmesini, Bakırköy mahkemelerinin davaya bakma yetkisi bulunmadığından davanın esasına geçilmeden önce YETKİSİZLİK kararı verilerek dosyanın yetkili ve görevli Aksaray Asliye Ticaret mahkemesine gönderilmesi, sonuç itibariyle haksız ve kötü niyetle açılmış davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretininde davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ödenen senet bedeli nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ve istirdat istemine ilişkin olup, uyuşmazlık; davanın arabuluculuk şartına tabi olup olmadığı, mahkememizin yetkili olup olmadığı, senetteki imzanın davacının eli ürünü olup olmadığı, davalıya ödenen senet bedelinin istirdatının gerekip gerekmediği hususlarındadır.
Silivri İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasının celbi talep edilmiş, dosya uyap sistemi üzeriden mahkememize gönderilmiş olup, davalı tarafça davacı taraf aleyhine 3.500,00TL asıl alacak, 520,69 TL işlemiş faiz, 10,50 TL komisyon olmak üzere toplam 4.031,19 TL üzerinden kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı anlaşıldı.
Dosyanın senet altındaki imzanın davacının eli ürünü olup olmadığının tespiti için Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesine karar verilmiş olup, ATK Fizik İhtisas Dairesi’nin …. tarih ve … nolu raporunda özetle; …’a ait mukayese yazı/imzalarını içerir; 02/05/2012 düzenlenme tarihli, …. yevmiye numaralı imza beyannamesinin, 09/05/2016 tarihli, dilekçenin, … isimli kişinin kimlikkartı fotokopisinin, 03/11/2014 tarihli, dekontun, İfade ve İstiktab Tutanaklarının, bila tarihli, müşteri no verme ve ürün başvuru formu fotokopisinin, 25/05/2018 tarihli, dilekçe fotokopisinin, farklı tarihlerde tanzim edilmiş 4 adet çek fotokopisinin incelendiği SONUÇ OLARAK; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından yapılan incelemede; inceleme konusu senette atılı borçlu imzaları ile …’ın mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği bildirilmiştir.
Dava, takibe konu senet nedeni ile borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı tarafın iddiası hakkında başlatılan kambiyo senetlerine dayalı icra takibine konu senet üzerinde yer alan imza ve yazıların kendisine ait olmadığına yöneliktir. Davalı taraf ise, davacı ile aralarında yer alan temel borç ilişkisine dayalı olarak davacı taraftan alacaklı olduğu iddiası ile davanın reddini talep etmektedir. Davacı tarafın iddiası mutlak defi niteliğinde olup herkese karşı ileri sürülebilecektir. Takibe konu senedin kıymetli evrak olması ve zorunlu şekil şartlarını da ihtiva ettiği dikkate alındığında davalı tarafın itirazları yerinde görülmemiştir. Buna göre ilgili evrak aslı üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen ATK Fizik İhtisas Dairesi’nin 10/04/2023 tarihli raporu ile inceleme konusu senette atılı borçlu imzaları ile davacı …’ın mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği tespit edilmiştir. Buna göre senet üzerinde davacı adına atılı imzanın davacının eli ürünü olmadığı, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün 15/10/2021 tarihli haciz yazısı uyarınca ödemenin yapıldığı, davacı iddialarının sabit olduğu anlaşılmaktadır. Açıklanan bu nedenlerle açılan davanın kabulü ile davacı tarafın Silivri İcra Müdürlüğü’nün ….Esas sayılı takip dosyası nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, 6.283,70 TL’nin 20.10.2021 tarihinden itibaren, 4,91 TL’nin 26.10.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan istirdatı ile davacı tarafa verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN KABULÜ İLE;
1-Davacı tarafın Silivri İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı takip dosyası nedeniyle borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2-6.283,70 TL’nin 20.10.2021 tarihinden itibaren, 4,91 TL’nin 26.10.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan istirdatı ile davacı tarafa VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 429,57 TL harçtan peşin alınan 107,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 322,17 TL eksik harcın dalıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
4-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 166,70 TL ile ATK ücreti, posta ve tebligat masrafı 2.970,76 TL olmak üzere toplam 3.137,46 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 6.288,61 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı (e-duruşma ortamında) davalı tarafın yokluğunda, İstinaf yasa yolu yargısal miktar sınırının altında kalmakla kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/07/2023

Katip …
¸

Hakim ….
¸