Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/877 E. 2022/453 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/877
KARAR NO : 2022/453

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 20/10/2021
KARAR TARİHİ : 25/05/2022
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 26/05/2022
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete Kobi Paket sigorta poliçesi ile sigortalı …aş firmasında 27/02/2016 tarihinde emtiaların çalınması sonucunda hasar meydana geldiğini, yapılan eşya sayımı sonrasında malların bir kısmının antrepodan çalındığını tespit ederek olay yeri tutanağı tuttuğunu, sigortalının bu olaylar akabinde savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu, Küçükçekmece …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin ….. esasına kayıtlı olarak yargılamanın devam ettiğini, sigortalı tarafından müvekkilne Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. esasına kayıtlı olarak dava açıldığını, çıkan karar sonucunda Bakırköy … İcra Müdürlüğü’ne 520.721,00 TL ödeme yapıldığını, bunun üzerine davaya konu Bakırköy .. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı dosyası ile davalılara ilamsız takip başlatıldığını, takibin davalıların itirazı ile durduğunu, diğer borçlular … ve …’un takibe itiraz etmediklerini, ödeme ile müvekkilinin sigortalısının haklarına TTK’nun halefiyet hükümlerine göre halef olduğunu, meydana gelen zarardan davalıların sorumlu olduğunu, Bakırköy .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. Esas ve … karar sayılı ilamı uyarınca ödenen tazminatın hırsızlık nedeniyle davalılardan tahsilinin gerektiğini belirterek davanın kabulü ile itirazın iptali ile devamına, icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalılar vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davanın öncelikle hak düşürücü süre ve zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, müvekkilinin hırsızlığın gerçekleştiği tarihte gümrük müşaviri olarak yetkilendirilen kişi olduğunu, müvekkiller ile dava dışı antrepo arasında gümrük mevzuatının verdiği yetkiye dayanarak iki ayrı tespit sözleşmesi yapıldığını, taraflar arasındaki sözleşmenin ifa konusunun gümrük idaresinin yetki devri sonucu yapılmış sözleşme olduğunu, müvekkillerinin bu sözleşmedeki görevinin gümrük idaresi yönünden bir sorumluluğa tabi olan kamu adına bir nevi tespit durumunu içeren davacının sigortalısının antreposunda altı ayda bir bulunan mallara ilişkin stok tespiti yapmak ve diğer sözleşmeye istinaden de antrepoya girip çıkan gümrüğe tabi mallar için tespit yapmaktan ibaret olduğunu, bu sözleşmelere dayalı olarak müvekkilinin çalışma gün ve saatlerinin resmi mesai gün ve saatleri olduğunu, bunun dışında bir hizmetinin bulunmadığını, müvekkilinin …..’u yetkilendirdiğini, tayin edilen kişinin sigortalıya ait antrepoda müvekkiler adına sadece ve sadece sözleşmelerdeki tespiti yapmak üzere yetkilendirildiğini, …..’un resmi çalışma gün ve saatleri dışında müvekkil tarafından çalışmasını gerektirecek şekilde talimat vermesini gerektirir bir görevi ve sorumluluğunun bulunmadığını, bu nedenle …..’a verilmiş bir talimatının bulunmadığını, Gümrük Yönetmeliği tebliği uyarınca gümrük idaresi memurunda 1, antrepo yetkilisinde bulunan 1 ve ….’ta bir adet bulunan ve üçü tamamlanmadan açılmayan antrepo kapılarının açılması için bir anahtarın ….. tarafından kullanılacağını, olaylarda müvekkillerine atfedilecek herhangi bir ihmal ve kusurunun bulunmadığını, bu hususun soruşturma dosyasında verilen KYOK ile de sabit hale geldiğini, müvekkiler ile hırsızlık eylemini gerçekleştiren ….. arasındaki ilişkinin işçi-işveren ilişkisi olduğunu, müvekkiller ile sigortalı antrepo arasındaki ilişkinin yazılı sözleşmelere dayalı olduğunu, arada sözleşme bulunduğundan dolayı da bu sözleşmenin ifası sırasında müvekkillerinin kullandığı bir çalışanı, yani kanuni tabirle yardımcısının gerçekleştireceği eylemlerde arada sözleşme bulunması nedeniyle varsa bir zararın talebinin ancak TBK’nun 116.maddesine dayalı olabileceğini, müvekkiline yöneltilen rücu talebinin haksız olduğunun dosyaya bildirilen İstanbul … İdare Mahkemesi’nin 16/11/2017 tarih, … Esas, … karar sayılı aynı olaydan kaynaklanan müvekkile idarenin kesmiş olduğu idari para cezasına ilişkin yapmış oldukları itirazın sonucu mahkeme ilamındaki “….. isimli şahıs her ne kadar gümrük müşavir yardımcısı olarak davacı yanında çalışır iken bu kişi tarafından hırsızlık fiili gerçekleşmiş ise de, adı geçen şahıs tarafından gerçekleştirilen hırsızlık fiilinin yetkilendirilmiş gümrük müşavirliği yardımcılığı sıfatı ile bir ilgisinin bulunmadığı, davacının da gerçekleşen hırsızlık olayı ile bir ilgisinin bulunmadığı, antrepoda gerçekleşen hırsızlık fiilinden dolayı davacıya atfedilecek ihmal veya kusura ilişkin herhangi bir açık ve somut belirleme, beyan ve tespitin yer almadığı, bu sebeple davacıya sorumluluk atfedilemeyeceği” şeklindeki kesinleşmiş mahkeme ilamı ile da sabit hale geldiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;

Dava, sigortalısının hırsızlık nedeniyle oluşan zararı nedeniyle ödeme yapan sigorta şirketinin sorumlu olduğunu iddia ettiği davalılardan ödediği bedelin rücuen tazmini istemine ilişkin olup, uyuşmazlığın davanın hak düşürücü süre ve zamanaşımı süresi içerisinde açılıp açılmadığı, davalıların dava konusu hırsızlık olayında dava dışı şirkette meydana gelen zararın tazmininden sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise miktarına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22.03.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır.
Öte yandan, TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir.
Halefiyete dayalı rücu davasında esas itibariyle sigortalının kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. Bu nedenle sigortacı tarafından açılan rücu davası aslında bir tazminat davasıdır. Her tazminat davasında olduğu gibi, sigortacının açtığı rücu davasında, davalının kusurunu ve zararı ispat etmek davacı sigortacıya düşer.
TBK’nun 73.maddesinde rücu isteminin, tazminatın tamamının ödendiği ve birlikte sorumlu olduğu kişinin öğrenildiği tarihten başlayarak iki yılın ve her halde tazminatın tamamının ödendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrayacağı düzenlenmiş olup, zamanaşımı süresi dolmadan davanın açılmış olduğu anlaşılmakla davalı tarafın zamanaşımı itirazının reddine karar verilmiştir.

Davacı sigortalısı dava dışı … AŞ ile davalılar arasında antrepodaki stok kayıtlarının tespitine ilişkin sözleşme yapıldığı, olay tarihi olan 27/02/2016 tarihinde hırsızlık konusu malların antrepo dışına çıkarıldığı, antrepo müdürü tarafından olayın farkedilmesinin akabinde davalı Latif Kavak’a bildirildiği, … tarafından durumun Halkalı Gümrük Müdürlüğü, İstanbul Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğü ile güvenlik birimlerine bildirildiği anlaşılmıştır. Büyükçekmece Cumhuriyet Savcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyası üzerinden işbu dosya davalısı … ve dava dışı şüpheliler hakkında yapılan soruşturmada davalı hakkında üzerine atılı suçu gerçekleştirdiğine dair kanıt bulunmadığından kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş, dava dışı ….. hakkında ise Büyükçekmece … Asliye Ceza Mahkemesi’nin ….. esas sayılı dosya üzerinde yapılan yargılama neticesinde bina içinde muhafaza edilmiş eşya üzerinde hırsızlık suçunu işlediğinden bahisle mahkumiyet kararı verilmiştir. TBK’nun 74.maddesinde hakimin ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hakimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı olmadığı, aynı şekilde ceza hakiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararının da hukuk hakimini bağlamayacağı düzenleme altına alınmıştır. Bu hüküm nazara alınarak ceza dosyası kapsamı ile davacı tarafça sunulan delil ve belgelerden davalıların hırsızlık olayını birlikte gerçekleştirdiğine dair bir delil bulunmamakta olup bu sebeple davalıların sorumluluğundan sözedilmesi mümkün değildir.
Adam çalıştıranın sorumluluğunu düzenleyen TBK madde 66 düzenlemesinin lafzından da anlaşılacağı üzere çalışan kendisine verilen işin yürütülmesi sırasında, 3.kişilere verdiği zararlardan, istihdam eden kusursuz olarak sorumludur.Bir başka ifadeyle; adam çalıştıranın sorumluluğu için:zararın çalışanın kendisine verilen işin görülmesi sırasında doğmuş olması, üçüncü kişinin zararı ile çalışanın yaptığı iş arasında illiyet bağının bulunması gerekir. TBK madde 66/2, adam çalıştıran çalışanını seçerken, işi ile ilgili talimat verirken, gözetim ve denetimde bulunurken, zararın doğmasını engellemek için gerekli önlemi gösterdiğini ispat ederse sorumlu olmaz hükmünü içermektedir .Sorumluluk Hukukunun önemli ögelerinden biri de zarar ile eylem arasında illiyet bağının bulunmasıdır. İlliyet bağının kesildiği durumlarda kusursuz sorumlu olan kişi sorumlu tutulmayacaktır.Adam çalıştıran, görülecek işe uygun fikri, mesleki bilgi ve yeteneklere sahip bir kişi seçmekle yükümlüdür. Adam çalıştıranın sorumluluğu kendisinin veya emrinde çalışan yardımcı kişinin kusurlu olup olmamasına bakılmaksızın, kusurdan bağımsız olarak doğmaktadır. Sorumluluğun doğması için objektif özen yükümlülüğünün ihlaliyle meydana gelen zarar arasında, uygun illiyet bağının bulunması yeterli kabul edilmiştir. Yargıtay 17.Hukuk Dairesi, 18/06/2019 tarih, 2016/18133 Esas, 2019/776 Kararı “.. Borçlar Kanununun 66. maddesinde düzenlenen “adam çalıştıranın sorumluluğu” için, somut olayda “adam çalıştırma ilişkisi” ile “çalıştırılanın hizmetini yerine getirirken hukuka aykırı bir eylemle zarar vermesi” unsurlarının gerçekleşmesi zorunludur. Adam çalıştırma ilişkisi için çalıştırılanın, çalıştıranın buyruğu altında olması, onun gözetiminde işi yapması ve onun talimatıyla bağlı bulunması gerekir. Bunun yanında meydana gelen zararın müstahdemin istihdam edenin maksatları için bir hizmetin görüldüğü sırada doğmuş olması zorunludur. Başka bir deyişle, müstahdeme gördürülen hizmetle zarar arasında “gaye ve görev bakımından” çok sıkı bir münasebet olmalıdır. Bu bakımdan hizmetin ifası ile zararın ikaı arasındaki zaman ve yer bağlılığı ve zararın istihdam edenin hizmetin görülmesi için verdiği vasıta ile meydana getirilmesi hizmetin icrası esnasında zararın meydana geldiğini bir karine, emare olarak kabul edilebilirse de, daima bu unsurlara isnat etmek doğru sonuç vermez. Bu nedenle, bu dış görünüş unsurlarından ziyade, zarar verici fiilin, istihdam edenin müstahdeme kendi gayesi için tevdi ettiği hizmetlerin ifası alanında işlenmiş olması nazara alınır. ” şeklindedir. Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği Gümrük Genel Tebliği’nin Gümrük Müşavir Yardımcısı ve Stajyer Çalıştırma başlıklı 20.maddesinde “Yetkilendirilmiş gümrük müşavirinin sosyal güvenlik ve mevzuatına uygun olarak ve derneğe bildirimi yapılmış olan gümrük müşavir yardımcısı ve/veya stajyer çalıştırabileceği, bu kişilerin yaptıkları işlemlerden yetkilendirilmiş gümrük müşaviri ile birlikte mali ve hukuki açıdan müteselsilen sorumlu oldukları” düzenlenmiştir. Dava dışı ….., olay tarihinde davalı yanında yetkilendirilmiş gümrük müşavir yardımcısı olarak görev yapmakla birlikte hırsızlık fiilinin yetkilendirilmiş gümrük müşavirliği sıfatı ile bir ilgisi bulunmamakta, diğer bir deyişle zarar verici fiil, istihdam edenin müstahdeme kendi gayesi için tevdii ettiği hizmetlerin ifası alanında işlenmiş olmamaktadır. Zarar, davalıların çalışma saatleri dışında (Cumartesi) ve çalışma gayesi dışında gerçekleşmiştir. Nitekim, davalı Latif Kavak hakkında Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın 4458 Sayılı Gümrük Yasası’nın Geçici 6/2-a maddesi gereğince verilen uyarma cezası, İstanbul … İdare Mahkemesi’nin 16/11/2017 tarih, … Esas, … karar sayılı ilamı ile, hırsızlık fiilinin yetkilendirilmiş gümrük müşavir yardımcılığı sıfatı ile bir ilgisinin bulunmadığı, gerçekleşen hırsızlık olayı ile davalının herhangi bir bağının bulunmadığı, davalıya atfedilebilecek bir kusur ya da ihmalin bulunmadığından bahisle disiplin cezasının iptaline karar verilmiştir. Bu sebeplerle davacı tarafça, ödenen tazminatın rücuen davalılardan tahsili talep edilmiş ise de, davalıların olay nedeniyle sorumluluklarının ispat edilemediği anlaşılmakla davanın sübut bulmadığından reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Davalıların zaman aşımı ve hak düşürücü süre itirazlarının reddine,
Açılan davanın REDDİNE,
1-Alınması gereken 80,70 -TL’nin harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 9.633,87 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 9.553,17 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 45.256,32 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca dosyaya yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,

Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı.
25/05/2022

Başkan ….
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır