Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/869 E. 2022/63 K. 28.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/869 Esas
KARAR NO : 2022/63

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/10/2021
KARAR TARİHİ : 28/01/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının dosya üzerinden yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalıya ait aracın onarımını yaptığını, işbu onarıma ait olarak onarım, parça ve işçilik bedeline ilişkin 18.03.2021 tarihli 18.040,60 TL bedelli faturayı tanzim ettiğini ancak ilgili ödemeyi davalıdan tahsil edemediğini, bunun üzerine müvekkilinin adına Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası ile alacağı için icra takibi başlattığını, ödeme emrine davalı yanca haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini takibin durduğunu, borçlunun icra dairesine yapmış olduğu itirazında yetkili icra dairesinin borçlunun ikametgahı olan İzmir icra daireleri olduğunu belirttiğini, ancak söz konusu borcun götürülecek borç kapsamında olduğunu, takibe yetkili icra dairesinin de bu sebeple alacaklının bulunduğu yer olacağının açık olduğunu, söz konusu ilamsız takibin konusunu fatura borcu oluşturduğundan niteliği itibariyle para alacağı olduğunu, hal böyle olunca HMK m10 ve TBK 89/1 uyarınca alacaklının muamele merkezinin bulunduğu yer icra dairesi ve mahkemesinin yetkili olduğunu, yerleşmiş yargı içtihatları bu yönde olup davalının yapmış olduğu yetki itirazının reddi gerektiğini, borçlu tarafın müvekkiline hiçbir ödeme yapılmadığını, itirazının haksız ve mesnetsiz olduğunu beyanla davanın kabulü ile davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; görevli Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, davalı müvekkilinin yaptığı kaza sonrasında … plakalı aracını tamir için davacıya bıraktığını ve tamir bedelinin aracın kasko sigortasından alınıp davacıya ödenebilmesi için davacının talebi ve yönlendirmesiyle İstanbul’da Av. … isimli avukata vekaletname verdiğini ve İzmir’e döndüğünü, eksper tarafından düzenlenen 16.02.2021 tarih ve … no’lu Kasko Kati Ekspertiz raporunda parça ve işçilik fiyatı olarak toplamda 18.040,58 TL hasar tespit edildiğini ve bu bedelin Av. … tarafından … Sigorta AŞ’den talep edildiğini, aracın müvekkiline teslim edilmesinden bir süre sonra değişen ve boyanan motor kaputu ve tampon kısmında boya atmaları olduğunu ve müvekkilinin kaputun tam oturmadığını ve ön panelin değiştirilmediğini fark ettiğini, konuyu telefonla bildirdiğinde davacının, aracın boya, kaput ve ön panel sorununu İzmir’de hallettireceğini söylediğini ancak davacının sessiz kaldığını, davacının belirtilen sorunları çözmediğini, müvekkilinin aramalarına da cevap vermediğini, bunun üzerine müvekkilinin davacının yönlendirdiği avukata verdiği vekaletnameyi iptal ettiğini beyanla görev itirazlarının kabulüne, esas yönden davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine fatura alacağına dayalı toplamda 18.320,85 TL üzerinden takibe geçildiği, davalı borçlu tarafından süresinde itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşıldı.
Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. 6100 Sayılı HMK’nun 114/c maddesi gereğince mahkemelerin görevi dava şartı olup, yasanın 115. maddesi gereğince mahkeme dava şartının bulunup bulunmadığını res’en araştırmakla yükümlüdür.
6102 Sayılı T.T.K.’nun 4. maddesinin 1. fıkrası 6335 Sayılı Yasanın 1. maddesi ile değiştirilerek ticari davalar her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları, T.T.K.’nun 4. Maddesinin a bendi gereğince T.T.K.’nun dan kaynaklanan davalar, T.T.K.’nun 4. maddesinin b, c, d, e, f bentlerinde sayılan davalar ve diğer özel kanunlarda Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu kararlaştırılan davalar ticari dava olarak Ticaret Mahkemelerinde görülecektir.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.

Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.

Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Mahkememizce taraflar ile ilgili tacir araştırması yapılmış olup müzekkere cevaplarına göre her ne kadar davacı tarafın tacir olduğu anlaşılsa da davalının tacir sıfatının bulunmadığı, davanın mutlak ticari davalardan olmadığı gibi davanın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hukuk davası (nispi ticari dava) niteliğinde de olmadığı, buna göre Mahkememizin görevli olmadığı, uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği, Asliye Hukuk Mahkemesi ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişkinin TTK’ nun 5/3. maddesi uyarınca görev ilişkisi olduğu, göreve ilişkin usul kurallarının HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartı olduğu, dava şartlarının ise kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususların da resen dikkate alınacak hususlardan olması sebebiyle HMK’nun 115/2. maddesi gereğince davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine dair karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nun 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/01/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır