Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/860 E. 2022/751 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/860 Esas
KARAR NO : 2022/751

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/10/2021
KARAR TARİHİ : 27/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/10/2022
Davacı tarafından mahkememize açılan dava dosyasının incelenmesi sonunda;
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalı firma tarafından, davalının konuklarının konaklaması için müvekkilinin oteline yönlendirilmiş, konaklamanın gerçekleşmiş, faturaların kesilip davalı firmaya tebliğ edilmiş olduğunu, davalı firmanın, tebliğ aldığı faturalara yasal süresi içinde itiraz etmediği gibi ödeme de yapmamış olduğunu, İzmir …. İcra Dairesi’nin … – ( … ) Esas dosyası ile borçluya 02.04.2021 tarihinde ödeme emri tebliğ edilmiş olduğunu, borçlu tarafından 02.04.2021 tarihli itiraz dilekçesinde, faturalarda konaklayan kişilerle firmasının bir ilgisi bulunmadığı, konaklamalara istinaden firmasından onay alınmadığı, müvekkiliyle alacaklı görünen şirket arasında bir sözleşme de bulunmadığı iddia edilerek borca, faize, ferilerine itiraz edilmiş olduğunu, itiraz üzerine dava şartı arabuluculuk kurumu sebebiyle, Bakırköy Arabuluculuk Bürosu’na başvuru yapılmış olduğunu, ancak görüşmelerde anlaşma sağlanamamış olduğunu, iş bu itirazın kötüniyetli olup, davalı firma tarafından rezervasyon yapılıp müşterilerin müvekkilinin oteline yönlendirilmiş olduğunu, kaldı ki, faturaların tebliğ edilmiş olup, TTK anlamında yasal süresi içinde itiraz edilmemiş olduğunu beyanla; haksız olarak yapılan itirazın iptali ile İzmir …. İcra Dairesi … ( …) Esas sayılı takibin devamına, davalı borçlu aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine davacı … Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından İzmir …. Dairesinde … E ( … E.) sayılı icra dosyası ile ilamsız icra takibi başlatılmış olduğunu, 02.04.2021 tarihinde borca itiraz edilmiş olduğunu, öncelikle davacı ile müvekkili şirket arasında süregelen bir ticari ilişki mevcut olmadığını, müvekkili şirketin; gönderilen ödeme emrine dayanak teşkil eden faturalarda yer alan konaklama yapan kişilerle hiçbir bağlantısı olmadığını, … ve … isminde bir çalışanın müvekkili şirkette hiçbir zaman olmadığını, her ne kadar davacı tarafın adı geçen şahısların müvekkili şirketin misafiri olduğunu iddia etse de HMK md. 190 gereği ispat yükünün iddia eden tarafa ait olduğunu, müvekkili şirketin faturaya konu kişilerle herhangi bir ticari veya farklı bir sebeple dahi olsa irtibatı bulunmadığını, alacaklı olarak görünen şirket ile müvekkili şirket arasında, sözlü veya yazılı herhangi bir sözleşme bulunmadığını, sözleşme bulunmadığı gibi müvekkili şirketin konaklamalardan haberi dahi bulunmadığını, söz konusu kişilerin konaklamasına ilişkin müvekkili şirket ile iletişime geçilmemiş, bilgi verilmemiş olduğunu, faturaya konu konaklamalar için müvekkili şirketten yazılı bir onay da alınmamış olduğunu, Yargıtay kararları doğrultusunda davacının öncelikle müvekkili şirket ile ticari ilişkisini, faturada belirtilen işin sözleşmeye dayanıp dayanmadığını, eğer sözleşmeye dayanıyorsa sözleşmenin varlığını ispatlaması gerektiğini beyanla; davanın reddine, davacı taraf aleyhine haksız icra takibi nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
27/09/2022 tarihli celsede davacı tanığı …: Davacı şirkette 2018’den bu yana rezervasyon müdürü olarak çalıştığını, dava konusu olayla ilgili doğrudan bilgi görgüye dayalı bilgi sahibi olmadığını, şirketteki çalışanlardan ve genel müdürden duyduğu kadarıyla davalı şirketin rezervasyon onayı verilmesine ve ilgili kişiler konaklamasına rağmen konaklama yapan kişileri tanımadığı gerekçesiyle ödeme yapmayı reddettiğini ancak bunu davalı şirketten duymadığını, ilgili dönemlerde davacı şirkette çalışmadığını beyan etmiştir.
27/09/2022 tarihli celsede davacı tanığı …: davacı şirkette 2016 yılından bu yana finans bölümünde çalıştığını, davalı şirket ile doğrudan herhangi bir görüşmesinin olmadığını, finans bölümünde çalıştığından bakiye alacaklar ve cari hesaplarla ilgili bilgi sahibi olduğunu, davalı tarafça dava konusu fatura ve cari hesap alacağının ödenmediğini, ödememe gerekçelerini net olarak bilmediğini, bildiği kadarıyla davalının misafirlerinin sorunsuz konaklamasını gerçekleştirdiğini ve ödeme planının alındığını beyan etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından davalı aleyhine İzmir …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İzmir …. İcra Dairesi …. Esas sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesinde davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine 1.320,00 TL asıl alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı takip borçlusu tarafından takibe itiraz edildiği anlaşıldı.
2004 Sayılı İİK 67. maddesi gereğince itirazın iptali davalarının görülüp hükme bağlanabilmesi için geçerli bir icra takibi bulunması, süresinde borca itiraz edilmesi ve 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması dava şartı niteliğindedir.
İtirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı, itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir (YHGK. 2017/19-1634 Esas – 2018/633 Karar sayılı ilamı).

Taraflar arasında çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; davacı şirketin işletmekte olduğu otelde yapıldığı iddia olunan konaklamanın davalı şirket adına yapılıp yapılmadığı, davacı ve davalı arasında söz konusu konaklamalarla ilgili herhangi bir sözleşme yapılıp yapılmadığı, dava dilekçesi ekinde sunulan mailin davalı şirket adına atılıp atılmadığı, davacı şirketin davalı şirketten alacaklı olup olmadığı, alacaklı olması halinde miktarı hususlarındadır.
Davacı, faturaya dayalı icra takibine vaki itirazın iptali istemi ile faturaya dayalı olarak eldeki davayı açmış, davalı ise faturaya konu hizmeti inkar etmiştir. Davalı savunmasında, iş bu davada dayanılan faturaya konu hizmet sözleşmesini kabul etmediğine göre, davada ispat yükü, alacaklı olduğunu iddia eden davacı tarafa aittir.
Kural olarak, dava konusu edilen konaklama hizmet sözleşmesi zorunlu şekil koşuluna bağlı değildir. Sözleşmenin kurulması için yazılı şekil şartı yok ise de davalı tarafından sözleşme ilişkisi inkâr edildiği takdirde yazılı delille ispata ilişkin kuralların gözetilmesi gerekir. 6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan davalının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura, ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür.
Dava konusu edilen miktar tanıkla ispat sınırının altında bulunduğundan davacı tarafın tanıkları dinlenmiş, tanıkların beyanlarında dava konusu varlığı iddia edilen sözleşme hakkında doğrudan görgüye dayalı bilgi sahibi olmadıkları, tanıkların davalı şirket ile davacı şirket arasında var olduğu iddia edilen sözleşme hakkında bilgi sahibi olmadıkları, beyanlarının yalnızca şirkette yetkili kişilerden duyduklarından ibaret olduğu görülmüştür. Bu nedenle tanık beyanlarının sözleşmenin varlığını ve varsa bu sözleşme doğrultusunda davacı tarafından edimlerin ifasına yeterli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Bu doğrultuda Mahkememizce yapılan değerlendirmede; davacı tarafından takip konusu faturanın dayanağı olduğu belirtilen sözleşme ilişkisinin davalı tarafça inkar edildiği, davacı tarafından yazılı sözleşme ya da benzeri bir belgenin dosyaya ibraz edilmediği, takip konusu faturalarda davalı tarafın imzasının bulunmadığı, dinlenen tanıkların olaya ilişkin doğrudan görgüye dayalı bilgi sahibi olmamaları nedeniyle tanık beyanlarının sözleşme ilişkisi ile ifayı ortaya koymaya yeterli ve elverişli olmadığı hususları nazara alınarak davacı tarafından ispat edilemeyen davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİ İLE;
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir edilen 1.320,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/09/2022

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.