Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/856 E. 2022/403 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/856
KARAR NO : 2022/403

DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 14/10/2021
KARAR TARİHİ : 27/04/2022
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 28/04/2022

DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri ile … ve …’in davalı şirketin ortakları olduğunu ve onlar tarafından yönetildiğini, şirketin kötü yönetilmesi, şirketin kuruluş gayelerinin kalmaması, yıllardır ciddi bir faaliyette bulunulmamakta olması, fikir ayrılıklarının bulunması, kar payının ödenmemesi, yönetici ortakların hesap vermemesi, ortakların bilgi alma haklarının kullandırılmaması, şirket mallarının kötüye kullanılması, diğer ortakların oluru alınmadan kiraya verilmesi, kira bedelinin şirket hesabına aktarılmaması, uzun zamandır şirketin genel kurula çağrılmaması nedeniyle ortaklar arasındaki güven ilişkisinin bozulduğunu, şirketin olanaklarını davacı şirket ortakları dışındaki yönetici ortaklara tahsis etmesinin eşit işlem ilkesine aykırı olduğunu, bu hususların haklı sebep oluşturduğunu belirterek öncelikle şirketin feshine karar verilmesini, mahkemenin aksi görüşte olması halinde davacıların ortaklıktan çıkarılmalarına karar verilmesini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere toplam 3.000,00 TL ayrılık akçesinin kendilerine verilmesine, davalı şirkete yönetim kayyımı atanarak davalı şirket malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı şirket adına çıkarılan usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen cevap dilekçesi ibraz edilmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;

Dava TTK 636/3 gereğince limited şirketin fesih ve tasfiyesi, olmadığı taktirde ortaklıktan çıkma istemine ilişkin olup, uyuşmazlığın limited şirketin fesih ve tasfiyesini gerektirir haklı sebep olgusunun bulunup bulunmadığı, haklı sebep bulunmakta ise istem yerine davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine, davacı ortağın şirketten çıkarılmasına, duruma uygun başka bir çözüme hükmedilip hükmedilmeyeceği noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlığın tespiti amacıyla dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
SMMM … ile hukuk bilirkişisi Prof. Dr. …. tarafından düzenlenen raporda, şirket ortaklar kurulunun uzun süredir toplanamaması, davacı ortakların talebi ile şirkete ortaklar kurulunu toplantıya çağırmak üzere temsil kayyımı atandığını ancak müdürlerin şirketin faal olmadığına yönelik ifadeleri ve şirket kayıtlarına ulaşılamaması nedeniyle temsil kayyımının genel kurulu toplantıya çağıramaması, kayyım raporundan şirketin adresinde bulunamadığı ve gayrı faal olması, şirket faaliyetlerine devamının mümkün olmadığını göstermekte olup TTK md. 636 (3)’e istinaden haklı sebep olarak kabul edilebilecek bu durum karşısında davalı şirketin haklı sebeple feshi talebinin yerinde olduğu ve fesih kararı ile birlikte şirkete tasfiye memuru atanması gerektiği belirtilmiştir.
TTK’nun 636/3 maddesi “Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir” şeklinde düzenlenmiştir. TTK’nun 636.maddesinde nelerin haklı sebep sayılacağı gösterilmemiştir. Şahıs şirketlerinde olduğu gibi limited şirketlerde de ortakların aynı amacı gerçekleştirmek üzere müşterek gayret ve birbirlerine karşı güven ilişkisi içerisinde olmaları şirketin devamı için zorunludur. Şirketlerde bu unsurların zedelenmesi, şirketin devamını ve kuruluş amacının gerçekleşmesini imkansız hale getirebilir. Şirketin feshini gerektiren haklı sebebin, somut olması gerekmekte olup gelecekte meydana gelmesi mümkün uyuşmazlıklar veya zarar endişesi gibi nedenlerle şirketin feshi talep edilemez. Haklı sebebin ekonomik sebep olması şart olmayıp, malvarlıksal olmayan pay sahipliği haklarının ihlali de haklı sebep oluşturabilir.
Somut olayda, aynı zamanda şirket müdürü olan dava dışı diğer iki ortak arasında anlaşmazlık bulunduğu, müdürlerin 2019 tarihli sermaye arttırımından sonra şirket ortaklar kurulu toplamadığı, davacı ortakların talebi ile şirkete ortaklar kurulunun toplantıya çağırmak üzere temsil kayyımı atandığı, müdürlerin şirketin faal olmadığına ilişkin beyanları ve şirket kayıtlarına ulaşılamaması nedeniyle temsil kayyımı tarafından genel kurulun toplantıya çağrılamadığı, yine kayyım raporundan şirketin adresinde bulunmadığı ve gayri faal olduğu, şirket faaliyetlerinin devamının mümkün olmadığı ve davalı şirketin haklı sebeple fesih talebinin yerinde olduğu anlaşılmakla açılan davanın kabulü ile davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN KABULÜNE,
1-İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı …’nin FESİH VE TASFİYESİNE,
2-Şirketin tasfiye işlemlerini yapmak üzere mali müşavir …’ın tasfiye memuru olarak atanmasına,
3-Tasfiye memuru için şirketin mali durumu ve yapılacak işin niteliğine göre arttırılıp eksiltilmek üzere 5.000 TL ücret takdirine, ücretin ileride şirketten tahsil edilmek üzere şimdilik davacı tarafça karşılanmasına,
4-Şirketin feshi ve tasfiyesine ilişkin mahkememiz kararının kesinleşmesine müteakip tasfiye memurunun görevinin kendisine tebliğine,
5-Tasfiye masrafları olarak belirlenen ¨5000 TL’nin ileride şirketten tahsil edilmek üzere şimdilik davacı tarafça karşılanmasına,
6-Tasfiye memuru ücretinin ve tasfiye masraflarının, tasfiye memuru tarafından tasfiye giderlerine eklenmesine,
7-Kararın kesinleşmesinden sonra, TTK 283. maddesi uyarınca Ticaret Sicilinde tescil ve ilanına, tescil ve ilan masraflarının ileride şirketten tahsil edilmek üzere şimdilik davacı tarafça KARŞILANMASINA,
8-Alınması gereken 80,70 TL’nin davacı tarafça peşin yatırılan 59,30 TL’den tenzili sonucu eksik bakiye 21,40 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
9-Davacı tarafından yapılan ilk yargılama harç gideri olan 118,60 TL, davetiye, müzekkere ve bilirkişi gideri 4.248,80 TL olmak üzere toplam 4.367,40 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 27/04/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır