Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/843 E. 2022/43 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/843 Esas
KARAR NO : 2022/43

DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 11/10/2021
KARAR TARİHİ : 20/01/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Konfeksiyon ve Tekstil Ürünleri San ve Tic A.Ş ile davalı … Tic. Ldt. Şti. arasındaki ticari mal alım/ satımlarından doğan cari hesap bakiyesinin bugüne kadar ihtarnamelerine rağmen ödenmediğini, dava dışı temlik eden … konfeksiyon ve tekstil ürünleri san ve tic a.ş. İle davalı … tic ltd. Şti. Arasındaki ticari mal alımlarından doğacak olan borçların teminatı olmak üzere taşınmazlara alacaklı şirket lehine süresiz teminat ipoteği konulduğunu, ipotekli taşınmazların ipotek tesisinden sonra diğer davalı …’e devredildiğini, … Konfeksiyon Ve Tekstil Ürünleri San ve Tic A.Ş davalı şirketten olan alacağı 350.000,00-TL’lik kısmını ve teminatlarını 29/11/2019 tarihinde müvekkili …’ e temlik ettiğini, bu temlik gereği vergi harç ve masraflarının vergi dairesine yatırıldığını, borcun ödenmemesi üzerine temlik alan müvekkili adına Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi talepli olarak icra takibi yapıldığını, çıkartılan ödeme emirlerine davalıların/ borçluların ayrı ayrı itiraz ettiğini, itiraz sonucu takibin durmuş olup 30 günlük ödeme süresi de dolduğundan, yasal zorunluluk olarak arabuluculuk yoluna başvurulduğunu yapılan görüşmeler sonucunda uzlaşma sağlanamadığını, arabuluculuktan sonuç alınamaması üzerine …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılısı ile takibe vaki itirazların kaldırılmasını/ iptalini ve devamı ile ipotekli taşınmazların satış suretyile paraya çevrilmesinin istendiğini ve ancak TMK 887 ve İİK’nın 148/a maddesi uyarınca borçtan şahsen sorumlu olmayan ipotek borçlusuna ihtarat şartının yerine getirilmemiş olması sebebiyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, TMK 887 ve İİK’nın 148/a maddesi gereğince bodrum ….. Noterliğinin 04/05/2021 tarih ve …. sayılı ihtarnamesi davalılara gönderilerek borcun ödenmesinin istenildiğini ve fakat davalı ipotekli taşınmazların yeni maliki … vekilinin verdiği cevapla taleplerini reddettiğini ve her iki davalının da borcunu ödemediğini beyanla, 350.000,00-TL alacaklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline masraflar ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine fazlayı isteme haklarının saklı tutulmasına, ticari faizin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP; Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Bakırköy … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe girildiğini, itiraz edildiği ve davacının itirazın iptali davası açtığını, davanın ihtarname yükümlülüğünün yerine getirilmediğinden reddedildiğini, bunun üzerine davacı tarafça ihtarname çekildiğini ve huzurdaki davanın açıldığını, işbu dava için arabuluculuk dava şartı olduğunu, davacı tarafça bu şartın yerine getirilmediğini, yaklaşık 1,5 sene önceki davaya müteallik arabuluculuk tutanağını sunduğunu, dava şartı yokluğundan işbu davanın usulden reddinin gerektiğini, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte TMK 887 ihtarname çekilmesinin takip şartlarından olduğunu, takipten sonra çekilen ihtarnameye dayanılamayacağını, diğer davalının tasfiye halinde olduğunu taraf ehliyeti olmadığını, zamanaşımı itirazlarının mevcut olduğunu, İİK gereği itirazın iptali davalarının 1 yıllık hak düşürücü süreye tabii olduğunu, sürenin geçirildiğini, geçerli bir temlik için alacağın mevcudiyetinin gerektiğini, temlik tarihi itibariyle mevcut bir alacağın olmadığını, dava dışı … A.Ş. , ipotekli teminta altına alınmış alacaklarını, borç ödenmiş olmasına rağmen 29/11/2019 tarihinde davacıya temlik ettiğini, yargıtay kararları gereği, alacağın temliki için temlik edilebilecek bir alacağın varlığının mucip olduğundan, mezkur temliğin hükümsüz olduğunu, davalı şirket tarafından davalıya ödemeler yapıldığını ve ipotekle semeresiz kaldığını, davaya konu edilebilecek alacak olmadığını, hukuk sistemimizce alacaktan bağımsız bir ipotek türü kabul edilmemekte ve ipoteğin ancak bir alacağı teminat altına alabileceğinin öngörüldüğünü, müvekkilinin borçtan şahsen sorumlu olmadığını, ipotekli taşınmazların maliki konumunda olduğunu, ipoteğin konusunu oluşturan alacak ise dava açılmadan diğer davalı şirketçe ödendiğinden ipotekler semeresiz olduğunu beyanla. Zorunlu arabuluculuğa tabii işbu dava için arabuluculuk şartı ikame edilmediğinden Davanın usulden reddine, davaya konu alacağın ödendiğini ipotekler semeresiz kaldığından davanın esastan reddine, davacının %20 kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, alacak istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın 114/1 maddesinin birinci fıkrasında, tüm davalar bakımından geçerlilik taşıyan dava şartlarının neler olduğu hususu açıkça hükme bağlanmış, HMK 114/2 maddesinde ise diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu belirtilmiştir.
7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesi ile getirilen “Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. ….” hükmü uyarınca konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki ticari davalarda dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale getirilmiş, yani arabuluculuğa başvurmak dava şartı haline getirilmiş bulunmaktadır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesindeki “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmü gereğince arabuluculuğa tabi davalarda dava açılırken, arabulucuya başvurulması ve arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmesi gerekir.Arabulucuya başvurulmadan doğrudan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilecektir. Öte yandan 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 1/2 m. uyarınca, arabuluculuk, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri iş veya işlemlerden doğan özel hukuk uyuşmazlıklarının çözümlenmesinde uygulanır.
Somut olaya döndüğümüzde, dava, alacak davası olduğu, dolayısıyla işbu davada usulüne uygun arabuluculuğa başvurmuş olmanın dava şartı olduğu ve dava şartının yerine getirilmediği sonuç ve kanaatine varılmış olup, davanın reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-7155 sayılı yasayla değişik TTK’nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 sayılı kanunun 18/A maddesinin 1. Fıkrası uyarınca arabuluculuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL’nin harcın, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 5.977,13-TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 5896,43-TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekiline yüzüne karşı, davalı vekilinin e-duruşma ortamında yüzüne karşı verilen karar, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/01/2022
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır