Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/842 E. 2022/716 K. 16.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/842 Esas
KARAR NO : 2022/716

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 08/10/2021
KARAR TARİHİ : 16/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/10/2022
Davacı tarafından mahkememize açılan dava dosyasının incelenmesi sonunda;
İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline … no.lu Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile 05.12.2019 – 05.12.2020 tarihleri arasında gerçekleşmesi muhtemel hasarlar için sigortalı bulunan sigortalı … A.Ş.’ye ait ve finansal kiralama sözleşmesi ile sigorta ettien … Yapı A.Ş.’nin kullanımında olan …. plakalı … marka, … tip, …. motor, …. şasi no’lu 2018 model aracın, 17.10.2020 tarihinde, saat 14:55 sıralarında sürücüsü …. idaresinde iken ikamet adresine aracını park edeceği esnada aracının arka koltuk orta konsol elektrik tesisatı ile koltuk konfor elektrik tesisatlarında ark/şase meydana gelmesiyle çıkan yangın sonucu hasarlandığını, müvekkilinin davaya konu olay nedeniyle sigortalısına, 05.03.2021 tarihinde 121.907,00.-TL sigorta tazminatı ödediğini, müvekkilinin, TTK. Mad. 1472 gereğince sigortalının haklarına halef olduğundan 121.907,00.-TL alacak için zarar sorumlusuna karşı rücu hakkı doğduğunu,davalının, davaya konu … marka aracın Türkiye’de dağıtımını ve pazarlamasını yapan şirket olduğunu, davalı şirketin ithalatçı ve pazarlamacı sıfatıyla sorumlu olduğu …. plakalı … marka, …. tip, … motor, … şasi no’lu 2018 model araç yukarıda açıklanan teknik değerlendirmeler uyarınca gizli ayıplı olduğunu, zira park esnasında çalışır vaziyette iken, başkaca bir etken de söz konusu değilken araç arka koltuk elektrik tesisatındaki imalat hatası nedeniyle kendi kendine yangın meydana geldiğini, bu nedenle davalı şirketin müvekkili şirkete sigortalı bulunan ve imalat hatası nedeniyle kendi kendine yanmak suretiyle hasarlanan ayıplı araçta meydana gelen zararı tazminle mükellef olduğunu, dava tarihi itbariyle uygulanması gereken 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 219. maddesi satıcının ayıptan sorumluluğu borcunu düzenlemektedir. Buna göre; “Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur. ” şeklinde olduğunu, bunun yanı sıra dava konusu hasar tarihi itibariyle sigortalı araç garanti süresi içerisinde olduğunu, dolayısıyla garanti süresi içerisinde meydana gelen yangına sebep olabilecek başkaca bir neden tespit edilemediğinden davalı taraf dava konusu yangının garanti kapsamında bulunmadığını somut şekilde ispat etmedikçe dava konusu zararı tazminle mükellef olduğunu, sigortalıya ödenen tazminatın zarar sorumlusu olan davalı/ borçludan tahsili amacıyla Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile yapılan icra takibine davalının yapmış olduğu itiraz üzerine icra takibi durdurulduğundan ve arabuluculuk görüşmelerinden de sonuç alınamadığından müvekkilinin alacağının tahsili için işbu itirazın iptali davasının açılması zarureti doğduğunu beyanla, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile davalının Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına karşı yaptığı tüm haksız itirazların iptaline, takibin asıl alacak ve ferileri üzerinden devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
YANIT:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın yasanın öngördüğü ayıp ve ihbar yükümlülüğüne aykırı davrandığını, dava hakkını makul süre içerisinde kullanmadığını, davacı tarafın delillerinin taraflarına tebliğ edilmediğini, bu nedenle davacı tarafın delillerine itiraz ve karşı delil sunma hakları saklı kalmak kaydıyla davacı tarafın sunacağı delil listesinin kabul edilmemesini ve davanın reddini talep ettiklerini, dava konusu araçta üretim hatası ve/veya üretim hatasından kaynaklanan herhangi bir ayıp bulunmamakta olduğunu davacı tarafın bu iddiasını ispatlaması gerektiğini, her ne kadar davanın reddine karar verilmesi gerekirse de mahkememizin aksi kanaatte olması halinde hakkaniyet ilkeleri gereği dava konusu aracın kullanımından kaynaklanan değer kaybının ve araçtan elde edilen faydaların dikkate alınmasi gerektiğini, davacı tarafın dava dilekçesinde dayandığı teknik tespitlerin usul ve yasaya aykırı olduğundan kabulünün mümkün olamayacağını, davacının davasını ispatla yükümlü olup, dosyaya sunulmuş olan delillerin müvekkili şirketin sorumluluğunu ispatlamaya elverişli ve yeterli olmadığını, kesinlikle kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı tarafın, hasar tazminatını sigortalının aracının üretimsel bir nedenden ötürü veya müvekkili şirketin kusuru ile yandığı gerekçesi ile ödemiş olduğunu ispat etmesi gerektiğini, bu halde maddi zarara uğradığını iddia eden tarafın, bu zararı, zarara sebep olan olayın zarar ile irtibatını somut ve ispata elverişli deliller ile ispatlaması gerektiğini, dava konusu olayda, davacı tarafın araçtaki hasardan müvekkili şirketin sorumlu olduğunu ileri sürmekte olduğunu. fakat dosyaya sunulan delillere göre, araçta iddia edildiği şekilde müvekkili şirketin kusuru ile veya müvekkili şirketin sorumluluğunu doğuracak bir üretim hatasının olduğunu ortaya koyan teknik yeterliliğe sahip hiçbir delil bulunmadığını, bu şekilde sorumluluğu ispatlamaya yeterli ve elverişli olmayan deliller ile davacının davalı müvekkili şirkette rücuen yönelttiği icra takibinin kabulünün mümkün olmadığını, davacı tarafın faiz talebini kaza tarihi itibariyle talep etmesinin hukuka aykırı olup gerek alacak gerekse faiz talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini beyanla, ayıp ihbar yükümlülüğünün yerine getirilmemi olması ve zamanaşımı nedeniyle davanın reddine, davacı tarafın haksız faiz taleplerinin reddine, esas yönünden haksız ve mesnetsiz olan davanın reddine, takibin iptaline, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile yasal vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE:
Dava, halefiyete dayalı olarak davacı sigorta şirketi tarafından davalı satıcı aleyhine Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün …sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine rücuen tazminat alacağına dayalı olarak 121.907,00 TL asıl alacak ve 5.762,19 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 127.669,19 TL alacak üzerinden ilamsız icra takibi yapıldığı, davalı borçlu tarafından süresinde itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşıldı.
2004 Sayılı İİK 67. maddesi gereğince itirazın iptali davalarının görülüp hükme bağlanabilmesi için geçerli bir icra takibi bulunması, süresinde borca itiraz edilmesi ve 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması dava şartı niteliğindedir.
İtirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı, itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir (YHGK. 2017/19-1634 Esas – 2018/633 Karar sayılı ilamı).
Takip dayanağı ve açılan dava doğrultusunda taraflar arasında çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; davacı şirketin, dava dışı sigortalısına ait …. plakalı aracın arka koltuk kısmının yanmak suretiyle zarar gördüğü olayda dava konusu aracın davacı tarafın iddia ettiği gibi imalattan kaynaklı bir ayıbının bulunup bulunmadığı, ayıp bulunmakta ise bu ayıbın aracın satın alındığı sırada mevcut olup olmadığı ya da kullanım şartlarından kaynaklanıp kaynaklanmadığı, ayıbın niteliğinin ne olduğu(gizli-açık ayıp), muayene ve ihbar yükümlülüğünün davacı tarafça yerine getirilip getirilmediği, ayıp sebebiyle davalının bir sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, ayıp sebebi ile oluşan ve davacı tarafından dava dışı sigortalısına ödenen zarar bedelinin davalıdan talep edilip edilemeyeceği, talep edilebilecek ise miktarı hususlarında toplanmaktadır.
TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472.(eski TTK 1301.) maddesinde; “sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder” hükmüne yer verilmiştir.
Halefiyet ilkesi doktrinde ”zarar gören sıfati ile sigorta ettiren rizikonun gerçekleşmesi sebebiyle meydana gelen zararlar için üçüncü şahsa karşı harhangi bir hukuki sebebe binaen tazminat alacağına sahip ise, bu hakkı ödenen sigorta tazminatı miktarınca kanun icabı sigortacıya geçmesi hali” şeklinde tanımlanmıştır.
Halefiyet, bir kişinin hukuken diğerinin yerine geçmesi anlamına gelir. Yasal halefiyet zarar sigortalarında söz konusu olup, mal sigortaları bakımından TTK m. 1472 hükmünde, sorumluluk sigortaları bakımından TTK m. 1481 hükmünde düzenlenmiştir. Bu madde uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücu davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir (Yargıtay HGK, 05/02/2019, E. 2017/17-1088, K. 2019/65 tarih ve sayılı kararı).
Bu doğrultuda Mahkememize dosyası davacı şirketin, dava dışı sigortalısına ait …. plakalı aracın arka koltuk kısmının yanmak suretiyle zarar gördüğü olayda dava konusu aracın davacı tarafın iddia ettiği gibi imalattan kaynaklı bir ayıbının bulunup bulunmadığı, ayıp bulunmakta ise bu ayıbın aracın satın alındığı sırada mevcut olup olmadığı yada kullanım şartlarından kaynaklanıp kaynaklanmadığı, ayıbın niteliğinin ne olduğu (gizli-açık ayıp), muayene ve ihbar yükümlülüğünün davacı tarafça yerine getirilip getirilmediği, ayıp sebebiyle davalının bir sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, ayıp sebebi ile oluşan ve davacı tarafından dava dışı sigortalısına ödenen zarar bedelinin davalıdan talep edilip edilemeyeceği hususlarının tespiti için teknik inceleme gerektiğinden bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, alınan bilirkişi heyet raporunda özetle; dosya kapsamına sunulan belgeler arasında herhangi bir hızlandırıcı (sigara vb) kaynaklı bir yangın başlangıcına ilişkin delil bulunmadığından, pilli cihaz telefon, kamera, oyuncak vb. kaynaklı yangın başlangıcına ilişkin tespit bulunmadığından, araçta yangına sebebiyet verebilecek ilave donanım bulunmadığından, sigorta değerlerinin büyütüldüğüne ilişkin tespit bulunmadığından, servis tarafından yapılan söküm işlemleri sonrasında arka koltuk ve orta konfor konsol döşemelerinde yanma hasarının tespit edilmiş olunması, özellikle devreyi koruyan sigortaların yangın bölgesindeki konfor elektrik tesisatına ait linye olması hususları gözetildiğinde yangının aracın arka koltuk konfor paket elektrik tesisatında meydana gelen kısa devreye bağlı izolasyon kaybı veya gevşek bağlantı gerekçeli direnç artması nedeniyle elektrik enerjisinin ısı enerjisine dönüşerek yangının başlamış olduğuna kanaat getirildiğini, distribütör satıcı konumundaki davalı … A.Ş.’ nin olayın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu kanaatini bildirmişlerdir.
Alınan bilirkişi raporu ve dosya içerisinde hasar dosyası ile ekspertiz raporları doğrultusunda davacı sigortacının genişletilmiş kasko poliçesi kapsamında …. plakalı araçta 17/10/2020 tarihinde meydana gelen yangının davalının satıcı konumunda bulunduğu araçtaki üretim hatasından meydana geldiği, yangının çıkmasına dış etkenlerin etki etmediği, üretim hatasından meydana gelen yangın nedeniyle davacı sigorta şirketinin tam kusurlu olan davalı satıcıya sigorta genel şartları ve Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen halefiyet kuralları gereğince rücu hakkının bulunduğu, davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalıya ödenen bedelin meydana gelen zararla uyumlu olduğu, sigorta şirketi tarafından zararın teminat şartları kapsamında ödendiği anlaşıldığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Kasko poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan rücu alacaklısı davacı sigorta şirketinin, üçüncü kişiye ödeme yaptığı tarih itibariyle rücu borçlusu olan davalı temerrüde düşmüş olduğundan, faiz başlangıç tarihi ödeme tarihi kabul edilerek icra takibinde davacı tarafından talep edilen işlemiş faiz yönünden de itirazın iptaline karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekili, itirazın iptali talebi ile birlikte icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur. Borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için likit ve belirlenebilir bir alacağın mevcut olması gerekmektedir. Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması, böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir.
Buna göre davalı borçlu tarafından icra takip tarihi itibariyle ödenen sigorta şirketi tarafından ödenen bedelin açık ve net şekilde belirlenebilir olması nedeni ile davalı borçlu aleyhine kabul edilen alacak miktarı üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE;
-Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına,
-Alacağın likit ve belirlenebilir olduğu anlaşıldığından kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen %20 oranında 25.533,83 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 8.721,08 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.541,93 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.179,15 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.541,93 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yargılama sırasında yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti, 33,20 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere 2.092,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 20.150,38- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-İstanbul Arabuluculuk Bürosu’nun … numaralı arabuluculuk dosyasında suç üstü ödeneğinden karşılanarak ödenen 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair; tebliğden itibaren İKİ HAFTA içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/09/2022

Katip ….
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır