Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/835 E. 2021/902 K. 11.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/835 Esas
KARAR NO : 2021/902

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/10/2021
KARAR TARİHİ : 11/10/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 12/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının dosya üzerinden yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; Müvekkili aleyhinde davalı tarafından Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasıyla ilamsız takip başlatıldığını, takip talebinde borcun sebebi olarak “09.10.2018-19.10.2018-04.10.2018-04.10.2018-22.11.2018-26.11.2018-05.12.2018 ve 28.12.2018 tarihinde verilmiş olan toplamda 22.000,00 TL borç” şeklinde açıklama yazıldığını, müvekkilinin ilgili icra takibinden 01.10.2021 tarihinde bankadan kendisine gönderilen bir mesaj ile haberdar olduğunu ve hesabına haciz konulduğuyla alakalı gönderilen mesaj sonrası icra takibinden haberdar olduğunu, müvekkilinin davalıya borcunun bulunmamakta olduğunu, iddia edilen borcun müvekkili tarafından davalıya ödenerek kapatıldığını beyanla açılan davalarının kabulü ile müvekkili aleyhinde açılan Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasının iptaline, müvekkilinin davalıya takip konusu edilen borcu ödemiş olması ve dekontlarla da bu hususun ispat edilmiş olması nedeniyle davalıya 22.000,00 TL borçlu olmadığının tespitine, %15 teminat ile icra dosyasına giren paranın alacaklıya ödenmemesi hususunda tedbir taleplerinin kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacının Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı takip dosyasına konu borç sebebiyle borçlu olup olmadığına ilişkin menfi tespit davasıdır.
Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. 6100 Sayılı HMK’nun 114/c maddesi gereğince mahkemelerin görevi dava şartı olup, yasanın 115. maddesi gereğince mahkeme dava şartının bulunup bulunmadığını res’en araştırmakla yükümlüdür.
6102 Sayılı T.T.K.’nun 4. maddesinin 1. fıkrası 6335 Sayılı Yasanın 1. maddesi ile değiştirilerek ticari davalar her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları, T.T.K.’nun 4. Maddesinin a bendi gereğince T.T.K.’nun dan kaynaklanan davalar, T.T.K.’nun 4. maddesinin b, c, d, e, f bentlerinde sayılan davalar ve diğer özel kanunlarda Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu kararlaştırılan davalar ticari dava olarak Ticaret Mahkemelerinde görülecektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Mahkememizin 07/10/2021 tarihli tensip ara kararı ile Bakırköy … İcra Müdürlüğüne müzekkere yazılarak …… Esas sayılı dosyasının UYAP üzerinden celbi ile ayrıca takibin dayanağının senetlere ilişkin olup olmadığı, değilse takibin dayanağının ne olduğunun sorulmasına, davacı vekiline takibin dayanağının senetlere ilişkin olup olmadığı, değilse takibin dayanağının ne olduğunu açıklamak üzere bir haftalık süre verilmesine dair karar verildiği, UYAP sistemi üzerinden gönderilen Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün ……. esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davalı takip alacaklısı tarafından davacı takip borçlusuna karşı 22.000,00 TL asıl alacak ve 4.914,74 TL faiz olmak üzere toplamda 26.914,74 TL’nin tahsiline ilişkin yürütülen takipte takibin dayanağının farklı tarihlerde verilen borçlara ilişkin olduğu, davacı vekili tarafından yapılan açıklamada da takibin ilamsız takip olduğu ve senetlere ilişkin olmadığının beyan edildiği nazara alındığında menfi tespit talep edilen Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün ……Esas sayılı takip dosyasına konu borcun kambiyo senetlerine ilişkin olmadığı, davanın da mutlak ticari davalardan olmadığı gibi her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hukuk davası (nispi ticari dava) niteliğinde olduğuna dair bir delil ve iddianın da söz konusu olmadığı, bunun yanında ne dava dilekçesinde tarafların tacir yahut işin ticari olduğuna dair bir beyan ve iddianın ne de dosya kapsamına bu anlamda sunulan bir belgenin bulunmadığı anlaşılmakla buna göre Mahkememizin görevli olmadığı, mevcut deliller uyarınca Türk Ticaret Kanunu hükümlerinin uygulanmasını gerektirecek bir ihtilafın söz konusu olmadığı, davanın Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülmesini gerektirir nitelikte ticari bir dava da olmadığı, uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği, Asliye Hukuk Mahkemesi ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişkinin TTK’ nun 5/3. maddesi uyarınca görev ilişkisi olduğu, göreve ilişkin usul kurallarının HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartı olduğu, dava şartlarının ise kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususların da resen dikkate alınacak hususlardan olması sebebiyle dava şartı yokluğundan HMK’nun 115/2. maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nun 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 11/10/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır