Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/807 E. 2021/1257 K. 29.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/807
KARAR NO : 2021/1257

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 28/09/2021
KARAR TARİHİ : 29/12/2021
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH :29/12/2021
DAVA; Davacılar vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin ve davacı şahısların 2004 sayılı İİK’nun 285 ve devam eden maddeleri gereğince vade konkordatosu talebi ile, İİK’nun 287. maddesi gereğince 3 aylık geçici mühlet kararının verilmesini, İİK 287/1, 288/1 ve 294. maddeleri gereği talepte bulunan borçlu ve müteselsil kefillerin malvarlığının korunması ve alacaklarının cebri icra tehditlerinin durdurulmasına yönelik gerekli tedbir kararlarının verilmesini, İİK 287/3. maddesi gereği geçici komiser tayini, İİK 288/1. maddesi gereği gerekli ilanların yapılmasını, geçici mühlet içinde yapılacak inceleme neticesinde 1 yıllık kesin mühletin verilmesini, kesin mühlet içinde yapılacak konkordato anlaşmalarının akdedilmesi halinde konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememiz tensip tutanağı ile 01/10/2021 tarihi itibariyle davacı şahıslar ve davacı şirket hakkında 3 aylık geçici mühlet kararı verilmiştir.
Konkordato komiser heyeti tarafından sunulan 02/11/2021 tarihli ÖN RAPOR ile; borçlu ….. Paslanmaz Çelik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin paslanmaz çelik malzemelerden standart ve özel yapım ürünlerin alım satımı ile iştigal ettiği ve imalatçı olmadığı, borçlu Şirkette işçi istihdam edilmediği ve ortakların fiilen çalıştığı, Konkordato talep eden gerçek kişiler …… ve …..’ın projelerinde şahıslarına ait taşınır veya taşınmaz mal varlığı bulunmadığının beyan edildiği, gerçek kişiler tarafından sunulan ön projelerde, hangi banka borçlarına kefil olunduğu, kefaletten kaynaklı borçların tutarları, kendilerine ait kredi kartlarından kaynaklı borçlarının bulunup bulunmadığı hususlarında açıklamaların yapıldığı, borçlu Şirket tarafından oluşturulan 30.06.2021 tarihli rayiç bilançoya göre, Şirketin Özvarlığının (-) 2.809.022,93 TL düzeyiyle borca batık olduğu (aynı tarih itıbarıyla kaydi değerler itibarıyla da -3.035.369,10 TL düzeyinde özkaynağı ile kayden de borca batık olduğu), teknik bilirkişilerden rapor alınmasının ardından şirketin rayiç özvarlıklarının heyetimizce de hesaplanacağı, (Bununla birlikte Borca Batıklığın sebebinin 30.06.2021 dönemi raporlanan 3.478.322,90 TL zarar kaynaklı olduğu görülmüştür. Dönem Mizan kayıtları üzerinde yapılan incelemede; Raporlanan 3.478.322,90 TL zararın, ağırlıklı olarak 689.01.001 hesapta izlenen 3.244.836,26 TL’lık Kanunen Kabul Edilmeyen Giderden kaynaklandığı olduğu anlaşılmıştır. Anılan bakiyenin 2014 yılında yayınlanan 6552 Sayılı kanun uyarınca yapılan Vergi Yapılandırmaları mukabilinde Muhasebesel olarak zorunlu işlenen kayıtlar olduğu ve kayıtların düzeltilmesi adına 689 hesaplara aktarıldığı anlaşılmıştır. Dolayısı ile Kaydi bir işlem olduğu, ancak bu işlem mukabilinde Şirketin 30.06.2021 dönemi itibarı ile Özkaynakları yönünden borca batık olarak raporlandığı tespit edilmiştir. ) sunulan konkordato ön projesinde bazı eksiklik ve hatalar bulunduğu, örneğin, Projenin 14. sayfasında bulunan Proforma Nakit Akım tablosunda, 2021 6 aylık dönem sonu itibarı ile Rayiç Bilançoda görülen 611.458,40 TL bedelli Stokların 2021 yılında 450.000,00 TL’sinin ve 2022 yılında ise 161.458,40 TL bakiye kalan bedelinin satılacağının ön görüldüğü, bununla birlikte 2022 ve takip eden yıllara ilişkin Stok alımının ön görülmediği, halbuki Şirketin satış yapabilmesi için stok alımının elzem olduğu, projede yer alan bu ip eksiklik ve hataların raporun içerisinde ayrıntılarıyla gösterildiği, şirket ön projesinin 14. sayfasındaki j4-proforma nakit akım tablosu” başlığı altında yer alan proforma nakit akım tablosu hakkındaki açıklamalarda bir yıl ödemesiz dönemden bahsedildiği, ön projenin 20. sayfasındaki “e-alacaklılara yapılan konkordato teklifinin esasları” başlığı altındaki teklifte ödemesiz bir dönemden bahsedilmediği, buna göre iki hususun çelişki arz ettiği; Ön projenin 20. sayfasında teklif edilen ödeme vadelerinin belirsizlik içeridiği, sunulan teklifin içeriğinden 025 oranında yıllara bölündüğü, toplam 4 yıl vadede borçların ödenebileceği anlaşılmakta iken özellikle tasdikten sonraki ilk yıl kavramı ve ilk yıl yapılacak ödemeler konusunda her okuyan açısından farklı yorumlanabilecek tarzda belirsizlik bulunduğu, teklifin her türlü şüpheden ve yorumdan uzak bir şekilde ortaya konulması gerektiği, sunulan makul güvence veren denetim raporunda Şirketin Karşılaştırmalı Gelir Tabloları ve Bilançolarının incelenmiş olduğu, ancak 30.06.2021 itibarı ile Öz Kaynaklardaki keskin azalış ve finansal durumuna etkisi, azalışın Şirket finansmanına doğrudan etkisinin bulunup bulunmadığı, raporlamanın fiilen ve/veya kayden kaynaklanan zarardan oluşup oluşmadığı hususlarının belirtilmediği şeklinde eksikliklerin raporumuz içerisinde ayrıntılarıyla ortaya konulduğu, 30.06.2021 itibarıyla şirket borç profiline bakıldığında toplam 4.667.247,27 TL tutarında borcunun olduğu, kamuya olan 266.937,84 TL tutarındaki borç dışında kalan 4.400.309,43 TL tutarındaki bedelin konkordatoya tabi borç olarak gösterildiği, banka kredileri temininde şahıs kefaletlerinin olduğu, ancak ilk incelemeler neticesinde rehinle tesis edilmiş borçlarının bulunmadığı, satıcılar hesabındaki ana kalemlerin ise az sayıda alacaklıya ait olduğu, kaynaklar yönünden değerlendirildiğinde, bilançodaki stokların ve alacakların tamamen kaynak gösterildiği, ana kaynak kaleminin ise faaliyet karı (3.150.472 TL) olduğu; bunun dışında ilave sermaye vb. dış kaynak gösterilmediği, Komiser Heyetince İİK m.298, f.1 hükmü uyarınca, borçlu Şirketin mevcudunun belirlenmesi ve bu mevcudun kıymetinin tespit edilmesi amacıyla 26.10.2021 tarihli .. no’lu karar alındığı, Makul güvence raporu ve ön proje birlikte değerlendirildiğinde teklifin gerçekleşmesinin muhtemel olduğu; ancak öngörülen konkordato finansmanının önemli ölçüde faaliyet karına dayalı olması hususunun projeyi risklere karşı açık hale getireceği; dosyaya sunulu 30.06.2021 tarihinden ziyade mühlet başı (01.10.2021) gerçek borç profilinin ve güncel varlıkların rayiç bedellerinin tespitinin ardından sağlıklı değerlendirme yapılabileceği, gerçek kişilerin ön projelerinin ilk sayfaşında “kararın kesinleşmesinden” bahsedilmesine rağmen beşinci sayfasında Kesinleşmeden bahsedilmediği, buna göre, ödemenin kesinleşmeden itibaren mi yoksa ilk derece mahkemesinin tasdik kararından itibaren mi başlayacağının net olmadığı, keza eşit taksitlerden kastın da ne olduğunun açıklanmadığı, bir başka ifadeyle, ödemenin aylık olup olmayacağı hususunun net olmadığı, yine, herhangi bir faiz hesabı ve eklemesi yapılıp yapılmayacağı konusunda net bir teklif bulunmadığı, bu yönden gerçek kişi ön projelerinin kendi içinde uyumsuz olduğu, teklifin her türlü şüpheden ve yorumdan uzak bir şekilde ortaya konulması gerektiği belirtilmiştir.
Konkordato komiser heyeti tarafından sunulan 27/12/2021 tarihli Kesin Mühlet Talebinin Değerlendirildiği Rapor ile; borçlu ….. Paslanmaz Çelik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin paslanmaz çelik malzemelerden standart ve özel yapım ürünlerin alım satımı ile iştigal ettiği ve imalatçı olmadığı, borçlu Şirkette işçi istihdam edilmediği ve ortakların fiilen çalıştığı, 30.11.2021 tarihi itibariyle oluşturulan rayiç değerli bilançoya göre, Şirketin özkaynaklarının toplamının (4) 634.060,31-TL olduğu yani Şirketin borca batık durumda olmadığı, şirketin toplam 4.281.149,12 TL borcunun bulunduğu, bu borç tutarının 3.971.874 TL’lik kısmının konkordatoya tabi borç olduğu, şirket yevmiye defter kayıtlarının incelenmesi ile Şirketin 30.09.2021 döneminde kayden Borca Batık olduğu, Borca Batıklığın sebebinin, 30.06.2021 döneminde raporlanan 3.478.322,90 TL zarar kaynaklı olduğunun görülüğü, Dönem Mizan kayıtları üzerinde yapılan incelemede; raporlanan 3.478.322,90 TL dönem net zararının, ağırlıklı olarak 689.01.001 hesapta izlenen 3.244 836,26 TL’lik Kanunen Kabul Edilmeyen Giderden kaynaklandığının anlaşıldığı, anılan bakiyenin 2014 yılında yayınlanan 6552 Sayılı Vergi Yapılandırmaları Kanununa tabi işlem gibi 689- Kanunen Kabul Edilmeyen Gider olarak hesaplara aktarıldığı, Bununla birlikte yapılan işlemlerin 6552 Sayılı Vergi Yapılandırma Kanunu ile ilgisinin olmadığı, işlemlerin Şirketin önceki Mali Müşaviri tarafından yapıldığı tespit edildiği, Dolayısı ile Kaydi bir işlem olduğu, zaten işlemin konkordato başvurusunun hemen öncesinde yapıldığı, ancak fiiliyatta Şirketin ticari faaliyetlerine ilişkin bir zarar olmadığı, Muhasebe kayıtlarında Ticari Alacaklar ve Alınan Çekler bakiyelerini, Olağandışı Giderleri hesaplarına aktarılması kaynaklı bu işlemler mukabilinde Şirketin 30.06.2021 dönemi itibarı ile Özkaynakları yönünden kayden borca batık olarak raporlandığı tespit edildiği, Şirketin bu hesapta yer alan zarar kalemini 30.11.2021 itibarı ile kayıtlarını düzeltmek sureti ile 127 Diğer Ticari Alacaklar hesaplarına aktardığı, ön raporda şirket ön projesinde heyetimizce tespit edilen eksikliklerin giderilmesi adına proje revize edilmediği için borçlu Şirketin projesindeki belirsizliklerin ve çelişkilerin devam ettiği, Proforma gelir tablosuna göre, vergi sonrası kâr hedefleri sırasıyla 2021 yılı sonunda 25.000 TL, 2022 yılı sonunda 420.000 TL, 2023 yılında 504.000 TL, 2024 yılında 604.800 TL, 2025 yılında 757.760 TL ve 2026 yılında ise 870.912 TL olduğu, Şirketin geçmiş 3 yıllık Net Kar/Net Satış oranlarına bakıldığında, ortalama %0, 19 kâr raporladığı, fakat Şirket proforma gelir tablosunda ortalama %10 karlılık öngörüldüğü, Şirketin bu kârlılık oranlarına, maliyetlerini azaltarak ulaşmayı hedeflediğinin görüldüğü, nitekim Şirketin 2018, 2019 ve 2020 yıllarında maliyetleri net satışlara oranla ortalama %96 olarak gözüktüğü, ancak Şirket’in, maliyetlerini nasıl düşürebileceğini detaylandırılmadığı, örneğin ön raporda incelendiği üzere, Şirketin projede gösterdiği ana kaynağın faaliyet geliri olduğu gerçeği karşısında stok alımı yapılmadan satış yapılamayacağı gibi temel çelişkilerin giderilmediği, özellikle Şirketin Ön Projesinde Konkordato Kaynakları bölümünde yer aldığı üzere yalnız faaliyet karlılığına dayandığı, ancak rapor içinde arz ettiğimiz üzere Şirketin geçmiş yıllar karlarının 2018 yılında binde 3,5, 2019 yılında binde 1 ve 2020 yılında binde 3 olarak raporlandığı, huzurdaki 30.11.2021 ticari kayıtları itibarı ile ise zarar tahakkuk ettirildiği, bilindiği üzere konkordato mühletinin, tedbir talep eden borçlu Şirketlerin önceki dönem karşılaştığı finansman risklerini önleyerek finansman giderlerinin kısıtlanmasına ve karlılıklarını arttırmalarına imkan verdiği, ancak ….. Paslanmaz Şirketi verilerini geçmiş dönem ile görevde bulunduğumuz dönemler karşılaştırarak incelediğimizde; karlılığı etkileyen unsurlar arasında Finansman Giderlerinin büyük oran teşkil etmediğinin görüldüğü, dolayısıyla ön projede ön görülen 3.150.472,00 TL Faaliyetin Devamı ile Öngörülen kar tutarının uygulanabilir olmadığı, borçlu Şirketin Konkordato kaynaklarından biri Stoklar oldığı, bu konuya iki farklı açıdan bakmak gerektiği, öncelikle Stokların zaten Satışların maliyeti olarak ve stok maliyetlerinin Satışlardan indirgenmesi ile faaliyet karlılığına kaynak olacağı göz önüne alındığında faaliyet karlılığı miktarının içinde Stokların kullanılmasının da yer aldığının aşikar olduğu, diğer taraftan incelediğimiz de ise Teknik Bilirkişi tespitlerinde kaydi olarak 586.413,73 TL olarak kayıtlarda yer alan Stokların 30.09.2021 itibarı ile 90.000,00 TL ve 30.11.2021 tarihinde tarafımızdan oranlama yolu ile tespit edilen stokların 102.679,45 TL olduğu ve her iki ihtimal göz önüne alındığında ise Sunulan Ön Projede kaynakların eksik olduğu, şirket vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı 23.12.2021 tarihli dilekçesiyle beyanda bulunulmuş ise de, raporumuzda ele alındığı üzere Şirket borca batık olmadığından ve iddia edilen değerlerin esas alınması ihtimalinde dahi, bunun, konkordato kaynağı bakımından yapılan değerlendirmeye bir etkisi olmadığından, gelinen nokta itibariyle Heyetimize göre iddia olunan hususlarda ek bir rapor alınmasına gereke bulunmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu, neticeten; Takdiri Sayın Mahkemenize ait olmak üzere; konkordato sürecinin devamının sağlanmasında tüm alacaklıların menfaati bulunup bulunmadığı yönünde sunulan veriler ışığında ve Şirketin 2,5 ay süreyle izlenmesi sonucunda dosyaya sunulu ön proje ile konkordato sürecinin başarıya ulaşabileceği ve projedeki teklifin gerçekleşmesinin kuvvetle muhtemel olduğu yönünde olumlu bir kanaate varılamadığı, gerçek kişilerin konkordato talebinin diğer konkordato talep eden Şirket’in konkordato sürecine bağlı olduğu, fakat yukarıda arz edildiği üzere Şirketin kesin mühlete geçmesi bakımından Heyetçe görüşünün olumsuz olduğu, hem buna bağlı olarak hem de ön raporda belirtilen eksikliklerin giderilmemesi sebebiyle konkordato talep eden …… ve …..’ın dosyaya sunulu ön projedeki teklifinin gerçekleşmesinin kuvvetle muhtemel olduğu ve konkordato sürecinin başarıya ulaşabileceği yönünde olumlu bir kanaate varılamadığı belirtilmiştir.
Dava, adi konkordato istemli olarak açılmış olup, İİK’nun 285.maddesine göre borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu, vade verilmek suretiyle veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebilir.
İİK 289. maddesinde, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması halinde borçluya 1 yıllık kesin mühlet verileceği düzenlenmiştir. Başarı olasılığı kavramından anlaşılan husus, konkordato projesinin gerçekleşme olasılığına sahip olmasıdır. Bu sonuca, borçlunun durumu, malvarlığı gelirleri ve taahhütlerini yerine getirmesine engel olan nedenler gözetilerek, objektif verilere göre konkordato başarı olasılığı yargıç tarafından belirlenecektir. (Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku -Av.Sümer Altay, sayfa 112, 1. Cilt).
İİK’nın 286/1-a maddesinde “borçlunun talebiyle birlikte borçlarını hangi oranda veya vadede ödeyeceğini, bu kapsamda, alacaklıların alacaklarından hangi oranda vazgeçmiş olacaklarını, ödemelerin yapılması için borçlunun mevcut mallarını satıp satmayacağını, borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılara ödemelerini yapabilmesi için gerekli mali kaynağın sermaye artırımı veya kredi temini yoluyla yahut başka yöntem kullanılarak sağlanacağını gösteren ön proje ibraz etmesi” gerektiği ifade edilmiştir. Bu şekilde borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılara ödemelerini yapabilmesi için mali kaynağın nasıl sağlanacağı net bir şekilde açıklanmalı ki projenin başarıya ulaşıp ulaşmayacağı ve kayıtlarla uygun olup olmadığı değerlendirebilmelidir. Dolayısıyla 286/1- a bendinde, borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve ödemelerini yapabilmesi ifadesi ile konkordatonun amacının da bir anlamda ifade bulduğunun kabülü doğru olacaktır. Mali kaynağın nasıl elde edileceği kapsamında, ..,…,..,…,…,…. Yeni konkordato Hukuku, 2. Baskı, Ankara 2019 s. 184-185 de ifade edildiği gibi “ortakların yeni sermaye getirmeleri, kişisel malvarlıklarını paraya çevirerek şirkete getirmeleri, sermaye artırımı yaparak yeni ortak almaları, işletmenin bir bankadan kredi bulması ilk akla gelenlerdir.” Bu nedenle ön proje, maddenin 1. fıkranın a bendinde sözü edilen bütün unsurları içermelidir.
Komiser heyeti tarafından tanzim olunan raporda, davacı şirketin standart ve özel yapım ürünlerin alım satımı ile iştigal ettiği, imalatçı olmadığı, şirkette işçi istihdam edilmeyip ortakların fiilen çalıştığı, şirketin 4.281.149,12 TL borcunun bulunduğu, bu borç tutarından konkordatoya tabi borç tutarının 3.971.874 TL olduğu, şirket ön projesinde komiser heyeti tarafından tespit edilen eksikliklerin giderilmesi adına proje revize edilmediği için borçlu şirketin projesindeki belirsizliklerin ve çelişkilerin devam ettiği, Proforma gelir tablosuna göre, vergi sonrası kâr hedefleri sırasıyla 2021 yılı sonunda 25.000 TL, 2022 yılı sonunda 420.000 TL, 2023 yılında 504.000 TL, 2024 yılında 604.800 TL, 2025 yılında 757.760 TL ve 2026 yılında ise 870.912 TL olduğu, Şirketin geçmiş 3 yıllık Net Kar/Net Satış oranlarına bakıldığında, ortalama %0, 19 kâr raporladığı, bununla birlikte şirket proforma gelir tablosunda ortalama %10 karlılık öngörüldüğü, Şirketin bu kârlılık oranlarına, maliyetlerini azaltarak ulaşmayı hedeflediği, şirket projesinde gösterilen ana kaynağın faaliyet geliri olduğu ancak stok alımı yapılmadan satış yapılamayacağı çelişkisinin giderilemediği, konkordato projesinin sadece faaliyet karlılığına dayandığı, ancak şirket verilerinin geçmiş dönem ile konkordato dönemi incelendiğinde ön projede ön görülen 3.150.472,00 TL Faaliyetin Devamı ile Öngörülen kar tutarının uygulanabilir olmadığının tespit edildiği, bu haliyle konkordato projesinin gerçekleşme olasılığının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davacı gerçek şahıslar …… ve ….. yönünden, davacıların borçlu şirketten bağımsız bir konkordato projelerinin bulunmadığı, projelerin kendine özgü hiçbir konkordato tedbiri ve hedefi içermediği, tamamen borçlu şirketlerin ön projesi üzerine temellendirildiği, alacaklılara sunulan bir proje bulunmadığı görülmekte olup, davacı şirketin konkordato projesinin gerçekleşme olasılığının bulunmadığı anlaşılmakla davacı şahıslar yönünden de konkordato projesinin gerçekleşme olasılığının bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
İİK’nun 292. maddesi ise, “İflâsa tabi borçlu bakımından, kesin mühletin verilmesinden sonra aşağıdaki durumların gerçekleşmesi hâlinde komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflâsına resen karar verir:
a) Borçlunun malvarlığının korunması için iflâsın açılması gerekiyorsa.
b) Konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılıyorsa.
c) Borçlu, 297 nci maddeye aykırı davranır veya komiserin talimatlarına uymazsa ya da borçlunun alacaklıları zarara uğratma amacıyla hareket ettiği anlaşılıyorsa.
d) Borca batık olduğu anlaşılan bir sermaye şirketi veya kooperatif, konkordato talebinden feragat ederse.
Mahkeme, bu madde uyarınca karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder; diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet eder.” hükmünü içermekte olup, mahkememize ibraz edilen komiser heyeti raporu ile konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olmadığı anlaşılmakla davacılar hakkında davanın reddine, geçici mühletin kaldırılmasına ve kaldırıldığının ilanına karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
1-Geçici mühletin kaldırılmasına, kaldırıldığının ilanına,
2-Komiser heyetinin görevine son verilmesine,
3-Alınması gereken harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının dosya kesinleştikten sonra talep halinde ilgililere iadesine,
Dair, hazır müdahil vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı 29/12/2021

Başkan ….
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip ….
¸e-imzalıdır