Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/795 E. 2021/866 K. 29.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/795 Esas
KARAR NO : 2021/866

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/10/2020
KARAR TARİHİ : 29/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili adına vekil olarak tayin edilen oğlu tarafından 04/04/2018 tarihinde …. ilçesinde fast food işletmesi açıldığını, müvekkilinin tüm yasal zorunlulukları yerine getirerek faaliyetini sürdürdüğünü, bilmediği bir sektörde iş kurduğundan iş yerini devretmek istediğini ve iş yeri camına devren satılık yazısı astığını, davalının daimi müşterisi olduğunu, iş yerine ait yanıltıcı bilgi vermediğini, günlük satışların ne kadar olduğuna dair defteri davalıya verdiğini, zarar ettiği için iş yerini satmadığını, yapılan işin niteliği gereği erken kalkması ve geç kapatması gerektiği için iş yerini sattığını, müvekkili adına hareket eden oğlu ile davalı arasında 17/09/2018 tarihinde iş yerinin malzemelerle 50.000,00-TL bedelle, 10.000,00-TL peşin alınarak 15.000,00-TL 08/10/2018 tarihinde 25.000,00-TL ise 6 ay içinde ödenmesi şeklinde ödeme planıyla devredildiğini, davalının üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmemesi ve müvekkilini ödeme yapacağı şeklinde oyalaması nedeniyle Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibi durdurmak ve alacağın tahsilini güçleştirmek için takibe itiraz ettiğini, itirazında sözleşmenin ortadan kaldırıldığı, ciroların yüksek gösterildiği, işletmenin kayıt ve onay işlemlerine dair yönetmelikte belirtilen şartları taşımadığından bahsedildiğini, davalının iş yerini çalıştıramadığını, gerçek dışı beyanlarla takibi sürüncemede bırakmaya çalıştığını beyanla, itirazın iptaline ve davalının haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin yiyecek içecek sektörüne atılarak ticaret hayatına başlamanın uygun olacağını düşündüğünü, ortak tanıdık ve aracılar vasıtasıyla davacı ile tanıştırıldığını, davacının oğlunun görüşmeler esnasında işletmenin günlük en az 800,00-1.000,00-TL cirosunun olduğu, içinin bakımlı ve kullanıma hazır halde bırakıldığı, masraf gerektirmeyeceğini belirttiğini, şayet işletmenin belirli özelliklere sahip olmaması durumunda bizzat teslim alarak peşin alınan bedelin tamamını iade edeceği garantisini verdiğini, 17/09/2018 tarihinde taraflar arasındaki sözleşmenin imzalanmasından hemen sonra müvekkilinin sigorta işlemlerine başladığını, işletmenin davacı tarafça boşaltılması ve kullanımına bırakılması akabinde ise 25/09/2018 tarihinde elektrik aboneliği, 27/09/2018 tarihinde ise vergi açılış işlemlerini tamamladığını, 28/09/2018 tarihinde Küçükçekmece Kaymakamlığı İlçe Gıda, Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri tarafından müvekkilinin “işletme kayıt belgesi bulunmaması” gerekçesiyle idari para cezasına çarptırıldığını, daha önce de gıda/yeme-içme hizmeti veren işletmeyle ilgili herhangi bir izin alınmadığı, söz konusu izinlerin tamamlanması gerektiğinin bildirildiğini, işletme için gerekli izinleri tamamlayan müvekkilinin “kısa vadede hiçbir bakıma gerek olmayacağı” taahhüdüyle sonbahar/kış aylarında devraldığı yerin duvar ve tavanından su akması, içerinin bir türlü ısıtılamaması ve bu durumun yapılacak ödemelere ek olarak yüksek bir maliyet neticesinde çözülebileceği, işletmenin gerekli evrak temini neticesinde getirdiği maddi külfete karşılık taahhüt edilenin aksine günlük cirosunun 300,00-400,00-TL’yi aşmıyor oluşu gerekçeleriyle kısa sürede işletmenin ayıplı şekilde teslim edildiğini, sözleşme öncesi görüşmeler esnasında dürüstlük kuralına uyulmayarak kasten yanıltıldığını anlayarak 19/12/2018 tarihinde sözleşmeden dönme hakkını kullandığını davacı tarafa ve oğluna ilettiğini, işletmenin belirli bir süre kullanılmış olması ve sözleşmenin kurulmasına aracılık eden şahısların da araya girmesiyle müvekkilinin işletmenin ayıplı olarak teslim edilmesi sonucu dönme hakkını kullanmış olmasına karşın ödemiş olduğu bedelin iadesinden vazgeçtiğini, tarafların birbirlerine karşı başkaca borç ve alacakları bulunmadığını kabul ettiğini ve sözleşme ilişkisinin sona erdiğini, davacı yanca ödenmesi gerektiği belirtilen borcun yaklaşık 2 yıl boyunca hiç bir yolla talep edilmemiş olması, yine dönme beyanı karşılığında müvekkilinin de herhangi bir girişimde bulunmamasının arabulucular vasıtasıyla taraflar arasında varılan sözlü anlaşmanın varlığına karine teşkil ettiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşme, işletme ve malvarlığı devri niteliğinde olup, işletmenin devri karşılığı öngörülen bedel, devredenin taşınmaz maliki olmadığı da dikkate alındığında taraflarca öngörülen işletme değerinden kaynaklandığını, taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliği itibarıyla Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görev alanına girdiğini beyanla, davanın öncelikle usulden reddi gerektiğini, arabuluculuk şartı da yerine getirilmediğinden davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, işletmenin devri nedeniyle ödenmediği iddia edilen bedelin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Küçükçekmece …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı ve 06/07/2021 karar tarihli görevsizlik kararı ilamının kesinleşmesi üzerine dosya mahkememize gönderilmiş ve yukarıdaki esas sırasına kaydı yapılmıştır.
6102 Sayılı T.T.K.’nun 4. maddesinin 1. fıkrası 6335 Sayılı Yasanın 1. maddesi ile değiştirilerek ticari davalar her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları, T.T.K.’nun 4. Maddesinin a bendi gereğince T.T.K.’nun dan kaynaklanan davalar, T.T.K.’nun 4. maddesinin b, c, d, e, f bentlerinde sayılan davalar ve diğer özel kanunlarda Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu kararlaştırılan davalar ticari dava olarak Ticaret Mahkemelerinde görülecektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Malvarlığının veya işletmenin devralınması TBK 202 maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre ticari işletmenin aktif ve pasifleriyle birlikte devredilmesi gerekir. TTK 11/3 maddesine göre ise ticari işletmelerin devrine ilişkin sözleşmeler yazılı olarak yapılır ve ayrıca ticaret siciline tescil ve ilan edilir. Somut olayda belirtilen esaslar çerçevesinde yapılmış bir işletme devrinden sözedilemeyeceğinden Küçükçekmece … Asliye Hukuk Mahkemesinin … E… K sayılı görevsizlik kararının Mahkememizce yerinde olmadığı değerlendirilmiş olmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, görev hususunun kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gerektiği anlaşıldığından davanın görev nedeniyle usulden reddine, dosya görevsizlik ile Küçükçekmece …. Asliye Hukuk Mahkemesinin Mahkemesi’nden geldiğinden görev hususunun tayini hususunda dosyanın resen İstanbul Bölge İstinaf Mahkemesi ilgili dairesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-6502 sayılı yasa ve HMK.nın 114/1-c maddesi gereğince davacı tarafça açılan davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Küçükçekmece …. Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-Dava hakkında daha önceden Küçükçekmece …. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görevsizlik kararı verildiğinden; Mahkememizin görevsizliğine dair kararın İstinaf yasa yolundan geçmek suretiyle kesinleşmesi durumunda, kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde (HMK 20. maddesi) Mahkememize başvurması halinde ve talep halinde dosyanın görevli Çatalca …. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Dava hakkında daha önceden Küçükçekmece …. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görevsizlik kararı verildiğinden; mahkememizce verilen karar İstinaf yasa yoluna başvurmaksızın kesinleştiği takdirde, olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için merci tayini (Yargı yeri belirlenmesi) açısından re’sen dosyanın Istanbul Bölge Adliye Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,
5-Süresinde müracaat edilmemesi halinde HMK 20/5 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına, bu usuli kararın verilmesi ve bu kararla birlikte harç hususunun re’sen karara bağlanması hususlarının re’sen gözetilmesine; re’sen gözetilmesi gereken hususlar dışında kalan yönlerden ise gerekirse talebe bağlı olarak değerlendirme YAPILMASINA,
6-HMK’ nın 330/2 maddesi gereğince harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkeme tarafından DEĞERLENDİRİLMESİNE,

Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.29/09/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır