Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/789 E. 2022/967 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/789 Esas
KARAR NO : 2022/967

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 22/09/2021
KARAR TARİHİ : 24/11/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 01/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketi tarafından İşyerim …. Sigorta Poliçesi ile sigortalı … . Şti.’nin ilgili bulunduğu iş yeri ve iş yerinde bulunan emtiaların davalı tarafın sorumluluğunu gerektirir şekilde meydana gelen yangın sonucu hasara uğradığını, işbu olay sebebiyle, müvekkili şirketin; eksper marifetiyle hasar tespiti yaptırarak sigorta tazminatı ödediğini, gerek sigortalının tespit ve beyanı, gerekse mezkur olay nedeniyle hazırlanan ekspertiz raporu, bilirkişi raporu, teknik tespit raporu ve yangın raporuna göre; dava konusu hasarın 5 no’lu binanın 3,4 ve çatı katında faaliyet gösteren davalı şirkete ait işyerinin 3. Kat imalathane bölümündeki buharlı ütü tabyası üzerinde bırakılan kumaşın, imalathane çalışanlarından birinin ütünün termostat düğmesini açık bırakması neticesinde; açık kalan ütü rezistansının ütü tabyasının üzerindeki kumaşın zamana bağlı olarak aşırı ısınmasına sebebiyet verdiğini, kumaşın aşırı ısınması sebebiyle, kumaşın, yeterli ısı ve oksijenle reaksiyona girerek tutuşması sonucu yangının başladığı ve atölye dahilinde tabanı metal kirişler üzerine ahşap malzeme ile kaplanmış yemekhane ve depo olarak kullanılan çatı katı ve çatıyla bitişikte bulunan ara bölmesi alçıpan ile bölünmüş olan okulun spor salonuna sirayet ederek geliştiğinin tespit edildiğini, davaya konu yangın hadisesinin davalı tarafın sorumluluğunu gerektirir şekilde meydana geldiği açık olmakla, müvekkili şirketçe davalıya rücu edilebileceği tespiti yapıldığını, sigorta şirketinin TTK md. 1472 gereğince sigortalısının haklarına halef olduğundan; davalıların kusur/kusursuz sorumluluğunu karşılayan alacak için rücu hakkı doğduğunu, ayrıca yapmış olduğu hasar ödemesiyle; sigortalısından dava, alacak talep haklarını temellük ettiğini, huzurdaki dava açılmadan önce davalı aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını, davalı tarafça borca itiraz edildiğini, bunun üzerine hukuki uyuşmazlığın taraflarca müzakere edilmesini ve dava şartının yerine getirilmesi amacıyla Bakırköy Arabuluculuk Bürosu’nun … başvuru numarası ile arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, anlaşmanın kabul edilmemesi nedeniyle arabuluculuk son tutanağı anlaşmama olarak düzenlendiği ve işbu alacak davasını açma zaruretinin hasıl olduğunu, fazlaya dair dava ve hakları saklı kalmak kaydıyla; 385.877,50-TL hasar bedelinin, ödeme tarihi olan 22/05/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, davalı …. Ltd. Şti.’nin kayıtlı araç ve gayrimenkullerinin UYAP üzerinden tespit edilmesi ve 3. kişilere devir temlikinin önlenmesi için teminatsız ihtiyati tedbir/haciz konulması ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yan sigorta şirketi sigortalısının zararlarını ödeyerek, haklarına halef olduğunu bu sebeple işbu davayı açtığını beyanla davacı tarafın sigorta şirketi haklarına halef olduğu ve de iddiasını sigortalısının hukukuna tabi olarak işbu rücu davasını yöneltebileceğinden davada Sulh Hukuk Mahkemeleri görevli olduğunu, davacı yanın öncelikle, meydana gelen yangın hadisesi ile oluştuğu iddia edilen zarar arasındaki illiyet bağını ispatlaması gerektiğini, bu yönüyle meydana gelen zarardan müvekkili şirketin sorumlu gösterilmesi iddiasına itiraz ettiklerini, davalı müvekkili şirketin kiracısı olduğu “…. …. …. Mah. …. Sk …. İş Merkezi No:….” adresli işyerinde 21/02/2020 tarih 24.00 sularında başlayan 01.26 civarlarında alevlenen kira konusu mecurda yangın vuku bulmuş olup, olay mahalline geç müdahale eden itfaiye erleri ve yetkililerince yangın raporu tanzim edildiğini, iş bu raporda yangın çıkış sebebi olarak “… imalathanenin giriş tarafında bulunan elektrik tesisatı kablo bağlantı yerlerinde oluşan iletken kabloların elektrik enerjisinin herhangi bir nedenle ısı enerjisine dönüşmesiyle kablo izolelerinin tutuşması sonucu yanmanın başladığı” tespit edildiğini, yangın ve itfaiye raporu, yaptırılan delil tespiti kamera kayıtları ve sair deliller incelendiğinde açıkça yangının çıkmasında müvekkili şirketin bir kusuru bulunmadığının görüleceğini, yangının çıkma sebebi açıkça “Giriş kuvvet panosuna çatıdan gelen yağmur suları pano içinde kıs devreye ve bu kısa devre panodan çıkan kuvvet kablolarının tutuşup yanmasına neden olduğu, bu yanma sonucu düşen kıvılcım ve kablo parçaları iş yerindeki kumaş ve bezlerin tutuşmasına ve işyerinin komple yanmasına neden olduğu kanaatine varılmıştır.” şeklinde uzman raporuyla, yukarıda bahsi geçen itfaiye raporuyla açıkça belirlendiğini ve yangının elektrik panolarının su almasından kaynaklı olarak çıktığı sabit hale geldiğini, binanın su aldığı hususunun müvekkili şirketçe bildirimmesine rağmen mal sahibince gerekli önlemler alınmadığını, özetle yapı malikinin binanın su alması ve elektrik tesisatına zarar vermesiyle ilgili önlem almaması sebebiyle çıkan yangın olayı vuku bulduğunu, davaya konu binada mevzuata göre olması zorunlu olan yangın önleme sisteminin mevcut olmaması, binanın iskansız olması ve yangına geç müdahale edilmesi sebebiyle yapı malikinin kusuru ile çıkan yangın yine yapı malikin kusuru nedeniyle hızla büyüyerek müvekkiline zarar verdiğini, davaya konu yangının çıkması ve büyümesinde yapı malikinin tek kusurlu olduğunu, müvekkil şirketin kusuru ile meydana gelen bir zarar olduğunu ispatlayan bir delil olmamakla birlikte aksine kusurlu olduğu ispatlanan ve her durumda kusursuz sorumluluk sahibi yapı malikinin işbu rücu davasına muhatap olduğu kanaatinde olduklarını, müvekkili şirketin kiracı sıfatıyla işbu taşınmazda varlığını sürdürdüğünü, davacı yanın dava dilekçesinde belirttiğini aksine taşımazın maliki/işleticisi olmayıp “…. Şirketi” nin kiracısı olduğunu, yangının çıkma nedeni açıkça mülkte bulunan elektrik tesisatının yağmur suyu alması sebebiyle kısa devre yapması olarak belirlendiğini, müvekkili şirketin tüm önlemleri almasına rağmen işbu eksiklikler yapı maliki 3. şahıs tarafından giderilmediğini, yapı malikinin kusuruyla çıkan yangının yine yapı malikinin kusuruyla büyüyerek zararın artmasına sebep olduğunu, çıkan yangın hadisesinde müvekkili şirket de büyük zarar gördüğünü, mağdur olduğunu, tüm bu sebeplerle davanın husumet yokluğu sebebiyle müvekkili şirket yönünden reddi gerektiğini, müvekkili şirketin yangın çıkmasında kusuru bulunmadığını, davanın Sulh Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olması sebebiyle görev yönünden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise de davanın husumet yokluğu sebebiyle reddine, neticeten, vuku bulan olayda kusuru olmayan müvekkil şirket yönünden davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, davacı sigorta şirketinin sigortalısının haklarına halef olarak rücu hakkına dayalı tazminat istemine ilişkin olup, uyuşmazlığın dava konusu yangın olayında davalı kusurunun veya kusursuz sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, varsa davacı sigorta şirketinin sigortalısına yaptığı hasar ödemesinin davalılara rücu edip edemeyeceği, davacının sigortalısınn gerçek zararının ne kadar olduğu, davalı tarafa husumet yöneltilip yöneltilemeyeceği hususlarındadır.
6100 sayılı HMK’nın 166/1 inci maddesi “aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar.” şeklindedir. Yine aynı maddenin dördüncü fıkrasında “Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır.” şeklindedir.
Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi …. esas sayılı dosyası incelendiğinde, davalısının dosyamız davalısı olduğu, dosyanın sebebi, konusu ve talep sonucu yönünden fiili ve hukuki bağlantı olduğu, davaların birlikte görülmesinin zorunlu olduğu anlaşılmakla HMK 166. md. gereğince davaların birleştirilmesine karar verilip aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-İşbu dava ile Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. Esas sayılı dosyası arasında bulunan hukuki ve fiili irtibat nedeniyle işbu dava dosyanın Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin…. Esas sayılı dosyası ile HMK’nun 166. maddesi gereğince BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-Yargılamanın birleştirilen dosya ile yürütülmesine,
3-Esasın birleştirme nedeniyle kapatılmasına,
4-Yargılama gideri, harç, vekalet ücreti vs. hususların birleşen dosyada ele alınmasına,
Dair, tarafların yokluğunda birleştirme kararının nihai hükümle birlikte İstinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi 24/11/2022

Katip ….
¸e-imzalıdır

Hakim ….
¸e-imzalıdır