Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/784 E. 2023/437 K. 05.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/784 Esas
KARAR NO : 2023/437

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 20/05/2021
KARAR TARİHİ : 05/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/06/2023
Davacı tarafından mahkememize açılan dava dosyasının incelenmesi sonunda;
İSTEM:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili nezdinde sigortalı bulunan davalı …. San. Tic. Ltd. Şti.’nin maliki olduğu …. plaka sayılı araç sürücüsünün “Alkollü/Ağır Kusurlu” olarak karışmış olduğu trafik kazası sebebiyle, dava dışı üçüncü şahsın ilgili bulunduğu …. plakalı araçta hasar meydana geldiğini, davalının kusuruyla oluşan hasar bedeli kadar sigorta tazminatı ödendiğini, sigortalının maliki olduğu aracın dava dışı sürücüsü …’ın alkollü bulunduğunu, alkollü araç kullanmanın bir rücu gerekçesi olduğunu, bu nedenle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 16.000,00 TL hasar bedelinin, ödeme tarihi olan 20.03.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi, yargılama giderleri ve vekalet ücretiyle birlikte davalıdan tahsilini, …. plakalı aracın üçüncü kişilere devir ve temlikini önlemeye yönelik trafik kaydına teminatsız ihtiyati tedbir haczi konulmasına karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
YANIT:
Davalı tarafa dava dilekçesi, tensip zaptı usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalı tarafça cevap dilekçesi ibraz edilmediği görülmüştür.
KANITLAR VE GEREKÇE:
-Dava, davacının sigortacısı olduğu aracın karıştığı maddi hasarlı trafik kazasında, davalıya ait araç sürücüsünün kusurlu olduğu iddiası ile dava dışı 3. Kişiye ödenen hasar bedelinin rücuen tazmini istemine ilişkindir.
-Davacı tarafça iş bu davanın Tüketici Mahkemesi nezdinde açıldığı, Bakırköy …. Tüketici Mahkemesi’nin … Esas …. Karar sayılı ilamı ile verilen görevsizlik kararının kesinleştiği ve dosyanın Mahkememize gönderildiği görülmektedir.
-Mahkememizce hasar dosyası, sigorta poliçesi, kaza tutanakları, alkol ölçümleri celp edilmiş, taraf delilleri toplanmıştır.
-2918 sayılı KTK’nın 48. maddesinde, alkollü içki alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir.
-Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin “Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı” başlıklı 97/1. maddesinde, alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra, bu konu ile ilgili olan “b-2” bendinde, alkollü içki almış olarak araç kullandığı tesbit edilen diğer araç sürücülerinden kandaki alkol miktarı 0.50 promil üstünde olanların araç kullanamayacakları belirtilmiştir.
-Öte yandan, davaya konu kazanın meydana geldiği tarih itibariyle yürürlükte olan Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.4.d. maddesinde, tazminatı gerektiren olay, işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak verildiği kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa, sigortacının sigorta ettirene rücu hakkı olduğu açıklanmıştır.
-Bununla birlikte, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.4.d. maddesinin dayanağını teşkil eden KTK’nın 48. maddesinin yasaklamayı düzenleyen ilk fıkrasında, alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli araç sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmeleri yasaklanmış olup, aynı maddenin 2. fıkrasındaki yönetmelik düzenlenmesine olanak tanıyan hükümde, yasaklama yetkisi yönetmeliğe bırakılmış olmadığından, Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 97. maddesinde, yukarıda anılan yasa hükmü tekrarlandıktan ve müteakip, uyuşturucu veya keyif verici maddeler ile alkollü içkilerin oranlarının ne şekilde saptanacağı belirlendikten sonra, yasada yer alan hükmü dikkate almadan salt 0.50 promilin üstünde alınan alkol miktarına göre araç kullanma yasağı getirilmesinin yasal dayanağı bulunmadığından geçersizdir. Geçersiz yönetmelik hükümlerinin yasaya aykırı bir şekilde genel şart olarak kabulü de mümkün değildir.
-O halde, hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığını ispat yükü, TTK’nın 1409. maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir.
-Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin belirlenmesi durumunda, oluşan hasarın poliçe teminatı dışında kalacağından davanın kabulüne, aksi halde reddine karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir (YHGK 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK 7.4.2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14.12.2005 gün ve 2005/11-624-713; YHGK 10.12.2014 gün ve 2013/17-1199 E. 2014/1018 K. sayılı ilamları).
-Davacı tarafın iddiaları, yasal mevzuat ve dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre taraflar arasındaki uyuşmazlığın; …. plaka sayılı araçta meydana gelen hasar sebebiyle davacı tarafından, 16.000,00 TL ödeme yapılıp yapılmadığı, davacı sigorta şirketine sigortalı davalının maliki olduğu …. plaka sayılı aracın sürücüsü …’ın meydana gelen kazada alkollü olup olmadığı, alkollü ise alkollü olmasının kazanın oluşumuna münhasıran etkisi olup olmadığı, davacının rücu koşullarının oluşup oluşmadığı, davalının bu sebeple sorumlu olup olmadığı ve sorumlu ise talep edilebilecek gerçek zarar miktarının ne olduğu noktasında toplandığı görülmektedir.
-Mahkememiz dosyası dava konusu kazanın münhasıran alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediği, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, olayın münhasıran alkolün etkisi altında gerçekleştiğinin tespiti halinde davacı tarafından davalıdan rücu hakkına dayalı olarak tazminat talep edilip edilemeyeceği, talep edilebilecekse miktarı, …. plakalı aracın hasarlı haline ilişkin fotoğraflara göre dosya kapsamında yer alan ekspertiz raporunda yapılan değerlendirme ve tespitlerin hükme esas teşkil edip edemeyeceği, ekspertiz raporunda tespit edilen miktarın kadri marufunda olup olmadığı hususlarının tespiti amacıyla bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 07/08/2022 tarihli raporda; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun Trafik işaretlerine uyma kurallarından Madde 47/b “Karayollarından faydalananlar; Trafik ışıklarına uymak zorundadırlar.” ve Trafik kazalarında sürücü kusurlarının tespiti ve asli kusur sayılan haller kurallarından Madde 84/a “Araç sürücüleri trafik kazalarında; Kırmızı ışıklı trafik işaretinde veya yetkili memurun dur işaretinde geçme hallerinde asli kusurlu sayılırlar.” maddelerini ihlal etmesi sebebiyle davalı tarafın maliki olduğu …. plaka sayılı araç sürücüsü dava dışı …’ın meydana gelen kazanın oluşumunda %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, kendi şeridinde seyir haline olan …. plaka sayılı araç sürücüsü dava dışı … meydana gelen kazanın oluşumda kusurunun bulunmadığı, meydana gelen kaza sebebiyle …. plaka sayılı araçta oluşan KDV Hariç 16.000,00 TL hasar bedelinin yapılan piyasa araştırmasında tarafımızca da uygun bedel olduğu, araçta meydana gelen hasarların kazanın oluş şekli ile uyumlu olduğu, Trafik kazasının …. plaka sayılı araç sürücüsü dava dışı …’ın münhasıran alkolün etkisi ile meydana gelmediği görüş ve kanaatinin bildirildiği görülmüştür.
-Davacı tarafın beyan ve itirazlarını teknik yönlerden değerlendirilmesi amacıyla dosya daha önce rapor veren bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 15/01/2023 tarihli raporda özetle; kök rapordaki görüşün aynen geçerli olduğu; Trafik kazasının …. plaka sayılı araç sürücü dava dışı sürücü …’ın münhasıran alkollü olması ile meydana gelmediği; Bir başka deyişle kazada alkolün rolü bulunduğunun adli tıbbi delilleri bulunmadığı görüş ve kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür.
-Buna göre yukarıda yer verilen yasal mevzuat, istikrar kazanmış yüksek mahkeme içtihatları nazara alındığında, davacı nezdinde zorunlu mali sorumluluk poliçesiyle sigortalı araçla dava dışı …. plakalı araçlar arasında maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, kazadaki alkol oranının Türk Ceza Yasasına Göre Alkollü Araç Kullanmanın Güvenli Sürüş Yeteneğine Etkileri” isimli çalıştay sonuç bildirgesindeki oranların altında kaldığı, alınan bilirkişi raporuyla nöroloji uzmanı bilirkişi tarafından yapılan tespitlere göre de davalının maliki olduğu aracın sürücü …’ın ölçüm yapılan alkol değerlerinin kazanın meydana gelmesine münhasıran etki etmediğinin sabit olduğu görülmektedir. Bu doğrultuda davacı tarafın rücuen tazminat talebinin şartlarının Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ve Karayolları Trafik Kanunu bakımından oluşmadığı kanaatine varıldığından, davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİ ile;
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 254,58 TL harçtan mahsubu ile bakiye 74,68 TL harcın davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça sarf edilen yargılama gider bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının ilgili tarafa derhal iadesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir edilen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca İstanbul Arabuluculuk bürosunun 2020/51642 numaralı arabuluculuk dosyasında Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
05/05/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim ….
e-imzalıdır