Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/781 E. 2022/934 K. 18.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/781 Esas
KARAR NO : 2022/934

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/09/2021
KARAR TARİHİ : 18/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/12/2022
Davacı tarafından mahkememize açılan dava dosyasının incelenmesi sonunda;
İSTEM:
Davacı vekili tarafından ibraz edilen dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket hakkında Bakırköy…. İcra müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı icra takibi başlatıldığını, taraflar arasındaki 19.06.2020 tarihli sözleşmeye ve davalının siparişine istinaden 100 adet ürün hazırlandığını, 100 adet ürün karşılığında 22.12.2020 tarih …. no.lu ve 631.014,00 TL bedelli fatura tanzim edildiğini, faturanın 279.014,00 TL bakiyesi ödenmediğini, yine 20.04.2021 tarih …. o.lu ve 7.788,00 TL bedelli faturanın da ödemesi gerçekleştirilmediğini, dava konusu iki fatura için sipariş verildiğini, kısmi ödeme yapıldığını ancak ürünler tüm telefon trafiğine rağmen davacının beyan ettiği depo adreslerinden teslim alınmadığını, davacı şirket halen depo kira bedeli ödediğini, davalı şirketin ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, temerrüde düştüğünü beyanla, haklı davanın kabulü ile davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğü ….. Esas sayılı dosyasındaki haksız ve kötü niyetli itirazının iptaline ve takibin talep edilen 286.802,00 TL üzerinden, takip tarihinden itibaren işletilecek reoskont avans faizi ile birlikte devamına, UYAP’tan yapılacak araç ve tapu sorgularının devamında, davalı şirketin üzerinde haciz şerhi olmayan bir tapusuna veya araçlarının kaydına teminatsız olarak ihtiyati haciz şerhi işlenmesine, itirazında haksız ve kötü niyetli olan davalının, %40’dan aşağı olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
YANIT:
Davalı vekili tarafından ibraz edilen cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında 19.06.2020 tarihli hizmet alım sözleşmesi akdedildiğini, davalı şirkete davacı tarafından kahve standı yapım hizmeti verilmesi ve stantların da davalı tarafından verilecek siparişe göre belirtilen özellik ve sayıda üretileceği kararlaştırıldığını, davacı şirketin talebi üzerine yapılan görüşme sonrası yapılacak işin ana malzemesi olan metal aksamının fiyat artışlarından etkilenmemesi için bu kalem hammaddenin ödemesi kendilerine peşin olarak yapıldığını ve 22.12.2020 tarihli fatura kesildiğini, kesilen fatura içeriği ödemenin karşılığı olmasa da davacı şirketçe sorun yaratmayacağı bildirildiğinden konuya ilişkin bir itiraz yapılmadığını, 22.12.2020 tarihli faturanın esası bu olduğunu, davacı şirkete esasen verilmiş herhangi bir sipariş ve onaylanmış iş de bulunmadığını, davalı şirket yetkilisi imzasını taşıyan bir sipariş formunun söz konusu olmadığını, tespit dosya bilirkişi raporunda belirtildiği üzere …. mah. Silivri İstanbul adresinde sadece istifli halde saç metaller bulunduğunu, bu metaller yapılacak işin metal aksamı ham madde olduğunu beyanla, haksız ve hukuki himayeden yoksun ihtiyati haciz talebinin ve davanın reddidne karar verilmesini, kötüniyetli takip ve dava nedeniyle davacı aleyhine dava ve takip konusu alacağın %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gider ve vekalet ücretinin de davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından davalı aleyhine Bakırköy ….. İcra Dairesi’nin ….. esas sayılı takip dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce icra dosyası, taraflara ait Ba-Bs formları, dosya arasına alınmış, delil tespiti dosyası celp edilmiş, ticari defterler incelenmiş ve diğer tüm deliller toplanmıştır.
Bakırköy … İcra Dairesi’nin ….. esas sayılı takip dosyasının celp edilerek incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine, 286.802,00 TL toplam alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip dayanağının Ekli Cari Hesap Ekstresi- 19.06.2020 tarihli hizmet alım sözleşmesi- 22.12.2020 tarih …. ve 20.04.2021 tarih … numaralı e-arşiv faturalar” olduğu, davalı takip borçlusu tarafından takibe süresi içerisinde itiraz edilmesi nedeniyle takibin durduğu görülmüştür.
Silivri Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … değişik iş sayılı tespit dosyasının celp edilerek incelenmesinde; davalı … Anonim Şirketi tarafından 26/07/2021 tarihi itibariyle delil tespiti talep edildiği, Mahkeme heyeti ve bilirkişi ile birlikte … Mahallesi …. Caddesi No:… adresinde keşif icra edildiği, keşif tarihi olan 13/08/2021 tarihinde … Mahallesi …. Caddesi No:… Silivri/İstanbul adresinde paletlerin üzerinde demonte metal saç emtiaların olduğunun ve yanındaki komşu işyerinde … Mahallesi …. Caddesi No:…. Silivri /İstanbul adresinde 7 palet üzerinde demonte MDFLAM emtiaların (eşyaların) olduğunun, eşyaların malikinin kim olduğunun tespit edilemediği, ilgili emtiaların hizmet sözleşmesindeki emtialar olup olmadığının tespit edilemediğinin bilirkişi raporuyla belirlendiği görülmüştür.
Taraflar arasındaki 19/06/2020 tarihli hizmet alım sözleşmesinin incelenmesinde; sözleşmenin taraflarının iş davanın tarafı olan şirketler olduğu, sözleşme konusunun iş sahibi tarafından madde 5’ye belirtilen ürünleri sözleşme ekinde yer alan özelliklerde yüklenici tarafından hazırlanarak sözleşmedeki bedeller karşılığında belirtilen depoda teslimine ilişkin olduğu, madde 5’te ise 5 adet ürünün ayrıntılarına yer verildiği, sözleşmedeki iş tanımının özellikleri ve ölçüleri belirlenmiş 5 adet kahve standına ilişkin olduğu görülmüştür.
Davacı tarafça dosyaya ibraz edilen 14/12/2020 tarihli sipariş formunun incelenmesinde; sipariş formında davacı ve davalı şirketlerin imza ve kaşelerinin ayrı ayrı mevcut olduğu, sipariş formunda sipariş konusunun “Tezgah Altı Ahşap Kısımlar E1 Norm Mdf Lamdır. Alt Üst ve Arka Konstrüksiyon Lazer Kesim Sac Profil Kesitli Statik Boyalı Metal Sac Pleksi Cnc Kesin Arkadan Aydınlatmalı Marka Logolo 150 Cm’lik Stand” olarak belirtlendiği, sipariş formunda bedelin Kdv dahil 634.014,00 TL olarak belirlendiği görülmüştür.
2004 Sayılı İİK 67. maddesi gereğince itirazın iptali davalarının görülüp hükme bağlanabilmesi için geçerli bir icra takibi bulunması, süresinde borca itiraz edilmesi ve 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması dava şartı niteliğindedir.
İtirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı, itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir (YHGK. 2017/19-1634 Esas – 2018/633 Karar sayılı ilamı).
Somut olayda taraflar arasında çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; davacı tarafından davalıya düzenlenen faturada yer alan malların davalı tarafından verilmiş ve onaylanmış bir siparişe ilişkin olup olmadığı, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin hükümleri dikkate alındığında fatura konusu malların bu kapsamda belirlenip belirlenmediği, bu açıdan fatura ile sözleşmenin uyumlu olup olmadığı, davalı tarafın iddiasına göre hammaddenin bedelinin davacıya peşinen ödenip ödenmediği, ödenmiş ise miktarı, davacının icra takibine konu faturalar sebebiyle davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu, varsa yapılan ödemeler, ödeme konusundaki tarafların beyan ve itirazları nazara alındığında davacının alacağının kalıp kalmadığı, ayrıca davalı tarafın iddiasına göre fatura konusu malların teslime hazır halde bulundurulup bulundurulmadığı, bu doğrultuda sözleşmede doğrultusunda alacaklı olan davalının alacaklı temerrüdünün bulunup bulunmadığının belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.
Davacı tarafın dava dilekçesi ile ticari defterlere delil olarak dayandığı görülmektedir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanun’ da ticari defterlerle ispata ilişkin hükümlere yer verilmemiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesi “Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil olması” başlığı altında ticari defterlerle ispata ilişkin hükümler getirmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu 222. Maddesinde; “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükümlerine yer verilmiştir.
Yargıtay uygulamasına göre; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesi gereğince; ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delildir (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 26/09/2018 tarih 2018/2696E. 2018/3431K. sayılı ilamı).
Ticari defterlere kaydedilen faturanın teslimi kanıtlamasının nedeni faturanın hukuki niteliği ile doğrudan bağlantılıdır. Zira TTK 21 ve Vergi Usul Kanunu 229. Maddesi gereğince fatura malın teslimi veya işin yapılması üzerine düzenlenmesi gereken belge olduğundan, düzenlenen ve defterlere kaydedilen bu belge teslimi de kanıtlamış olacaktır. Kesin delillerin aksinin yazılı veya kesin deliller ile ispatı gerektiğinden bu karinenin aksinin tanık veya diğer takdiri delillerle de ispatı mümkün değildir.
Tarafların BA ve BS kayıtlarında dava konusu faturaların kayıtlı olması halinde tarafların ticari defterlerinin incelenmesine gerek yoktur. Zira münazaalı hususlar bizatihi tarafların kayıtları ile ispatlanmış kabul olunur (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 19/11/2015 tarih 2015/3302 Esas 2015/12272 Karar sayılı ilamı).
Mahkememiz dosyası tarafların ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla Smmm Bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen 10/05/2022 tarihli raporda özetle; dava konusunun, taraflar arasında akdedilen hizmet alım sözleşmesi kapsamında davacı yan tarafından tanzim edilen 22.12.2020 – tarihli … no.lu 634.014,00 TL bedelli ve 20.04.2021 tarih …. nollu 7.788,00 TL bedelli faturalardan kaynaklı oluşan 286.802,00 TL cari hesap bakiye alacağının davalı yandan tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, davacı yan vekili vasıtası ile 10.06.2021 tarihinde Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün ….. E. Sayılı dosyası ile takibe geçtiği, davalı yan tarafından borca itiraz edildiği ve takibin durduğu, davacı yan tarafından yapılan itirazın iptali talebi doğrultusunda 21.09.2021 tarihinde T.C. Bakırköy …Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas Sayılı huzurdaki davanın ikame edildiği belirlendiği, davacının 2020-2021 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; davacı yanın incelenen kendi ticari defterlerinde, davacı tarafın takibe konu ettiği 22.12.2020 tarihli …. no.lu 634.014,00 TL bedelli ve 20.04.2021 tarih GİB20210003 no.lu 7.788,00 TL bedelli faturaların ticari defterlerde kayıtlı olduğu, iş bu faturalardan kaynaklı takip tarihi (10.06.2021) itibariyle davalı yandan 286.802,00 TL cari hesap bakiye alacaklı olduğu, davalının 2020-2021 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteli bulunduğu, davalının ticari defterlerine göre; davalı yanın incelenen kendi ticari defterlerinde, davacı tarafın takibe konu ettiği 22.12.2020 tarihli … nolu 634.014,00 TL bedelli faturanın kayıtlı olduğu, 20.04.2021 tarih … nodu 7.788,00 TL bedelli faturaların ticari defterlerde kayıtlı olmadığı, davalı yanın takip tarihi (10.06.2021) itibariyle davacı yana 279.014,00 TL cari hesap bakiye borçlu olduğu, taraflar arasındaki cari hesap farklılığının, davacı yan tarafından davalı adına düzenlenen 20.04.2021 tarih …. no.lu 7.788,00 TL bedelli faturanın davalı yanın ticari defterlerinde kayıtlı olmadığından kaynaklandığı, taraflar arasında 19.06.2020 tarihinde Hizmet Alım Sözleşmesi akdedildiği, davacı …. San. Tic. Ltd. Şti. tarafından davalı adına tanzim edilen faturalanın e-fatura şeklinde usulüne uygun olarak düzenlediği, düzenlenen faturaların davacı yanın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, 22.12.2020 tarihli 634.014,00 TL bedelli faturanın davalı yanın ticari defterlerinde kayıtlı olup 20.04.2021 tarihli 7.788,00 TL bedelli faturanın davalı yanın ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, iş bu kayıtlı olmayan faturaya istinaden davalı tarafından BA bildirimi de yapılmadığı, faturaların akdedilen sözleşme ve sipariş formu kapsamında düzenlendiği, davalı tarafın “yapılacak işin ana iskelet malzemesi olan metal aksamının olası fiyat artışlarından ekilenmemesi için bu kalem hammaddenin ödemesi davacıya peşin olarak yapılmış ve davalı şirketçe de buna istinaden fatura kesilmesi gerektiği bildirildiğinden 22.12.2020 tarihli fatura kesilmiştir.” iddiası hususunda ticari defterlerde veya dosyaya yazılı bir belge ibraz edilmemiş olup bu konuda takdirin Mahkemeye ait olacağı, yine davalı tarafça verilmiş bir sipariş ve onaylanmış bir iş bulunmadığı ifade edilmiş ve tespit raporunda emtiaların (eşyaların) kahve stantları olup olmadığı tespiti yapılamadığı, akdedilen sözleşmenin 7. maddesi kapsamında davalı şirketin sözleşme konusu işi onayladığına dair bir belge de dosyada mevcut olmadığı, davalı tarafın iddiasına göre hammadde bedelinin ödenip ödenmediğine dair gerek ticari defterlerde bir kayıt gerekse de dosyada bir belge görülmediği, tarafların arasında uyuşmazlık konusunda nihai takdir ve son kararın Mahkemeye ait olacağı, huzurdaki davanın kabul edilmesi ve cari hesap farklılığına konu 20.04.2021 tarih … no.lu 7.788,00 TL bedelli faturanın haklı yere düzenlendiği yönünde karar verilmesi halinde, davacının ticari defterlerine göre takibe konu faturalardan kaynaklı takip tarihi (10.06.2021) itibariyle davalı yandan 286.802,00 TL cari hesap bakiye alacaklı olabileceği, kanaatinin bildirildiği görülmüştür.
Alınan bilirkişi raporuna göre Mahkememizce yapılan değerlendirmede; davaya ve takibe konu edilen 22.12.2020 tarihli, … no.lu, 634.014,00 TL bedelli ve 20.04.2021 tarih …. nollu 7.788,00-TL bedelli faturalardan, 7.788,00 TL faturanın davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, bu faturaya ilişkin davalı tarafça BA bildiriminin yapılmadığı ancak 22.12.2020 tarihli 634.014,00 TL bedelli faturanın davalı yanın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve davalı yanın takip tarihi (10.06.2021) itibariyle bu fatura yönünden davacı yana 279.014,00 TL cari hesap bakiye borcunun bulunduğunun her iki tarafın defterlerinde kayıtlı olduğu, 279.014,00 TL bedel yönünden herhangi bir ihtirazı kayıt olmadan bu faturanın davalı defterlerine işlendiği, bu bedel yönünden taraf defterlerinin birbiri ile uyumlu olduğu görülmüştür.
Davalı tarafın dava dosyasındaki iddiası ise verilmiş bir sipariş ve onaylanmış bir iş bulunmadığı ve tespit raporunda emtiaların (eşyaların) kahve stantları olup olmadığı tespiti yapılamadığı, akdedilen sözleşmenin 7. maddesi kapsamında davalı şirketin sözleşme konusu işi onayladığına dair bir belge de dosyada mevcut olmadığı noktasındadır.
Bu noktada öncelikle Mahkememizce alıcının temerrüdü ve hukuki sonuçları üzerinde durulmasında yarar görülmektedir.
Alacaklının borçları ve temerrüdü genel olarak TBK m. 106 vd. maddelerinde, özel olarak ise 232 ila 236. maddelerinde düzenlenmiştir.
Alacaklının edimi kabul etmemesi, çoğunlukla sorumluluğuna yol açmamakla birlikte, bazen edimi kabul, alacaklı için bir borç da teşkil edebilmektedir. Alacaklı borçlu tarafından usulüne uygun yapılan ifa teklifini haklı bir nedene dayanmaksızın kabul etmez ise, alacaklı temerrüdü meydana gelir.
Bu durumda ifa engeli, alıcının hareketsizliğinden kaynaklanmaktadır. Bu anlamda alıcı temerrüdünün borçlu ve alıcıya dönük iki şartı mevcuttur. Borçlu tarafından edimin ifaya uygun olarak arz edilmesi gereklidir. Zira ifa edime uygun değilse, alıcı buna kabule mecbur olmadığından temerrüt olgusu gerçekleşmez. Alıcı bakımından gereken şart ise, ifanın haklı bir nedene dayanılmaksızın reddedilmesi ya da ifa için hazırlık hareketlerinin yapılmasından kaçınılmasıdır.
Satış sözleşmelerinde alıcının borcu, sözleşmede kararlaştırıldığı biçimde satış bedelini ödemek ve kendisine sunulan satılanı devralmaktır (TBK m. 232/I). Satılanın satış bedeli ödendikten sonra veya ödeme anında devredilmesi gereken durumlarda alıcı temerrüde düşmesi halinde satıcı herhangi bir işlem gerekmeksizin sözleşmeden dönebilir (TBK m. 235/I).
Türk Borçlar Kanunu’nun 107. Maddesinde ise alacaklı temerrüdü halinde uygulanacak hükümlere yer verilmiş, seçimlik haklardan tevdi hakkına yönelik olarak yapılan düzenlemede; “alacaklının temerrüde düşmesi durumunda borçlu, hasar ve giderleri alacaklıya ait olmak üzere, teslim edeceği şeyi tevdi ederek borcundan kurtulabilir. Tevdi yerini, ifa yerindeki hâkim belirler. Bununla birlikte ticari mallar, hâkim kararı olmadan da bir ardiyeye tevdi edilebilir.
“hükümlerine yer verilmiştir.
Somut olay bakımından yapılan değerlendirmede; her iki tarafın da imzasını taşıyan ve imzaların inkar edilmediği 14/12/2020 tarihli sipariş formu ile Kdv dahil 634.014,00 TL bedelli ürünlerin davalı tarafça sipariş edildiği ve taraflar arasında bu doğrultuda akdi ilişkinin kurulduğu kuşkusuzdur. Davalı tarafça ilgili sipariş formu inkar edildiği düşünülse dahi sipariş formuna konu faturanın davalı tarafça ticari defterlerine itiraz ve iade olmadan işlendiği sabittir. Davacı tarafından bu sipariş formuna istinaden ürünlerin hazır edildiği ve davalı tarafça teslim alınması gerektiği Kartal ….. Noterliği’nin 03/05/2021 tarihli … tarihli ihtarnamesi ile davalı tarafa bildirilmiş olup, bu ihtarname davalı şirkete 05/05/2021 tarihinde e-tebliğ yoluyla tebliğ edilmiştir. İlgili ihtarnamede açık bir şekilde “19/06/2020 tarihli sözleşme doğrultusunda” 100 adet olarak hazırlanan ürünlerin imalatlarının tamamlandığı, 15 gün içerisinde …. Mahallesi, …Caddesi No: …Silivri İstanbul adresindeki depodan teslim alınması gerektiği hususlarına yer verildiği, iş bu adresin sözleşme ve sipariş formlarına uygun olduğu görülmüştür.
Bu doğrultuda her ne kadar davalı tarafça Silivri Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … değişik iş sayılı tespit dosyası ile belirtilen adres keşif icra edilerek tespit yapılması talep edilmiş ise keşif tarihinin 13/08/2021 olduğu, keşif tarihinin ihtarname tebliği ile verilen sürenin çok sonrasında olduğu görüldüğünden Mahkememizce tespit dosyasında yer verilen hususlara itibar edilmemiştir.
Yukarıda yer verilen açıklamalar, alınan bilirkişi raporu ve diğer tüm bilgi ve belgeler incelenerek Mahkememizce yapılan değerlendirmede; taraflar arasında “hizmet alım sözleşmesi” ile akdi ilişkinin mevcut olduğu, bu sözleşme çerçevesinde davalı tarafından imzası inkar edilmeyen 14/12/2020 tarihli sipariş formu ile 100 adet ürünün sipariş edildiği, bu ürünlerin bedelinin sipariş formu ile uyumlu olarak davacı tarafından düzenlenen 22.12.2020 tarihli …. nolu 634.014,00 TL bedelli fatura ile davalı taraftan talep edildiği, iş bu faturanın davalı tarafça ticari defterlerine herhangi bir itiraz olmadan işlendiği, bu fatura yönünden ticari defter kayıtlarına göre davalı tarafın davacıya bakiye 279.014,00 TL yönünden borçlu olduğu, yukarıda ayrıntılarına yer verilen ihtarnameler ve yapılan tespit dosyalarına göre faturaya ve sipariş formuna konu olan ürünlerin davacı tarafça teslime hazır olunduğu bildirilerek davalı taraftan teslim alınmasının istendiği ancak davalı tarafın süresinde ürünleri teslim almadığı, bu nedenle davalı yönünden alacaklı temerrütünün oluştuğu, Türk Borçlar Kanunu 107. Maddesi doğrultusunda davacı alacaklının ürünleri tevdi ile borcunu ifa ettiği Mahkememizce kabul edilmiştir.
Buna göre davacı tarafın 22.12.2020 tarihli …. 634.014,00 TL bedelli fatura yönünden alacağının ticari defter kayıtları ile sabit olduğu, TTK 21 ve Vergi Usul Kanunu 229. Maddesi gereğince fatura malın teslimi veya işin yapılması üzerine düzenlenmesi gereken belge olduğundan, düzenlenen ve her iki tarafın da defterlerine kaydedilen fatura ve dosyada mevcut ihtarname, tevdi evrakları ile davacının üzerine düşen edimleri yerine getirdiğini ispat ettiği, davacı tarafın bakiye 279.014,00 TL alacağını takip dosyası ile talep etmesinin yerinde olduğu, davalı tarafça ticari defter kayıtlarıyla sabit olan bakiye alacağın ödendiğine ilişkin bir bilgi ya da belgenin dosyaya ibraz edilmediği kanaatine varıldığından, davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
20.04.2021 tarih … nollu 7.788,00- TL bedelli fatura yönünden ise taraf defterlerinin birbiri ile uyumlu olmadığı, davacı tarafından ticari defterlere kaydedilen faturanın davalı kayıtlarında yer almadığı, sipariş formu ve sözleşmelerde bu miktara ilişkin tarafların imzasını taşıyan bir bilgi ya da belgenin bulunmadığı, davacı tarafça salt fatura kesilerek ticari defterlere işlenmesinin alacağın ispatına tek başına yeterli elverişli olmadığı, dolayısı ile davacı tarafından iş bu fatura yönünden alacak iddiasının yazılı belge ile ispat edilemediği kanaatine varıldığından reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekili, itirazın iptali talebi ile birlikte icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur. Borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için likit ve belirlenebilir bir alacağın mevcut olması gerekmektedir. Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması, böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir.
Buna göre davalı borçlular tarafından fatura, sipariş formu ile sabit olan alacağın tereddütsüz bir şekilde likit ve belirlenebilir olması nedeni ile davalı borçlu aleyhine kabul edilen alacak miktarı üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
-Bakırköy….İcra dairesi’nin ….. esas sayılı dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 279.014,00 TL asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi üzerinden devamına,
-Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen miktarın %20’si üzerinden hesap edilen 55.802,80 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 19.059,45-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 3.463,86-TL harcın mahsubu ile bakiye 15.595,59- TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 3.463,86-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yargılama sırasında yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 46,50 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere 1.105,80 TL yargılama giderinden davanın kabul red oranına (%97,28) göre hesap edilen 1.075,77-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 42.061,96-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddine karar verilen miktar üzerinden hesap edilen 7.788,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının ilgili tarafa derhal iadesine,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Bakırköy Arabuluculuk Bürosu’nun …. numaralı arabuluculuk dosyasında suç üstü ödeneğinden karşılanarak ödenen 1.320,00 TL’nin davanın kabul red oranına (%97,28) göre hesap edilen 1.284,16-TL’sinin davalıdan, 35,84-TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair; tebliğden itibaren İKİ HAFTA içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere davacının e-duruşma ortamında yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/11/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır