Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/771 E. 2021/1227 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/771 Esas
KARAR NO : 2021/1227

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 16/09/2021
KARAR TARİHİ : 21/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; 26/03/2020 günü saat 16:50 sıralarında müvekkil …..’in, sevk ve idaresindeki ….. plaka sayılı motosikleti ile Soğanlı Mah. Mustafa Kemal Paşa caddesi üzerinden Soğanlı Meydan istikametine seyir halindeyken No:…. de bulunan davalı ….. AŞ.’ye ait ….. plaka sayılı motosikletin sürücüsü olan dava dışı …..’ın kendi iş yeri önünde motosiklet üzerinde iken geri geri geldiği sırada, müvekkilinin seyir halinde olmasıyla biranda önüne çıkması üzerine …..’ın kullanmış olduğu motosiklete çarpması neticesinde davacı müvekkilinin yaralanmış olduğunu, ATK’nın 12/05/2020 tarihli ve …. sayılı raporunda da belirtildiği üzere müvekkilindeki yaralanmanın kişi üzerinde etkisinin BTM ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığını, vücudunda kemik kırığının hayati fonksiyonlarına etkisinin AĞIR (4) derecede olduğunun anlaşılmakta olduğunu, Bakırköy CBS’nin ….. soruşturma nolu dosyasından alınan 16/06/2020 tarihli bilirkişi raporunda da tespit olunduğu üzere davalı sigorta şirketine sigortalı ve davalı işleten ….. AŞ.ye ait motosiklet sürücüsü …..’ın 1. dereceden asli kusurlu olduğunu, 14/06/2020 tarihinde davalı sigorta şirketine başvurulmuş, ancak taraflarına herhangi bir ödeme yapılmamış olduğunu, 17/06/2020 tarihinde Bakırköy Arabuluculuk Bürosuna …. Büro No ile tazminat talebi başvurusunda bulunulmuş, ancak 27/07/2020 tarihinde gerçekleştirmiş oldukları 2. görüşmede tarafların uzlaşamamış olduğunu, müvekkilinin, trafik kazası sonrasında basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde ağır yaralanmış ve kaza sebebiyle sol bacağında plato tıbbia kırığı meydana gelmiş olduğunu, müvekkilinin, kaza tarihinden iş bu dava tarihine kadar günlük işlerini gereği gibi yapamamakta ve sosyal hayatını idamede zorlanmakta olduğunu, müvekkilinin, kaza sebebiyle … Hastanesinde tedavi görmüş ve ayağına platin takılmış olduğunu, müvekkilinin bundan sonra, daimi iş gücü kaybı yaşadığından artık eskisi gibi çalışamaycak ve gelirinin düşecek olduğunu beyanla; fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak, HMK’nın 107. maddesi uyarınca ve dava değerinin ıslahı yoluyla sonradan arttırılmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL geçici sakatlık dönemine ilişkin maddi tazminat ile şimdilik 3.000 TL sürekli sakatlık dönemine ilişkin maddi tazminat olmak üzere toplam 4.000,00TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davadan önce müvekkili sigorta şirketine usulüne ve mevzuata uygun başvuru yapılmamış olup, dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, müvekkili şirket bakımından husumetin dayanağının Karayolları Trafik Kanunu kapsamında ihdas edilen Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası olup, kanunun ikinci bölümü sigorta başlığı altında 91 ile 101 madde arasında hükümler içermekte olduğunu, davacı tarafın kendisine verilen 2 haftalık kesin süre içerisinde başvuruya ilişkin evrakları dosyaya sunmamış olduğunu, bu nedenle konu delillere dayanmaktan vazgeçilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, davacı tarafın, HMK Md. 145(1) gereği; kanunda belirtilen süreler kapsamında kendisine belirtilen süre içerisinde dosyaya ilgili evrakları sunmamasından ötürü delil gösteremeyecek olduğunu, davacı tarafından dosyaya sunulan delillere muvafakatleri olmadığını ve sunulan/sunulacak delilleri kabul etmediklerini, … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde …. no.lu, 01.08.2019-2020 vadeli Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, kaza tarihi itibariyle azami sakatlık teminatının kişi başına; 410.000,00-TL olduğunu, davaya konu trafik kazası sonrası Kaza Tespit Tutanağı tutulmamış olduğunu, müvekkili şirketin tazminata ilişkin sorumluluğundan bahsedebilmek için sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunduğunun ispat edilmesi gerekmekte olduğunu, bu durumda da tazminat sorumluluğunun sigortalı araç sürücünün kusuru oranında ve elbette ki poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunup bulunmadığı, var ise kusur oranının Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesince belirlenmesini talep ettiklerini, davacının iddia edildiği gibi işgücü ve vücut fonksiyon kaybına uğradığının sabit olmadığını ve ayrıca tespite muhtaç olduğunu davacı tarafın, kaza sebebiyle yaralamalı trafik kazasında yaralanarak malul kaldığını iddia etmekte olduğunu, davacının maluliyet iddiasının ispata muhtaç olduğunu, maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi hususunun Adli Tıp Kurumu ….. İhtisas Dairesi tarafından  yerine getirilmesi gerektiğini, davacının sürekli malul olup olmadığı Adli Tıp Kurumu tarafından tespit edildikten sonra, sürekli maluliyet tazminat miktarının aktüerler siciline kayıtlı aktüer sıfatını haiz bilirkişi tarafından hesaplanması gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatı, tedavi ve bakıcı giderleri Trafik Sigortası Genel Şartları ve Karayolları Trafik Kanunu gereği trafik poliçesi teminatı kapsamı dışında olup SGK tarafından ödenmesi gerektiğini, davacının tedavi gideri, bakıcı gideri, geçici işgöremezlik zararı taleplerinin reddedilmesi gerektiğini, davacı tarafın var olduğunu iddia ettiği maluliyet sebebiyle SGK’dan herhangi bir ödeme alıp almadığı / kendisine maaş bağlanıp bağlanmadığının belirlenmesi gerektiğini, davacı tarafın iddia edildiği gibi sürekli iş göremezliği söz konusu ise bu durumda SGK’dan kendisine herhangi bir aylığın bağlanıp bağlanmadığı ve SGK’dan herhangi bir ödeme alıp almadığı belirlenerek maluliyet zararının kurumca giderilip giderilmediği ve ne ölçüde giderildiğinin saptanması gerektiğini, zira, ödenen sosyal sigorta gelirleri ile zarar tamamen karşılanmış ise söz konusu dönem için tazminat ödenmesi gerekmediğini, şayet, bu devrede yapılan sigorta yardımları daha fazla ise, kalan miktarın, çifte ödemeyi önlemek için ikinci dönemin tazminat hesabından düşülmek gerektiğini, davacı tarafın, kaza tarihinden itibaren faiz talep etmiş olduğunu, faiz talep edebilme hakkının temerrüt hükümleri gereğince, temerrüde düşürülme olgusunun gerçekleşmesine bağlı olduğunu, ancak davacı tarafın müvekkili şirkete yasanın öngördüğü anlamda usulüne uygun bir müracaatı bulunmadığını, bu nedenle müvekkili şirketin, temerrüde düşmemiş ve dava açılmasına sebebiyet vermemiş olduğunu, dava açılmasına sebebiyet vermemiş olan müvekkili şirketin faiz ve yargılama gideri ile dava vekalet ücretinden sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını beyanla; davanın usulden reddine, davanın esastan reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, trafik kazasından kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili 21/12/2021 tarihli celsede, davalı sigorta şirketi ile sulh olunduğunu, tarafların karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını, sulh nedeniyle kara verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini etmiş etmiş, davalı sigorta şirketi vekilinin ise 17/12/2021 tarihli dilekçesi ile, dava konusu ihtilafla ilgili olarak davacı ile davalı müvekkili şirketin dava konusu olay ve poliçe sebebiyle tazmini gereken maddi zararları konusunda karşılıklı olarak sulhen mutabakata varmış olduklarını, iş bu sulh uyarınca müvekkili şirket tarafından mutabık kalınan tazminat miktarının davacı vekilinin ibranamede belirtilen banka hesap numarasına havale edilmek suretiyle ödenmiş ve müvekkili şirketin iş bu ödemeyi yapmakla poliçeden kaynaklı sorumluluğunu tamamen yerine getirmiş olduğunu, müvekkili şirket ile müvekkili şirkete sigortalı araç maliki ve sürücüsünün olay ve poliçe sebebiyle tamamen ibra edilmiş ve müvekkili şirket hakkındaki maddi tazminat davasından feragat edilmiş olduğunu, kendilerinin de davacı taraftan dava vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığını, yokluklarında davanın müvekkili şirket bakımından reddine karar verilmesini talepli beyan sunduğu anlaşılmakla; davanın sulh nedeniyle konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ve aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
DAVA KONUSUZ KALDIĞINDAN KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
1-Alınması gereken harç peşin alındığından bu hususta başkaca harç alınmasına yer OLMADIĞINA,
2-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irat KAYDINA,
3-Davacı tarafça yapılan masrafların davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Taraflarca yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinde bulunulmadığından bu hususta karar verilmesine yer OLMADIĞINA,
5-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/12/2021

Katip …
¸

Hakim ….
¸