Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/753 E. 2022/279 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/753
KARAR NO : 2022/279

DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 13/09/2021
KARAR TARİHİ : 23/03/2022
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 23/03/2022

DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı …’nin davalı şirketin ortakları olduğunu, davalının şirkete ait malları kendisinin ve ailesinin zimmetine geçirdiğini, şirketin borçlarını ödemediğini, davalı …’nin şirket adına aldığı çekleri kendisinin ve ailesinin hesapları üzerinde kullandığını, bu çeklerin bir takım factoring firmalarında davalı … tarafından bozdurulduğunu, müvekkilinin şirkete onlarca kez girdi sağladığını, davalı şirkete ait mallarda davacının ortaklığının bulunduğunu, şirketin devamında fayda kalmadığını, tarafların kendi rızaları ile şirketi tasfiye etmelerinin mümkün olmadığını belirterek davanın kabulü ile müvekkilinin hisse değeri belirlenerek tarafına ödenmesi kaydıyla ortaklığın sonlandırılmasına, mümkün olmaması halinde şirketin haklı nedenle fesih ve tasfiyesine, davalı …’nin temsil yetkisinin durdurulmasına kara verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı … vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dilekçesinde müvekkilinin ortağı bulunduğu şirketin hesabından kendi hesabına para geçirdiği iddiasında bulunduğunu, bu iddiayı doğrulayacak somut delil sunulmadığını, davacının soyut iddialarının aksine davacının şirketin hesabından kendi hesabına para aktardığına dair somut delillerinin olduğunu, davacı tarafın şirketin alacaklı olduğu …. Plastık isimli şirketten 90.270 TL bedelli çeki müvekkilinin bilgisi dışında 17/06/2021 tarihinde …. AŞ’ye cirolayarak çek bedelinin altında 84.900,00 TL tahsil ettiğini, bedelin şirket hesabına aktarıldığını, aynı gün 84.850 TL’sinin davacı tarafından kendi hesabına geçirildiğini, davacının şirket hesabından kendi hesabına aktardığı paralarla …. isimli sosyal medya uygulamasında yüklü miktarda harcama yaptığını öğrendiğini, bu hususların davacıya ihtar edildiğini, davacının şirket hesabından kendi hesabına 638.260 TL para aktardığını, yine başka şirketlerden şirket hesabına gelen paraların aynı gün davacı tarafından kendi hesabına aktarıldığını, müvekkiline karşı açılan pasif husumet ehliyeti nedeniyle reddinin gerektiğini, davacı ortağın kendi kusuruna dayanarak fesih davası açmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup hiç kimsenin kendi kusuruna dayanarak hak iddia edemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir..
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava TTK 638/2 gereğince açılan limited şirketten çıkma istemi, olmadığı taktirde TTK’nun 636 maddesi gereğince limited şirketin fesih ve tasfiyesi istemine ilişkin olup, uyuşmazlığın davacının limited şirketten çıkmasına veya limited şirketin fesih ve tasfiyesini gerektirir haklı sebep olgusunun bulunup bulunmadığı, haklı sebep bulunmakta ise istem yerine davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine, davacı ortağın şirketten çıkarılmasına, duruma uygun başka bir çözüme hükmedilip hükmedilmeyeceği hususlarında toplandığı anlaşıldı
Davalı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak davacının şirketten çıkması ya da fesih ve tasfiyesini gerektirir haklı sebep olup olmadığı, haklı sebep olgusu gerçekleşmişse davacının çıkma payının hesabı ile bilirkişi raporu tanziminine karar verilmiştir.
SMMM …. ve hukuk bilirkişisi Prof. Dr. … tarafından düzenlenen kök raporda, davacının davalı şirkete 10.01.2018 tarihinde kurucu ortak olarak ortak olduğu, …. Sicil Numaralı Davalı … Sanayi Dış Tic. Ltd. Şti.’nin sermayesi 100.000,00 TL olup, Şirketin her iki ortağı da şirketin idaresinde münferiden temsile yetkili müdür olarak görev aldığı, şirket ortakları tarafından şirketin kuruluş aşamasında nakden taahhüt edilen 100.000,00 TL tutarındaki sermayenin payların itibari değerinin ‘4’ü 25.000,00 TL’si şirketin tescilinden önce ödendiği, dava tarihi itibariyle; Davacı … 37.500,00 TL, Davalı …’nin 37.500,00 TL ödenmemiş sermaye borçları olduğu, 131. Ortaklardan Alacaklar Hesabının borç bakiyesi vermesinin anlamı, ortağın işletmeye borçlu olması anlamını taşıdığı, özellikle sermaye şirketlerinde, şirket ortağının şirkete borçlu durumda bulunması, şirketin fonlarının daha başka bir anlatımla şirket sermayesinin ortak tarafından kullanılmış olması anlamını taşır. Davalı şirketin yasal defter kayıtlarında; …. hesap kodunda davalı şirketin davacı ortak …’den 617.954,97 TL tutarında alacaklı, … hesap kodunda davalı şirketin davalı ortak ….’den 2.900,00 TL tutarında alacaklı olduğu, davalı şirketin muhasebe kayıtları incelendiğinde 2019 yılından itibaren şirkete ait vergi borçları ve Sosyal Güvenlik Kesintilerinin ödenmemiş olduğu, her yıl kamuya olan borcun katlanarak yükseldiği, davalı şirket ortaklarının tek bir ortağa atfedilemeyecek kusurlu davranışlar nedeniyle ortaklığı sürüdürmelerinin mümkün olmadığı, ortaklığın çekilmez hal aldığı, bu durumun haklı sebep teşkil ettiği, davalı şirket tarafından davanın reddine karar verilmesini talep edilmiş ise de kağıt üzerinde faal olan davalı şirketin fiilen faaliyetlerini devam ettirecek makine ve teçhizata sahip olmadığı, ortaklığın devamının ortaklar bakımından çekilmez hal aldığı da dikkate alındığında davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesi duruma uygun bir çözüm olacağı, mahkemece aksi kanaatte olunup davacıya çıkma payı ödenmesine karar verilmesi halinde Davalı şirketin, Davacı ortak …’den 617.954,97 TL ALACAKLI olduğu ve Davacı …’in 37.500,00 TL Ödenmemiş Sermayesi olduğu tespit edildiği, bu durumda 379.120,28 TL — (-) 617.954,97 TL — (-) 37.500,00 TL — (-) 276.334,69 TL davacı … davalı şirkete borçlu olabileceği belirtilmiştir.
Rapora itiraz sonucu aynı heyetten alınan ek raporda, takdiri Mahkemeye ait olmak üzere, dosya kapsamında yapılan değerlendirmeler neticesinde, taraf vekili itirazları doğrultusunda, kök raporda değişikliği gerektirir herhangi bir eksiklik tespit edilmediği belirtilmiştir.
TTK’nun 638.maddesi gereğince her ortak haklı sebeplerin varlığı halinde limited şirketten çıkmasına karar verilmesini isteyebilir. Anılan yasa maddesinde haklı sebepler sayılmadığı gibi, davalı şirket ana sözleşmesinde de bu husus düzenlenmediğinden haklı nedenlerin mahkeme tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir.
TTK. 636/3, 4 fıkra hükmünde yapılan düzenleme uyarınca limited şirketlerde haklı sebeplerin varlığında her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir, mahkeme bu talep yerine davacı ortağın payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketin çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir. Fesih davası açıldığında mahkeme taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabilir.
Mülga TTK. 549 madde hükmünde ve yeni TTK. 636 madde hükmünde limited şirketin sona erme sebepleri gösterilmiştir. Yapılan düzenleme uyarınca anonim şirketlerle ilgili yapılan düzenlemeye benzer şekilde belli koşullarda şirketin fesih edilmesinin yönelik düzenleme yapılmıştır. Aynı şekilde limited şirket ortağına haklı sebeplerin varlığı halinde şirketin fesihinin talep etme hakkı verilmiştir. Yeni TTK. 636 vd. madde hükümlerinde yapılan düzenleme uyarınca ortağa haklı sebeplerin varlığı halinde şirketin fesih edilmesini isteme veya ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davalı şirketten çıkarılmasına yada somut olayın özelliğine göre kabul edilebilir diğer bir çözüm bulunması halinde buna göre karar verilmesi imkanı getirmiştir.
Güven prensibine dayanan limited şirkette ortaklar arasında güven kalmaması, davacı ortağın şirketin diğer ortaklarına ulaşamaması, irtibat kuramaması, şirketin faaliyetlerinin sürdürülmemesi, amacına ulaşma imkanının kalmaması, şirketin fesih edilmesi için önemli(muhik) sebep olarak kabul edilmiştir.
Haklı sebep olduğu iddia edilen olayın, şirketin feshine neden olacak nitelikte olup olmadığı değerlendirilirken şirketin yapısı, ortak sayısı, ortaklar arasındaki ilişkilerin de dikkate alınması gerekmektedir. Bunun yanı sıra talep edilen sonucun kabulünün menfaatler dengesine uygun olup olmadığı da değerlendirilmelidir. Feshi talep eden ortağın çıkması veya çıkarılması taraf menfaatlerine daha uygun ise feshe karar verilmemelidir. Taraf menfaatlerinin dışında fesih talebinin son çare olup olmadığı da değerlendirilmelidir.
Somut uyuşmazlıkta, şirket ortaklarının tek bir ortağa atfedilemeyecek kusurlu davranışlar nedeniyle ortaklığı sürdürmelerinin mümkün olmadığı, ortaklığın çekilmez hal aldığı, davalı şirketin faaliyetlerini devam ettirecek makine ve teçhizatının satıldığı, şirketin faaliyetlerini devam ettirme imkanının kalmadığı, bu durumda şirketin fesih ve tasfiyesinin uygun bir çözüm olduğu anlaşılmakla şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmiştir.
Limited şirket ortaklığından çıkma ve fesih talebinde husumetin şirkete yöneltilmesi gerekmekle davalı şirket ortağına karşı açılan davanın ise husumet nedeniyle reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE,
1-Davalı …’ye karşı açılan davanın husumet nedeniyle REDDİNE,
2-İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün …. sicil numarasında kayıtlı …. SANAYİ VE DIŞ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nin FESİH VE TASFİYESİNE,
3-Şirketin tasfiye işlemlerini yapmak üzere mali müşavir ….’in tasfiye memuru olarak atanmasına,
4-Tasfiye memuru için şirketin mali durumu ve yapılacak işin niteliğine göre arttırılıp eksiltilmek üzere 5.000 TL ücret takdirine, ücretin ileride şirketten tahsil edilmek üzere şimdilik davacı tarafça karşılanmasına,
5-Şirketin feshi ve tasfiyesine ilişkin mahkememiz kararının kesinleşmesine müteakip tasfiye memurunun görevinin kendisine tebliğine,
6-Tasfiye masrafları olarak belirlenen ¨5000 TL’nin ileride şirketten tahsil edilmek üzere şimdilik davacı tarafça karşılanmasına,
7-Tasfiye memuru ücretinin ve tasfiye masraflarının, tasfiye memuru tarafından tasfiye giderlerine eklenmesine,
8-Kararın kesinleşmesinden sonra, TTK 283. maddesi uyarınca Ticaret Sicilinde tescil ve ilanına, tescil ve ilan masraflarının ileride şirketten tahsil edilmek üzere şimdilik davacı tarafça KARŞILANMASINA,
9-Alınması gereken 80,70 TL’nin davacı tarafça peşin yatırılan 59,30 TL’den tenzili sonucu eksik bakiye 21,40 TL’nin davalı … Sanayi ve Dış Tic. Ltd. Şti’nden alınarak hazineye irat kaydına,
10-Davacı tarafından yapılan ilk yargılama harç gideri olan 118,60 TL, davetiye, müzekkere , bilirkişi ve kayyım gideri 8.310,00 TL olmak üzere toplam 8.428,60 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Davacı davada kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
12-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekilleri ile davalı …’nin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 23/03/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır