Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/742 Esas
KARAR NO : 2021/929
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 12/09/2014
KARAR TARİHİ : 14/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; davacı taraf vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili davacı tarafın yüksek faiz getireceği ve istendiği an geri ödeneceği garantisi ile davalı tarafa 23.475,00 DM miktarında para verdiğini, para yatırma makbuzu geri alınarak daha sonra yerine düzenlenen ortaklık durum belgesi adlı belge ile 23.475,00 DM parasının olduğunun bildirildiğini, davalıların müteselsilen sorumlu olduklarını, müvekkilinin davacı tarafa yatırdığı para karşılığı belge verildiğini, bu parasının müvekkiline iadesinin gerektiğini ancak müvekkili davacı tarafın verdiği paraları geri istemesine rağmen davalı tarafça müvekkili davacı tarafın parasının iade edilmediğini, davalı tarafın Bankacılık Kanunu ‘na aykırı şekilde mevduat topladığını, SPK ‘na aykırı olarak aracılık faaliyetinde bulunup hisse senetlerini halka arz ettiğini, davalı şirket veya şirketlerin yöneticilerinin vs. cürüm işlemek amacıyla çete oluşturmak vs. suçlarından değişik ceza dava dosyalarında yargılandıklarını, birçok devlet kuruluşunca davalı tarafın denetlendiğini ve denetlemelere ilişkin birçok rapor düzenlendiğini, davalı şirket veya şirketlerin ticari defterlerinin de usulüne uygun tutulmadığından bahisle
diğer davalı gerçek kişi ….. ‘ın da şirket veya şirketlerin yöneticilerinden olması nedeniyle müvekkili davacı tarafı zarara uğrattıklarından ve müvekkili davacı tarafa karşı sorumlu olduklarından da bahisle müvekkili davacı taraf ile davalı taraf arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine ve ayrıca fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davalı tarafa verilen paranın kalanından şimdilik 5.000,00 TL sının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalılar …. Holding A.Ş. ve …. İnşaat A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacı tarafın ….. Holding A.Ş. ‘nin pay defterinde kayıtlı ortak olduğunu, TTK 417. maddesi gereğince şirket pay defterinde kayıtlı hisse senedi sahibi olması nedeniyle davacı tarafın şirket ortağı sıfatını kazandığını, TTK nun 329 ve 405. maddeleri gereğince şirket ortaklarının hisse bedellerini şirketten geri istemesinin mümkün olmadığı gibi şirketin de kendi paylarını temellük etmesinin (edinmesinin) de mümkün olmadığını, davacı tarafın şirket ortağı olduğuna dair elinde halen varsa hamiline hisse senetlerini üçüncü şahıslara devretme hakkının olduğunu, davacı tarafın müvekkili şirkete veya şirketlere her an geri alabileceği garantisi ile para verdiğine ilişkin iddianın gerçek olmadığını, bu iddianın bağlayıcı yazılı belge ile ispat edilmesi gerektiğini, müvekkili şirket veya şirketlerin davacı taraftan para almadığını, davacı tarafın dayandığı belge veya belgelerdeki imzaların müvekkili şirketle veya şirketlerle hiç bir ilgisinin olmadığını, belge veya belgelerdeki imza veya imzaların müvekkili şirket veya şirketlerin yetkililerine ait olmadığını, belge veya belgelerin içeriğini kabul etmediklerini, bu belge veya belgelerde dahi şirket hisse senedi alındığının yazılı olduğunu, bu belge veya belgelerin delil değerinin olmadığını, davacı tarafın hata veya hileye maruz kaldığı ile ilgili talep ve beyanlarının Borçlar Kanununun 31. maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle dinlenemeyeceğini, kaldı ki müvekkili şirketin veya şirketlerin davacı tarafa yönelik hata veya hile olgusu içerir bir davranışının olmadığını, davacı tarafın müvekkili şirkete veya şirketlere her hangi bir para vermediğini, sunulan delillere göre davacı tarafın şirket paylarını üçüncü kişilerden edindiğini, davacı tarafın iyi niyet kurallarına aykırı davranarak işbu davayı açtığını, davacı tarafın üçüncü kişilerden aldığı şirket hisseleri nedeniyle şirketin kâr ve zararına ortak olduğunu, iyi niyet kurallarına aykırı davranamayacağını, ayrıca Borçlar Kanununun 126. maddesi gereğince şirket ile ortaklar arasındaki davaların 5 yıllık zaman aşımı süresine tabi olduğunu, varsa davacı tarafın dayandığı belgelerde geçen düzenleme tarihinden veyahut bir an için iddianın doğruluğu halinde bile iddiaya konu paranın verildiği tarihten dava tarihine kadar zaman aşımı süresinin geçtiğini, hatta olayda uygulanması mümkün olmayan sebepsiz zenginleşme ile ilgili Borçlar Kanununun 66. maddesindeki bir yıllık ve on yıllık zaman aşımı sürelerinin de geçtiğini, yine haksız fiiller ile ilgili zaman aşımı süresinin dahi geçtiğini, davacı tarafın iddialarını yazılı delille ispat etmesi gerektiğini, kaldı ki müvekkili şirketten veya şirketlerden döviz olarak para istenemeyeceği gibi faiz de istenemeyeceğini, davacı tarafın tüm iddia ve taleplerinin hak düşürücü süre ve zaman aşımına uğradığından bahisle davanın öncelikle hak düşürücü süre veya zaman aşımı yönlerinden bunlar olmadığında esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizin … Esas, … Karar sayılı ve 19/11/2020 karar tarihli ilamı ile “Davanın ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, Alınması gereken 54,40-TL eksik harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına, Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve mütelsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE, Davacı tarafından yapılan 24,30 TL başvurma harcı ile posta masrafı olarak kullanılan 1.907,80-TL olmak üzere toplam 1.932,10 -TL masrafın davalılardan müştereken ve mütelsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE, Davalı tarafça yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA, Taraflarca dosyaya yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,verilen karara karşı davalı şirket tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyanın gönderildiği Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin … Esas, … Karar sayılı ve 14/06/2021 karar tarihli ilamı ile “1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2- Dava, davacı ile davalı şirket arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece 24.10.2019 tarihli karar ile davacı ile davalı şirket arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine ve 5.000,00 TL’nin davalılar … Holding A.Ş. ve …..’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir. Bahse konu karar taraflara tebliğ edilmiş olup davalılardan ….. vasisi tarafından bu karara karşı temyiz başvurusunda bulunulmamıştır. 24.10.2019 tarihli mahkeme kararı davalı şirket vekilinin temyizi üzerine Dairemizce bozulmuştur. Davada davalı şirket ile davalı gerçek kişi arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunmamaktadır. Bu itibarla mahkemenin 24.10.2019 tarihli kararına karşı davalı ….. tarafından süresinde temyiz başvurusunda bulunulmaması nedeniyle anılan karar ….. yönünden kesinleşmiş olup mahkemece … hakkındaki 24.10.2019 tarihli kararın kesinleştiği gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, bu davalı hakkında da 7194 sayılı Yasa’nın 41. maddesi kapsamında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle re’sen bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararın re’sen BOZULMASINA” karar verilmiş olup, dosya mahkememize gönderilmesi üzerine yukarıdaki esas sırasına kaydı yapılmıştır.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun olan Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 14/06/2021 tarihli ve … Esas, … Karar sayılı ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmesinde ;
Davacının Davalı ….. Hakkında Açılan Dava Yönünden;
Mahkemenin 24.10.2019 Tarih … e. … Sayılı Kararı Davalı … Tarafından Süresinde Temyiz Başvurusunda Bulunulmaması Nedeniyle ….. Yönünden Kesinleşmiş Olup ; Yargıtay Bozama İlamı Da Dikkate Alınarak Mahkememizin 24/10/2019 Tarihli … Esas, …. Karar sayılı dosyada davalı ….. hakkında davanın kabulüne karar verildiği, davalı ….. yönünden kararın kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
DAVACININ DAVALILAR … HOLDİNG A.Ş. -(eski ünvanı: ….. Holding A.Ş.) … HOLDİNG A.Ş. -(….. İnşaat Tarım ve Sanayi İşletmeleri Ticaret A.Ş. iken şirketlerin birleştirilmesi üzerine ….. Holding A.Ş. ve en son ünvan değişikliği ile …. Holding A.Ş.) HAKKINDA AÇILAN DAVA YÖNÜNDEN;
Dava geçerli bir ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili talepli dava olup” davalı şirketle arasında kanuna uygun bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı iddiaları karşısında yukarıda belirtilen bozman ilamında belirtilen “31/12/2014 tarihine kadar, pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü araç” kapsamında olduğu, bu belge nedeniyle “6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmaksızın 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu ile 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında pay addolunur, bu ortaklıklara yapılan ödemeler pay karşılığı yapılmış kabul edilir ve ortaklık ilişkisi kurulmuş sayılır. Bu payların kaydileştirilmemiş olması ortaklık haklarına halel getirmeyeceği gibi ortaklık ilişkisinin kurulmadığı da iddia edilemez.” hükmüne göre, davacıya verilen ortaklık durum belgesine göre; davacının pay sahibi olduğu ve ortaklık ilişkisinin kurulmuş sayılacağı yine davacının ortaklık ilişkisinin kurulmadığını iddia edemeyeceği anlaşılmaktadır.
Yukarıda belirtilen 7194 sayılı yasa 41 ve ile 3332 sayılı yasaya eklenen, geçici madde 4’ün ikinci fıkrasına göre; Birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılır.” düzenlemesine göre; Davacının Davalılar … Holding A.ş. -(eski Ünvanı: ….. Holding A.ş.) … Holding A.Ş. -(….. İnşaat Tarım Ve Sanayi İşletmeleri Ticaret A.ş. İken Şirketlerin Birleştirilmesi Üzerine ….. Holding A.ş. Ve En Son Ünvan Değişikliği İle … Holding A.ş.) Hakkında Açılan Dava Yönünden açmış olduğu dava yönünden mahkememizce davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş, davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilerek ve yargılama gideri davalı üzerinde bırakılarak aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere):
DAVACININ DAVALI ….. HAKKINDA AÇILAN DAVA YÖNÜNDEN;
1-Mahkememizin 24/10/2019 tarihli …. Esas, …. Karar sayılı dosyada davalı ….. hakkında davanın kabulüne karar verildiği, davalı ….. yönünden kararın kesinleştiğinden yeniden KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
DAVACININ DAVALILAR … HOLDİNG A.Ş. -(eski ünvanı: ….. Holding A.Ş.) … HOLDİNG A.Ş. -(….. İnşaat Tarım ve Sanayi İşletmeleri Ticaret A.Ş. iken şirketlerin birleştirilmesi üzerine ….. Holding A.Ş. ve en son ünvan değişikliği ile .. Holding A.Ş.) HAKKINDA AÇILAN DAVA YÖNÜNDEN;
1-) 7191 sayılı yasanın 41. Maddesi kapsamında davanın ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gereken 59,30-TL eksik harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına(bozma ilamından önce aynı miktarlı harcın tahsili yönünde harç tahsil müzekkere yazıldığı anlaşıldığından yeniden harç tahsil müzekkeresi yazılmasına yer olmadığına),
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve mütelsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 24,30 TL başvurma harcı ile posta masrafı olarak kullanılan 1.907,80-TL olmak üzere toplam 1.932,10 -TL masrafın davalılardan müştereken ve mütelsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize müracaatla YARGITAY yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 14/10/2021
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır