Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/732 E. 2022/458 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/732 Esas
KARAR NO : 2022/458

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 06/09/2021

BİRLEŞEN BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2021/729 ESAS- 2021/820 KARAR SAYILI DOSYA

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 20/09/2021
KARAR TARİHİ : 25/05/2022
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 30/05/2022
ASIL DAVA ;
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin % 25 oranında pay sahibi ortağı olduğunu, 30/06/2021 yılında yapılan 2020 yılı olağan genel kurul toplantısına bizzat katıldığını, itiraz ve muhalefet şerhlerinin işlendiğini, çoğunluk oyları ile alınan kararların hukuka, yasal düzenlemelere ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, şirket yönetim kurulu üyelerinin huzur hakkı ve ücretlerinin 28/06/2019 tarihli genel kurul kararı ile tespit edildikten sonra genel kurul toplantılarında bu konuda bir karar alınmamış iken yönetim kurulu üyelerine ödemelerin yapılmaya devam edildiğini, huzur hakkı ve ücretler sebebiyle şirketin zarara uğratıldığını, şirketin 2019 yılı dönem net karının % 10’unun üzerinde kısmının yönetim kurulunun huzur hakkı adı altında aldığını, davacının şirketten 1 TL dahi almadığını, bu konudaki soruları yanıtlanmayarak bilgi edinme hakkının kullandırılmadığını, 4 no’lu gündem maddesinde şirketin finansal tabloların onaylanmasına itiraz ettiği halde kabul edildiğini, şirketin zarara uğratılmasına rağmen yönetim kurulu üyelerinin ibra edildiğini, gündemin 6.maddesinde şirketin geçmiş dönem karlarının dağıtılmasının müzakere edildiğini, bu konuda da muhalefet şerhlerinin bulunduğunu, 2019 yılı karı olan 27.009.867 TL’nin şirketin mali kaynaklarının güçlendirilmesi bahanesi ile şirkette tutulmasına rağmen % 10’u aşan kısmının huzur hakkı olarak dağıtıldığını, güçlü durumda olan şirketin kar payı dağıtmadığını, gündemin 8.maddesinde yönetim kurulu üyelerinin huzur hakkı ve ücretlerinin belirlenmesinin müzakere edildiğini, huzur hakkının 28/06/2019 yılındaki olağanüstü genel kurul toplantısında belirlendiğini, bu konudaki itirazlarının istinaf incelemesinde olduğunu, şirketin özkaynaklarının güçlendirilmesi için kar payı dağıtmayan şirketin yönetim kurulu üyeleri ve kendi ortaklarına % 40 zam yaptığını, borsada işlem gören halka açık şirketlerin 2020 yılı olağan genel kurul toplantılarında kamuya açıklanan genel kurul toplantı tutanaklarında yönetim kurulu üyelerine ödenen huzur hakkı rakamları 10.000 TL civarında iken yönetim kurulu üyelerine sağlanan mali hakların fahiş ve haksız olduğunu belirterek davanın kabulü ile davalı şirketin 30/06/2021 tarihli 2020 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan kararların butlanının tespiti ve iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin paydaş yapısına bakıldığında aile şirketi olduğunun görüleceğini, davacının paydaşı olduğu şirket aleyhine bu tür davaları açmayı alışkanlık haline getirdiğini, davacının bu davaları açmaktaki amacının müvekkili şirketi çalışamaz hale getirmek olduğunu, davacının talebinin kabul edilebilir bir tarafının bulunmadığını, genel kurul toplantısında alınan kararların toplantı ve karar nisaplarına uyulmak suretiyle alındığını, ana sözleşme ve yasalara uygun olduğunu, açıklama istenen hususlarda tatmin edici yeterlilikte cevapların ortak sıfatıyla verilen belgelerde veya yönetim kurulu üyeleri tarafından yapılan açıklamalarda bulunduğunu, müvekkili şirketin kanunen bağımsız denetime tabi olup denetlendiğini, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasıyla açılan davada 2018 yılı bağımsız denetçi raporu hakkında yetersiz ve hatalı olduğu iddia edilmiş ise de, bağımsız denetim raporunun standartlara uygun olduğunun belirtildiğini, Bakırköy … Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında alınan raporda da bağımsız denetçi raporunun ve mali tabloların gerçeği yansıttığının tespit edildiğini, 28/06/2019 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında alınan karar gereğince yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı adı altında ödenen toplam tutarın 140.000 TL olduğunu, ayrıca toplantıda …’a aylık net 30.000 TL, …’a 25.000 TL ücret ödenmesine karar verildiğini, basit bir hesaplamayla yönetim kurulu üyelerine ödenen tutarın tespit edilebileceğini, yönetim kurulu üyelerine sağlanan mali hakların fahiş olduğu iddia edilmiş ise de, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında yönetim kurulu üyelerine sağlanan hakların fahiş olduğu iddiasının reddine karar verildiğini, yönetim kurulu üyelerinin hukuka, yasal düzenlemelere ve esas sözleşmelere aykırı şekilde işlem yaparak şirketi zarara uğrattığı iddia edilmiş ise de bu hususu ispata yarar delil sunulmadığını, yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunu gerektirecek bir husus olması halinde bunun tazminat ve ceza davasına konu edilebileceğini, yönetim kurulunun ibrasına ilişkin 5.maddeye muhalefet şerhi konulduğu belirtilmiş ise de 5.maddede muhalefet şerhinin bulunmadığını, sözlü beyanda da bulunulmadığını, sadece ibraya red oyu verildiğini, 2018 yılında kar payı dağıtımı yapıldığını, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında kar payı dağıtımının şirket uygulamasına, esas sözleşmeye ve yasaya uygun olduğuna karar verildiğini, iptal talebini reddedildiğini, 2020 yılında yapılan 2019 yılı genel kurul toplantısında artış yapılmadığını, 2019 yılında personel maaşlarına yapılan artış oranı ve son artışın 2 sene önce yapıldığı nazara alındığında yönetim kurulu üyelerine ödenecek ücretlerin fahiş olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA ;
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; 30/06/2021 tarihinde 2020 yılı olağanüstü genel kurul toplantısı yapıldığını, ana sözleşmenin “Hisse senetlerinin devri” başlıklı 8.maddesinde yapılan değişiklik önerisinde pay devrini aşırı derecede kısıtlayan hallerin hukuka ve yasal düzenlemelere aykırılık teşkil etmesi nedeniyle değişiklik teklifine red oyu verilerek muhalefet şerhi konduğunu, değişikliğin oy çokluğu ile kabul edildiğini, değişiklik teklifi konusu edilen yeni halin pay devrini neredeyse imkansız hale getirdiğini, hukuka ve yasal düzenleme ile getirilmek istenen “önemli sebep” sınırlamasının getirilmek istenen amacı aştığını, müvekkili haricinde hem YK üyesi hem şirketin % 75’ine haiz ortak müvekkilin paylarını devretmemesi için özel bir madde kurgulandığını, müvekkilinin YK üyeliğinden çıkarıldıktan sonra şirkete sokulmadığını, şirket ortağı olarak haklarını kullanamadığını, kar payı alamadığını, bu sebeple pay devrini imkansız kılan maddenin iptalinin gerektiğini belirterek davanın kabulü ile 30/06/2021 tarihli 2020 yılı olağanüstü geel kurul toplantısında alınan 8.madde kararının butlanını tespitini ve iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacının bu davaları açmaktaki asıl amacının müvekkili şirketi çalışamaz duruma getirmek olduğunu, yapılan düzenlemenin yasaya aykırı nitelik taşımadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Asıl dava, anonim şirket genel kurul kararının butlanının tespiti ve iptali istemine yok hükmünde olduğunun tespiti istemine ilişkin olup, asıl davada uyuşmazlığın davalı şirketin dava konusu 30/06/2021 tarihli 2020 yılına ait genel kurul toplantısında alınan kararların butlanı ve iptalinin gerekip gerekmediği, kararların kanun, ana sözleşme ve dürüstlük kuralına aykırı olup olmadığı hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Birleşen dava, uyuşmazlık konusunun 30/06/2021 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararların butlanı ve iptalinin gerekip gerekmediği, kararların kanun, ana sözleşme ve dürüstlük kuralına aykırı olup olmadığı hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Asıl ve birleşen dosyadaki uyuşmazlıkların tespiti amacıyla dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak rapor alınmasına karar verilmiştir.
SMMM …. ile hukuk bilirkişi …. tarafından düzenlenen raporda, davalı tarafın defterlerinin, sair vesaikin, muhasebe kayıtlarının 6102 Say. TTK. m. 64,65,66 ve 82.Mad. VUK. m. 220-226,229,230,231,232 hükümlerine uygun şekilde tanzim edildiği, HMK. m. 222.sahibi lehine delil niteliğinin taşıdığı kanaatine varıldığı; Asıl Dava Yönünden; 30/06/2021 Tarihinde saat 10:00’da yapılan davalı şirketin Olağan Genel Kurul Toplantı Tutanağı gündem maddeleri incelendiğinde, davalı … Makina Sanayi ve Ticaret A. Ş.’nin Genel Kurul Toplantısına ait çağrı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 11/06/2021 tarih ve …. sayılı nüshasında yayınlandığı, ayrıca pay sahiplerine iadeli taahhütlü olarak gönderildiği anlaşıldığı, davalı şirket paylarının toplam itibari değeri 200.000.000,00 TL olan payın, 50.500.000 payın asaleten 149.500.000 payın vekaleten olmak üzere toplantıda temsil edildiği. T.T.K.’nun 414.maddesine göre 30.06.2021 tarihli saat 10:00’da yapılan Olağan Genel Kurul Toplantısının divan heyeti seçimi ve kapanış maddesi dahil olmak üzere dokuz maddeden oluştuğu, toplantı 29.06.2021 tarih ve 65171083 sayılı yazılarıyla görevlendirilen Bakanlık temsilcisi …. gözetiminde yapıldığı, davacı vekilinin toplantının her gündem maddesine ayrı ayrı olmak üzere muhalefet şerhini okumak suretiyle toplantı aşkanlığına sunmuş olduğu 0.06.2021 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısında görüşülen 2020 yılı Faaliyet Raporu e Bağımsız Denetim Raporunun 28.02.2012 tarihli ve 28395 sayılı Resmi Gazetede ayınlanan “Yıllık Faaliyetler Raporunun Asgari İçeriğinin Belirlenmesi Hakkında yönetmelik” esaslarına uygun hazırlandığı, genel kurulda görüşülen faaliyet raporunda belirtilen rakamlar ile muhasebe hesapları arasında uyumsuzluk olmadığı anılan kararın iptali koşulunun oluşmadığı, İptali talep edilen 4. Gündem maddesinde karara bağlanan finansal tablolar bakımından kanuna aykırılık tespit edilemediği bu kararın iptali koşulunun oluşmadığı, İptali talep edilen 6. Gündem maddesinde alınan kar dağıtımı yapılmaması kararıyla ilgili olarak apılan mali incelemede; şirketin 2019 yılında 29.896.998,70 TL, 2020 yılında 85.691.767,28 TL KAR raporladığı dava konusu olan 2020 yılı net satışlarında 2019 yılına göre 9647 oranında artış olduğu, düşülen giderler sonrası ise 9622 oranında bir önceki yıla göre dönem net karında artış meydana geldiği, Davalı şirketin tevsi yatırım ile ilgili …. no’lu Yatırım Teşvik belgesi çıkartılmış olup, tevsi yatırım ile ilgili yapılan alımlara ilişkin faturalar ve muavin hessap dökümleri incelendiğinde, tevsi yatırımlar devam etmekte olduğu, bilanço analizlerinden şirketin 2021 yılında ağırlıkta hammadde tedariği sağlanış olduğu 2020 yıl sonu kaydi stok 130 milyon, 2021 yıl sonu itibariyle 318 milyon kaydi stok olduğu, Tevsi yatırım faturaları incelendiğinde 2022 yılında yatırımların yapılmaya başlandığı, davalı şirketin önceki hesap dönemlerinde elde ettiği kar üzerinden kar payı dağıtımı yaptığı, TTK’nun ilgili maddeleri ve genel uygulamalara bakıldığında kar dağıtımının zorunlu olmadığı ancak somut uyuşmazlıkta karın tamamının dağıtılmayarak yedeklere ayrılmasının objektif iyiniyet kurallarına aykırılık teşkil etmesi nedeniyle iptal edilebileceği, İptali talep edilen 8 nolu gündem maddesinin yönetim kurulu üyelerine ödenecek huzur hakkı ve ücretlerin belirlenmesine yönelik olduğu şirketin genel kurulunda bir yandan çoğunluk pay sahiplerince karı yatırımlara ayırıp kar dağıtmamaya karar verilirken diğer tarafta yönetim kurulu üyesi olan ortaklara hem ücret hem huzur hakkı ödenmesinin kararlaştırılmasının, YK üyesi olmayan diğer ortaklar ile YK üyesi olanlar arasında bir eşitsizliğe yol açacağı, TTK md. 357’de yer alan eşitlik ilkesine aykırılık teşkil eden söz konusu kararın kanuna aykırılık nedeniyle iptal edilebileceği, Birleşen Dava Yönünden; Olağanüstü genel kurul toplantısında alınan pay devrine ilişkin sınırlama kararının kanuna aykırılık teşkil etmediği, bu karar bakımından iptal koşulunun oluşmadığı belirtilmiştir.
TTK’nun 445 maddesinde, 446 ncı maddede belirtilen kişilerin kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabileceği, 446.maddesi toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahiplerinin iptal davası açabileceğini düzenleme altına almıştır.
Davacı tarafça finansal tabloların onaylanmasına ilişkin 4 no’lu, yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin 5 no’lu, kar payı dağıtılmamasına ilişkin 6 no’lu ve yönetim kurulu üyelerinin huzur hakkı ve ücretlerinin belirlenmesine ilişkin 8 no’lu kararların iptali talep edilmiştir.
Finansal tabloların onaylanmasına ilişkin 4 no’lu kararın iptali talebi yönünden;
6102 sayılı TTK’nın 514. Maddesine göre, yönetim kurulu, geçmiş hesap dönemine ait, Türkiye Muhasebe Standartlarında öngörülmüş bulunan finansal tablolarını, eklerini ve yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporunu, bilanço gününü izleyen hesap döneminin ilk üç ayı içinde hazırlayıp genel kurula sunmakla yükümlüdür. Bunun yanı sıra TTK’nın 437/1. Maddesi uyarınca, finansal tablolar, konsolide finansal tablolar, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu, denetleme raporları ve yönetim kurulunun kâr dağıtım önerisi, genel kurulun toplantısından en az onbeş gün önce, şirketin merkez ve şubelerinde, pay sahiplerinin incelemesine hazır bulundurulmalıdır. Her pay sahibi, gideri şirkete ait olmak üzere gelir tablosuyla bilançonun bir suretini isteyebilir. Şirketin finansal tablolarının yasanın aradığı şekilde ortakların erişimine sunulduğu ihtilafsızdır. TTK’nun 68/3. Maddesinde, yıl sonu finansal tabloların, bilanço ile gelir tablosundan oluştuğu düzenlenmiştir. Ayrıca TTK’nın 515. maddesi “Anonim şirketlerin finansal tabloları, Türkiye Muhasebe Standartlarına göre şirketin malvarlığını, borç ve yükümlülüklerini, öz kaynaklarını ve faaliyet sonuçlarını tam, anlaşılabilir, karşılaştırılabilir, ihtiyaçlara ve işletmenin niteliğine uygun bir şekilde; şeffaf ve güvenilir olarak; gerçeği dürüst, aynen ve aslına sadık surette yansıtacak şekilde çıkarılır” şeklindedir. Mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile kararda iptali gerektirecek bir husus tespit edilmemiş olmakla bu kararın iptali talebinin reddine karar verilmiştir.
Yönetim Kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin 5 no’lu kararın iptali talebi yönünden;
Dava konusu genel kurul toplantısının 5. Maddesinde, yönetim kurulu başkan ve üyelerinin ayrı ayrı ibraları oylanmış ve oyçokluğu ile ibra edilmişlerdir. TTK’nın 436. maddesi hükmü emredici olup bu madde hükmüne aykırı hareket edilmesi halinde kullanılan oylar geçersiz olacağından alınan genel kurul kararı da yok hükmünde olacaktır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 436/2. maddesi gereğince, şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişiler, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamaz.İbraya ilişkin genel kurul tutanağından anlaşıldığı üzere, haklarında ibra kararı bulunan yönetim kurulu üyeleri ibra oylamasına katılmamıştır. Yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin genel kurul kararının kanuna ve esas sözleşmeye aykırı olmadığı, denetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin kararda kanun, ana sözleşme ve iyiniyet kurallarına aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla bu karar yönünden iptal talebinin reddine karar verilmiştir.
Kar payı dağıtılmamasına ilişkin 6 no’lu kararın iptali talebi yönünden;
Her ticaret ortaklığı gibi anonim ortaklığın nihai amacı kâr elde edip ortaklarına dağıtmaktır. Bu amaç, çeşitli kanunlardaki kişi birliklerini ayıran, “müşterek gaye” kıstasından ve “ortaklık” kavramından doğar. Başka bir deyişle “anonim şirket kanunen yasak olmayan her türlü iktisadi maksat ve konular için kurulur” (TTK madde 331) ve kâr elde etmek ve paylaştırmak nihai amacını elde etmek hedefine yönelir ve bu yolda çaba harcar. Ortaklığın bütün organları bu nihai amaca uygun kararlar almak zorundadır. Şirketin nihai amacının kâr elde edip ortaklara dağıtması esas olmakla birlikte anasözleşmeye konulacak hükümler yanında kanunda gösterilen nedenler bu genel ilkenin istisnalarını oluşturmaktadır. Bu istisnaların en önemlisi ve uygulamada da sıkça görüleni TTK’nın 523/2. maddesindeki düzenlemedir. Anılan düzenleme gereğince genel kurul, aktiflerin yeniden sağlanabilmesi için gerekliyse, bütün pay sahiplerinin menfaatleri dikkate alındığında, şirketin sürekli gelişimi ve olabildiğince kararlı kâr payı dağıtımı yönünden haklı görülüyorsa, kanunda ve esas sözleşmede öngörülenlerden başka yedek akçe ayrılmasına da karar verebilir. TTK’nın 452. maddesinde belirtilen müktesep haklardan olan kâr payı hakkı ile bu hakkın istisnasını oluşturan TTK’nın 523/2. fıkrası arasındaki hassas dengenin kurulması zorunludur.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda, davalı şirketin 2019 yılında 29.896.998,70 TL, 2020 yılında 85.961.767,28 TL kar raporladığı, dava konusu 2020 yılı net satışlarında 2019 yılına göre % 47 oranında artış olduğu, düşülen giderler sonrasında % 22 oranında bir önceki yıla göre dönem net karında artış meydana geldiği, bilanço analizlerine göre şirketin 2021 yılında hammadde tedariği sağladığı, 2020 yılı sonu kaydi stok 130 milyon, 2021 yılı sonu itibariyle 318 milyon kaydi stok olduğu tespit edilmiştir. Davalı şirket genel kurulunda her ne kadar geçmiş yıllara ilişkin karın dağıtılmaması öngörülmüş ve dağıtılmayan kara ilişkin olarak stokların arttırıldığı, 2021 yılında dağıtılmayan karın bir kısmının kullanıldığı zira teşvik belgesinin geciktiği ileri sürülmüş ise de, en son 2018 yılında kar payı dağıtılan şirkette karın tamamının dağıtılmayarak yatırımlara ayrılması kararının objektif iyiniyet kurallarına aykırı olması nedeniyle iptalinin gerektiği neticesine varılmış olmakla 6 no’lu kararın iptaline karar verilmiştir.
Yönetim kurulu üyelerine ödenecek huzur hakkı ve ücretlerin belirlenmesine ilişkin 8 no’lu kararın iptali talebi yönünden;
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun “Yönetim kurulu üyelerinin mali hakları” başlıklı 394. maddesinde; “Yönetim kurulu üyelerine, tutarı esas sözleşmeyle veya genel kurul kararıyla belirlenmiş olmak şartıyla huzur hakkı, ücret, ikramiye, prim ve yıllık kardan pay ödenebilir” şeklinde hüküm bulunmaktadır. Buna göre, aksine esas sözleşmede hüküm olmadığı takdirde yönetim kurulu üyelerine her toplantı günü için bir ücret verileceği, ücret miktarı esas sözleşmede tayin edilmemiş ise genel kurulca tayin olunacağı hükmü bağlanmıştır. Huzur hakkı her toplantı için ayrı ayrı belirlenebileceği gibi aylık olarak belirli bir ücret biçiminde de tespit edilebilir.
Huzur hakkı ve ücretin belirlenmesinde şirketin mali yapısı, şirketin bu yöndeki uygulaması dikkate alınarak tayin olunan ücretin yönetim kurulu üyelerinin bu iş için harcadığı emek ve mesai ile orantılı olmalıdır. Yönetici ve denetçiler için belirlenen ücretlerin fahiş olup olmadığı değerlendirilirken, şirketin ortaklık yapısı, finansal durumu, şirketin geçmiş uygulamaları, mali durum açısından davalı şirketle aynı-benzer durumda bulunan şirketlerin yöneticilerinin aldığı emsal ücretler göz önünde bulundurulup karşılaştırılmak suretiyle yönetim kurulu ve denetçilerin harcadığı emek ve mesai ile orantılı, pay sahiplerinin vazgeçilmez nitelikteki kardan pay alma haklarını da ihlal etmeyecek şekilde tespiti gerekmektedir (Yargıtay 11. HD 03.12.2015 tarih, 2014/18093 E; 2015/12978 K ilamı).
Davalı şirketin genel kurulunda yönetim kurulu üyelerinden …’na 70.000 TL, …’na 56.000 TL, ….’a 35.000 TL ve …’a 35.000 TL net huzur hakkı ödenmesine, ayrıca …’a aylık 42.000 TL net ücret, …’a aylık 42.000 TL net ücret ödenmesine karar verildiği görülmüştür. Anonim şirketlerde yönetim kuruluna verilecek ücrete ilişkin yetki TTK’nun 408.maddesi gereğince genel kurulda olup devredilemez. Bununla birlikte emsal örneklere göre yönetim kurulu üyelerine verilen ücretin yüksek olduğu tespit edilmiştir. Karar, kanuna ve davalı şirket ana sözleşmesine aykırılık teşkil etmemekle birlikte eşitlik ilkesi bakımından da bir değerlendirme yapılması gerekmektedir. Eşit işlem ilkesi TTK’nun 357.maddesinde “Pay sahipleri eşit şartlarda işleme tabi tutulur” şeklinde düzenlenmiş olmakla çoğunluk azlık üzerinde bizzat veya yönetim kurulu aracılığıyla tahakküm kurmasının önüne geçilmesine olanak sağlayan yönü dolayısıyla uygulamada azlığın korunması amacına hizmet eden prensiptir. Şirketin organlarını hedef alan ve onlara ön tedbir niteliğinde eşit davranma yükümlülüğü getiren eşitlik ilkesi, sadece malvarlıksal hakları değil, yönetsel ve aydınlatıcı hakları da kapsar. Pay sahiplerine eşit şartlarda eşit davranılması emri, pay sahiplerinin haklı bir gerekçe olmaksızın keyfi olarak farklı muameleye tabi tutulması yasağı anlamına gelir (Akdağ Güney, Necla, Anonim Şirketlerde Eşitlik İlkesi, GÜHFDC, XVII 2014, S. 3-4, s.121 vd) Davalı şirketin aynı genel kurulda pandemiyi de gözönünde bulundurarak karın yatırılmalara ayrılmasına ve kar payı dağıtılmaması yönelik karar alması, yönetim kurulu üyesi olmayan pay sahiplerinin kardan pay alamazken, yönetim kurulu üyesi olan pay sahiplerinin bu statüleri nedeniyle kardan pay almalarına da sebebiyet vermektedir. Bu durumda aynı zamanda şirket ortağı olan yönetim kurulu üyelerine aylık huzur hakkı ödenmesi suretiyle menfaat sağlanmış olacağı, eşitsizlik yaratılmasına yol açılacağı, anılan kararın eşitlik ilkesine aykırı olduğu tespit edilmiş, mahkememizce de bilirkişi raporuna itibar olunarak eşit işlem ilkesine aykırı olduğu tespit edilen 8 no’lu kararın iptaline karar verilmiştir.
Birleşen davada Olağanüstü Genel Kurulda alınan kararın iptali talebi yönünden;
Davacı taraf, davalı şirketin 30/06/2021 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında şirket ana sözleşmesinin “Hisse Senetlerinin Devri” başlıklı 8.maddesinde yapılan değişiklik önerisinde pay devrini aşırı derecede kısıtlayan hallerin hukuka ve yasal düzenlemelere aykırılık teşkil ettiğini, söz konusu değişiklik teklifini hazırlayan 4 yönetim kurulu üyesinin aynı zamanda şirketin % 75’ine sahip ortaklar olduğundan kendi menfaatlerine uygun olan bu değişikliği oy çokluğu ile kabul ettiklerini, önemli sebebin çok geniş yorumlandığını, bu değişikliğin yani pay devrinin güçleştirilmesinin kendi paylarını değersiz kıldığını, bu nedenle iptalini talep etmektedir. Maddede, payların devrinin sınırlandırılarak yönetim kurulunun onayına tabi kılınması başka bir deyişle bağlam hükmü getirilmesi ve ön alıma ilişkin iki düzenleme yer almaktadır. Önalım hakkı, anonim şirketin dışında pay sahiplerini ilgilendiren borçlar hukuku sözleşmesi niteliğinde olduğundan ve esas sözleşmeye koyulmakla bu özelliğini yitirmeyeceğinden iptale tabi değildir. TTK’nun 490/1 maddesinde, anonim şirketin nama yazılı pay ve pay senetlerinin devrinde kanunda ve esas sözleşmede herhangi bir sınırlama bulunmaması koşuluyla devri serbestisi öngörmektedir. Nama yazılı pay ve pay senetlerinin devrine sınırlamalar getirilmek istenmesi halinde bu hususa şirket ana sözleşmesinde yer verilmelidir. Davalı şirket esas sözleşmesindeki değişikliğin kanuna aykırı olmadığı, kararın ağırlaştırılmış nisaba uygun şekilde alındığı, iptalini gerektirir bir husus bulunmadığı anlaşılmakla birleşen dosyaya konu iptal talebinin reddiyle aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Açılan davanın KISMEN KABUL-KISMEN REDDİNE,
1-Davalı şirketin 30/06/2021 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısı 6 ve 8 nolu maddelerin iptaline, diğer maddelerin iptali talebinin reddine,
2-Birleşen mahkememizin 2021/779 E sayılı davanın reddine,
3-Asıl davada alınması gereken 80,70 -TL’nin harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL’den tenzili sonucu eksik bakiye 21,40 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Asıl davada davacı tarafından yatırılan dava açılış ilk harç gideri 118,60 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Asıl davada davacı tarafından yapılan yargılama gideri 6.081,10 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Asıl davada davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Asıl davada davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Birleşen davada alınması gereken 80,70 -TL’nin harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL’den tenzili sonucu eksik bakiye 21,40 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
9-Birleşen davada davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Asıl ve birleşen davada taraflarca dosyaya yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,

Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 25/05/2022

Başkan ….
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır