Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/694 E. 2021/1138 K. 03.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/694 Esas
KARAR NO : 2021/1138

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/08/2021
KARAR TARİHİ : 03/12/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 29/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline karşı Bakırköy …. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile 19/09/2019 tarihinde zamanaşımına uğramış ve geçersiz bir senetle müteveffa … tarafından icra takibi başlatıldığını, müvekkiline ödeme emri ulaşamayıp muhtara tebliğ edildiğini ve bu sebepten itiraz süresinin kaçırıldığını, …’ın 17/04/2020 tarihinde vefat ettiğini geriye 6 mirasçısı kaldığını, mirasçılık belgesinin dosyaya eklendiğini, bocun ve icra takibinin hukuka aykırı olduğunu, senette düzenleme tarihinin bulunmadığını, senedin arka kısmında bonoyu mücerretlikten koparıp şarta bağlayan şerh olduğunu, teminat senedi bakımından kambiyo senetlerine mahsus takip yoluna başvurulamayacağını, senedin zamanaşımına uğradığını, bu sebeple senedin delil başlangıcına dönüştüğünü, borca ve ferilerine karşı zamanaşımı definde bulunduğunu, borcu ve ferilerini kabul etmediğini, işletilen faizin hukuka aykırı olduğunu, takas definde bulunduğunu, davalı tarafın 2010 yılından beri müvekkiline ait taşınmazda işgalci olarak ecrimisil ödemeden ikamet ettiğini, bu sebeple müvekkilinin alacaklı olduğunu beyanla müvekkilinin Bakırköy … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine, ilgili bononun geçersizliğinin tespitine, açıkça hukuka aykırı takibin %15 teminat mukabili tedbiren tehir edilmesine, takibin iptaline, taraflarına yüzde 20 kötü niyet tazminatı ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Bakırköy …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasına konu bononun müvekkillerinin murisinin, karşı tarafa “… Mah. …. Sok. No:… D:2 Başakşehir/İstanbul” adresinde bulunan dairenin satış bedelini şahitler huzurunda elden verdikten sonra tapu devrini garanti altına almak için karşı taraftan alındığını, karşı tarafın daire bedelini eksiksiz ve tam bir şekilde aldığı halde aradan yaklaşık 9,5 yıl geçmesine rağmen tapu devrini gerçekleştirmediği için müvekkillerinin murisinin davaya konu icra takibini başlatmak zorunda kaldığını, müvekkillerinin murisi …’ın tacir sıfatı olmadığından Mahkememizin görevsiz olduğunu, görevli ve yetkili mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davaya konu icra dosyasında 40.786,52 TL işletilmiş faiz olduğunu, takibe dayanak bononun vadesi geçtikten sonra müvekkillerinin murisi tarafından karşı tarafa ihtar çekilmediğini ve karşı tarafın temerrüde düşürülmediğini, ancak karşı tarafın usulüne uygun tebligat yapıldıktan sonra yasal süresi içeresinde faize itiraz etmediğini ve takibin kesinleştiğini, itirazların yersiz ve mesnetsiz olduğunu beyanla öncelikle usul yönünden görevsizlik kararı verilmesine, esasa ilişkin ise açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasında davacının borçlu olmadığının ve icra takibine konu bononun geçersizliğinin tespitine ilişkindir.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davalıların murisi … tarafından davacı borçlu aleyhine 31/12/2010 düzenleme tarihli, 52.000,00 TL bedelli bonoya dayalı toplamda 52.000 TL asıl alacak, 40.786,52 TL işlemiş faiz ve 104,00 TL bono komisyonu olmak üzere toplamda 92.890,52 TL üzerinden takibe geçildiği, davalı borçlu tarafından ödeme emrine yönelik bir itiraz dilekçesinin sunulmamış olduğu, davalıların murisinin ölümü üzerine Av. … tarafından sunulan dilekçe ile murisin eşi … ile çocukları …, … ve …’ın alacaklı olarak kayıt edilmesinin talep edildiği, mirasçılar tarafından adı geçen avukata verilmiş bir vekaletnameye dosya kapsamında rastlanmadığı, ayrıca murisin veraset ilamına göre mirasçısı olduğu anlaşılan … ve …’ın alacaklı olarak kayıt edilmesi yönünde bir talebin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasına konu bono aslı fiziken gönderilmiş olup, incelenmesinde; senedin … tarafından … lehine düzenlendiği, senet bedelinin 50.000,00 TL olduğu, tediye tarihinin 31/12/2010 olduğu, düzenleme tarihinin belirtilmediği, senedin arkasında “Bu senet … Mah. …. Sok. No:… D:2 satışı karşılığında verilmiştir. Mahallenin ifraz tapusu geçtiğinde daire satışı yapılıp iadesi sağlanacaktır. İptal edilecektir.” ibarelerinin yazılı olduğu görülmüştür.
6102 Sayılı T.T.K.’nun 4. maddesinin 1. fıkrası 6335 Sayılı Yasanın 1. maddesi ile değiştirilerek ticari davalar her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları, T.T.K.’nun 4. Maddesinin a bendi gereğince T.T.K.’nun dan kaynaklanan davalar, T.T.K.’nun 4. maddesinin b, c, d, e, f bentlerinde sayılan davalar ve diğer özel kanunlarda Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu kararlaştırılan davalar ticari dava olarak Ticaret Mahkemelerinde görülecektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut uyuşmazlıkta dava menfi tespit istemine ilişkin olup Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında takibin dayanağı olarak … tarafından davalıların murisi … lehine düzenlenen 50.000,00 TL bedelli, düzenleme tarihi belirtilmeyen 31/12/2010 tediye tarihli, arkasında “Bu senet … Mah. …. Sok. No:…. D:2 satışı karşılığında verilmiştir. Mahallenin ifraz tapusu geçtiğinde daire satışı yapılıp iadesi sağlanacaktır. İptal edilecektir.” ibarelerinin yazılı olduğu senedin gösterildiği, takip dayanağı ve dava konusu senedin düzenlendiği tarih nazara alındığında zamanaşımına uğradığı gibi kanunen taşıması gereken unsurları da taşımadığından bono vasfını kaybettiği, buna göre yazılı delil başlangıcı olarak kabulünün gerektiği, bu noktada artık kambiyo senetlerine ilişkin kuralların tartışılamayacağı, her iki tarafın tacir olduğu yönünde bir iddianın da bulunmadığı (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesinin 2021/176 Esas 2021/1310 Karar sayılı ilamı) dikkate alınarak ticari dava niteliğinde bulunmayan uyuşmazlık bakımından yargılama yapma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu, uyuşmazlığın çözümünde Mahkememizin görevli olmadığı kanaatine varılmakla göreve ilişkin usul kurallarının dava şartı olduğu ve dava şartlarının da kamu düzenine ilişkin olması sebebiyle resen dikkate alınacak hususlardan olduğu, dava şartlarının mevcut olup olmadığı da HMK 115/1 maddesi uyarınca Mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılacağı dikkate alındığında tespit edilen dava şartı noksanlığının sonradan giderilmesi mümkün olmadığından yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle HMK’nun 114/1-c, 115 maddeleri gereğince davanın, dava şartı yokluğundan reddine, mahkememizin görevsizliğine dair karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nun 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
4-Yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin görevli Mahkeme tarafından nazara alınmasına,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı 03/12/2021
Katip ….
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır