Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/683 E. 2023/794 K. 19.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/683
KARAR NO : 2023/794

DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/08/2021
KARAR TARİHİ : 19/07/2023
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 19/07/2023

DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; müvekkili … ile davalının ortağı bulunduğu … Sanayi ve Tic.Ltd.Şti’nin 20/01/2016 yılında kurulduğunu, ortaklıkları devam ederken şirketin 2 ortaklı limited şirket olarak faaliyetine devam ettiğini, her iki ortağın şirketi münferiden temsil ettiğini, davalının 20/01/2016 tarihinde şirketi 30 yıl süre ile şirkete müdür olarak atandığını, 19/02/2021 tarihinde pay devri sözleşmesi imzalandığını, davalının şirket müdürü olarak görev yaptığı sırada, pay devri görüşmeleri sırasında 26/01/2021 tarihinde …. AŞ’ye yönelik fatura kestiğini, kestiği faturayı sonrasında iptal ettiğini, bu iptale rağmen şirkete ait ürünün faturada belirtilen şirket adresine gönderildiğini, Küçükçekmece CBS …. soruşturma sayılı dosyanın devam ettiğini, davalının özen ve bağlılık yükümünü ihlal ettiğini belirterek davanın kabulü ile 6.367,28 TL maddi tazminat ve 20.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin faturayı iptal etmediğini, etmesinin de mümkün olmadığını, fatura iptali için Maliye Bakanlığında kayıtlı telefon numarasına SMS gelmesi ve gelen SMS’in de belirtilen şifrenin sisteme girilmesi ile oluşturulduğunu, fatura iptalinin sisteme girişte kullanılan kullanıcı adı ve şifreye sahip olanın giriş yaparak gerçekleştirebileceğini, bu şifrelerin müvekkili tarafından bilinmediğini, faturanın iptalini teknik olarak sadece …’ın gerçekleştirdiğini, müvekkilinin şirketi zarara uğratma durumunun söz konusu olmadığını, davalının …. firması ile iletişim sağladığını ancak …’ın anlaşmadan vazgeçtiğini, müvekkile ait şirketin 25/02/2021 tarihinde kurulduğunu, müvekkil şirket ortaklığından ayrıldıktan sonra satış yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, 6102 sayılı TTK’nın 644/1- a maddesi göndermesi ile 553. ve 556. maddeleri uyarınca yasa ve ana sözleşmenin limited şirket müdürünün sorumluluğuna ilişkin tazminat talebine ilişkin olup, uyuşmazlığın limited şirket müdürünün görevini yerine getirirken şirketin zararına sebebiyet verip vermediği, kusur durumu, zarara sebebiyet vermesi halinde miktarı ve davalıdan tahsilinin talep edilip edilemeyeceği hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlığın tespiti amacıyla dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir. Bilirkişi heyeti tarafından ibraz edilen kök ve ek raporunda özetle, dosya mevcudu, kayıt ve belgeler ile davacı şirkete ait kayıt ve belgelere göre zarar iddiasına konu faturanın davalı tarafından düzenlenip iptal edildiği, davalının fatura iptaline rağmen malları dava dışı şirkete gönderdiği ve bedellerini tahsil ettiği davacı şirketin davalı tarafça zarara uğratıldığı hususlarında herhangi bir tespit yapılamadığı, mevcut delillere göre zarar iddiasının ispata muhtaç olduğu, bu koşullarda davalının sorumluluğuna gidilemeyeceğini belirtmiştir.
6102 sayılı TTK’nin 618/3-c maddesi ve 644. maddesi yollamasıyla 553. madde ve 408/1 ve 479/3-c maddelerindeki düzenlemeler karşısında limited şirket yöneticileri hakkında sorumluluk davası açılabilmesi için, şirket genel kurulunda karar alınması gerekli olup, genel kurulda davalı şirket yöneticisi hakkında dava açılması yönünde karar alınmış ise ibrazı, yoksa bu hususta genel kurul kararı alınarak ibrazı için HMK’nın 54. maddesi uyarınca kesin süre verilmiş, verilen kesin sürede davacı taraf genel kurul kararını ibraz etmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 553/1.maddesinde; kurucuların, yönetim kurulu üyelerinin, yöneticilerin ve tasfiye memurlarının, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumlu olacakları,
6102 sayılı TTK’nın 555/1.maddesinde; şirketin uğradığı zararın tazminini, şirket ve her bir pay sahibinin isteyebileceği, pay sahiplerinin tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebilecekleri,
6102 sayılı TTK’nın 557/1.maddesinde; birden çok kişinin aynı zararı tazminle yükümlü olmaları hâlinde, bunlardan her birinin, kusuruna ve durumun gereklerine göre, zararın şahsen kendisine yükletilebildiği ölçüde, bu zarardan diğerleriyle birlikte müteselsilen sorumlu olacağı,
6102 sayılı TTK’nın 558/2.maddesinde; şirket genel kurulunun, sorumluluktan ibraya ilişkin kararının, ibranın kapsadığı açıklanan maddi olaylara ilişkin olarak, şirketin, ibraya olumlu oy veren ve ibra kararını bilerek payı iktisap etmiş olan pay sahiplerinin dava hakkını kaldıracağı, diğer pay sahiplerinin dava haklarının ibra tarihinden itibaren altı ay geçmesiyle düşeceği, düzenlemeleri yer almaktadır.
Bilindiği üzere, yasa ve ana sözleşmenin kendilerine yüklediği görevleri gereği gibi yerine getirmeyen şirket yöneticileri bu yüzden oluşan zararlar nedeniyle ortaklığa, ortaklara ve ortaklık alacaklılarına karşı sorumludur. Yönetici aleyhine açılacak sorumluluk davasında asıl dava hakkı ortaklığa aittir. Ancak, zarar gören ortakların da yöneticiler aleyhine dava açma hakkı bulunmaktadır. Yöneticinin, ortaklığın mal varlığını azaltan veya kötüleştiren yasa ve ana sözleşme hükümlerine aykırı davranışları, ortaklar ve alacaklıların da dolaylı zarar görmesine yol açar. Zira, bu tür tasarruflar payları oranında ortakları etkiler. Bir başka deyişle, ortaklığın doğrudan doğruya zarar görmesi, ortakların dolaylı zararı olarak sonuç doğuracaktır. Şirket yöneticisi hakkında ortakların ve şirket alacaklılarının tazminat davası açma hakkını düzenleyen 6102 sayılı TTK’nın 555. maddesi gereğince; şirketin uğradığı zararın tazminini, şirket ve her bir pay sahibinin isteyebilir. Pay sahipleri tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebilecektir.
Somut olayda davacı taraf, davalının 26/01/2021 tarihinde dava dışı …. AŞ’ye yönelik fatura kestiğini, akabinde kestiği faturayı iptal ettiğini, bu iptale rağmen şirkete ait ürünün faturada belirtilen şirket adresine gönderilmek suretiyle şirketin zarara uğratıldığı iddiasıyla işbu davayı açmıştır. Zararın gerçekleştiği iddia olunan tarihte davacı şirket iki ortaklı limited şirket olup, her iki şirket ortağı da şirketi münferiden temsile yetkilidir. Davacının düzenlendikten sonra iptal edildiğini ileri sürdüğü fatura e-fatura niteliğinde olup, elektronik ortamda düzenlenen faturanın şirketi münferiden temsile yetkili şahıslardan birisi ya da vekil tarafından gerçekleştirilmesi mümkündür. Bahsi geçen e-faturanın davalı tarafından düzenlendiği ve iptal edildiğine yönelik bir kayıt ya da belge bulunmamaktadır. Yine iptal edilen faturaya konu malların dava dışı şirkete teslim edildiğine yönelik ambar tesellüm fişinde de davalıya atfen atılmış bir imza bulunmadığı, fatura konusu mal bedelinin davalı tarafça tahsil edildiğine yönelik bir belge ya da kayıt bulunmamaktadır. Davalının ortaklıktan ayrılmasının akabinde kurmuş olduğu yeni şirketi üzerinden davacı şirketin müşterisi olan dava dışı …. şirketine iptal edilen fatura ile yakın tutarda fatura düzenlenmesi de işbu davada davalıya atfedilen şirketi zarara uğratıcı eylemi ispata elverişli değildir. Tespit edilen bu hususlar nazara alındığında davacı şirketin davalının eylemleri ile zarara uğratıldığı iddiasının sübut bulmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
1-Alınması gereken 269,85 TL vekalet ücretinin davacı tarafından peşin olarak yatırılan 450,29 TL’den tenzili sonucu fazla yatırılan 180,44 TL’nin hüküm kesinleştikten sonra talebi halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre takdir olunan 9.200 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 19/07/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır