Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/675 E. 2021/744 K. 12.08.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/675 Esas
KARAR NO : 2021/744

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/08/2021
KARAR TARİHİ : 12/08/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 12/08/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan dosya incelemesi neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalı … ile müvekkili şirket arasında 12.11.2010 tarihinde belirsiz süreli iş sözleşmesi akdedilmiş ve davalının aynı tarihte müvekkili şirkete ait iş yerinde “Üretim Operatörü” olarak işe başlamış olduğunu, müvekkili şirketin bünyesinde Üretim Operatörü olarak geçirdiği 10 yılın ardından kendi talebiyle “Depo ve Sevkiyat” bölümüne geçmiş ve işyerini sebepsiz yere terk etmeden önceki aylarda bu bölümde çalışmış olduğunu, dolayısıyla; uzun yıllar boyunca müvekkili şirkete ait üretim bilgilerini edinen davalının, son aylarda kendi isteğiyle geçiş yaptığı depo ve sevkiyat bölümünde ise müşteri ve ürün detayları ile hangi ürünün hangi müşteriye ne şekilde teslim edileceği ile ilgili bilgilere vakıf olmuş olduğunu, böylelikle davalının, müvekkili şirkete ait üretim ve iş sırlarının tamamına sahip olan ender personellerden biri haline gelmiş olduğunu, görev tanımı gereğince davalının; fabrika içindeki tüm iş akışına, makine parkurlarına, üretim kapasitelerine, çalışan personel bilgilerine, laboratuvar işleyişine, numune test metotlarına, depo ve sevkiyat süreçlerine, müşteri bilgilerine, ürün kodlarına ve reçetelerine hakim olduğunu, müvekkili şirket tarafından; davalıya çalıştığı süre boyunca, her türlü maddi ve manevi destek sağlanmış, vasıfsız olarak girdiği sektörde müvekkili şirketin fabrika içi ve laboratuvarda verdiği onlarca eğitim sayesinde de davalıya vasıflı eleman sıfatı kazandırılmış olduğunu, davalının 14.06.2021 tarihinden itibaren sebepsiz işe gelmemeye başlamış olduğunu, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından İş Hukuku mevzuatına uygun olarak işe davet edilmiş, fakat işçinin işyerine dönmemesi sebebiyle “48” (işverence haklı nedenle fesih) koduyla işten çıkışının gerçekleştirilmiş olduğunu, davalının müvekkili şirket ile iş sözleşmesi devam ederken dava dışı … Plastik ve Kimya Endüstri Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinde sigorta girişi yapıldığının anlaşılmış olduğunu, dava dışı … Plastik ve Kimya Endüstri Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (“… A.Ş.”)’nin 2017 yılında kurulmuş konsantre boya imalatı yapan bir firma olduğunu, tıpkı müvekkili şirket gibi Masterbatch, Addetive ve Kompaund üretimi ve satımı alanlarında faaliyet göstermekte olduğunu, diğer bir deyişle müvekkili şirket ile davalı şirketin rakip firmalar olduğunu, davalı ile müvekkili şirket arasında akdedilmiş olan Rekabet Etmeme ve Gizlilik Sözleşmesinin 2. maddesi uyarınca; davalının, iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra 2 yıl süre ile İstanbul ili sınırları içerisinde Masterbatch, Addetive ve Kompound üretimi, işlenmesi, satış ve pazarlaması veya benzer alanlarda çalışmamayı taahhüt etmiş ve rekabet etmeme yasağına aykırı davranması sonucunda sözleşmenin 4. maddesi uyarınca brüt ücretinin 12 katı cezai şartı ödemeyi kabul etmiş olduğunu, davalının Rekabet Etmeme ve Gizlilik Sözleşmesine ve sadakat ve özen gösterme borcuna aykırı olarak müvekkili şirket ile rakip konumda bulunan şirketle iş sözleşmesi akdetmiş olması sebebiyle cezai şart ödemesinin zorunlu olduğunu, davalının ödemesi gereken cezai şartın tahsili konusunda arabuluculuğa başvurulmuşsa da görüşmelerin olumsuz sonuçlanmış olduğunu beyanla; müvekkili şirketin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.000,00-TL cezai şartın tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı üzerine aidiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DEDİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında akdedilmiş olan Rekabet Etmeme ve Gizlilik Sözleşmesi kapsamında davalı tarafın söz konusu sözleşmeye istinaden rekabet yasağına aykırı davranması nedeniyle sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
6102 Sayılı T.T.K.’nun 4. maddesinin 1. fıkrası 6335 Sayılı Yasanın 1. maddesi ile değiştirilerek ticari davalar her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları, T.T.K.’nun 4. Maddesinin a bendi gereğince T.T.K.’nun dan kaynaklanan davalar, T.T.K.’nun 4. maddesinin b, c, d, e, f bentlerinde sayılan davalar ve diğer özel kanunlarda Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu kararlaştırılan davalar ticari dava olarak Ticaret Mahkemelerinde görülecektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
25/10/2017 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5/1-a maddesinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına iş mahkemelerinde bakılacağının düzenlendiği, 7036 sayılı yasanın, 6102 sayılı TTK’dan sonra yürürlüğe girmiş olmakla TTK’nın 4/1-c maddesindeki düzenlemeyi değiştirdirdiği, özel nitelikte olan ve daha sonra yürürlüğe giren 7036 sayılı yasada iş sözleşmesinin devamı veya sona ermesinden sonra açılan davalar ayırımının yapılmadığı, aksine iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden doğan her türlü uyuşmazlığın iş mahkemelerinde görüleceğinin belirtildiği (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesinin 2021/271 Esas 2021/758 Karar, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinini 2021/1056 Esas 2021/981 Karar sayılı ilamları), eldeki davanın 7036 sayılı yasanın yürürlüğe girmesinden sonra 11/08/2021 tarihinde açılmış olduğu nazara alındığında 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5/1-a maddesine göre iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuki uyuşmazlığın İş Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği, hem yapılan bu açıklamalar hem de bütün bunlardan ayrı olarak ayrıca davacı vekili dava dilekçesinde davalının, müvekkili şirket ile iş sözleşmesi devam ederken dava dışı … Plastik ve Kimya Endüstri Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinde sigorta girişinin yapıldığını beyan etmiş olup buna göre rekabet yasağının ihlal edildiğine yönelik iddiaların iş sözleşmesinin devamı sırasında gerçekleştiğinin anlaşılması sebebiyle somut uyuşmazlığın çözümünde Mahkememizin görevli olmadığı, uyuşmazlığın İş Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği kanaatine varılmakla göreve ilişkin usul kurallarının dava şartı olduğu ve dava şartlarının da kamu düzenine ilişkin olması sebebiyle resen dikkate alınacak hususlardan olduğu, dava şartlarının mevcut olup olmadığı da HMK 115/1 maddesi uyarınca Mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılacağı dikkate alındığında tespit edilen dava şartı noksanlığının sonradan giderilmesi mümkün olmadığından dosya üzerinden yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle HMK’nun 114/1-c, 115 maddeleri gereğince davanın, dava şartı yokluğundan reddine, mahkememizin görevsizliğine dair karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nun 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy İş Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 12/08/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸