Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/650 E. 2023/769 K. 14.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/650 Esas
KARAR NO : 2023/769

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/08/2021
KARAR TARİHİ : 14/07/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/08/2023
Davacı tarafından mahkememize açılan dava dosyasının incelenmesi sonunda;
İSTEM:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 14.09.2020 tarihinde saat 18.15 sıralarında çalıştığı iş yerine ait olan … plakalı kurye motoru ile … Cad. üzerinde ilerlerken … Sokaktan çıkış yapan, kendisine ilk başta yol veren ardından aniden hareket eden, şoförlüğünü …’nun yaptığı … plakalı ..’ya ait aracın çarpmasıyla motorunun devrildiğini, kendisini yere atarak savrulduğunu, o sırada kaza yerinden geçmekte olan bir aracın müvekkilinin alıp …. Hastanesine götürdüğünü, müvekkili ile … isimli şahıs arasında kaza tespit tutanağı tanzim edildiğini, müvekkilinin … Hastanesi’nde yapılmış olan genel adli muayene işlemi sonucunda sağ ayağının kırıldığının tespit edildiğini, ameliyatlar tespit edilerek ameliyatlar ve tedaviler yapıldığını, ayağına platin ve aparatlar takılarak aylarca yatalak durumda kaldığını ve sonrasında kolluklarla yürümek mecburiyetinde kaldığını, yapılan tüm tedavilere rağmen müvekkilinin kaza öncesi sağlığına kavuşamadığını ve halen tedavi görmekte olduğunu, müvekkilinin “….” isimli şirkette evlere servis yapan bir kurye firmasında asgari ücret ile çalışmaktayken kaza geçirdiğini, kaza sonrasında o dönem her ay en az net olarak 2.324,70 TL kazandığı işinden uzak kalması sebebiyle kazanç kaybına uğradığını, ayrıca bu kaza neticesinde ayağında oluşan kalıcı rahatsızlıktan dolayı eski iş gücünü yakalayamayacağını ve ileri kazanç kaybının söz konusu olacağını, müvekkilinin uzunca bir süre trafiğe çıkamamış motora binmekten de korkar hale geldiğini, her motor gördüğünde kazadan dolayı yaşadığı travmayı hatırlayarak ıstırap çektiğini, kaza anına ilişkin sürekli rüyalar gören müvekkilinin psikolojik olarak da bir travma geçirdiğini, geçirmektedir. Ayrıca sunulan raporda da görüleceği üzere müvekkilinin bir sene askerlik yapamayacağını, bu durumun da müvekkilini üzdüğünü, davalılardan … Sigorta A.Ş.’ye yazılı başvuru yapılmış olduğunu ancak zararlarının karşılanmadığını, açıklanan ve izah olunan sebeplerden dolayı müvekkilinin uğramış olduğu 25.000,00TL manevi tazminata hükmedilmesini, oluşmuş ve oluşacak tedavi giderleri için 1.000,00TL, iş göremezlik tazminatı için 1.000,00TL olmak üzere şimdilik toplam 2.000,00TL maddi tazminata hükmedilmesini, mahkeme masraflarının ve ayrı ayrı vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
YANIT:
Davalı …. Şirketi vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf Karayolları Trafik Kanunu gereğince davacı usulü yükümlülüğü olan başvuru şartını eksiksiz olarak yerine getirmeksizin dava açtığından, davanın usulen reddi gerektiğini, davayı kabul manasında olmamak üzere kusur oranının tespiti bakımından dosyanın adli tıp trafik ihtisas dairesine gönderilmesi gerektiğini, davayı kabul manasında olmamak üzere kaza ile davacının sakatlığı arasındaki illiyet bağının ve davacının kazadan kaynaklanan maluliyetinin tespiti bakımından dosyanın adli tıp 3. ihtisas kurumu’na sevk edilmesi gerektiğini, davayı kabul manasında olmamak üzere davacıların talebine konu tedavi süresince ortaya çıkabilecek iş gücü kaybı ve bakıcı giderleri ve diğer tüm giderler tedavi teminatı kapsamında olduğundan, ilgili mevzuat kapsamında sgk tarafından karşılanması gerekli iş bu giderlerden davalı müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davacı tarafın talebine konu tedavi teminatı kapsamında yer alan geçici iş göremezlik, bakıcı gideri ve sair tedavi masraflarından da sgk’nın sorumlu olduğunu, bu nedenle taleplerin reddi gerektiğini, davayı kabul manasında olmamak üzere, davacı tarafça gelire ilişkin belge sunulmaması halinde, tazminatın asgari ücret üzerinden hesap edilmesi gerektiğini,
kabul manasında olmamak üzere tazminat hesaplamasının genel şartlarda belirlenen usul ve esaslara uygun olarak yapılması gerektiğini, davacıların kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubu gerektiğini,
manevi tazminat taleplerinim ise karayoları trafik kanunu ve trafik sigortası genel şartları gereğince teminat dışı kalan hallerden olduğunu, bu nedenle müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, kabul manasında olmamak üzere müvekkili şirketin temerrüt tarihinin ktk hükümleri doğrultusunda belirlenmesi gerektiğini, dava tarihi öncesinde müvekkili şirkete yapılan başvuru geçersiz olduğundan, faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olması gerektiğini, ayrıca faizin yasal faiz olması gerektiğini, açıklanan nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın esastan ve usulden reddini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini iddia ve talep ettiği görülmüştür.
Davalı …. ve … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kazanın meydana geldiği yerle ilgili yollar arasında ana yol/ tali yol ayrımı bulunmadığını, kazanın kontrolsüz kavşakta gerçekleştiğinin kabul edilmesi gerektiğini, buna göre sürücülerin 2918 sayılı KTK m. 57 belirtilen kurallara uyarak sürüşlerine devam etmeleri gerektiğini, Kanunun m.57/c-2 hükmüne göre soldaki aracın sağdan gelen araca geçiş üstünlüğünü vermesi gerektiğini, müvekkilinin kaza tarihinde … sokak istikametinden kavşağa geldiğinde 2918 sayılı KTK m. 57 belirtilen kurallara uyarak öncelikle hızını yavaşlattığını ve kanunun m.57/c-2 hükmüne göre soldaki araç sağdan gelen araca geçiş üstünlüğü vermelidir kuralı uyarınca sol tarafından … Caddesinden gelmekte olan müşteki sürücünün yol vereceğini düşünerek kavşağa giriş yaptığını, ancak müşteki sürücünün öncelikle kavşağa kurallara aykırı olarak hızlı bir şekilde giriş yapmış olduğunu ve sağdan gelen müvekkil sanığın geçiş üstünlüğünü yok sayarak kazanın meydana gelmesine sebebiyet verdiğini, taraflar arasında kazadan sonra tutulan 14.09.2020 tarihli kaza tespit tutanağının 10. Bölümünde bulunan kroki de ve 11. Bölümünde bulunan sürücü görüşleri incelendiğinde kazanın açıklamaları doğrultusunda gerçekleştiğinin kabulünün gerektiğini, bu nedenle davacı tarafın kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğunu, davacının dava dilekçesinin ekinde sunmuş olduğu istirahat raporundan da anlaşılacağı üzere iş bu kazanın bir iş kazası olduğunu, bu nedenle SGK tarafından davacıya tedavi giderleri ve iş göremediği dönem bakımından ödeme yapıldığını, kabul anlamına gelmemekle davacıya SGK tarafından yapılan ödemelerin davacının taleplerinden mahsup edilmesi gerektiğini, ayrıca davacının ileriye dönük kazanç kaybı iddiasına karşılık SGK tarafından herhangi bir ödemenin yapılıp yapılmadığı, maaş bağlanıp bağlanmadığının da sorulmasını talep ettiklerini, manevi tazminata hükmedilmesi halinde miktarının, somut olayın özellikleri, kaza tarihi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, davacının maluliyeti, olayın meydana gelmesindeki etkiler gibi hususlar birlikte değerlendirilerek belirlenmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle bir an için kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin kusuru olduğu kabul edilse dahi davacının talep etmiş olduğu manevi tazminat miktarının çok yüksek olduğunu, davacı tarafça talep ettiği tazminatların olay tarihinden itibaren en yüksek mevduat faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesinin istendiğini, abul anlamına gelmemekle talep edilen faiz oranı ve faiz başlangıç tarihi haksız ve hukuka aykırı olduğunu, açıklanan nedenlerle davanın reddini, yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davacı üzerine yüklenmesine karar verilmesini iddia ve talep ettiği görülmüştür.
KANITLAR VE GEREKÇE:
-Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
-Gerçek kişi tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırma yapılmış, davacının hastane kayıtları, SGK kayıtları, Büyükçekmece …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas …Karar Sayılı dosyası ile tarafların dayandıkları tüm kayıtlar ilgili yerlerden celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
-Büyükçekmece …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas … Karar Sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesinde; sanık … hakkında Taksirle Bir Kişinin Yaralanmasına Neden Olma suçundan iddianame düzenlenerek kovuşturma aşamasına geçildiği, yapılan yargılama neticesinde maddi vakıanın ” olay günü saat 18:15 sıralarında sanık sürücü … sevk ve idaresindeki …. plakalı araç ile …Caddesi üzerinde seyir halinde iken, kaza mahalli olan … Sokak kesişimindeki kavşağa geldiği esnada, seyre göre kavşağın sağ tarafında bulunan … Sokaktan gelip kavşağa giriş yapan katılan sürücü …’un sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet ile çarpışması” şeklinde kabul edildiği, belirlenen ve kabul edilen bu maddi vakıa doğrultusunda sanığın kazanın gerçekleşmesinde kusuru bulunmadığından Ceza Muhakemeler Kanunu 223/2-c (Yüklenen suç açısından failin kast veya taksirinin bulunmaması) maddesi gereğince beraatine karar verildiği, verilen bu kararın istinaf incelemesinden geçerek 31/01/2023 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
-Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. ve 5. maddeleri gereğince görev kurallarına; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 5 vd. maddelerinde belirtilen yetki kurallarına uygun olarak görevli ve yetkili Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmıştır.
-818 sayılı Borçlar Kanunun haksız fiili düzenleyen 41. maddesi: “Gerek kasten ihmal ve teseyyüp yahut tedbirsizlik haksız bir suretle diğer kimseye bir zarar ika eden şahıs, o zararın tazminine mecburdur..” şeklindedir.
-Bu maddenin karşılığı 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. Maddesidir. Bu madde hükmü ise şu şekildedir. “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür” Buna göre bir kişi kusurlu ve hukuka aykırı bir eylemle (kasten, ihmal ederek, tedbirsiz davranarak) bir başkasını zarara uğratırsa zarar tazmini ile yükümlüdür. Zararın türü maddi ve manevi olabilir.
-6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74.(818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 53.) maddesi hükmü uyarınca, hukuk hakimi kesinleşen ceza mahkemesi kararındaki maddi olgu ile bağlıdır. Ceza Mahkemesi kendine has usuli olanakları nedeniyle hükme esas aldığı maddi olayların varlığını saptamada daha geniş yetkilere sahiptir. Bu nedenle, hukuk hakiminin, ceza hakiminin fiilin hukuka aykırılığını ve illiyet bağını saptayan maddi vakıa konusundaki kabulü ile ve kabul ettiği olayın gerçekleşme şekli, diğer bir deyişle maddi vakıanın kabulü konusunda kesinleşmiş olan mahkumiyet veya maddi vakıa tespiti yapan beraat hükmü ile bağlı olacağı kökleşmiş yargı içtihatlarıyla benimsenmiş bulunmaktadır.
-Buna göre yapılan ceza yargılamasında maddi vakıanın ” olay günü saat 18:15 sıralarında sanık sürücü … doğdu sevk ve idaresindeki …. plakalı araç ile … Caddesi üzerinde seyir halinde iken, kaza mahalli olan … Sokak kesişimindeki kavşağa geldiği esnada, seyre göre kavşağın sağ tarafında bulunan … Sokaktan gelip kavşağa giriş yapan katılan sürücü …’un sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet ile çarpışması” şeklinde gerçekleştiği kabul edilmiş, kesinleşen hüküm ile birlikte dava konusu kazanın belirtildiği şekilde gerçekleştiği sabit hale gelmiştir.
-Mahkememiz dosyasındaki talepler yönünden, ceza dosyası ile kesin hale gelen maddi vakıa bağlayıcı olup, iş bu yargılamada ancak kesinleşen maddi vakıa doğrultusunda kusur tartışması yapılabilecektir.
-Ve fakat alınan Adli Tıp Kurumu raporlarına göre ve Mahkememizce yapılan değerlendirmeye göre davacı sürücü ….’un sevk ve idaresindeki motosiklet ile seyir halinde iken, kaza mahalli kavşaktan dönüş yapmadan önce, sol tarafındaki araç trafiğini yeterince kontrol etmesi, mevcut hızını asgari azaltması, ilk geçiş hakkını kavşaktan düz devam etmek isteyen davalı sürücüye vermesi gerekirken bu hususlara riayet etmediği, bu nedenle kazanın gerçekleşmesinde kusurun tamamen davacıya ait olduğu, davalı sürücü ….’ya atfedilebilecek bir kusurun mevcut olmadığı Mahkememizce kabul edilmiştir.
-Her ne kadar davacı tarafça ceza dosyası, mevcut dosyada alınan bilirkişi raporları ve kaza tespit tutanağı arasındaki çelişkilerin giderilmesi ve kazanın oluş şeklinin tespit edilmesi için tanıkların dinlenmesi ve keşif yapılması talep edilmiş ise da talep edilen hususların kesinleşen maddi vakıa üzerinden değişiklik yapılmasını mümkün kılmadığı, yukarıda da belirtildiği üzere kesinleşen maddi vakıa karşısında Mahkememizce yalnızca kusur oranları yönünden değerlendirme yapılabileceği, davacının keşif ve tanık dinletme taleplerinin bu nedenle sonuca etki etmeyeceği anlaşıldığından taleplerin reddine karar vermek gerkemiştir.
-Buna göre davacı sürücünün davanın gerçekleşmesinde kusurlu olduğu, davalı sürücünün kusurunun, taksirinin veya ihmalinin bulunmadığı sabit olduğundan haksız fiil şartlarının gerçekleşmediği, davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin yerinde olmadığı kanaatine varılmış, davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİ ile;
2-Maddi tazminat talebi yönünden Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL karar ve ilam harcının peşin olarak yatırılan 461,10-TL peşin harçtan mahsubuna,
3-Manevi tazminat talebi yönünden Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL karar ve ilam harcının peşin olarak yatırılan 461,10-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 78,60 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına
4-Reddine karar verilen maddi tazminat miktarı yönünden davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ ne göre hesap edilen 2.000,00-TL tek vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Reddine karar verilen manevi tazminat miktarı yönünden davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesap edilen 9.200,00-TL tek vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Davacılar tarafından yargılama süresince sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalılar tarafından yargılama süresince sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Bakiye gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa derhal iadesine,
9-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Bakırköy Arabuluculuk bürosunun … numaralı arabuluculuk dosyasında Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dair; tebliğden itibaren İKİ HAFTA içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalılar Doğukan Aydoğdu ile İsmail Aydoğdu’nun e-duruşma ortamında yüzlerine karşı, diğerlerinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/07/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır