Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/65 E. 2023/376 K. 18.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/65 Esas
KARAR NO : 2023/376

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/01/2021
KARAR TARİHİ : 18/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 25 yıldır küresel havayolu taşımacılığı, denizyolu taşımacılığı, karayolu taşımacılığı, proje taşımacılığı alanlarında hizmet veren her yıl 2.000.000 tondan fazla yükleme organize eden, dünya çapında profesyonel iş ortakları ile işbirliği içinde olan Türkiye’de sektörün lider şirketlerinden olduğunu, davalı …..’ın, müvekkili şirkette 07.02.2012-22.05.2020 tarihleri arasında hava taşıma müdürü olarak çalışmış olup iş akdinin davalının istifa etmesi ile sona ermiş olduğunu, davalı …, müvekkili şirketten ilişiği kesilir kesilmez diğer davalı …. Ulus.Taş. A.Ş.’ye ortak olarak geçmiş ve müvekkili şirkette birlikte çalıştığı arkadaşlarından 4 tanesini daha ( …., …., …., …. ) zaman içinde yanına almış, haksız rekabet teşkil eden eylemlerde bulunmuş, davalının müvekkili şirketten 22.05.2020 tarihinde ayrılmış, müvekkili şirketten ayrıldıktan sonra …. Uluslararası Taşımacılık Hizmetleri A.Ş. (…. Mah. …. Cad. A Blok No:…. Esenler/İstanbul) isimli şirkete ortak olduğunu, diğer ortaklarının ise müvekkili şirketten kısa bir süre önce ayrılan eski çalışanlar olduğunu, davalının ortak olduğu şirketin müvekkili şirketle aynı alanda faaliyet göstermekte olup davalı … müvekkil şirketten ayrılır ayrılmaz müvekkili şirketin eski çalışanları ile rakip şirkete ortak olduğunu, aslında bu şirketin davalı ….’in halen müvekkili şirkette çalışırken arkadaşları tarafından kurulmuş, ayrılır ayrılmaz da tüm ortakları müvekkili şirketin eski çalışanları olan bu şirkete ortak olmuşlar hatta müvekkili şirketle aynı bölgede ofis tutmuş olduklarını, davalının müvekkili şirketin müşterileri ile iletişime geçmiş, yeni kurdukları şirket ile çalışmalarını teklif etmiş olduğunu, davalının müvekkili şirketten ayrılıp yeni şirkete ortak olduktan sonra müvekkili şirketin müşterileri ile iletişime geçmiş, kendisi ile çalışması için mailler atmış, müşterilere telefon açmış olduğunu, davalı … mail attığı müşterilerin, müvekkili şirketin yurtdışında uzun yıllardır çalıştığı acenteleri olduğunu, davalının müvekkili şirketten ayrıldıktan sonra acentelere mesaj atmasının TTK 54 uyarınca haksız rekabet teşkil etmekte, TTK 55 de sayılan fiillere girmekte olduğunu, davalıların bu davranışlarının, müvekkili şirketin sözleşme ilişkisi içinde bulunduğu müşterileri bu sözleşmeye aykırı davranmaya yöneltip kendisi ile sözleşme yapılmasını sağlamak amacı taşımakta olduğunu, bu eylemlerin haksız rekabet teşkil etmesi için müşterilerin sözleşmeye aykırı davranması şart olmayıp, davalının sözleşmeye aykırı davranmaya yöneltmesinin yeterli olduğunu, davalının müvekkili şirketin eski çalışanları ile birlikte şirket kurmuş ve müvekkili şirket çalışanlarına iş teklif etmiş olduğunu, davalının hem müvekkili şirketin eski çalışanları ile birlikte yeni şirket kurmuş, hem de müvekkili şirkette hali hazırda uzun yıllardır çalışmakta olan tecrübeli işçilerine işten ayrılmalarını, yeni kurdukları şirkette çalışmalarını teklif etmiş, davalının iş teklif ettiği birtakım çalışanın ise işi bırakıp davalı ile çalışmaya başlamış olduğunu, davalı … müvekkili şirketin işçilerini, kendi yararına olarak iş akdinden doğan sadakat yükümlülüklerine aykırı davranmaya yöneltmiş, davalının amacının, sektörde uzun yıllardır faaliyet gösteren müvekkili şirketin çalışma, ücret, müşteri politikalarına hakim olan işçileri kendi bünyesine alıp bu kişiler sayesinde müvekkili şirketin tecrübesi ve portföyünden yararlanmakta olduğunu, davalı şirketin, müvekkili şirketin 5 çalışanını bünyesine katmış ve müvekkilinin ekonomik menfaatlerini doğrudan hedef alacak bir fiyat politikası ile müşterilerine zahmetsiz ve doğrudan ulaşmayı hedeflemekte olduğunu, davalının hedefinin tek başına yetişmiş personel almanın yanında müvekkili şirketin müşterilerine doğrudan ve kısa yoldan ulaşmayı da hedeflemek olduğunu, çalışanların ayrılması sonucu, davacının aynı bilgi ve tecrübede müşterileriyle aynı veya daha iyi ilişki kurabilen yeni çalışanlar ikame etmesinin kolay olmayacak ve olmamış olduğunu, yeni çalışanların eğitilmesi ve eski çalışanların müşterileri ayartmaya çalışması nedeniyle bu durumun müvekkili şirkete ek maliyet olarak dönmekte olduğunu, davalı şirkete zaman içinde kademeli olarak geçen 5 çalışanın tüm müşteri dataylarını yanlarında götürmeleri sonucunda müvekkili şirket açısından önemli ölçüde zarar ortaya çıkacak olduğunu, eski çalışanın sadece kendisinin değil, aynı zamanda başka bir üçüncü kişinin rekabet kabiliyetini arttırmaya yönelik, destekler eylemlerinin de haksız rekabeti belirleyen, ekonomik rekabeti etkileyen eylemler olduğunu, burada eski çalışanların birden ayrılmamış, kademeli ve zaman içinde ayrılmış olduğunu, çalışanların davalı şirketçe vaadlerle kandırılmış ve müşteri portföyü, fiyat politikası, şirket yazışmaları, şirket bilgileri vb. gibi tüm müvekkili şirketin ticari sırlarını davalı şirkete taşımış olduklarını, müvekkili şirketin maddi ve manevi zarara uğramış olduğunu, müvekkili şirketin itibarının zedelenmiş olduğunu, davalının haksız fiil teşkil eden davranışlarının müvekkili şirketin kişisel çıkarlarında eksilme yaratmış, tüzel kişiliğin haklarından olan isim, şeref, onur ve itibarını zedelemiş olduğunu, arabuluculuk görüşmelerinin anlaşmama ile sonuçlanmış olduğunu beyanla; davanın kabulüne, davalının haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin tespitine, haksız rekabetin men’ine ve fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 100.000.-TL maddi tazminat ile 50.000.-TL manevi tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ….. vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının arz etmiş olduğu dava dilekçesiyle; davacı firmanın uluslararası hava, deniz, kara ve proje taşımacılığı yaptığını, davalı müvekkilinin ise “davacı firmayla ilişiği kesilir kesilmez diğer davalı …. Ulus. Taş. A.Ş.’ye ortak olarak geçtiğini, müvekkili şirkette birlikte çalıştığı arkadaşlarından 4 tanesini zaman içinde yanına alarak haksız rekabet teşkil eden eylemlerde bulunduğunu” iddia etmiş olduğunu, davalı müvekkili …..’ın iddia edildiği gibi …. Ulaştırmadan 22.05.2020 tarihinde ayrılır ayrılmaz …. A.Ş:’ye ortak olarak geçmemiş, birçok firmayla iş görüşmesi yapmış, kısa süreli deneme çalışmaları yapmış olsa da söz konusu iş ilişkileri tatmin etmeyince, uzun süre çalışabileceği bir firma aramış ancak umduğu gibi bir firmada bulamayınca, kendisine gelen teklif üzerine aylar sonra 2020 yılı EKİM ayında davalı …. A.Ş.’de çalışmaya başlamış olduğunu, davacı firmanın 2018 yılından itibaren şirket yönetiminin yanlış kararları nedeniyle birçok çalışanını işten çıkardığı gibi bir kısım çalışanının da işten ayrılıp başka firmalarda çalışmalarına sebep olmuş, bu durumun davacının SGK kayıtlarının celbiyle de görülebilecek olduğunu, davalı müvekkilinin tamamını hatırlamamakla birlikte bildiği kadarıyla …., …., …., …., …., …., …., …., …., …., …., …., …., …., …., ….., …., …., …., …., …., …., …. gibi çalışanlarını yanlış politikaları nedeniyle ya işten çıkarmış yada çıkmak zorunda bırakılmış olduğunu, davacı firmanın …., …. gibi çalışanlarını da ücretsiz izne çıkarmak suretiyle istifaya zorlayarak mağdur etmiş olduğunu, bu durumda olan çalışanların da geçim derdi nedeniyle bir iki ay bekledikten sonra iş arama mecburiyetinde kalmış olduklarını, işten çıkarılanlar veya çıkmak zorunda kalan çalışanlarında hayatın olağan akışına uygun olarak bildikleri iş sektöründe faaliyet gösteren firmalarda iş bularak çalışmış olduklarını, isimleri yazılı olan davacı firma çalışanlarından hiç birini davacının iddia ettiği gibi davalı müvekkilinin yönlendirmemiş veya …. A.Ş.’ye geçip çalışmaya başlamamış olduklarını, bir kısmının …. lojistik A.Ş.’ye bir kısmının da ….., …. Ltd. Şti. … Lojistik A.Ş. gibi firmalarda çalışmaya başlamış olduklarını, ismini hatırlayamadığı birçok kişinin de başka firmalarda çalışmaya başlamış olduklarını, ….’un, mesleğe bizzat meslek üniversitesinde mezun olarak başlamış, Türkiye’nin tanınmış firmalarından olan …. Lojistik A.Ş. – …. ltd. Şti. Gibi şirketlerde çalışmış bilahare de kendi kurmuş olduğu … Lojistik Ltd. Şti.’ye yoluna devam etmiş olduğunu, daha sonra ise uzun bir süre yurtdışındaki firmalarda çalışmaya devam ederek en son …. A.Ş:’ye geri dönmüş olduğunu, bu firmadan da ayrıldıktan sonra davalı …. A. Ş. unvanlı firmada hissedar yöneticisi olarak çalışmaya başlamış olduğunu, ….’un profili, eğitimi yurt için yurt dışı tecrübesi ve uzun süre sektörde bulunması nedeniyle, haksız rekabete ihtiyaç duymadan yöneticilik yapacak nitelik ve potansiyele sahip olduğunu, … ‘in iddia edildiği gibi diğer davalılarla birlikte davalı firmaya geçmemiş, davacı firmadan çok önce ayrıldıktan sonra …. Ltd Şti’ye dahil muhtelif firmalardan çalıştıktan sonra, 2020 yılının sonlarında davalı firmada yönetici ortak olarak çalışmaya başlamış olduğunu, davacının iddia edildiği gibi ….’ın, davacı firmadan ayrılıp, …. A.Ş.’ye geçmemiş, ….’ın davacı firmadan ayrıldıktan sonra çalıştığı ….. Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketinden ayrılıp diğer davalı …. A.Ş.’de ofis elemanı olarak çalışmaya başlamış olduğunu, ….’un ise davalı müvekkili …..’dan önce 01.07.2020 tarihinde kendisi iş ararken çalışmaya başladığından, şahsın firmada çalıştığını davalı müvekkili …..’ın çok sonradan öğrenmiş olduğunu, …. ile ….’un ise …. A.Ş. Dışında birçok firmada çalışmak istemişse de anlaşamaması üzerine …. A.Ş.de çalışmaya başlamış olduğunu, her işten ayrılanın ailesini geçindirmek için çalışmak mecburiyetinde olması nedeniyle muhtelif firmalarda çalışmaya başladığı gibi birkaç kişinin davalı müvekkilinden önce ve bağımsız olarak davalı firmada da çalışmaya başlamış olmasının kişi açısından Anayasal bir hak olduğu gibi hayatın olağan akışına uygun olduğu gibi bir davranış olduğunu, ismi geçen kişilerin de pozisyon ve bilgileri de haksız rekabete konu olabilecek bir durumları da bulunmadığını, davalı …. A.Ş. firmasında çalışan kişi sayısı 47 olup, bunların % 99’unun davacı firmadan geçmemiş olduğu gibi ilgisi de bulunmadığını, sonuç olarak davacı tarafın gerçeklikten uzak iddialarla davalı müvekkili hakkında haksız ithamlarda bulunmakta olduğunu, davacı tarafın, hava ve deniz aracı olmadan hava ve deniz yolu taşımacılığını forwarder olarak icra etmekte olduğunu, uluslararası taşıma sektörünün ana aktörlerinin kabaca; sektörde yük sahibi olan taşıtanlar, yükü taşıyacak olan hava ve deniz taşıtı olan taşıyanlar ve taşıma işlerini organize edip taşıma hizmetlerini forwarder gerçekleştirenlerden oluşmakta olduğunu, yukarıda yer alan 3 unsur ile ara faktörlerin tümünün faaliyetlerini esas olarak küresel internet ortamında herkesin bildiği ve gizli özel hiçbir özelliği olmayan, sektördeki her firmanın da dahil olduğu “NETWORK “ İLETİŞİM AĞI olarak tanımlanan bir çok site bulunmakta olduğunu, piyasada çalışan tüm firmalarında bu siteler üzerinde serbest piyasa olarak çalışmakta olduklarını, bu nedenle özellikle “Forwarder” çalışanların münhasır acenteleri olmadığından kendi aralarında haksız rekabet etme ihtimali de bulunmadığını, davacının delillerini arz ederken, öncelikle münhasıran acentesi olduğunu iddia ettiği firmalara ilişkin acentelik sözleşmesini arz etmesi gerekirken bunu arz etmemiş olduğunu, bu olmazsa bile davacı tarafın belli bir fiyata ve servis şartlarına bağlı sözleşmeli müşterilerinin kimler oluğunu ve özel gizil çalışma şeklini ortaya koyarak, davalı müvekkil …..’ın hangi fiiliyle, kimlerle, nasıl bir haksız rekabet fiilini işlediğini de ortaya koyması gerektiğini, davacı tarafın mevcutta çalıştığı müşterilerin çoğunluğunun, herkesin bildiği iletişim ağları üzerinde … üzerinde bulunan piyasa müşterisi olup, serbest piyasa kuralları gereğince spot olarak çalışmakta olduklarını, maldı ki, davacı ile davalı firmanın çok farklı müşteriler ile çalıştığının da yargılama sürecinde görülecek olduğunu, kaldı ki, münferiden aynı Müşteriler ile çalışılmış olmasının da iş bu sektör yönünden tek başına haksız rekabet kapsamında değerlendirilmesinin de mümkün olmadığını, bu durumda haksız rekabete konu olan çalışmanın usul ve esasının da davacı tarafından delilleriyle birlikte açıkça ortaya konulması gerektiğini, her iki firmanın da özel bir hizmet sözleşmesi olmayan müşterilerin farklı firmalarla çalışmasının zaten kaçınılmaz olduğunu, davacı tarafın dava dilekçesinde delil olarak sunduğu “…” isimli firma … (….) Uluslararası Lojistik firmalarının üye olduğu bir SOSYAL NETWORK İLETİŞİM AĞI ÜYESİ olduğunu, herkesin ulaşabileceği ve bildiği bir internet sitesi üyesi olduğunu, Uluslararası nakiye piyasasında FORWARDER çalışan firmaların fiilen taşımayı gerçekleştirecek partnerleri arasında “…” (Özel Acente Anlaşması)veya “….” ( Özel Olmayan Acente Anlaşması) olmak üzere iki anlaşma modeli bulunduğunu, … ( Özel Acente Anlaşması ) sözleşmelerin amacının 2 firmanın da bulunduğu ülkelerde farklı bir nakliyeci / partner ile ÇALIŞMAMASINI sağlamak amacıyla imzalanan sözleşmeler olduğunu, …. ( Özel Olmayan Acente Anlaşması) sözleşmelerin amacının ise sadece operasyonel ve ödeme şartlarının belirlendiği herkese açık çalışma biçimi ve sözleşmeleri olduğunu, sözleşmenin taraflarının birbirinden bağımsız olarak istediği nakliyeci / partner ile ilave sözleşme ya da iş ilişkisinde bulunabileceğini, davacı tarafın bahsettiği “….“ isimli firmada piyasada (davacı firmayla — özel acente sözleşmesi olmadan ) tanıdığı bildiği veya internetten kendisine ulaşan her firmayla serbest çalışan bir firma olduğunu, davacının davalı müvekkilinin mail attığı müşterilerin, davacı tarafın uzun yıllardır çalıştığı acenteleri olduğu iddiasının da doğru olmadığını, davalı müvekkilinin davacının özel acentesi olan hiçbir firmayla haksız rekabete konu olacak bir ilişkiye girmemiş olduğunu, davacının özel acentesi olan firmanın zaten böyle bir rekabete de yol vermesinin de mümkün olmadığını, bu firmaların Türkiye’de başka nakliyeciler ile çalışmaya devam ettiği ya da çalışabileceğinden ve ilgili firmaların farklı lojistik sosyal networklerine üye olduklarından dolayı birkaç acentenin denk gelmesinin haksız rekabeti teşkil edecek bir davranış olmadığını, davacı tarafın belli bir fiyata ve servis şartlarına bağlı sözleşmeli müşterileri kimlerdir, davalı tarafın bu firmalarda ne zaman hangi yük ve firma için işlem yaptığına ilişkin hiçbir delil sunmamış olduğunu, …. Ulaştırmanın mevcutta çalıştığı müşterilerin çoğunluğunun piyasa müşterisi olup, müşterilerin kendi satın alma kuralları gereğince spot olarak birden fazla nakliyeciden yükleme başına fiyat teklifi alıp uygun olan teklifi veren nakliyeci ile yüklerini organize ettirmekte olduklarını, serbest piyasa koşullarında belli bir fiyat ve servis şartlarında özel bir hizmet sözleşmesi olmayan müşterilerin farklı farklı Nakliyeciler ile çalışmasınnı zaten kaçınılmaz olduğunu, davacı tarafın, davalı müvekkilinin davacı şitkette tecrübeli işçilerine işten ayrılmalarını, yeni kurdukları şirkette çalışmalarını teklif ettiği iddiasının da doğru olmadığını, diğer davalı …. A.Ş. firmasının istihdam ettiği 47 çalışanında 3 veya 4’ünün ayrı ayrı zamanlarda ve bizzat kendi başvurusuyla çalışmaya başlamasından hareketle hiçbir somut delil ileri sürülmeden doğrudan haksız rekabet sonucunu doğuracağı iddiasını kabul etmenin mümkün olmadığını, davacı firmada çok önceden çalışmış olup, davalı firmaya gelen az sayıdaki kişinin davacı firmada satış ve pazarlama uzmanı gibi davacı firmada iddiaya yönelik bir statüleri bulunmayıp, düz ofis operasyon kısmında çalışanlar olmaları itibariyle davacı tarafın davacı firma pozisyonları, şirketin çalışma, ücret, müşteri politikalarına hâkim olan işçileri olduğu yönündeki abartılı iddialarının da doğru olmadığını, çalışan kişilerin tüm lojistik firmalarının kullanmakta olduğu bilgisayar, telefon üzerinden işlerini takip etmekte olup, bir birinden farklı bir durum bulunmadığını, …. A.Ş.’nin çalışanlarının almış olduğu gerçek maaş üzerinde sigorta primlerini ödemekte, primli çalışması halinde primleri de yasalara uygun ödemekte tüm yükümlülüklerini yerine getirdiği içinde çalışanlar tarafından tercih edilmesi haksız rekabetten ziyade firmanın Avrupai çalışma prensiplerinin bir sonucu olduğunu, uluslararası nakliye piyasasında davacının iddia ettiği gibi sabit bir fiyat, yük, rota veya müşteri bulunmadığı gibi nakliye konusu olan emtia, fiyat ve diğer hususları belirleyen bir merci de bulunmadığını, davacının iddialarına göre davalı müvekkilinin açıklamış olduğu “ sabit fiyat, sözleşme” hususlarını delilleriyle ispatlamakla mükellef olduğunu, Uluslararası forwarder nakliye piyasasında önceden belirlenen sabit bir fiyat, yük, taşıma rotası vs gibi piyasa bulunmayıp, anlık yüke, taşıyana, rotasına bağlı olarak ANLIK SPOT PİYASA hükümleri bulunduğunda iş takibi, yaratıcılık, çalışan memnuniyeti ve kişisel performansı önem kazanmakta olduğunu, davacı tarafın çalışanlarının kaybının davacı firma için bir know haw kaybı olduğundan hareketle bu yönden de haksız rekabet yapıldığı iddiasının da somut olayda gerçek dışı olduğunu, öncelikle çalışanlarının iş koşullarını, iş ilişkişi vs gibi nedenlerle çalışanını memnun edip, korumasının davacının yükümlülüğünde olduğunu, davacı tarafın, düşük maaş, ücretsiz izin, kısa dönem çalışması uygulamasından faydalanmasına rağmen, çalışanını normal ve daha ağır şartlarda çalıştırma, hafta sonu tatillerine uymama, fazla mesai ücretlerini vermeme, asgari geçim indirimi ile düşük bedelde sigortalama, başarı primlerini vermeme, düşük ücrette sigortalama gibi nedenlerle çalışanların davacı firmadan ayrılmasının doğal sebepleri olduğundan, bu nedenle işten çıkan personelin haksız rekabete konu olacağı iddiasının kötü niyetli bir iddia olduğunu, nitekim bu nedenle birçok çalışan işten ayrılmış olduğu gibi davacı firmayla davalık olan çalışanlarda bulunduğunu, davalı müvekkilinin, münhasıran davacı tarafa yönelik olarak, haksız rekabet yaratacak bir davra etmiş olduğunu, davalı müvekkili firma …. A.Ş.’nin 2020 yılının başlarında …. tarafından kurularak faaliyetine başlamış, diğer davalı …..’ın da iddia edildiği gibi …. Ulaştırmadan 22.05.2020 tarihinde ayrılır ayrılmaz …. A.Ş.’ye ortak olarak geçmemiş, birçok firmayla iş görüşmesi yapmış, kısa süreli deneme çalışmaları yapmış olsa da söz konusu iş ilişkileri tatmin etmeyince, uzun süre çalışabileceği bir firma aramış ancak umduğu gibi bir firma da bulamayınca, kendisine gelen teklif üzerine aylar sonra 2020 yılı EKİM ayında davalı …. A.Ş.’de çalışmaya başlamış olduğunu, davacı firmanın 2018 yılından itibaren şirket yönetiminin yanlış kararları nedeniyle birçok çalışanını işten çıkardığı gibi bir kısım çalışanının da işten ayrılıp başka firmalarda çalışmalarına sebep olduğunu, bu durumun davacının SGK kayıtlarıyla görülebilecek olduğunu, diğer davalı …..’ın dilekçesinde de belirttiği gibi …., …., …., …., …., …., …., …., …., …., …., …., …., …., ….., …., …., …., …., …., …., …., …. gibi isimlerin yanında birçok kişinin daha davacı firmadan çıkarılmış veya çıkmak zorunda bırakılmış olduklarını, davacı firmanın …., …. gibi isimlerini bilmedikleri bir çok çalışanlarını da ücretsiz izne çıkarmak suretiyle istifaya zorlayarak mağdur etmiş olduğunu, bu durumda olan çalışanların da geçim derdi nedeniyle bir iki ay bekledikten sonra iş arama mecburiyetinde kalmış olduklarını, işten çıkarılanlar veya çıkmak zorunda kalan çalışanlarında hayatın olağan akışına uygun olarak bildikleri iş sektöründe faaliyet gösteren firmalarda iş bularak çalışmış olduklarını, yukarıda isimleri yazılı olan davacı firma çalışanlarından hiç birinin davacının iddia ettiği gibi davalı müvekkilini yönlendirmemiş veya …. A. Ş. ye geçip çalışmaya başlamamış olduğunu, bir kısmının …. Lojistik A. Ş. de bir kısmının da ….., ….Ltd. Şti. ….. A. Ş. gibi firmalarda çalışmaya başlamış olduklarını, ismini hatırlayamadıkları birçok kişinin de başka firmalarda çalışmaya başlamış olduğunu, ….’un, mesleğe bizzat meslek üniversitesinde mezun olarak başlamış, Türkiye’nin tanınmış firmalarından olan …. A.Ş. – ….Şti gibi şirketlerde çalışmış bilahare de kendi kurmuş olduğu … Lojistik Ltd Şti’yle yoluna devam etmiş, daha sonra ise uzun bir süre yurtdışındaki firmalarda çalışmaya devam ederek en son …. A. Ş. ye geri dönmüş olduğunu, bu firmadan da ayrıldıktan sonra davalı …. A.Ş. unvanlı firmada hissedar yöneticisi olarak çalışmaya başlamış olduğunu, ….’un sektörde 30 yıllık profili, eğitimi yurt için yurt dışı tecrübesi ve uzun süre sektörde bulunması nedeniyle, haksız rekabete ihtiyaç duymadan yöneticilik yapacak nitelik ve potansiyele sahip olduğunu, davalı müvekkili firmanın …. tarafından kurulmuş, uzun yıllar yurt içi ve yurt dışında hava deniz taşımacılığı yapmış olan …. tarafından %40 hisse devriyle yönetim kurulu başkanı olarak hava ve deniz yolu taşımacılığını forwarder olarak icra etmekte olduğunu, ….’in iddia edildiği gibi diğer davalılarla birlikte davalı firmaya geçmemiş, davacı firmadan çok önce ayrıldıktan sonra …. Şti’ye dahil muhtelif firmalarda çalıştıktan sonra, 2020 yılının sonlarında davalı firmada yönetici ortak olarak çalışmaya başlamış olduğunu, davacının iddia edildiği gibi ….’ın, davacı firmadan ayrılıp, …. A.Ş.’ye geçmemiş, ….’ın davacı firmadan ayrıldıktan sonra çalıştığı …. Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketinden ayrılıp diğer davalı …. A.Ş de ofis elemanı olarak çalışmaya başlamış olduğunu, ….’un ise davalı müvekkili …..’dan önce 01.07.2020 tarihinde kendisi iş ararken çalışmaya başladığından, şahsın firmada çalıştığını davalı müvekkili …..’ın çok sonradan öğrenmiş olduğunu, …. ile ….’un ise …. A. Ş. dışında birçok firmada çalışmak istemişse de anlaşamaması üzerine …. A.Ş’de çalışmaya başlamış olduğunu, her işten ayrılanın ailesini geçindirmek için çalışmak mecburiyetinde olması nedeniyle muhtelif firmalarda çalışmaya başladığı gibi birkaç kişinin davalı müvekkilinden önce ve bağımsız olarak davalı firmada da çalışmaya başlamış olmasının kişi açısından Anayasal bir hak olduğu gibi hayatın olağan akışına uygun bir davranış olduğunu, ismi geçen kişilerin de pozisyon ve bilgilerinin de haksız rekabete konu olabilecek bir durumları da bulunmadığını, davalı …. A.Ş. firmasında çalışan sayısı 47 olup, bunların %99unun davacı firmadan geçmemiş olduğu gibi çalışanların faaliyet alanının davacı firma faaliyet alanıyla da ilgisi de bulunmadığını, sonuç olarak davacı tarafın, gerçeklikten uzak, soyut iddialarla davalı müvekkili hakkında haksız ithamlarda bulunmakta olduğunu, davalı müvekkili firmanın …. tarafından kurulmuş, uzun yıllar yurt içi ve yurt dışında hava deniz taşımacılığı yapmış olan …. tarafından %40 hisse devriyle yönetim kurulu başkanı olarak hava ve deniz yolu taşımacılığını forwarder olarak icra etmekte olduğunu, davalı müvekkili firmanın diğer Forwarder olarak faaliyetlerini küresel internet ortamında herkesin bildiği ve gizli özel hiçbir özelliği olmayan birçok “NETWORK “ İLETİŞİM AĞI üzerinden serbest piyasa olarak çalışmakta olduğunu, uluslararası taşıma sektörünün ana aktörlerini kabaca; sektörde yük sahibi olan taşıtanlar, yükü taşıyacak olan hava ve deniz taşıtı olan taşıyanlar ve taşıma işlerini organize edip taşıma hizmetlerini forwarder gerçekleştirenlerden oluşmakta olduğunu, yukarıda yer alan 3 unsur ile ara faktörlerin tümünün faaliyetlerini esas olarak küresel internet ortamında herkesin bildiği ve gizli özel hiçbir özelliği olmayan, sektördeki her firmanın da dahil olduğu “NETWORK “ İLETİŞİM AĞI olarak tanımlanan bir çok site bulunduğunu, piyasada çalışan tüm firmalarında bu siteler üzerinde serbest piyasa olarak çalışmakta olduklarını, bu nedenle özellikle “FORWARDER” çalışanların münhasır acenteleri olmadığından kendi aralarında haksız rekabet etme ihtimali de bulunmadığını, davacının delillerini arz ederken, öncelikle münhasıran acentesi olduğunu iddia ettiği firmalara ilişkin acentelik sözleşmesini arz etmesi gerekirken bunu arz etmemiş olduğunu, bu olmazsa bile davacı tarafın belli bir fiyata ve servis şartlarına bağlı sözleşmeli müşterilerinin kimler olduğunu ve özel gizil çalışma şeklini ortaya koyarak, davalı müvekkili firmanın nasıl ve kimlerle haksız rekabet fiilini işlediğini de ortaya koyması gerektiğini, davacı tarafın mevcutta çalıştığı müşterilerin çoğunluğunun, herkesin bildiği iletişim ağları üzerinde …. üzerinde bulunan piyasa müşterisi olup, serbest piyasa kuralları gereğince spot olarak çalışmakta olduklarını, kaldı ki, davacı ile davalı firmanın çok farklı müşteriler ile çalıştığının da yargılama sürecinde görülecek olduğunu, kaldı ki, münferiden aynı müşteriler ile çalışılmış olmasının da iş bu sektör yönünden tek başına haksız rekabet kapsamında değerlendirilmesinin de mümkün olmadığını, bu durumda haksız rekabete konu olan çalışmanın usul ve esasının da davacı tarafından delilleriyle birlikte açıkça ortaya konulması gerektiğini, her iki firmanın da özel bir hizmet sözleşmesi olmayan müşterilerin farklı firmalarla çalışmasının zaten kaçınılmaz olduğunu, davacı tarafın dava dilekçesinde delil olarak sunduğu “…..” isimli firmanın …. (….) Uluslararası Lojistik firmalarının üye olduğu bir sosyal NETWORK iletişim ağı üyesi olduğunu, herkesin ulaşabileceği ve bildiği bir internet sitesi üyesi olduğunu, öncelikle ilgili mailin davalı müvekkili firmanın bir başka firmada çalışma girişimi esnasında atılmış bir mail olması nedeniyle …. A.Ş. ile de ilgisi olmadığını, ilgili mailden de görüleceği üzere, davalı müvekkili …..’ın, başka bir firmayla iş ilişkisindeyken attığı mailden yeni firma olduklarını henüz (” … (…..” ) Dünya Taşıyıcılar Birliği SOSYAL NETWORKÜNE üye olmadıklarını, ancak istenirse referans verebileceklerini bildirmiş olduğunu, mailin tek başına bir haksız rekabet delili mahiyetinde olmadığını, yine ilgili delil yazışmadan görüleceği üzere “…” yetkilisinin durumu ….’ya bildirip özel bir mesaj olduğunu başkaları ile paylaşılmaması gerektiğini ve bu durumun normal olduğu için herhangi bir aksiyon alınmasına gerek olmadığını da bildirmiş olduğunu, Uluslararası nakliye piyasasında FORWARDER çalışan firmaların fiilen taşımayı gerçekleştirecek partnerleri arasında “…..” ( Özel Acente Anlaşması ) veya “ …. ” ( Özel Olmayan Acente Anlaşması ) olmak üzere iki anlaşma modeli bulunduğunu, ….. ( Özel Acente Anlaşması ) sözleşmelerin amacının 2 firmanın da bulunduğu ülkelerde farklı bir nakliyeci / partner ile ÇALIŞMAMASINI sağlamak amacıyla imzalanan sözleşmeler olduğunu, …. ( Özel Olmayan Acente Anlaşması) sözleşmelerin amacının ise sadece operasyonel ve ödeme şartlarının belirlendiği herkese açık çalışma biçimi ve sözleşmeleri olduğnu, sözleşmenin taraflarının birbirinden bağımsız olarak istediği nakliyeci / partner ile ilave sözleşme ya da iş ilişkisinde bulunabileceğini, davacı tarafın bahsettiği “….” isimli firmada piyasada (davacı firmayla özel acente sözleşmesi olmadan) tanıdığı bildiği veya internetten kendisine ulaşan her firmayla serbest çalışan bir firma olduğunu, davacımın davalı müvekkilinin mail attığı müşterilerin, davacı tarafın uzun yıllardır çalıştığı acenteleri olduğu iddiasının da doğru olmadığını, öncelikle davacı tarafın acenteleri olduğu iddiası doğru olmadığı gibi davalı müvekkilinin çalıştığı firmalara özel olarak mail attığı iddiasının da doğru olmadığını, davacı tarafın öncelikle acentası olduğu firmalara ilişkin acentelik sözleşmelerini arz etmesi gerektiğini, davalı müvekkilinin davacının özel acentesi olan hiçbir firmayla haksız rekabete konu olacak bir ilişkiye girmemiş, davacının özel acentesi olan firmanın zaten böyle bir rekabete de yol vermesinin mümkün olmadığını, bu firmaların Türkiye’de başka nakliyeciler ile çalışmaya devam ettiği ya da çalışabileceğinden ve ilgili firmalar farklı lojistik sosyal networklerine üye olduklarından dolayı birkaç acentenin denk gelmesinin haksız rekabeti teşkil edecek bir davranış olmadığını, davacı tarafın belli bir fiyata ve servis şartlarına bağlı sözleşmeli müşterileri kimlerdir, davalı tarafın bu firmalarda ne zaman hangi yük ve firma için işlem yaptığına ilişkin hiçbir delil sunmamış olduğunu, …. Ulaştırmanın mevcutta çalıştığı müşterilerin çoğunluğunnu piyasa müşterisi olup, müşterilerin kendi satın alma kuralları gereğince spot olarak birden fazla nakliyeciden yükleme başına fiyat teklifi alıp uygun olan teklifi veren nakliyeci ile yüklerini organize ettirmekte olduklarını, serbest piyasa koşullarında belli bir fiyat ve servis şartlarında özel bir hizmet sözleşmesi olmayan müşterilerin farklı farklı Nakliyeciler ile çalışmasının zaten kaçınılmaz olduğunu, davacı tarafında davalı müvekkilinin çalışmakta olduğu bir çok firmayla çalışıyor olmasının da ihtimal dahilinde olduğunu, davacı tarafın, davalı müvekkilinin davacı şirkette tecrübeli işçilerinin işten ayrılmalarını, yeni kurdukları şirkette çalışmalarını teklif ettiği iddiasının da doğru olmadığını, diğer davalı …. A. Ş. firmasının istihdam ettiği 47 çalışanında 3 veya 4’ünün ayrı ayrı zamanlarda ve bizzat kendi başvurusuyla çalışmaya başlamasından hareketle hiçbir somut delil ileri sürülmeden doğrudan haksız rekabet sonucunu doğuracağı iddiasını kabul etmenin mümkün olmadığını, davacı firmada çok önceden çalışmış olup, davalı firmaya gelen az sayıdaki kişinin davacı firmada satış ve pazarlama uzmanı gibi davacı firmada iddiaya yönelik bir statüleri bulunmayıp, düz ofis operasyon kısmında çalışanlar olmaları itibariyle davacı tarafın davacı firma pozisyonları, şirketin çalışma, ücret, müşteri politikalarına hâkim olan işçileri olduğu yönündeki abartılı iddialarının da doğru olmadığını, çalışan kişilerin tüm lojistik firmalarının kullanmakta olduğu bilgisayar, telefon üzerinden işlerini takip etmekte olup, bir birinden farklı bir durum bulunmadığını, …. A.Ş. çalışanlarını almış olduğu gerçek maaş üzerinden sigorta primlerini ödemekte, primli çalışması halinde primleri de yasalara uygun ödemekte tüm yükümlülüklerini yerine getirdiği içinde çalışanlar tarafından tercih edilmesinin haksız rekabetten ziyade firmanın Avrupai çalışma prensiplerinin bir sonucu olduğunu, uluslararası nakliye piyasasında davacının iddia ettiği gibi sabit bir fiyat, yük, rota veya müşteri bulunmadığı gibi nakliye konusu olan emtia, fiyat ve diğer hususları belirleyen bir merci de bulunmadığını, davacının iddialarına göre davalı müvekkilinin açıklamış olduğu “ Sabit fiyat, sözleşme” hususlarını delilleriyle ispatlamakla mükellef olduğunu, uluslararası forwarder nakliye piyasasında önceden belirlenen sabit bir fiyat, yük, taşıma rotası vs gibi piyasa bulunmayıp, anlık yüke, taşıyana, rotasına bağlı olarak ANLIK SPOT PİYASA hükümleri bulunduğunda iş takibi, yaratıcılık, çalışanı memnuniyeti ve kişisel performansı önem kazandığını, davacı tarafın çalışanlarının kaybının davacı firma için bir know how kaybı olduğundan hareketle bu yönden de haksız rekabet yapıldığı iddiasının da somut olayda gerçek dışı olduğunu, öncelikle çalışanlarının iş koşullarını, iş ilişkisi vs gibi nedenlerle çalışanını memnun edip, korumasının davacının yükümlülüğünde olduğunu, davacı tarafın, düşük maaş, ücretsiz izin, kısa dönem çalışması uygulamasında faydalanmasına rağmen, çalışanını normal ve daha ağır şartlarda çalıştırma, hafta sonu tatillerine uymama, fazla mesai ücretlerini vermeme, asgari geçim indirimi ile düşük bedelde sigortalama, başarı primlerini vermeme, düşük ücrette sigortalama gibi nedenlerle çalışanların davacı firmadan ayrılmasının doğal sebepleri olduğundan, bu nedenle işten çıkan personelin haksız rekabete konu olacağı iddiasının kötü niyetli bir iddia olduğunu, nitekim bu nedenle birçok çalışanı işten ayrılmış olduğu gibi davacı firmayla davalık olan çalışanlarda bulunduğunu, davacı tarafın ofis bölümünde çalışan izah edildiği gibi daha önce işten ayrılıp başka firmalarda çalıştıktan sonra davalı firmaya gelenin de aralarında bulunduğu 4 çalışanın davalı firmada çalışmasından hareketle haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, mesleki itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gördüğünden maddi zarara uğratıldığı iddiası doğru olmadığından kabul etmedikleri gibi aksini ispat yükümlülüğünün de davacı tarafa ait olduğunu, davalı müvekkilinin, münhasıran davacı tarafa yönelik olarak, haksız rekabet yaratacak bir davranışı bulunmadığı gibi davacı (tüzel kişilik yönünden manevi tazmini kabul etmemekle birlikte ) taraf yönünde manevi tazminata neden olacak hiçbir davranışı da bulunmadığından bu yöndeki haksız talebiyle diğer taleplerini de kabul etmenin mümkün olmadığını beyanla; davanın usul ve esas yönünden reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalılarının eylemlerinin haksız rekabet teşkil edip etmediği, davacının bu sebeple maddi veya manevi bir zararının oluşup oluşmadığı, zararı var ise miktarının tespiti hususlarındadır.
15/11/2022 tarihli celsede davalı tanığı ….’un hazır bulunduğu, tanığın: “ben davalı …. Uluslararası Taşımacılıkta yaklaşık 2 yıldır yurt içi operasyon elemanı olarak çalışıyorum, öncesinde …. Ulaştırmada yaklaşık 2 yıl yurt içi operasyon elemanı olarak çalışmıştım, öncesinde çalıştığım işten sosyal haklarımızın gereği gibi ödenmemesi nedeniyle ayrıldım, bize ödenen miktar kararlaştırmış olduğumuz miktardan farklıydı, hak kazandığımız bazı ücretler maaş bordromuza yansıtılmadan elden verilirdi, bu da emekliliğimizi olumsuz yönde etkilemektedir, o zamanlar pandemi dönemi olduğu için mesailerle ilgili sıkıntılar yaşamaktaydık, pandemi dönemi olmasına rağmen iş yerine gitmek zorunda kalıyorduk, davacı şirkette öncesinde teklif almam üzerine çalışmaya başlamıştım, teklif edilen maaş öncesinde aldığım maaştan daha fazlaydı, …. Uluslararası Taşımacılıkta da aynı şekilde çalışmaya başladım, …. vasıtasıyla şuan ki iş yerinden teklif aldım, yalnız …. Uluslararası Taşımacılıkta öncesindeki iş yerim olan …. Ulaştırma şirketinde yaşadığım bordroya yansıtılmayan bir kısım bulunmamaktadır, …. Ulaştırma şirketinden ayrılanlara iş teklifi yapıldığına ilişkin herhangi bir görgüm ve bilgim yoktur, öncesinde …. Ulaştırmada çalışıp sonrasında …. Uluslararası Taşımacılıkta çalışan ben ve İsmet adında bir arkadaşım bulunmaktadır, …. Ulaştırma şirketinin çalışmakta olduğu firmaları özel olarak …. Uluslararası Taşımacılığın teklif sunduğuna ilişkin herhangi bir görgüm ve bilgim bulunmamaktadır, ancak sektör olarak belirli firmalar bulunduğu için belirli firmalarla çalışmaları bulunmaktadır, şirketler arasında data taşındığına ilişkin herhangi bir görgüm ve bilgim yoktur, …. Uluslararası Taşımacılıkta yaklaşık 100 adet personel çalışmaktadır” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşıldı.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirilerek, davalılarının eylemlerinin haksız rekabet teşkil edip etmediği, davacının bu sebeple maddi veya manevi bir zararının oluşup oluşmadığı, zararı var ise miktarının tespiti için tarafların Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde 26/12/2022 günü saat 14:00’da Mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, SMMM bilirkişi …. ve Hukukçu bilirkişi …. 24/02/2023 tarihli raporlarında özetle; dava dilekçesinde, davalı …..’ın 07.02.2012 ile 22.05.2020 tarihleri arasında davacı şirkette hava taşıma müdürü olarak çalıştığının, belirtilen tarihte davacı şirketten istifa ederek …. Uluslararası Taşımacılık Hizmetleri A.Ş.’ ye ortak olarak geçtiğinin ve davacı şirkette beraber çalıştığı arkadaşlarından 4 tanesini daha (…., …., …., ….) zaman içinde yanına aldığının, davalı şirketin davacı şirketle aynı alanda faaliyet gösterdiğinin ve davacı şirketle aynı bölgede ofis tuttuğunun, davalı şirketin tüm ortaklarının davacı şirketin eski çalışanları olduğunun beyan edilmiş olduğunu, dosyanın kapsamı ve davacı iddialarına göre, şirket çalışanlarından bir kısmının işten ayrıldıktan bir süre sonra davalı şirkete çalışmaya başlamalarının oluşturabileceği olumlu- olumsuz durumlar mali olarak ölçülemeyeceğinden, tarafların muhasebe kayıtlarının incelenmesinde herhangi bir yarar sağlanamayacağı değerlendirilmiş ve şirketlerin Ticaret Sicil Kayıtları ile SGK kayıtları incelenerek davacı iddiaları hususunda inceleme ve değerlendirmeler yapılmış olduğunu, dosyada bir sureti bulunan davacı …. Ulaştırma Hizmetleri Ticaret A.Ş.’ ye ait İstanbul Ticaret Odası (İTO) “Firma Detayları” sayfasında, Şirketin …. sicil numarası ile 10/05/2004 tarihindeN itibaren 27-AKARYAKIT meslek gurubunda NACE KODU: … karayolu ile uluslararası yük taşımacılığı (gaz ve petrol ürünleri, kimyasal ürünler vb.) alanında faaliyette bulunduğunnu iş adresinin … Mah. …. Cad. no:… …. K:5 Ofis No:… Esenler- İstanbul olarak gösterildiğinin tespit edilmiş olduğunu, dosyada bir sureti bulunan davalı …. Uluslararası Taşımacılık Hizmetleri A.Ş.’ye ait İstanbul Ticaret Odası (İTO) “Firma Detayları” sayfasında, şirketin … sicil numarası ile 06/05/2020 tarihinden itibaren 24-TAŞIMACILIK VE LOJİSTİK HİZMETLERİ meslek gurubunda NACE KODU: … karayolu yük nakliyat acentelerinin faaliyetleri alanında faaliyette bulunduğunun, iş adresinin … Mah. ….. Cad. A Blok No:12 B/062 Esenler – İstanbul olarak gösterildiğinin tespit edilmiş olduğunu, yapılan bu tespitlere göre …. şirketinin …. Ulaştırma şirketinden yaklaşık 16 yıl sonra kurulduğunun, …. Ulaştırma şirketinin bizzat karayolu yük taşımacılığı faaliyeti ile iştigal ettiğinin ve Nace kodunun …., olduğunun …. şirketinin ise yük ve nakliyat konusunda acentelik faaliyeti ile iştigal ettiğinin ve Nace Kodunun …. olarak belirlendiğinin, şirket adreslerinin aynı ilçe ve aynı mahalle içinde bulunduklarının tespit edilmiş olduğunu, yapılan bu tespitlere göre, şirketlerin faaliyet alanının benzer olduğunun ve ilçe sınırları içinde faaliyette bulunduklarının tespit edilmiş olup, ticari faaliyet serbestisi, yerleşim hürriyeti ve hayatın olağan akışına göre, şirketler arasındaki bu benzerlikler bakımından taraflardan birinin diğeri aleyhine haksız rekabet yarattığının söylenemeyeceğinin değerlendirilmiş olduğunu, …. şirketinden ayrılan 5 personel yönünden; …..’ın; 22/05/2020 tarihinde …. şirketinden ayrıldıktan yaklaşık 4,5 ay sonra …. şirketinde yönetim kurulu üyesi olarak çalışmaya başladığının, ….’ın; 15/04/2020 tarihinde …. şirketinden ayrıldıktan sonra 11/05/2020 tarihinde dava dışı CONCEPT şirketinde işe başladığının, yaklaşık 3,5 ay çalıştıktan sonra ayrılıp, 08/09/2020 tarihinde …. şirketinde işe başladığının, ….’ün; 14/08/2020 tarihinde …. şirketinden ayrıldıktan yaklaşık 1 ay 7 gün sonra …. şirketinde işe başladığının, ….’un; 19/06/2020 tarihinde …. şirketinden ayrıldıktan yaklaşık 3 ay 11 gün sonra …. şirketinde işe başladığının, ….’un; 18/09/2020 tarihinde …. şirketinden ayrıldıktan yaklaşık 12 gün sonra …. şirketinde işe başladığının, personelin tamamının 03- Kodu ile (belirsiz süreli iş sözleşmesinin işçi tarafından feshi-istifa) işten ayrıldığının tespit edilmiş olduğunu, yapılan bu tespitlere göre, …..’ın işten ayrıldıktan yaklaşık 4,5 ay sonra …. şirketi yönetim kurulu üyesi olarak atandığının tespit edilmiş olup, kalan 4 personelin ise, …. şirketinden farklı tarihlerde ayrıldığının ve ayrıldıktan sonra değişik tarihlerde …. şirketinde işe başladıklarının, ayrılış ve işe giriş tarihlerinin birbirinden farklı olması, işten ayrılan personelin bir süre işsiz durumda kalması ve ayrıldıktan sonra 12 günle 3,5 ay arasında değişen sürelerde işe başlamış oldukları dikkate alındığında, bu 5 personelin birlikte davacı şirkete karşı birlikte (topluca) eyleme geçtiklerinin söylenemeyeceğinin, iş değiştirmenin ekonomik ve sosyal koşullara bağlı olduğunun, ücretle çalışan personelin lehine oluşan bir ücret artışı halinde iş değiştirmesinin olağan bir davranış sayılacağının, bu durumun davacı aleyhine haksız rekabet oluşturduğunun söylenemeyeceğinin değerlendirilmiş olduğunu, |Ticaret Sicili kayıtlarına göre, davalı …. şirketi Anonim Şirket olarak tescil edilmiş olup, kurucu ortak olarak dava dışı …. adı görülmekte olduğunu, Anonim Şirketlerde hisse devri-pay değişimi gibi işlemler ilana tabi olmadığından ancak şirketin “ortaklar pay defteri” nden tespit edilebileceğinden ve dosyada bu defter bulunmadığından ortaklık yönüyle bir tespit yapılamayacağı ancak, şirketin ticaret sicili kayıtlarında görünen yönetim kurulu üyesi ve yetkili isimlerin; …., ….. ve …. olarak tescil edilmiş olup, ilk iki ismin davacı şirketten ayrılan kişiler olduklarının anlaşılmakta olduğunu, davalı …. şirketi tarafından dosyaya sunulan SGK- Sigortalı Hizmet Listelerine göre 2020/12 ayda çalışan sayısı 30 kişi olup bunlar arasında yukarıda sayılan 5 kişi dışında 2 kişi daha bulunduğunun ve toplam 7 kişinin …. şirketi eski çalışanı olduğunun yönetim kurulu üyesi ve yetkili iki kişinin eski şirket çalışanı olmasının hayatın olağan akışına ve teşebbüs hürriyetine aykırı bir yanı olmadığının, bu durumun davacı şirket aleyhine haksız rekabet oluşturduğunun söylenemeyeceğinin değerlendirilmiş olduğunu SONUÇ OLARAK; davalı … davacının münhasır sözleşme ilişkisi bulunmayan olağan müşterilerine öneri veya öneriye davet niteliğinde beyanlar yöneltmesinin tek başına haksız fiil teşkil etmeyeceği ve dosyaya mübrez 14.09.2020 tarihli ….. ile … firması arasındaki e-posta yazışmasının bu nedenle haksız rekabet fiili teşkil etmediğini, davalı … davacıların çalışanlarını ayartarak davalı …. firmasına transfer ettiklerine ve hatta söz konusu çalışanlara bu çalışanlar davacı için çalışıyorken teklif götürüldüğüne dair bir bilgi ve belgeye dosya kapsamında rastlanmadığından ve zaten bazı çalışanlara kötü niyet olmaksızın sırf iş teklifi götürmenin haksız fiil teşkil edeceği söylenemeyeceğinden davacının bazı çalışanlarının sonradan davalı …. firması için çalışmasının haksız fiil teşkil etmediğini, davacının davalı firmaya geçen eski çalışanlarının davacının ticari sırlarını davalı şirkete taşıdıkları iddiasına delil mahiyetinde bir bilgi ve belgeye dosya kapsamında rastlanmadığından taraflarınca bu iddiaya dönük değerlendirilme yapılamayacağını, tarafların Ticaret Sicil kayıtları ve SGK kayıtları üzerinde yapılan incelemede, 2020/12 ay itibariyle davalı …. şirketi bünyesinde 30 adet personel çalıştırıldığının tespit edilmiş olup bunlar arasında 7 kişinin davacı şirketin eski çalışanı iken, değişik tarihlerde ayrılarak ve yine değişik tarihlerde davalı …. şirketinde çalışmalarının, davacı şirket aleyhine haksız rekabet oluşturduğunun söylenmeyeceğini, manevi tazminat talebinin mahkememiz takdirinde olduğunu bildirmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirilmiştir. Davacı taraf, davalı gerçek kişinin işten ayrılmasının ardından davalı şirkete ortak olarak geçtiği ve sonrasında edindiği müşteri çevresini davalı şirkete kazandırmaya çalışması, davacı şirket çalışanlarına iş teklifinde bulunması sebeplerine dayanarak, bu eylemler nedeni ile davacı tarafın oluşan maddi ve manevi zararının tazmini talep etmektedir. Özünde talep TTK m. 54 ve devamı maddelerinde belirtilen haksız rekabet hükümlerine dayanmaktadır. Haksız rekabet TTK m. 54/2’de “rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkiyi etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar” olarak tanımlanmış ve devamında örnekleme yolu ile haksız rekabet teşkil edebilecek fiiller sayılmıştır. Davacı taraf, davalı … ile dava dışı Jeena firması arasındaki mail yazışmasına dayanmış ise de öneri veya öneriye davet olarak nitelendirilecek bu mailin, belirli bir yoğunluğa ulaşmadığı gibi tek başına haksız rekabet olarak nitelendirilebilmesi mümkün olmayacaktır. Aksi durum çalışma hürriyeti ve serbest piyasa ekonomisinin gereklerine de ters düşecektir. Davacı ve davalı şirketlerin faaliyet kollarının aynı olduğu ve sektör itibari ile aynı iş kolunda faaliyet gösteren firma sayısının azlığı göz önünde bulundurulduğunda potansiyel müşterine iş teklifinde bulunulması iş hayatının bir gereğidir. Davacı şirket çalışanlarına iş teklifi götürülmesi ve davalı şirket bünyesinde çalıştırılmaya başlanılması sebebi yönünden dosyaya yeterli ve ispata yarar delil sunulmadığı, dosya arasında mevcut SGK kayıtlarının incelenmesinde öncesinde davacı şirkette çalışıp işten ayrıldıktan sonra davalı şirkette çalışan yedi kişi bulunduğu, işten ayrılış ve davalı şirkette başlayış tarihlerinin farklı olduğu ve davacı ve davalı şirketlerin aynı iş kolunda faaliyet gösteriyor olduğu hususu bir arada değerlendirildiğinde bunun da haksız rekabet olarak nitelendirilemeyeceği, hali ile dayanılan bu sebeplerin TTKm. 54 ve devamı maddeleri anlamında haksız rekabet teşkil etmeyeceği açıktır. Mevcut durum itibari ile haksız rekabet olgunu ispatlanamadığından davacı tarafın buna bağlı zararının oluştuğu da kabul edilmeyecektir. Açıklanan bu nedenlerle haksız rekabetin tespiti ile men’i, maddi ve manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere:
Haksız rekabetin tespiti ile men’i, maddi ve manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine,
1-Alınması gereken 179,90 TL harcın peşin alınan 2.561,63 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 2.381,73 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
2-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı ….. tarafından sarf edilen 100,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya VERİLMESİNE,
5-Davalı …. Hizmetleri A.Ş. tarafından sarf edilen 100,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya VERİLMESİNE,
6-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden davalılar yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 23.500,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 18/04/2023

Katip ….. Hakim ….. e-imzalıdır. e-imzalıdır.