Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/649 E. 2021/1143 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/649 Esas
KARAR NO : 2021/1143

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/08/2021
KARAR TARİHİ : 07/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında hizmet sözleşmesinden kaynaklı borç ilişkisi bulunduğunu, müvekkili şirket ile davalı arasında Özel Güvenlik Hizmet Alım Sözleşmesi imzalanmış olduğunu, yapılan sözleşmenin konusunun; davalı yana ait işyerinde ve göstereceği diğer işyerlerinde güvenlik hizmetinin sağlanması, sözleşme kapsamında sürecin iş planına uygun olarak yönetilmesi olduğunu, davalı tarafından ise yapılan hizmete karşılık olarak hizmet bedelinin ödenmesinin taahhüt edilmiş olduğunu, davalı tarafın sözleşmeye konu hizmet bedelini ödememiş olduğunu, müvekkili şirketin ticari defterleri incelendiğinde görüleceği üzere, davalı yanın sözleşmeden kaynaklı borçlarını zamanında ödememesi nedeniyle müvekkili şirketin ödemelerinin de ertelenmiş, şirket açısından pek çok zararın ortaya çıkmış olduğunu, müvekkili şirketin, hizmetlerin bedellerinin ödenmesi için davalı tarafa farklı kanallarla defalarca bildirilmiş olsa da davalı tarafın herhangi bir ödeme yapmamış olduğunu, davalı ile yapılan görüşmelerde bir sonuç elde edilemediğinden taraflar arasındaki faturalardan kaynaklanan alacak talebiyle davalı aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatılmış olduğunu, davalı tarafın icra takibine itiraz etmiş ve takibin durmuş olduğunu, yapılan itiraza karşı arabuluculuk yoluna başvurulsa da, anlaşmaya varılamamış olduğunu beyanla; davanın kabulü ile itirazının iptaline, asıl alacağın faturadan kaynaklı olması nedeniyle TTK.m.1530/7 maddesi kapsamında Ticari Temerrüt Faizi işletilmesine, takibin devamına ve davalı aleyhine takip konusu alacağının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; işbu dava dosyasında mevcut ve davacı ile müvekkili şirket arasında 06.06.2017 tarihinde imzalanmış olan Özel Güvenlik Hizmetleri Sözleşmesi’nin (bundan sonra “Sözleşme” olarak anılacaktır.) “Uyuşmazlıkların Çözümü” başlıklı 17. maddesinde açıkça görüleceği üzere; Sözleşme’nin uygulanmasından doğacak her türlü ihtilaf halinde Ankara Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili kılınmış bulunduğundan işbu dava konusu uyuşmazlığın çözümünde yetkili icra müdürlüğünün Ankara İcra Müdürlükleri ve yetkili mahkemenin ise Ankara Mahkemeleri olduğunu, bu çerçevede, basiretli bir tacir olarak hareket eden davacı ile müvekkili şirketin aralarında akdetmiş oldukları sözleşmede yer alan yetki şartı gereği sözleşmenin uygulanmasından doğabilecek ihtilafların halli için yalnızca Ankara İcra Müdürlükleri’nde icra takibi başlatılabilecek yahut Ankara Mahkemeleri’nde dava açılabilecek olup, sözleşme’nin ilgili maddesinde aksine bir hüküm de yer almadığını, kaldı ki, davacı tarafından müvekkili şirket aleyhine başlatılmış olan işbu davaya konu Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. E. sayılı icra takibi dosyasında mevcut takibe itiraz dilekçelerinde Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün de yetkisine itiraz etmiş bulunduklarını, HMK’nın 19.maddesi kapsamında yasal süresi içerisinde yapılmış olan işbu yetki itirazlarının kabulü ile HMK’nın 114. vd. maddeleri gereği dava konusu uyuşmazlığın esasının incelenmesine geçilmeksizin ve öncelikle işbu davanın yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacıya ait ticaret sicil gazetesi ilanları incelendiğinde davacının “…. Güvenlik Hizmetleri Limited Şirketi” şeklindeki ticaret unvanının tür değişikliği nedeniyle 20.03.2012 tarihinde “… Güvenlik Hizmetleri Anonim Şirketi” olarak tescil edildiği; 14.07.2020 tarihinde ise unvan değişikliği ile davacıya ait unvanın … Anonim Şirketi olarak tescil edildiğinini anlaşılmakta olduğunu, ne var ki, davacı tarafından müvekkili şirket aleyhine başlatılmış olan ve işbu davaya konu Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. E. sayılı dosyası üzerinden görülmekte olan icra takibinin, … Güvenlik Hizmetleri Limited Şirketi tarafından başlatılmış bulunduğunu, davacının “… Güvenlik Hizmetleri Limited Şirketi” şeklindeki unvanını 20.03.2012 tarihinde değiştirerek tescil ettiğini ve hatta unvanın 14.07.2020 tarihinde tekrar değiştiğini, davacının işbu davaya dayanak olarak gösterdiği müvekkili şirket ile imzalanmış olan sözleşmenin tarafının “… Güvenlik Hizmetleri Anonim Şirketi” olduğu hususları göz önünde bulundurulduğunda; davacının müvekkili şirket ile hiçbir hukuki ilişkisi bulunmayan hatalı unvan üzerinden icra takibini başlatmış olduğunun aşikar olduğunu, kaldı ki, işbu davanın … Anonim Şirketi tarafından açılmış olup, icra takibinin de ilgili tüzel kişiliğin icra takibinin başlatıldığı tarihte unvanı ne ise o unvan üzerinden; yani, … Anonim Şirketi tarafından başlatılması gerektiğini, dolayısıyla, işbu davaya konu icra takibinin … Güvenlik Hizmetleri Limited Şirketi tarafından başlatılmış olmasına karşın davanın … Anonim Şirketi tarafından açılmış olması nedeniyle işbu davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettiklerini, zira işbu davaya konu icra takibinin başlatıldığı tarihte … Güvenlik Hizmetleri Limited Şirketi unvanına sahip bir tüzel kişilik bulunmamakta olup, HMK’nın 114.maddesinin 1.fıkrasının d) bendi gereğince tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları dava şartlarından sayılmakta olduğunu, davacının müvekkili şirket tarafından ödenmediğini iddia ettiği alacak taleplerinin taraflar arasındaki cari ilişkiden mi yoksa sözleşme konusu iş kapsamında düzenlenen faturalardan mı kaynaklandığının anlaşılamamakta olup, davacı tarafından işbu dava dosyasına sunulmuş ve müvekkili şirkete tebliğ edilmiş olan herhangi bir fatura da bulunmadığını, davacının alacak taleplerinin dayanağı taraflar arasındaki cari hesaptan kaynaklanıyor ise de söz konusu cari hesaba ilişkin her bir alacak kaleminin ve dayanağının detaylı olarak açıklanması gerektiğini, hal böyleyken, davacının dava dilekçesinde ve müvekkili şirkete karşı başlatmış olduğu icra takibinde yer alan alacak taleplerinin hukuki dayanaklarının müvekkili şirket tarafından anlaşılamamakta olup, davacının işbu davaya konu taleplerinin içeriğinin ve dayanılan hukuki sebeplerin şüpheye yer bırakmayacak şekilde aydınlatılması gerektiğini, müvekkili şirket ile davacı arasında akdedilen sözleşme kapsamında öngörülen birim fiyatlara personellerin kıdem tazminatları da dahil edilmiş olup, müvekkili şirket tarafından davacıya ödenmesi gereken herhangi bir bedel bulunmadığını, müvekkili şirket tarafından personellerin kıdem tazminatları da dahil edilerek hesaplanmış aylık hizmet bedellerinin eksiksiz bir şekilde ödenmiş olmasına karşın sözleşmeye konu yükümlülüklerini yerine getirmeyen davacının, müvekkili şirketten talep edebileceği bakiye bir alacak bulunmadığını, davacı tarafından icra inkar tazminatı talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, işbu davaya konu icra takibinin dayanağı ödeme emrinde yer alan faiz oranı yahut faizin ne şekilde hesaplandığı anlaşılamamakla birlikte davacının müvekkili şirketten ticari temerrüt faizi talep etme hakkı bulunmadığını beyanla; yetki itirazlarının kabulü ile dava konusu uyuşmazlığın esasının incelenmesine geçilmeksizin ve öncelikle işbu davanın yetkisizlik nedeniyle reddine, mahkememizce aksi kanaatte olunması ve işbu davanın esasının incelenmesine geçilmesi halinde ise müvekkili şirket ile davacı arasında akdedilen sözleşme gereği müvekkil şirketçe davacıya ödenmesi gereken herhangi bir bedel bulunmaması nedeniyle müvekkil şirkete karşı haksız ve hukuki dayanaktan yoksun şekilde yöneltilmiş olan işbu davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasının celbi talep edilmiş, dosya mahkememize uyap sistemi üzerinden gönderilmiş olup, … Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti. tarafından davalı …. Enerji Üretim ve Ticaret A.Ş. aleyhine 19.590,51 TL 9.11.2018 tarihli cari hesaptan kaynaklanan fatura alacağı, 6.752,02 TL faiz alacağı olmak üzere toplam 26.342,53 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı şirket tarafından takibe itiraz edildiği ve takibin durmuş olduğu görüldü.
Tarafların kaşe ve imzalarının bulunduğu Özel Güvenlik Hizmetleri Sözleşmesi’nin 17. maddesinin incelenmesinde yetki şartının yer aldığı ve sözleşmenin uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların çözümünde Ankara mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili kılındığı görülmüştür.
Davalı yan icra takibine itiraz dilekçesinde yetkili icra dairesinin Ankara olması gerektiğinden bahisle icra dairesinin yetkisine itiraz etmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2004 tarih E:2004/19-410 K:2004/471 sayılı kararında belirtildiği üzere; itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Bir icra takibinde icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş ise, önce, bu itiraz incelenip sonuçlandırılmalıdır. Zira yetki itirazı karara bağlanmadıkça ortada hukuken geçerli bir takip olduğu söylenemez.
Bu kapsamda, itirazın iptali davalarında yetkili icra dairesinde usulüne uygun olarak yapılmış icra takibi bulunması dava şartı olup HMK’nın 138 ve 140. maddeleri gereğince dava şartlarının öncelikle incelenmesi gerekmektedir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/6097 Esas – 2020/6762 Karar sayılı ilamı)
Taraf vekilleri tarafından ibraz edilen Özel Güvenlik Hizmetleri Sözleşmesi’nin 17. maddesinin incelenmesinde yetki şartının yer aldığı ve sözleşmenin uygulanmasından uyuşmazlıkların çözümünde Ankara mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili kılındığı görülmüştür.
6100 Sayılı HMK’nun “yetki sözleşmesi” başlıklı 17. maddesi “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmünü ihtiva etmektedir.
Dosyada mübrez Özel Güvenlik Hizmetleri Sözleşmesi başlıklı belgenin tetkikinde, tarafların kaşe ve imzalarının yer aldığı, sözleşmenin tarafların kabulünde olduğu ve uyuşmazlığın iş bu sözleşmeye ilişkin olduğu görülmektedir. Usulüne uygun yapılan yetki sözleşmesine rağmen icra takibinin yetkili icra dairesinde başlatılmamış olması ve davalı yanın süresi içerisinde Ankara İcra dairelerinin yetkili olduğundan bahisle yetki itirazında bulunduğu, bu haliyle yetkisiz icra dairesinde başlatılan icra takibinin hukuken geçerli bir icra takibi niteliğinde olmadığı anlaşılmakla açılan davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN REDDİNE,
1-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 449,87 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 390,57 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
2-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irat KAYDINA,
3-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 5.100,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/12/2021

Katip …
¸

Hakim ….
¸