Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/630 E. 2023/70 K. 27.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/630 Esas
KARAR NO : 2023/70

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/07/2021
KARAR TARİHİ : 27/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/01/2023
Davacı tarafından mahkememize açılan dava dosyasının incelenmesi sonunda;
İSTEM:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; karşı taraf ile faturalardan kaynaklı ticari ilişki neticesinde davacının, borçludan 85.667,99-TL alacaklı konumunda olmasına ve karşı tarafa bu durum defalarca belirtilmesine rağmen karşı tarafça herhangi bir ödeme yapılmamış ve neticesinde Bakırköy … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası tahtında borçlu aleyhinde takibe geçilmek zorunda kalınmış olunduğunu, ancak davalı tarafın, takibe haksız şekilde itiraz etmiş ve bu sebeple takibin durmasına neden olduğunu, davacı tarafından, davalıya ürün tedariki ve hizmetinde bulunulduğu, tüm hizmetin faturalı şekilde yapıldığı ve tüm bu hususların usulüne uygun şekilde tutulmuş ticari defter ve kayıtlarımızda yer aldığının inceleme sırasında görüleceğini, yukarıda sunulan nedenlerle; şimdilik fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla, davalarının kabulü ile davalı tarafından Bakırköy …. İcra Müdürlüğü …. E. sayılı icra dosyasına yapılan itirazın iptaline ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve adlarına hükmedilecek vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
YANIT:
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin, davacıya hiçbir şekilde borçlu olmadığını, defter incelemesinde açık ve net olarak ortaya çıkacağını, davacının %20 oranında icra- inkar tazminatı talep etmesinin mümkün olmadığın icra-inkar tazminatına hükmedilmesinin temel şartının “haksız ve kötü niyetli” olunması olduğunu, lakin davalının işbu icra takibine konu olaya ilişkin olarak herhangi bir borcu mevcut olmayıp huzurdaki davanın reddinin gerekmekte olduğunu, faturaya itiraz edilmemesi halinde, fatura muhteviyatının kabul edilmiş sayılacağı hususunun TTK madde 21 uyarınca yalnızca bir karine olup aksinin ispat edilebileceğini, Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu, davacının alacağına dayanak ettiği faturalara dayanak sevk irsaliyelerinin Mahkeme dosyasına sunulması gerekmekte olup bu irsaliyelerin geçerliliğinin irdelenme: gerektiğini, bir an için davacının davalıdan alacaklı olsa dahi alacaklılık- borçluluk yargılamayı gerektirdiği- alacağın likit olmadığı gözetilerek inkar tazminatları şartları oluşmadığından davacı talebinin reddinin gerekmekte olduğunu, davalı şirket’in huzurdaki haksız davasının reddinin gerekmekte olduğunu, ayrıca, davalı firma hakkındaki konkordato sürecinin bekletici mesele yapılmasını, davalı firma hakkında Bakırköy … Ticaret Mahkemesi’nin … E. konkordato talep edilmiş, Mahkemece reddedilmiş ve halen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf incelemesinde olduğunu, huzurdaki davayı da ilgilendirmekle söz konusu konkordato davasının bekletici mesele yapılmasını talep ediyor olduklarını, fazlaya dair tüm hakları saklı kalmak kaydı ile, Bakırköy …. Ticaret Mahkemesi’nin … E. konkordato dava dosyası neticeleninceye kadar huzurdaki davaya bekletici mesele yapılmasını, neticeten her halde haksız ve mesnetsiz şekilde ikame edilen davanın esastan reddine, icra inkâr tazminatı talebinin reddine, vekâlet ücreti ile yargılama giderlerinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
KANITLAR VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından davalı aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri incelenmiş, vergi dairesi kayıtları celp edilmiş ve taraf delilleri toplanmıştır.
Davacı vekilinin tarafların mahkeme dışında haricen sulh olduklarına dair 22/11/2022 tarihli beyan dilekçesi sunmuş olduğu, dilekçe ekinde sulh protokolünün bir suretini ibraz ettiği, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan ettiği görülmüştür.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu 23/11/22 tarihlide dilekçesinde davacı ile sulh olduklarını, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan ettiği görülmüştür.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 313. Maddesinde; “(1) Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir.
(2) Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir.
(3) Dava konusunun dışında kalan hususlar da sulhun kapsamına dâhil edilebilir.
(4) Sulh, şarta bağlı olarak da yapılabilir.” hükümlerine yer verilmiştir.
Yine aynı yasanın 315. Maddesinde; “(1) Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda davacı vekilinin sunmuş olduğu 22/11/2022 tarihli dilekçesi ile davalı vekilinin 23/11/2022 dilekçesi ile mahkeme dışında sulh olduklarını beyan ettiği anlaşıldığından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 315/1 maddesi uyarınca dosya hakkında karar verilmesine yer olmadığı şeklinde hüküm tesis etmek gerekmiştir.
Harçlar Kanununun 22. Maddesine göre; Davadan feragat veya davayı kabul veya sulh, muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa, karar ve ilam harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınır.

Taraflar arasındaki 22/11/2022 tarihli sulh protokolü gereğince arabuluculuk ücretinden davalı şirketin sorumlu olmasına karar verildiği ve diğer yargılama giderileri ile vekalet ücretleri yönünden tarafların birbirinden talepte bulunmadığı anlaşılmakla bu doğrultuda karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Tarafların dava dışı sulh protokolü ile sulh oldukları anlaşıldığından dava konusu uyuşmazlık hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar Kanunu 22. Maddesi hükümlerine göre sulh ön inceleme duruşmasından sonra vuku bulduğundan alınması gereken 119,93 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.034,66-TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 914,73 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Taraflarca yapılan yargılama giderinin tarafların yargılama gideri talebi bulunmadığından kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Tarafların vekalet ücreti talebi bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının ilgili tarafa derhal iadesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Bakırköy Arabuluculuk bürosunun … numaralı arabuluculuk dosyasında Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin taraflar arasındaki sulh protokolü gereğince davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dair; tebliğden itibaren İKİ HAFTA içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi tarafından incelenecek olan istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin e-duruşma ortamında yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/01/2023

Katip …
E-İmzalıdır

Hakim …
E-İmzalıdır