Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/62 E. 2022/274 K. 22.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/62 Esas
KARAR NO : 2022/274

DAVA : İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/01/2021
KARAR TARİHİ : 22/03/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 01/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalıların, davacı müvekkili site bünyesinde bulunan mirasçıları ve bundan dolayı malikleri olduğu B Blok 12 nolu bağımsız bölüme ilişkin detayları takip talebinde bildirilen demirbaş gider borçlarını ödememiş ve haklarında Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyası ile icra takibine geçilmiş olduğunu, davalıların, borca ve ferilerine gerekçesiz olarak, kötü niyetli itiraz etmiş olduklarını, KMK ‘nın 20. Maddesi gereğince, aidat alacaklarını ve yönetime ait giderleri ödemekle yükümlü olup, davalı borçluların yükümlülüklerini ihlal etmiş olduklarını, uygulanan %5 gecikme tazminatı olup, bu oranın uygulanabileceği KMK’nın ilgili maddesi uyarınca sabit olduğunu, anılan takibin açılmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığını, takibe konu icra dosyasında belirtilen alacağın, müvekkili apartman yönetimi içinde bulunan davalı yanlara ait B Blok 12 nolu bağımsız bölümün, demirbaş gider borçları olduğunu, davalılar tarafından yapılan itirazın haksız ve kötü niyetli olup, iptali gerektiğini beyanla; itirazın iptaline, anılan icra takibinin işlemiş ve işleyecek faiz ve ferileri ile birlikte kaldığı yerden devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı (borçlu) tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davaya söz konusu taşınmazda kardeşleri … ve …’ın ikamet ettiğini, Kooperatife üye olan annesi ……’ın 2015 yılında vefat etmiş ve Kooperatif üyeliğinin sona ermiş olduğunu, kendilerinin mirasçıları olarak ta kooperatife üyelikleri bulunmadığını, kasıtlı kötü niyetli olarak yetkisiz yerden yapılan icra takipleri ve açılan davalardan sürekli mağdur edilmekte olduklarını, Kooperatifin 11 yıldır Tasfiye halinde olduğunu, özellikle Tasfiye olmaması için yönetimin sürekli icra takibi ve davalar açmakta olduğunu, Kooperatife aidat, bakım, onarım, tamir, tadilat, demirbaş, yönetim gideri vs. hiçbir borçları bulunmadığını beyanla; açılan davanın reddi ile davacının kötüniyet tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davaya söz konusu taşınmazda kardeşleri … ve …’ın ikamet ettiğini, Kooperatife üye olan annesi ……’ın 2015 yılında vefat etmiş ve Kooperalif üyeliğinin sona ermiş olduğunu, kendilerinin mirasçıları olarak ta kooperatife üyelikleri bulunmadığını, kasıtlı kötü niyetli olarak yetkisiz yerden yapılan icra takipleri ve açılan davalardan sürekli mağdur edilmekte olduklarını, Kooperatifin 11 yıldır Tasfiye halinde olduğunu, özellikle Tasfiye olmaması için yönetimin sürekli icra takibi ve davalar açmakta olduğunu, Kooperatife aidat, bakım, onarım, tamir, tadilat, demirbaş, yönetim gideri vs. hiçbir borçları bulunmadığını beyanla; açılan davanm reddi ile davacının kötüniyet tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davaya söz konusu taşınmazda kardeşleri … ve …’ın ikamet etmekte olduğunu, Kooperatife üye olan annesi ….’ın 2015 yılında vefat etmiş ve Kooperatif üyeliğinin sona ermiş olduğunu, kendilerinin, mirasçıları olarak ta kooperatife üyelikleri bulunmadığını, kasıtlı kötü niyetli olarak yetkisiz yerden yapılan icra takipleri ve açılan davalardan sürekli mağdur edilmekte olduklarını, Kooperatifin 11 yıldır Tasfiye halinde olduğunu, özellikle Tasfiye olmaması için yönetimin sürekli icra takibi ve davalar açmakta olduğunu, Kooperatife aidat, bakım, onarım, tamir, tadilat, demirbaş, yönetim gideri vs. hiçbir borçları bulunmadığını beyanla; açılan davanın reddi ile davacının kötüniyet tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … ve … vermiş oldukları cevap dilekçesinde özetle; davaya söz konusu taşınmazda … ve … kardeşler olarak ikamet ettiklerini, anneleri ……’ın 1996 yılında temelden kooperatife üye olduğunu, en eski üyesi olduklarını, anneleri ….’ın 2015 yılında vefat etmiş ve Kooperatif üyeliğinin sona ermiş olduğunu, kendilerinin ve diğer kardeşlerinin mirasçıları olarak ta kooperatife üyelikleri bulunmadığını, davacı Kooperatifin haklarında sürekli kasıtlı ve kötü niyetli olarak yetkisiz yerden başlattığı İcra takipleri ve açtığı davaların haksız hukuksuz ve kötü niyetli olduğunu, icra takiplerine verdikleri itiraz dilekçelerinde de görüleceği üzere her seferinde önce ikamet adreslerine yetkisiz olan Büyükçekmece Adliyesinden İcra Takibi başlatılıyor olduğunu, kendilerinin açılan takiplere, hem yetkiye hem borca itiraz ediyor olduklarını, sonra takibin durduğunu, tekrar aynı dosyaların Kooperatifin Avukatı tarafından Küçükçekmece Adliyesine aldırıldığını, bu kezde bütün kardeşlerin tek tek yine ayrıca orayada itiraz ettiklerini, kendisinin ve kardeşlerinin Kooperatif Yönetimi tarafından sürekli maddi ve manevi mağdur edilmekte olduklarını, haklarında toplamda yapılan işlemlerin: 5 kez yetkisiz yerden- 5 kez yetkili yerden İcra Takibi dosyası- 4 Arabuluculuk Dosyası- önceden açılıp görülen 2 Ayrı Mahkeme- 4 Dosyada şu anda Mahkememizde açılmış olduğunu, Kooperatifin 11-12 senedir Tasfiye halinde olduğunu, tasfiye olmaması için özellikle icra takipleri başlatıp davalar açılmakta olduğunu, açılan davaların hukuki dayanaktan yoksun haksız olduğunu, Kooperatife aidat, bakım, onarım, tamir, tadilat, demirbaş, yönetim gideri vs. hiçbir borçları bulunmadığını, Kooperatife … E. açtıkları ceza davasının mahkemesinde Görevi kötüye kullanmak, Kooperatifler Kanununa Muhalefetten içinde şu anki yönetim kurulu başkanı olan ….’ın annesi ….’ın da bulunduğunu, 5-6 yıl yönetimde görev almış olduğunu, o yıllarda da zaten …’ın görevi annesi ile birlikte yürütüyor olduğunu, annesinin 2010 yılında vefat ettiğini, bu davanın sonunda dosyanın karara çıktığını, kararı her iki tarafında temyiz etmiş 12 sene sonunda zaman aşımına uğramıştır kararı çıkmış olduğunu, Kooperatife 2008 yılında Fatih …. Asliye Ceza Mahkemesinde dava açıkları için kasıtlı olarak kendilerine tapularının verilmemiş olduğunu, istenen 4.600,00TL tapu masrafını vermelerine rağmen diğer bütün üyelere verilmiş kendilerine verilmemiş olduğunu, tapularını 2014 yılında Mahkeme kararı ile aldıklarını, adına açılan dosyaların kiminde yönetim gideri, kiminde aidat, kiminde demirbaş, kiminde onarım bakım tamirat tadilat vs. ibareleri mevcut olduğunu, çeşitli harcamaların çıkarılmakta olduğunu, aidatlarını ödüyor olduklarını, hiçbir borçları bulunmadığını, 2016 yılında kooperatif başkanı olan …’ın sürekli değiştirilen Görevlilere verdiği direktifle temizliklerinin yapılmıyor, çöplerinin alınmıyor hiçbir hizmet almıyor olduklarını, kendilerinin yaptıklarını, banka dekontlarından görüleceği üzere her ay bu ibareleri şerh düştüklerini, bu kooperatife girdiklerinden bu yana hukuk mücadelesi verdiklerini, Kooperatifin Tasfiye edilmek istenmemesi gelen Yönetimlerin maddi ve manevi menfaatleri çıkarları doğrultusunda hareket ettikleri ve aralarında rant çatışmaları zenginleşme sağlamaları, kooperatifi ve üyeleri maddi manevi kayıplar yaşatıp mağdur edip zarara uğratmaları söz konusu olduğunu beyanla; açılan davanın reddi ile davacının kötü niyet tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalıların murisine ait bağımsız bölüme ilişkin demirbaş gider borçlarının ödenmediği iddiasına dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, uyuşmazlık; davacının, davalılardan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu, varsa yapılan ödemeler, ödeme konusundaki tarafların beyan ve itirazları nazara alındığında davacının alacağının kalıp kalmadığı, davacının, davalılardan talepte bulunma hakkının olup olmadığı hususlarındadır.
… ili, … ilçesi, … köyü, … ada, … parselde kayıtlı … Blok, 6. Kat, B Giriş, 12 numaralı bağımsız bölümün tapu kaydı ve yönetim planının gönderilmesi ile bağımsız bölümün bulunduğu sitenin birden fazla parsel üzerinde olup olmadığı ve toplu yapı yönetimine geçilip geçilmediğinin bildirilmesi için Başakşehir Tapu Müdürlüğüne yazılan müzekkereye verilen cevapta bağımsız bölümün bulunduğu sitenin birden fazla parsel üzerinde olup olmadığı ve toplu yapı yönetimine geçilip geçilmediğine ilişkin herhangi bir beyana rastlanmadığı bildirilmiş ise de Mahkememizin aynı bağımsız bölüme ilişkin açılan …. Esas sayılı dosyasında verilen ve bir örneği dosya arasına alınan cevapta söz konusu bağımsız bölümün bulunduğu parselin yönetim planına göre birden fazla parsel üzerinde olduğu ve toplu yapı yönetimine geçildiği belirtilmiştir.
Demirbaş gider borcunun, takip ve dava konusu alacağın kaynağı ve dayanağının ne olduğu, söz konusu alacağın davalıların murisinin ölümünden önce mi yoksa murisin ölümünden sonra mı doğan alacaklara ilişkin olup olduğu, davalılardan kooperatif ortağı olmaları sebebi ile mi bir talepte bulunulduğu yoksa murislerin ölümünden önce doğan murislerine ait borçtan sorumlu olmaları sebebi ile mi talepte bulunulduğu, davalıların murislerinin ölümünden sonra kooperatif üyesi olmaları yönünde herhangi bir işlem yapılıp yapılmadığı ve kooperatif üyesi olup olmadığı hususunda davacı tarafa açıklamada bulunmak üzere süre verilmiş olup davacı vekili sunmuş olduğu beyan dilekçesinde takibin dayanağının 2019 yılı genel kurul kararlarında belirlenen onarım, tadilat ve tamirat işleri ile ödenmeyen ve eksik ödenen aidat alacaklarına ilişkin olduğunu, davalıların annesi ……’ın kooperatif üyesi olduğunu ancak ne zaman vefat ettiğinin bilinmediğini, davalıların kooperatife ortaklıklarının bulunmadığını, murislerinin kooperatif üyesi olması ve taşınmazın davalılarca kullanılması sebebiyle borçtan sorumlu olduklarını, 2013 yılında olan borcun murisin döneminden kaynaklandığını, diğer dönemlerin ise ölüm tarihi belli olmadığından hangi dönemden kaynaklandığının bilinmediğini belirtmiştir.
6102 Sayılı T.T.K.’nun 4. maddesinin 1. fıkrası 6335 Sayılı Yasanın 1. maddesi ile değiştirilerek ticari davalar her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları, T.T.K.’nun 4. maddesinin a bendi gereğince T.T.K.’nun dan kaynaklanan davalar, T.T.K.’nun 4. maddesinin b, c, d, e, f bentlerinde sayılan davalar ve diğer özel kanunlarda Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu kararlaştırılan davalar ticari dava olarak Ticaret Mahkemelerinde görülecektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5. maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Kooperatifler Kanununun “Ortağın Ölümü ve Ortaklığın Devri” başlıklı 14. maddesinde ortağın ölümü ile ortaklık sıfatının sona ereceğinin ve ana sözleşmede gösterilecek şartlarla ölen ortağın mirasçılarının kooperatifte ortak olarak kalmalarının sağlanabileceğinin düzenlendiği, somut olayda davacı kooperatif üyesi olan ve davalıların murisi ……’ın 18/02/2015 tarihinde vefat ettiği, davacı vekilinin beyanına göre davalıların annesi ……’ın kooperatif üyesi olduğu ancak ne zaman vefat ettiğinin bilinmediği, davalıların kooperatife ortaklıklarının bulunmadığı, davacının, davalılardan kooperatif ortağı olmaları sebebi ile değil murislerinin kooperatif üyesi olması ve taşınmazın davalılarca kullanılması sebebiyle talepte bulunduğu, icra takibine konu alacağın 2013 yılından murisin döneminden kaynaklandığı, diğer dönemlerin ise ölüm tarihi belli olmadığından hangi dönemden kaynaklandığının bilinmediği belirtilmiş ise de davaya konu Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takibin dayanağının 24/02/2019 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan karar gereği 24/03/2019 tarihli 200,00 TL ve 24/04/2019 tarihli 500,00 TL olmak üzere 2 adet yönetim giderine ilişkin olduğu, davacı vekilinin beyan dilekçesinde belirtmiş olduğu gibi takibe konu alacağın murisin döneminden kaynaklanmadığı, buna göre dava ve takip konusu alacağın davalıların murislerinin ölümünden önce doğan murislerine ait bir alacak olmadığı, icra takibine konu alacağın 2019 yılı genel kurul toplantısında alınan kararlara ilişkin olduğu, davalıların murislerinin ölümünden sonra kooperatif üyesi olmaları yönünde herhangi bir işlem yapılmadığı ve kooperatif üyesi olmadığı anlaşılmakla bu durumda davalılar, davacı kooperatifin üyesi olmadığından uyuşmazlığın kooperatif ve üyesi arasındaki ilişkiden kaynaklanmadığı, buna göre ise Mahkememizin görevli olmadığı, Başakşehir Tapu Müdürlüğüne yazılan müzekkereye Mahkememizin aynı bağımsız bölüme ilişkin açılan …. Esas sayılı dosyasında verilen ve bir örneği dosya arasına alınan cevapta söz konusu bağımsız bölümün bulunduğu parselin yönetim planına göre birden fazla parsel üzerinde olduğu ve toplu yapı yönetimine geçildiğinin bildirilmesi sebebiyle görevli Mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu, uyuşmazlığın görevli mahkeme olan Sulh Hukuk Mahkemelerinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği nazara alınarak göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nın 114/.1.(c).b,115 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nun 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair, davacı ve huzurda bulunan davalı asillerin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda İstinaf yasa yolu yargısal miktar sınırının altında kalmakla kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/03/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸