Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/589 E. 2022/981 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/589 Esas
KARAR NO : 2022/981

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/07/2021
KARAR TARİHİ : 29/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, davalı …. Şirketi ile ticari faaliyetlerde bulunmuş olduğunu, işbu ticari faaliyetler sonucu müvekkili şirketin davalı şirketten 91.234,37 TL cari hesap alacağı bulunduğunu, alacağın tahsili noktasında müvekkilince yapılan tüm girişimlerin sonuçsuz kalması sebebiyle işbu alacağın tahsili amacıyla İstanbul ….. İcra Müdürlüğü’nün …… E. sayılı dosyasından davalı-borçlu aleyhine ilamsız icra takibi başlatılmış ise de takibin davalı borçlunun haksız ve mesnetsiz itirazları üzerine durmuş olduğunu, müvekkili şirketin, aralarındaki ticari ilişkiye istinaden davalı şirketten takip tutarı olan 91.234,37 TL cari hesap alacağı bulunduğunu, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinin davalı şirket tarafından da çok iyi bilindiğini, dolayısıyla davalı şirketin, müvekkili şirkete borcu olmadığına ilişkin itirazlarının tamamen haksız ve mesnetsiz olup sırf takibi durdurmak için kötüniyetli olarak yapılmış olduğunu, müvekkili şirketin alacağının gerçek ve likit olduğunu, takip konusu alacak gerçek ve likit olup davalı borçlu da bu hususu çok iyi bildiğinden söz konusu itirazın kötü niyetli bir şekilde yapıldığı aşikâr olup, davalının amacının müvekkilinin alacağına kavuşmasını geciktirmek olduğunu, bu nedenle, kötü niyetli bir şekilde hareket ederek müvekkilinin alacağına kavuşmasına engel olmayı amaçlayan davalı-borçlu şirketin, İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2 hükmü uyarınca %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesi gerektiğini, arabuluculuğa başvuru yapıldığını, ancak anlaşma sağlanamamış olduğunu beyanla; fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla; davalı/borçlunun itirazının iptaline ve takibin devamına, davalının dava değerinin % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; 04.08.2021 tarihli tebliğ mazbatasındaki şerhin “Tevziat saatlerinde hane kapalı olup muhatabın çarşıda olduğu bina görevlisinin sözlü beyanından öğrenildi. Tebliğ evrakı ilgili mahalle muhtarlığının imzasına teslim edilerek adrese dönülmüş … no lu haber kağıdı kapıya yapıştırılarak imzadan imtina eden bina görevlisi ….a haber verilmiştir ” şeklinde olduğunu, tebligatta beyanı alınan komşunun açık kimliğinin belirtilmemesi ve söz konusu hususun muğlak olması tebligatın usulsüzlüğünü gösterdiğini, tebligat memuru tarafından müvekkilinin adresine gidilip gidilmediğinin düşülen şerhten denetlenmesi imkansız olduğundan, huzurda görülmekte olan davada dava dilekçesinin tebliğ tarihinin müvekkil şirketin tebliğden haberdar olduğu 27.09.2021 olarak düzeltilmesine ve süresinde sunulan cevap dilekçesinin kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini, taraflar arasındaki ticari ilişki gereği davacının alacaklı değil aksine borçlu konumunda olduğunu, bu sebeple ikame edilen davanın reddi gerektiğini, müvekkili şirketin usulüne uygun düzenlenen ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde ikame edilen davada davacının haksız olduğunun ortaya çıkacak olduğunu, zira, müvekkili şirketin davacı tarafın borcuna ilişkin cari hesap alacağı sebebiyle İstanbul …..İcra Müdürlüğünün …… E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatmış olduğunu, davacı taraf her ne kadar kötü ve haksız olarak takibe itiraz edildiğinden bahisle icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiş ise de müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcu olmadığının yargılama neticesinde ortaya çıkacak olduğunu, bu sebeple söz konusu talebin de reddi gerektiğini, bununla birlikte müvekkilinin kendisine borçlu olmadığını bilebilecek durumda olan davacının kötüniyetli olarak icra takibi başlatması ve neticeten işbu davayı ikame etmesi davacının kötüniyetli olduğunu açıkça göstermekte olduğundan davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini beyanla; dava dilekçesinin tebliğ tarihinin müvekkili şirketin tebliğden haberdar olduğu 27.09.2021 olarak düzeltilmesine ve süresinde sunulan cevap dilekçesinin kabulüne, davacı tarafından açılan iş bu haksız ve mesnetsiz davanın tümden reddine, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddi ile davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama harç ve masrafları ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, uyuşmazlık; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının, davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu, varsa yapılan ödemeler, ödeme konusundaki tarafların beyan ve itirazları nazara alındığında davacının alacağının kalıp kalmadığı hususlarındadır.
İstanbul ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyasının celbi talep edilmiş, dosya mahkememize uyap sistemi üzerinden gönderilmiş olup, davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine 91.234,37 TL cari hesap alacağı için ilamsız icra takibi başlatıldığı anlaşıldı.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirilerek, davacının, davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu, varsa yapılan ödemeler, ödeme konusundaki tarafların beyan ve itirazları nazara alındığında davacının alacağının kalıp kalmadığının tespiti için tarafların Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde 27/12/2021 günü saat 14:00’da Mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, Mali Müşavir bilirkişi ….. 06/04/2022 tarihli raporunda özetle; davacı tarafından sunulan 2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020 yılı ticari defterlerin T.T.K. Ve V.U.K. hükümleri doğrultusunda sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğunu, takibe ve davaya konu edilen cari hesap özetinde kayıtlı faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olduğunu, davalı tarafından sunulan 2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020 yılı ticari defterlerin T.T.K. Ve V.U.K. hükümleri doğrultusunda sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğunu, takibe ve davaya konu edilen cari hesap özetinde kayıtlı faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğunu, davacının ticari defterlerine göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle (10.02.2020) 91.234,37 TL alacaklı göründüğünü; ancak davacı tarafın cari hesap kayıtlarına toplam 161.132,00 TL tutarındaki dekontları davalıya ödemiş gibi kaydettiğinin tespit edilmiş olduğunu, davacı tarafın defter kayıtlarında görünen 91.234,37 TL alacağından 161.132,00 TL tutarındaki kayıtlar tenzil edildiğinde (91.234,37-161.132,00)= 69.897,63 TL eksi bakiye verdiğinin tespiti yapıldığını, davacı tarafın davalı tarafa 69.897,63 TL borcu olduğunu, davalının ticari defterlerine göre davalının davacıdan takip tarihi itibariyle (10.02.2020) 84.897,63 TL alacaklı olduğunu, tarafların inkâr tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin mahkememiz takdiri içinde kaldığını, neticeten, incelenen ticari defterler, faturalar, dekontlar ve tüm dosya içeriği çerçevesinde takip tarihi itibari ile davacı tarafın davalı tarafa 69.897,63 TL borçlu olduğunu bildirmiştir.
Dava, cari hesap alacağının tahsili amacı ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan ve taraflar lehine delil niteliğine haiz olduğu tespit edilen ticari defter ve belgelerin incelenmesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporu ile davacı tarafın davalı tarafa 69.897,63 TL borçlu olduğu tespit edilmiştir. Her ne kadar davacı taraf defterlerinde 191.132,00 TL ödemenin davalı tarafı borçlandırır şekilde kayıtlı olduğu görülmüş ise de, yapılan ödemelerin taraflar arasındaki cari hesap ilişkisine istinaden yapılmış olduğuna dair usulüne uygun delil dosyaya sunulabilmiş değildir. Takibin cari hesaba istinaden başlatılmış olması nedeni ile ispatlanması gereken husus cari hesap alacağının bulunup bulunmadığına ilişkindir. Vergi dairesine ibraz edilen BA/BS kayıtlarının incelenmesinde adet ve miktar olarak uyumlu oldukları görülmektedir. Mahkememiz 14/06/2022 tarihli ara kararı ile davacı tarafa yemin teklifinde bulunup bulunmayacağına ilişkin süre verilmiş ise de davacı vekilince yemin teklifinde bulunulmayacağı beyan edilmiştir. Açıklanan bu nedenlerle ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerektiği kanaati ile aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
AÇILAN DAVANIN REDDİNE;
1-Alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan 1.558,06 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 1.477,36 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
2-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafça sarf edilen 250,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 14.597,50 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/11/2022

Katip ….
¸

Hakim ….
¸