Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/564 E. 2021/825 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/564 Esas
KARAR NO : 2021/825

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/06/2013
KARAR TARİHİ : 21/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkilinden ürün satın aldığını, bu ürünlerden dolayı borçlu olduğunu, ancak davalının alınan ürünlerde yağ lekesi bulunduğunu, Bakırköy .. Noterliğinin 23/10/2012 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile bildirdiğini, ancak bunun süresinde olmadığını, ihtarname öncesinde de herhangi bir bildirimin bulunmadığını, kendilerince bedelin ödenmesi için noter aracılığıyla ihtarname çekildiğini , faturaya itiraz edilmediğini, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı dosyası ile yapılan takibe davalının haksız ve kötüniyetle itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiştir.
Davalı vekili aracılığıyla yargılama katılmış, cevap dilekçesinde özetle; davacıdan kumaş alan müvekkilinin bunları yurtdışı firmaya satmak üzere T-shirt haline getirdiğini, ayıbın gizli olması nedeniyle ürünlerin paketleme işleminden sonra dinlenmeye bırakıldığı aşamada örnek kontrol sırasında ayıp durumunun fark edildiğini ve bu kontrol sırasında yurtdışı firmanın tutanak tuttuğunu, ayıbı öğrenir öğrenmez Bakırköy … Noterliği aracılığıyla ihtarname keşide edildiğini, ayıbın gizli ayıp olması nedeniyle faturaya itirazın söz konusu olmadığını, ürünlerdeki ayıpların giderilemediğini, bu ayıplı mallardan dolayı dava dışı firmaya karşı zor durumda kaldıklarını, ayrıca ekstradan 6000 TL navlun gideri ödemek zorunda kaldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Takibe esas Bakırköy … icra müdürlüğünün ….. esas esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde ; 28/11/2012 tarihinde 39.403,39 TL alacağın faizi ile birlikte tahsili amacıyla ilamsız icra takibinde bulunulduğu, takibin dayanağının fatura , irsaliye, cari hesap ekstresi olarak gösterildiği, davalı borçlunun yasal süre içerisinde satılan ürünlerde gizli ayıp olduğu, bu nedenle borçlu bulunmadığı yönünde itiraz ettiği anlaşılmıştır. Tüm taraf delilleri toplanılmış, takip dosyası, faturalar , sevk irsaliyeleri, ihtarnameler dosya içerisine alınmış, ayrıca tüm dosya kapsamı üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Mahkememizce bozma ilamından önce “Dosya içerisinde mevcut 03/03/2014 tarihli bilirkişi raporunda açıklanıp, irdelendiği ve hakimliğimizce de kabul edildiği üzere; taraflar arasında alım satım ilişkisinin olduğu, ürünlerin davacı tarafça davalıya teslim edildiği ve ürün bedeli konularında uyuşmazlığın bulunmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ayıp ve ayıbın ihbarı konusunda olduğu tespit olunmuştur. Ürünlerin kısım kısım teslim edilmesi nedeniyle ve son teslimatın 23/10/2012 tarihinde oluşu nedeniyle davalının 23/10/2012 tarihinde yapmış olduğu ayıp ihbarının noter aracılığıyla ve süresinde yapıldığının kabulü gerekmiştir. Tekstil mühendisi bilirkişinin teknik incelemesi kapsamında söz konusu yağ lekeleri 1461 adet T-shirt de yağ lekeleri tespit olunmuştur. Ancak ayıbın açık ayıpmı gizli ayıp mı olduğu konusunda tam bir değerlendirme yapılamamıştır. Bu kapsamda alınan ek raporlarda da bu husus tam anlamıyla çözüme kavuşturalamamış, ancak … Üniversitesi Labaratuvarın 04/12/2012 tarih 12-604 sayılı raporunda yapılan incelemede de ayıp konusu tespit edilmiş, tüm dosya kapsamı ile ürünlerin gizli ayıplı olduğu, davalının usulüne uygun olarak ayıp ihbarında bulunduğu, kaldı ki davalının bu ayıplı ürünlerden dolayı zarara uğradığı tespit olunmuş ve aşağıdaki şekilde davanın reddine kararmiştir. Davalı taraf kötü niyet tazminatı isteminde bulunmuş ise de, davacının kötü niyetle hareket ettiği hususu ispat olunamadığından bu istemi reddolunmuştur. ” gerekçesiyle karar verilmiştir.
Mahkememizden verilen 17/11/2014 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamı temyiz edilmiş olmakla; Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 21/09/2017 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamı ile ” taraflar arasında kumaş alım satımı bulunduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamakta olduğu, buna göre kumaş teslimatının 26/09/2012 tarihinde başlamış ve 23/10/2012 tarihinde sona ermiş olduğunu, 26/09/2012, 27/09/2012, 29/09/2012, 02/10/2012, 06/10/2012 tarihinde teslim alınan kumaşların ayıplı olduğu yönünde dosya içeriğinde usulüne uygun bir ayıp ihbarına rastlanılmamış olduğunu, davalının ayıp ihbarının 23/10/2012 tarihinde yapılmış olduğunu, hangi kumaş teslimatına ilişkin olduğu açıklanmadığı gibi, kumaşların mamül haline getrildiği ihtar içeriğinden anlaşılmakta olduğunu, bu durumda davalının usulüne uygun bir ayıp ihbarı bulunmadığı gözetilerek hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm kurulması doğru görülmemiş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının diğer davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarıın şimdilik incelenmesine yer olmadığına ” karar verilmiştir.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyularak yargılmaya devam edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda, taraflar arasında kumaş alım satımı bulunduğu hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, ancak davalı tarafça teslim edilen ürünlerin ayıplı olduğunun ileri sürüldüğü, yaptırılan bilirkişi incelemesinde, ürünlerde yağ lekelerinin bulunduğunun tespit edildiği ancak ayıbın niteliği hakkında bilirkişiler tarafından tam tespitin yapılamamış olduğu, davalı tarafça her ne kadar davacıya bu konuda ihbarda bulunulduğu ileri sürülmüş ise de, sözleşme konusu malların teslim edildiğinin çekişme konusu olmadığı, tarafların tacir olduğu, davalı yanca ayıp iddiası bulunmakla davalının ayıba bağlı haklardan yararlanmak için önce ayıbın varlığının sonra süresinde ayıp ihbarında bulunulduğunun kanıtlaması gerektiği, bu konuda usulüne uygun ayıp ihbarında bulunulduğunu kanıtlayan delil sunulmadığı, davalının ayıp ihbarının 23/10/2012 tarihinde yapılmış olduğu ancak hangi kumaş teslimatına ilişkin olduğunun ihtardan anlaşılamadığı, ayrıca işin olağan akışına göre, davalının kumaşları işlemeden önce muayene ederek, ayıplıysa ayıp ihbarında bulunması gerektiği, Borçlar Kanununun 474/1 maddesi gereği, davalının muayene ve ayıp ihbar yükümlülüğünü ihmal ederek ve kumaşı işleyerek mamül haline getirdiği, işlemlerini yaptığı, kumaşları bu hali ile kabul ettiğinin kabul edilmesi gerektiği, davalının ayıba bağlı haklardan faydalanamayacağı kabul edilmiş olmakla buna göre davanın asıl alacak yönünden kabulüne, alacak yargılama gerektirdiğinden icra inkar tazminatı verilmemesine dair açılan davanın kısmen kabulüne, takibin 39.403,39 TL asıl alacak üzerinden devamına karar verilmiştir.
Mahkememizin 16/09/2019 tarih ve .. Esas … Karar sayılı ilamı temyiz edilmiş olmakla; Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin … Esas … Karar sayılı ilamı ile; ” dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının yerinde olmadığı, davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince, dava konusu alacak faturadan kaynaklandığından, davalı yönünden alacak tutarı likit (belirlenebilir – öngörülebilir) nitelikte olduğundan davacı yararına icra inkar tazminatına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi, icra inkar tazminatı ile ilgili talep harçlandırılabilir dava konusuna dahil olmadığından, davanın kısmen reddi şeklinde hüküm kurulup davalı yararına vekalet ücreti takdiri de isabetsiz olup bozmayı gerektirmiş olduğu Sonuç olarak; davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA” karar verilmiştir.
Yargıtay ….. Hukuk Dairesi’nin … Esas … Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin … Esas … Karar sayılı bozma ilamı bir arada değerlendirildiğinde taraflar arasında kumaş alım satımı şeklinde ticari ilişki bulunduğu, davacının davalı taraftan takip talebinde belirtilen tutarda alacaklı olduğu, davalı tarafın ayıp iddiasını kanıtlamayamadığı görülmüştür. Yargıtay bozma ilamında da açık olarak belirtildiği üzere dava konusu alacak faturadan kaynaklandığından belirlenebilir niteliktedir. Açıklanan bu nedenlerle açılan davanın kabulü ile belirlenebilir alacak yönünden icra inkar tazminatının kabulüne karar vermek gerektiği kanaati ile aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Açılan davanın KABULÜ İLE,
2-Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyasındaki takibin 39.403,39 TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA,
3-Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacağın % 20’sine tekabül eden ‭7.880,678‬ TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Alınması gereken 2.691,65 TL harçtan peşin alınan 475,95 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.215,70 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
5-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 500,25 TL ile bilirkişi, tebligat ve posta masrafı 992,50 TL olmak üzere toplam 1.492,75 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 5.910,51 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize müracaatla YARGITAY yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 21/09/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸