Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/563 E. 2021/957 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/563
KARAR NO : 2021/957

DAVA : Tapu İptali Ve Tescil
DAVA TARİHİ : 05/11/2007
KARAR TARİHİ : 20/10/2021
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 21/10/2021
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin yatırım yapmayı planladığını ve bu doğrultuda ……. Konut San. A.Ş ile görüşerek bu firmaya konut yaptırılması için anlaşma sağlandığını, anlaşmada firmanın aynı zamanda yapılacak villaların satış ve pazarlama sorumluluğunu yüklendiğini, bu firmanın isteği üzerine firma yönetim kurulu başkanı …’a vekalet verildiğini, davalı … Temsil yetkisini kötüye kullanarak …… köyü …. ada …. parseldeki arsa üzerine inşa edilmekte olan binalardan …. nolu dubleks meskenin kat irtifakına ayrılan 13/1200 arsa payını diğer davalı … …’e 30.05.2007 tarihinde 17.000.00.-YTL bedelle sattığını, bu satışın gerçek rayici yansıtmadığını ve gizli bir bağışlama olduğunu, satılan villanın gerçek değerinin asgari 330.000.00.-YTL olduğunu bu nedenle taşınmazın tapu kaydının iptal edilerek müvekkili şirket adına tesciline karar verilmesini ayrıca dava konusu taşınmazın 3. Şahıslara devir ve temliki ile üzerine ayni ve şahsi hak tesisininin önlenmesi zımnında ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiş yargılama aşamasında da beyanlarını tekrarlamıştır.
CEVAP: Davalılar usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen cevap dilekçesi ibraz etmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizin verilen 17/10/2018 tarih ve ….. Esas ….. sayılı kararı Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 24/11/200 tarih ve……. Esas …… Karar sayılı ilamıyla bozulmuş, mahkememizce usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, dava dışı …… isimli şirket ile çelik ev projesi kapsamında sözleşmeler imzalandığını, konutların pazarlama ve satış sorumluluğunu da anılan şirketin üstlenmesi nedeniyle şirketin yönetim kurulu başkanı davalı …’a vekaletname verildiğini, ancak davalı …’ın vekalet görevini kötüye kullanarak .. ada .. sayılı parseldeki … no’lu bağımsız bölümü resmi senette aynı adreste ikamet ettiği gözüken diğer davalı …’e devrettiğini, davalıların el ve işbirliği içerisinde hareket ettiklerini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.
Davalı …, dava konusu taşınmazı gazete reklamlarında gördüğünü, ailesiyle birlikte gezdikten sonra 162.000 TL bedeli karşılığında satın aldığını, satış bedelinin tamamını vekile ödediğini, davalı vekille aynı adreste oturmadığını, satıştan önce vekili tanımadığını, iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş; diğer davalı vekil …… davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı ……. Kurumsal Hizmetleri A.Ş.’nin Beşiktaş…. Noterliğinin 28.05.2007 tarih ve …. yevmiye numaralı vekâletnamesi ile davalı …’ı vekil tayin ettiği, dava konusu …. ada 1 parseldeki …. nolu bağımsız bölümün tamamı davacı adına kayıtlı iken anılan vekaletnameye istinaden davalı vekil … tarafından 30.05.2007 tarihinde diğer davalı …’e satış suretiyle devredildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, Borçlar Kanununun temsil ve vekalet aktini düzenleyen hükümlerine göre, vekalet sözleşmesi büyük ölçüde tarafların karşılıklı güvenine dayanır. Vekilin borçlarının çoğu bu güven unsurundan, onun vekil edenin yararına ve iradesine uygun davranış yükümlülüğünden doğar.
6098 s. Türk Borçlar Kanununda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. maddesinde (818 s. Borçlar Kanununun 390.) maddesinde aynen; “Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir.
Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür.
Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır.” hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır. Vekâletin kapsamı, sözleşmede açıkça gösterilmemişse, görülecek işin niteliğine göre belirlenir. (TBK’nin 504/1) Sözleşmede vekaletin nasıl yerine getirileceği hakkında açık bir hüküm bulunmasa veya yapılan işlem dış temsil yetkisinin sınırları içerisinde kalsa dahi vekilin bu yükümlülüğü daima mevcuttur. Hatta malik tarafından vekilin bir taşınmazın satışında, dilediği bedelle dilediği kimseye satış yapabileceği şeklinde yetkili kılınması, satacağı kimseyi dahi belirtmesi, ona dürüstlük kuralını, sadakat ve özen borcunu göz ardı etmek suretiyle, makul sayılacak ölçüler dışına çıkarak satış yapma hakkını vermez. Vekil edenin yararı ile bağdaşmayacak bir eylem veya işlem yapan vekil değinilen maddenin son fıkrası uyarınca sorumlu olur. Bu sorumluluk BK’de daha hafif olan işçinin sorumluluğuna kıyasen belirlenirken, TBK’de benzer alanda iş ve hizmetleri üslenen basiretli bir vekilin sorumluluğu esas alınarak daha da ağırlaştırılmıştır. Öte yandan, vekil ile sözleşme yapan kişi 4721 s. Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar. Vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalır, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamaz.
Ne var ki, üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, TMK’nin 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir. Söz konusu yasa maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden (resen) göz önünde tutulması zorunludur. Aksine düşünce kötü niyeti teşvik etmek en azından ona göz yummak olur. Oysa bütün çağdaş hukuk sistemlerinde kötü niyet korunmamış daima mahkum edilmiştir. Nitekim uygulama ve bilimsel görüşler bu yönde gelişmiş ve kararlılık kazanmıştır.
Somut olayda; kayıt maliki davalı …’un gazete ilanı üzerine ve ilanda gösterilen bedel üzerinden dava konusu taşınmazı satın aldığı, satış bedelini davalı vekil …’a ödediği, davalı … ile vekil ….’ın el ve işbirliği içinde hareket ettiklerinin davacı tarafından ispatlanamadığı, davacının vekilden bedel isteminde de bulunmadığı anlaşılmakla davalı …’e karşı açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili ile davalı …’ın mahkememizin 25/04/2018 tarihli celsesine katılmadığı, davalı … vekilinin ise davayı takip ettikleri yönündeki beyanı nazara alınarak davalı …’a karşı açılan davanın HMK m.150 gereğince işlemden kaldırılmasına ve yenilenmemesi nedeniyle bu davalıya karşı davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Davalı …’a karşı açılan davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
Davalı …’e karşı açılan davanın REDDİNE,
1-Alınması gereken 59,30 TL’nin harcın davacı tarafından peşin alınan 229,50-TL harç ve tamamlama harcı olan 3.632,00-TL’den mahsubu ile bakiye kalan 3.802,20 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı … tarafından yapılan 410,00 -TL yargılama giderinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya verilmesine,
4-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 52.045,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya verilmesine,
5-Taraflarca dosyaya yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
6- Mahkememizce, … Tapu Sicil Müdürlüğü’ne gönderilen 27/03/2009 tarihli müzekkere ile konulan İİK m.28 şerhinin kaldırılması için Tapu Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmasına,
Dair, davalı … vekilinin yüzüne karşı, davacı vekili ile diğer davalının yokluğunda, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize müracaatla YARGITAY yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 20/10/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır