Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/56 E. 2022/434 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/56 Esas
KARAR NO : 2022/434

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/01/2021
KARAR TARİHİ : 12/05/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 24/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı şirkete toplamda 8.475,65-TL tutarlı mal sattığını, söz konusu malların davalıya teslim edildiğini ancak, düzenlenen faturalara konu borç ödenmesi gerekirken vadelerde herhangi bir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine davalı tarafa Küçükçekmece … İcra Dairesi … Esas nolu dosyadan gönderilen faturaya dayalı olarak 8.086,78-TL asıl alacak ve 388,87-TL işlemiş faiz toplamı 8.475,65-TL’nin tahsili amacıyla genel haciz yoluyla takip yapıldığını, davalının 08.11.2020 tarihinde borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, çekilen ihtarname ile davalı-borçlunun temerrüde düşürüldüğü gibi takibin dayanağı olan faturalara yasal süre içinde itiraz etmemek suretiyle faturaların münderecatını kabul etmiş olduğundan borçlu olmadığını ileri süremeyeceğini, aynı şekilde davalı borçlunun itiraz ettiği faiz oranının da taraflar arasında yapılan satış sözleşmesi çerçevesinde gecikme durumunda ödeneceği kararlaştırılan ve faturalarda belirtilen faiz oranı olup faturalarla birlikte söz konusu faiz oranının da kesinleştirildiğini, sonuç ve istemle; borçlunun icra takibine yaptığı itirazının iptaline, borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen %9 faiziyle ödemeye ve takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi dava ve talep etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili …. San. Tic. Ltd. Şti.’nin 18 yıldır dünyanın önde gelen ultrasonik sistemler üreten İsviçre menşeli “….” firmasının Türkiye temsilciliğini yapmakta olduğunu, alanında Türkiye’nin önde gelen çözüm üretici firmalarından biri olduğunu, müvekkili şirketin müşterilerine sadece ürün satışı değil çözüm üreten bir şirket de olması sebebiyle AR-GE çalışmalarına ciddi zaman ve bütçe ayırdığını, bu nedenle 18 yıldır “….” şirketi ile işbirliği içinde ultrasonik horn tasarımı ve imalatı da yaptığını, müvekkili şirketin farklı üretim proseslerine uygun ve kaliteli ultrasonik hornlar üretebilmek için ciddi yatırımlar yaptığını, zengin bir makina/teçhizat parkuruna sahip olduğunu, davacı/alacaklı …firmasından ultrasonik horn imalatı için alüminyum malzemeler satın alındığını, ancak alınan bu malzemelerin ayıplı ürün kapsamında olduğu müvekkili şirket tarafından, aşağıda nedenleri belirtildiği üzere tespit edildiğini, davalı müvekkili şirketin yukarıda izah edilen uzun yıllara dayanan tecrübelerine rağmen alacaklı …şirketinden satın alınan alüminyum malzemeler ile üretilen hornlar müşterilerden fazla bir kaç gün çalıştıktan sonra arızalandığını, (çatlamıştır) devamında aynı kodlu alüminyum malzeme başka bir tedarikçiden alındığında hiç sorunsuz, olması gerektiği gibi uzun süreler müşterilerde çalıştığını, sonuç olarak; alacaklı …şirketi tarafından müvekkiline satılan alüminyum ile üretilen hornlar müvekkili şirketin müşterilerine sadece bir horn olarak verilmemiş olup, set olarak verildiğini ve müşterilerin hornlarda yaşanan problemi bütün sistemden kaynaklı farz ederek ürünlerin tamamını set olarak ve/veya makina olarak iade ettiğini, çatlak hornların müvekkili şirkette hurda olarak saklandığını, müvekkili şirketin ayıplı malların iade alınması için müteaddit defa alacaklı şirket yetkilileri ile görüştüğünü ancak ayıplı ürünlerin iade alınmadığı gibi haksız olarak davaya konu icra takibini başlattığını, alacaklı şirket tarafından ayıplı malların iade alınmaması sebebiyle müvekkili şirketin telafisi mümkün olmayan maddi, manevi zarara uğradığını, bu sebeplerle esas müvekkili şirketin alacaklı konumda bulunduğunu, buna ilişkin iade faturası kesildiğini ve davacı şirkete gönderildiğini, müvekkili şirkete ayıplı ürün teslim edilmesi sebebiyle müvekkili şirketin davacı şirketten alacaklı konumda olduğunu, mahkeme tarafından müvekkili şirketin deposunda bekleyen hornlara ilişkin bilirkişi incelemesi yapıldığında davacının ayıplı ürün teslim ettiğinin ortaya çıkacağını, alacak miktarının likit olmadığını, işbu davanın konusunu teşkil eden icra takibinde, alacaklı olduğunu iddia eden davacı tarafından talep edilen meblağın asıl borçlu şirketin ticari defter ve kayıtları ile uygunluk arz etmediğini, talep edilen faiz TMK 2. maddesinde ve yerleşik Yargıtay kararlarında belirtildiği gibi dürüstlük ve objektif iyi niyet kurallarına aykırılık teşkil ettiğini, davacı şirket tarafından faiz hesaplanırken TMK 2. maddesinde ve yerleşik Yargıtay kararlarında ifadesini bulan işbu kurala aykırı davranıldığını, sonuç ve istemle; davacının talep etmiş olduğu meblağın haksız ve hukuka aykırı olup, ayıplı ürün sebebiyle alacaklı olduğunu iddia eden davacının talep edilen miktarda bir alacağı bulunmadığından davanın reddi, reddedilen miktar üzerinden %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, itirazın iptali davası olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının davalıya sattığı ürünler karşılığında düzenlediği takip ve dava konusu fatura nedeniyle davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu, davalının savunmasına göre de söz konusu ürünlerde idida edildiği şekilde ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın ne olduğu (gizli-açık ayıp) muayene ve ihbar yükümlüğünün davalı tarafça yerine getirilip getirilmediği hususlarındadır.
Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası UYAP sistemi üzerinden celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu hakkında 8.475,65-TL toplam alacak üzerinden fatura alacağından kaynaklı ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlunun itiraz ettiği anlaşıldı.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularında tarafların ticari defter ve belgeleri ile davaya konu ürünler üzerinde inceleme yapılarak SMMM ve Makine Mühendisi bilirkişilerden rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti raporunda özetle; Dava konusunun, davacının davalı ile olan ticari ilişki dolayısıyla oluşan faturaya bağlı cari hesap alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, davalı tarafından sunulan 2020 yılları ticari defterlerin T.T.K. ve V.U.K. hükümleri doğrultusunda sahibi lehine deli ine haiz olduğu, takibe ve davaya konu edilen cari hesap özetinde kayıtlı faturaların ve ödeme belgelerinin davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının ticari defterlerine göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle (07/10/2020) 8.045,27-TL alacaklı olduğu, davacı yan tarafından, ticari defter ve belgeler incelemeye sunulmadığı için sahibi lehine del konusunda değerlendirme yapılamadığı, gerek davalı tarafın dava dilekçesindeki beyanları, gerekse de davacı tarafından düzenlenen faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olması hususları birlikte nazara alındığında; davacının dava konusu ettiği faturaların, davalının kabulünde olduğunun değerlendirildiği, davacı taraf, alacağını faturaya bağlı cari hesaba dayandırdığı ve davalı taraf ile ticari ilişkisini cari hesap şeklinde sürdürdüğü için dava konusu alacağın hangi faturalardan kaynaklı olduğunun bilinemeyeceği, davalı tarafın beyanları nazara alındığında alınan malın iadesinin gerçekleşmediği kanaatine varıldığı, davacının davasında haklı görülmesi ve takibin devamına takdir edilmesi halinde, davacının takip tarihi (07.10.2020) itibariyle davalıdan olan asıl alacağına faiz talep edebileceği, tarafların inkâr tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin mahkemenin takdiri içinde kaldığı, yapılan teknik inceleme sonucunda dava konusu malzemedeki kusurların gizli ayıp kapsamında olduğu ancak muayene yükümlülüğünün yerine getirilmemiş olduğu, neticeten, incelenen dava konusu işlenmiş Alüminyum malzemeler, ticari defterler, faturalar ve tüm dosya içeriği çerçevesinde takip tarihi itibari ile davacının davalı yandan 8.045,27-TL alacaklı olduğu kanaati bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmesinde ;Dava, fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup taraflar arasındaki ticari ilişkinin ticari mal satışından ibaret olduğu davalı ticari defter ve kayıtlarına göre davalı tarafın davacı tarafa 8.045,27 TL borcu bulunduğu tarafların tacir olduğu , davalının eksik ve geç teslim iddiasında olduğu ayıp ihbarı ile ilgili olarak TTK 23/c ve BK 223 maddelerine göre ayıbın şekli ve süresine ilişkin hükümlerinin olayda uygulanması gerektiği, davalı yanca ayıp iddiası bulunmakla davalının ayıba bağlı haklardan yararlanmak için önce ayıbın varlığının sonra süresinde ayıp ihbarında bulunulduğunun kanıtlaması gerektiği, bu konuda usulüne uygun ve süresinde ve ayıp ihbarında bulunulduğunu kanıtlayan delil sunulmadığı yargıtay yerleşik içtihatlarına göre de ” bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (ttk 21/2). süresi içinde itiraz edilmeyerek kesinleşen faturadaki alacakla ilgili olarak, süre geçtikten sonra iade edilmesi veya ticari defterlere kaydedildikten sonra iade faturası düzenlenmesi, borçtan kurtulmayı sağlayan ve alacağı tartışmalı hale getiren geçerli bir araç değildir. itiraz süresi geçtikten sonra, faturaların doğrudan iade edilmesi veya iade faturası kesilmesi alacağın varlığını ortadan kaldıran bir sonuç doğurmayacaktır. (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 19/02/2018 tarih ve 2016/4742 Esas, 2018/652 Karar sayılı ilamı, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 05/02/2018 tarih ve 2016/3890 Esas ve 2018/368 karar sayılı ilamı) şeklindeki ilamları da hep birlikte değerlendirilmesinde davalının ayıba bağlı haklardan faydalanamayacağı anlaşılmış olup davacının davalıdan 8.045,27 TL alacağını talep edebileceği anlaşılmakla hüküm vermeye elverişli olduğu değerlendirilen bilirkişi tarafından sunulan rapor da dikkate alınarak açılan davanın kısmen kabul-kısmen reddine, Küçükçekmece … İcra Müd.nün … E sayılı icra takibinde davalı tarafından 8.045,27-TL asıl alacak yönünden yapılan itirazın iptaline, takibin 8.045,27-TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, Davacı tarafın icra inkar tazminat talebinin kabulü ile asıl alacağın % 20’si oranında 1.609,05-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Açılan davanın KISMEN KABUL-KISMEN REDDİNE,
1-Küçükçekmece …. İcra Müd.nün … E sayılı icra takibinde davalı tarafından 8.045,27-TL asıl alacak yönünden yapılan itirazın iptaline, takibin 8.045,27-TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davacı tarafın icra inkar tazminat talebinin kabulü ile asıl alacağın % 20’si oranında 1.609,05-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinden; 67,03-TL’sinin davacıdan, 1252,97-TL’sinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Alınması gereken 549,57-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 102,37-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 447,20-TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Dava ilk açılış harç gideri olan 161,67-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olarak toplam 1.708,50-TL’den kabul oranına göre(%94,92) hesaplanan 1.621,74-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince tespit olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince tespit olunan 430,38-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin e-duruşma ortamında, davalı tarafın yokluğunda, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.12/05/2022

Katip ….
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır