Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/542 E. 2022/762 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/542 Esas
KARAR NO : 2022/762

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/10/2018
KARAR TARİHİ : 29/09/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 01/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin … tarihleri arasında düzen ….. fuarında ürünlerinin sergilenmesi ve fuar alanında kendisine ayrılan alanın dekorasyonu için müvekkilden 90.057,60 TL tutarlı 13.06.2018 tarih ve …. sıra nolu, 14.927,00 TL tutarlı 29.06.2018 tarih ve … sıra nolu, 8.260,00 TL tutarlı 02.07.2018 tarih ve …. sıra nolu faturalarda ayrıntılı olarak gösterilen malları satın aldığını, faturalarda gösterilen malların yine 13.06.2018 ve 29.06.2018 tarihlerine davalı şirket’in mimarı ….. tarafından imzalanan Montaj Sahası Durum ve Uygulama Tutanaklarımdan görüleceği üzere sayımı ve kalite kontrolü yapılarak teslim alındığını, davalı şirketin Almanya’daki Fuar’da müvekkilden kaynaklı herhangi bir sorun yaşamaksızın ürünlerin tanıtımını gerçekleştirdiğini ve sosyal medya hesaplannda Fuar’ın sorunsuz olarak geçtiğine ilişkin paylaşımlarda bulunduğunu, sosyal medya paylaşımlarının “…..” kullanıcı adı ile yapılmış olup, ….. Ltd. Şti. , …. Ltd. Şti. ile ….. Paz. A.Ş. şirketler üçlüsünün; temsilcilerinin aynı şahıslar olması, müvekkil tarafından üç şirkete de kesilen fatura tarihlerinin aynı olması, BA-BS Mutabakat mektuplarındaki antetlerinde “…..” ibaresinin yanında “…” ibaresinin de bulunması, şirketlere ilişkin temsil ve ilzam kararlannın aynı tarihte ilan edilmesi, üç şirket merkezinin de Esenyurt’da olması ve hatta iki şirketin merkez adresinin aynı sokakta olması hususlarının tesadüf olmadığını, bu sebeple “…..” kullanıcı adı üzerinden yapılan sosyal medya paylaşımlarının bu üç şirketi de kapsadığını, üç şirketin de Berlin’de ki Fuar’a katılmak amacıyla müvekkilden mal satın aldığını, davalı şirketin müvekkile satın alınan mallan kapsayan faturalan kapsar nitelikte BA-BS Mutabakat Mektuplan gönderdiğini ve taraflann Mutabakat Mektuplan’nda yazılı bakiyelerde mutabık kaldıklarını, anlatılan tüm bu sürece ve taraflar arasındaki borç mutabakatına rağmen davalı şirketçe hiçbir ödeme yapılmadığını, bu nedenle müvekkilin Büyükçekmece ….. Noterliği’nin 11.09.2018 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle ödemenin yapılması isteminde bulunduğunu ancak davalı şirketin Beyoğlu …. Noterliği’nin 24.09.2018 tarih ve … yevmiye numaralı cevabı ihtarnamesiyle malların hiç teslim edilmediği veya ayıplı olduğu gerekçesiyle ödeme yapmayı reddettiğini ve iade faturalan düzenlendiğini ancak bu faturalann müvekkilce kabul edilmediğini ifade ettiğini, davalı şirket tarafından satın alınan mallann faturalarda aynntılan ile gösterildiğini, mallann davacı şirketçe sayımı ve kalite kontrolü sağlanarak teslim alındığını, TTK m.21/2 “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır” hükmünü havi olup açıkça teslim alman fatura içeriğine 8 gün için itiraz edilmediği takdirde fatura borcunun ödenmesi gerektiğini ifade ettiğini, davalı şirketin müvekkilin verdiği hizmetin karşılığı olan faturalann kesim tarihinden 3 ay kadar bir süre sonra iade faturalan düzenleyerek müvekkile gönderdiğini, TTK m.21/2 karşısında davacının 3 ay sonra göndermiş olduğu bu iade faturalannın hiçbir hükmünün bulunmadığını, maddenin, kesilen faturaya 8 gün içinde itiraz edilmediği takdirde fatura borcunun ödenmesi gerektiğini net bir şekilde hükme bağladığını, davalı şirketçe mallann ayıplı olduğu veya mallann eksik olarak teslim alındığı ileri sürmüş olsa da bu iddianın hiçbir gerçekliğinin olmadığını, davalı şirketin 20.07.2018 ve 24.09.2018 tarihinde müvekkile BA-BS Mutabakat göndererek borcun varlığını ikrar ettiğini,neticeten; itirazın iptali ile takibin devamına, borçlunun borcunu inkar etmesi ve müvekkil şirketin alacağına kavuşmasını engel olmak için itiraz sebebiyle borçlu aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, tekstil sektöründe faaliyet gösteren ve dünyaca bilinen bir marka olup, 03.07.2018-05.07.2018 tarihleri arasında düzenlemiş olan ….’nda tekstil ürünlerinin şık bir şekilde sergilenmesi ve Türkiye’nin tekstil sektörünü bu önemli uluslararası fuarda profesyonel bir şekilde temsil etmek amacıyla, fuar alanında kendisine aynlan bölgenin dekorasyonu için davacı ile iletişime geçtiğini, davacı şirket yetkilisi olan …’m 06.06.2018 tarihinde …com e-posta adresinden müvekkil şirkete gönderilmiş olan teklifte tarafların anlaştıklarını, davacı şirketin 13.06.2018 tarihli …. seri nolu 90.057,60-TL tutarında, 29.06.2018 tarihli …. seri nolu 14.927,00 TL tutannda ve 02.07.2018 tarihli …. seri nolu 8.260,00 TL tutarına faturaları düzenlemiş olup sonrasında müvekkil şirketin sipariş verdiği malları teslim etmek üzere çalışanlarını fuar alanına gönderdiğini, teslim gününde Kalite Kontrol tutanağının içerisindeki metni müvekkil şirket çalışanı ….. hazırlamamış olup kendisine sadece formalite olduğu belirtilerek aceleyle ve okumasına imkan tanınmadan imzaladığını, sonrasında kurulum yapılacağı zamanda, faturalann içeriğinde bulunan fakat; müvekkil şirketin aslında teslim almadığı ürün ve hizmetlerin olduğu, fatura içeriğindeki miktar ve birim fiyatlarda hatalı olduğu, teslim edilen ürünlerin kalitesinin kabul edilemeyecek derecede ayıplı olduğunun farkedildiğini, teslim edilen ürünlerde ciddi üretim hataları olduğunun ortaya çıktığını, mallara ilişkin ayıpların …. Mobilya’mn Almanya Berlin şehrine giden ve bu ürünlerin kurulumundan sorumlu kendi personelleri tarafından da farkedildiğini, bu durum üzerine davacı şirketin ortağı ile görüşmeler yapılmış olup kendilerine ayıplara ilişkin fotoğraflar gönderildiğini ve konu hakkında kendilerinin de bilgilendirildiğini, bahse konu telefon görüşmesinde de müvekkil şirketin, davacı şirket ortağı tarafından telkin edildiğini ve durumun düzeltileceğinin belirtildiğini, müvekkil şirketin davacı şirketin telkinine ve şirketlerin birbirine duyduğu karşılıklı güven sebebiyle sonrasında bu durumun davacı tarafından düzeltileceğini düşündüğünü, davacı şirketin ticari itibarını korumak isteyeceğini de göz önüne alarak müvekkilin, davacının söylemlerine güvendiğini ve yasal herhangi bir bildirimde bulunmadığını, fakat müvekkil şirkete ayıplı ürünlerin yerine geçecek herhangi bir yeni ürün veya ayıplı ürünleri düzeltmeye yönelik bir montaj ekibi gönderilmediğini, beklenen düzeltmelerin yapılmaması üzerine, Berlin’deki bu önemli Fuarın açılışına markanın sunumunu ve dekorasyonunu telaşla yetiştirmeye çalışan müvekkilin, eli mahkum bu ayıplı ürünleri kullanmak durumunda kaldığını ve bu durumun Müvekkil Şirket’in müşterilerini nezdinde unvanını ciddi şekilde sarstığını, fuar gerçekleştikten sonra davacının, müvekkil şirketi ile görüşmeler yaparak fatura tutarının çok daha az bir tutarını talep edeceğini bildirdiğini, tarafların bu meblağda mutabakata vardıklarını, davacı şirketin teslim edilmeyen ürünlerden ve ayıpların varlığından haberdar olduğunu hatta ihtilafı gidermek amaçlı sulh görüşmeleri başlattıklarını, yaşanan olay bazında durumun düzeleceğine güvenerek hareket eden müvekkil şirketin, davacı şirketin kendilerini arayarak mutabakattan vazgeçtiklerini ve faturadaki ödemelerin tümünü talep edeceklerini bildirmeleri üzerine gönderilmiş olan faturalara karşılık 07.09.2018 tarihinde …, … ve … nolu 3 adet ayrı iade faturası düzenleyerek davacı şirkete gönderdiğini, bunun üzerine davacı şirketin Büyükçekmece …. Noterliği 11.09.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile bu iade faturalarını kabul etmediklerini ve ödemelerin 7 (yedi) gün içerisinde yapılmaz ise yasal yollara başvurulacaklarını bildirdiklerini, müvekkil şirketin ise cevap olarak, Beyoğlu … Noterliğinden 24.09.2018 tarihli …. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile kendilerine hiç teslim edilmemiş ürünlerin ve ayıplı malların olduğunu tekrar belirterek bunlara ilişkin ödeme yapmayacağını belirttiğini, müvekkil şirketin davacı tarafından gösterilen iyi niyete güvenerek faturaya yasal süresi içerisinde itirazda bulunmamasının, davacı şirketin sözleşme edimini eksiksiz yerine getirdiğine ilişkin bir karine olarak kabul edilemeyeceğini, sosyal medya paylaşımlarının delil niteliğine haiz olmadığını,neticeten; davanın reddi ile davaya konu icra takibinin iptaline, yargılama masrafları ve müvekkile karşı haksız şekilde dava açılmasından doğan müvekkilin uğradığı tüm zararlar ile vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının davalıya yaptığı fuar alanı dekorasyonu işi karşılığında düzenlenen faturalar nedeniyle davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu, davalının savunmasına göre, davacının yaptığı işin bir kısmının gizli- açık ayıplı olup olmadığı, davalının muayene ve ihbar yükümlülüğünü süresinde ve usule uygun yerine getirip getirmediği, davacının sunduğu mutabakat mektuplarının tarafların iddia ve savunmaları açısından ne şekilde değerlendirilmesi gerektiği, sonuç itibariyle davacının davacıdan alacaklı olup olmadığı hususlarındadır.
Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası celbedilmiş olmakla, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplam 116.663,44-TL nun tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin …. Esas, …. karar sayılı ve 11/07/2019 karar tarihli ilamı ile “…1- Davanın kabulüne, Büyükçekmece .. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında yapılan takibe davalının itirazının iptaline, takibin devamına, 2-Asıl alacağın % 20’si oranında 23.332,68-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,…” karar verilmiş olup, kararın davalı tarafça istinaf edilmesi üzerine dosyanın gönderildiği İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin …. Esas, … Karar sayılı ve 01/06/2021 karar tarihli ilamı ile “..Davalı vekili istinafında, usulüne uygun ayıp ihbarında bulunulduğunu kanıtlayan delil sunulmadığına dair gerekçenin dosya münderecatı ile uyumlu olmadığını, dava konusu olayda da davacının yegâne yükümlülüğünün ürünleri teslim etmek değil aynı zamanda montajını gerçekleştirmek olduğunu, montaj bedeline ilişkin 02/07/2018 tarihli faturanın da işbu hususu ispatladığını, dolayısıyla işin teslim edilebileceği en erken tarihin 02/07/2018 olduğunu ve gerek TBK. m.474 gerekse de TTK. m.23/1-c uyarınca 06/07/2018 tarihinde “….” üzerinden doğrudan davacı şirket yetkilisi ….’a yapılan bildirimlerin süresinde ve usulüne uygun yapılmış ayıp ihbarı niteliğinde olduğunu, bu ihbarların ve ihbarlarda belirtilen ayıpların işbu yazışmalarda da açıkça görüleceği üzere davacı tarafça da ikrar edildiğini, 02/07/2018 tarihli … seri nolu 8.260,00 TL tutarlı montaj faturasına ilişkin herhangi bir Kalite Kontrol Tutanağı’nın bulunmamasının da işin ayıplı olduğunu ve bu nedenle bir kalite kontrol tutanağının düzenlenmediğini ispat ettiğini, ayrıca ayıp ihbarının varlığının cevap dilekçesinde dayanılmış olan tanık deliliyle de ispatının mümkün olduğunu, bu nedenlerle söz konusu ayıplı ürünlerin davacı şirketin çalışanları tarafından montajlanmış bir şekilde halen Almanya’daki fuarda bulunması sebebiyle bu ürünlerin ayıplarının tespiti için bir bilirkişi tayin edilmesi veya objektif bir denetim kuruluşu tarafından bu ürünlerin tetkikinin yapılması sonucunda hüküm kurulması gerektiğini, takipte talep edilen asıl alacak miktarı, takip tarihine kadar işlemiş faiz tutarları hariç 113.244,60 TL olmasına rağmen davacının ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde düzenlenen 17/06/2019 tarihli bilirkişi raporunda takip tarihi itibariyle davacının davalıdan alacaklı olduğu görünen miktarın 106.445,20 TL olduğunun tespit edildiğini, buna rağmen 7.000,00 TL civarında fazla talepte bulunduğunu, bu durum bilirkişi raporu ile tespit edilmişken ilk derece mahkemesi tarafından kurulan takibin devamına ve %20 icra inkâr tazminatı ödenmesine dair hükmün hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketin, davacı tarafından gösterilen sözde iyi niyete güvenerek faturaya yasal süresi içerisinde itirazda bulunmamasının, davacı şirketin sözleşme edimini eksiksiz yerine getirdiğine ilişkin bir karine olarak kabul edilemeyeceğini, takip tarihi itibariyle müvekkili şirketin davacıya hiçbir borcu bulunmadığı yönündeki iddialarının lehlerine delil teşkil eden ticari defter ve kayıtları kapsamında ispat edilmiş olduğundan haksız davanın reddi gerektiğini, bilirkişi raporunda ayıp hususu irdelenmediği gibi iade faturası düzenledikleri takip konusu faturaların hali hazırda alacak kalemi olarak gösterilmiş olmasının kabul edilebilir bulunmadığını, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin … Esas, …. Karar ve 08/06/2018 tarihli ilamında da belirtildiği üzere, ayıplı hizmetin takip konusu faturaların hangi miktarına tekabül ettiğinin saptanması gerekmekte iken, işbu hususu göz ardı eden bilirkişi raporunun esas alınamayacağını belirterek, ilk derece mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davalı iş sahibi, davacı ise yüklenicidir. Davacı yüklenici şirket tarafından davalı iş sahibi şirketin …. tarihleri arasında …. Fuarındaki, …. tarihleri arasında ise ….. şehirindeki Showroomdaki ürünlerinin sergilenmesi için dekorasyon işlerinin yapılması ve bunların fuar ve showroom alanlarında montajlarının yapılması için sözlü olarak anlaşmaya varılmış, bu kapsamda dekorasyon ürünleri davacı tarafından Türkiye’de davalıya teslim edilmiş, davalı tarafından bunların yurtdışına nakledilmeleri sonrasında yine davacı tarafça bunların fuar ve showroomlardaki montaj işlemleri tamamlanmıştır. Taraflar arasında sözleşme ilişkisi, sözleşmeye konu ürünlerin davalıya teslim edildiği ve iş bedeli hususları ihtilaf konusu değildir. Taraflar arasındaki ihtilaf, davacı tarafından yapılan dekorasyon ürünlerinde açık ve gizli ayıp bulunup bulunmadığı, eğer var ise davalı iş sahibinin muayene ve ihbar yükümlülüğünün süresinde ve usulüne uygun olarak yerine getirip getirmediği, bu kapsamda davacının davaya konu 3 adet fatura nedeniyle davalıdan alacaklı olup olmadığı, davacı tarafça sunulan mutabakat mektuplarının davalının ayıplı ifa savunmasını ileri sürmesine mani olup olmayacağı hususlarına ilişkindir. Dosya kapsamı değerlendirildiğinde, dosyaya sunulan belgelere göre, … tarihli …. Fuarına ilişkin ürünler 13/06/2018 tarihli montaj sahası durum ve uygulama tutanağı ile davalı firma yetkilisi …..’e gerekli kontrolleri yapılarak teslim edilmiş, ….. tarihli ….. Showroomuna ilişkin ürünler 29/06/2018 tarihli montaj sahası durum ve uygulama tutanağı ile davalı firma yetkilisi …..’e gerekli kontrolleri yapılarak teslim edilmiş, bu ürünler davalı iş sahibi tarafından ilgi fuar ve showroom alanına nakledildikten sonra davacı yüklenici tarafından oralarda montaj işlemleri yerine getirilmiştir. Davaya konu 3 faturadan birisi olan 02/07/2018 tarihli …. sıra nolu fatura “…..” açıklamasını içermekte olup, davacı tarafça bu faturanın montaja ilişkin olduğu belirtilmektedir. Davacı tarafça sunulan 13/06/2018 ve 29/06/2018 tarihli montaj sahası durum ve uygulama tutanaklarında yer alan fatura bilgilerinden açıkça anlaşılacağı üzere, davaya konu diğer iki faturadan 29/06/2018 tarih ve …. sıra nolu olan ….. showroomuna 13/06/2018 tarih ve …. sıra numaralı olan ise …. fuarına ilişkin bulunmaktadır. Davalı tarafça ayıp ihbarına ilişkin olarak sunulan …. yazışmaları incelendiğinde, ilk olarak 06/07/2018 tarihinde davacı yükleniciye ürünlerdeki ayıplara dair bildirimde bulunulduğu, sonrasında 07/07/2018 tarihinde de başkaca ayıp bildirimlerinde bulunulmuş olduğu açıkça görülmektedir. Bu ayıp ihbarı tarihi ile davaya konu faturaların ve fuarların tarihleri göz önünde bulundurulduğunda davalı tarafından yapılan ayıp ihbarının süresinde olduğu anlaşılmaktadır. Yargıtay …. Hukuk Dairesinin yerleşik kararlarında belirtildiği üzere, eser sözleşmesine ilişkin ayıp ihbarlarının her türlü delille ispat edilmesi mümkün bulunduğundan, mahkemece davalının davaya konu faturalara ilişkin ürünlere dair süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunduğu kabul edilerek, ürünlerde ayıp bulunup bulunmadığının dosyaya sunulup fotoğraflar, diğer deliller ve davalı vekilinin ürünler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına dair talebi değerlendirilmek suretiyle belirlenmesi, varsa bunların açık mı gizli mi ayıp olduklarının, bu ayıpların ürünleri kabul edilemeyecek derecede kusurlu hale getirip getirmediklerinin, böyle bir durum yoksa bu ayıplar nedeniyle davacının iş bedeli alacağından ne miktarda bir nefaset kesintisi yapılması gerektiğinin belirlenmesi ve neticesine göre davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olan gerekçeyle sadece davalı tarafın 24/09/2018 tarihli ayıp ihtarı dikkate alınarak süresinde bir ayıp ihbarının yapılmadığı kabul edilerek davanın kabulüne dair hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir….” gerekçesi ile mahkememizce verilen ilam kaldırılmakla, dosya mahkememize gönderilmiş ve yukarıdaki esas sırasına kaydı yapılmıştır.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin … Esas, …. karar sayılı ilamında belirtilen hususlarda, dosyada bilirkişilik yapmış bilirkişilere tevdi ile dava konusu faturalara ilişkin ürünlerde ayıp bulunup bulunmadığı, var ise bunlarda ayıpların açık mı yoksa gizli mi ayıplı olup olmadıkları, bu ayıpların; ürünleri kabul edilemeyecek derecede kusurlu hale getirilip getirilmediği, böyle bir durum yoksa bu ayıplar nedeniyle davacının iş bedeli alacağından ne miktarda bir nefaset kesintisi yapılması gerektiğinin tespiti hususunda bilirkişilerden ek rapor düzenlenmesi için bilirkişiye tevdine karar verilmiş olup, fuar ve reklam uzmanı bilirkişi ve SMMM bilirkişiden alınan raporda özetle; Davalı tarafın defterlerinin, sair vesaikin, muhasebe kayıtlarının 6102 Say. TTK. M. 64, 65, 66 ve 82. mad. VUK. m. 220- 226, 229, 230, 231, 232 hükümlerine uygun şekilde HMK. m. 222 sahibi lehine delil niteliğinin taşıdığı kanaatine varıldığı, takdirin mahkemeye ait olduğu, önceki bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 17/06/2019 tarihli bilirkişi raporunda; “Davacı defterlerinin, … Lehine delil niteliği bulunduğu kanaatine varılmıştır. Davacı ticari defterlerine göre; takip tarihi (27/09/2018) itibariyle davacının davalıdan 106.445,20 alacaklı oltduğu tespit edilmiştir”. şeklinde raporun 7. ve 8. sayfasında yer verildiği görüldüğü, davacı yan davanın ayıp iddiası olması sebebiyle ve daha önceki bilirkişi heyeti tarafından mali verilen incelenmiş olması sebebiyle mali verileri kendilerine sunmadığını, davalı ….. Pazarlama’nın 8.260,60-TL’lik faturayı kabul ettiği ve davalı ticari defterlerinde bu tutar kadar davacı yana borçlu göründüğü, taraflar arasındaki ihtilaf olan “stant, sandıklama bedeli, ahşap dolap/masa ” açıklamalı (90.057,60-TL + 14.927,00-TL = ) 104.984,60 -TL’lik iki adet faturanın heyetçe yer alan bilirkişi üyenin yapmış olduğu tespit sonucunda ” sonuçta; iş bu davada ayıp unsurunu değerlendirdiğimizde; tabii ki, eksik malzeme durumu ayrı olmak üzere, davalı tarafça ayıplara ilişkin fotoğrafların sunulduğu ürünler/malzemelerin kısmi hasar görmüş Stand Malzemeleri için, zaten montajı yapılır montajdan sonra macun alçı ve boya gibi malzemelerle rötuşlarla mükemmel bir görüntü ile kullanıma sunulur. Bu durumda ayıp söz konusu olamaz” şeklinde tespit olduğunu, iki adet toplamı 104.984,60-TL’lik faturalarda ayıp söz konusu olmadığı tespit edildiğinden, davacının davalıdan toplam üç fatura tutarı olan (90.057,60-TL+14.927,00-TL+ 8.260,60-TL=) 113.245,20-TL alacaklı olduğunun tespit edildiğini, davacı alacağının kabulü halinde, davacının 27/09/2018 takip ve dava tarihi olan 24/10/2018 itibaren, davalıdan 113.245,20-TL asıl alacak alacaklı olduğu, davacı icra takibinde 3.418,84-TL işlemiş faiz talebinde bulunmuş, ancak dosya münderecatında davacıya gönderilen ihtarnamenin tebliğ edildiğine dair tebliğ şerhi olmadığından, faiz talebi yönünden değerlendirme yapılmamış olup, davacının asıl alacağa, %10,75 temerrüt faiz talep ettiği, 3095 sayılı Kan. Tacirler arasında faiz oranı olması nedeniyle uygun olduğu, değişen oranlarda uygulanması gerektiği kanaati bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ….. Hukuk Dairesi’nin … Esas, … karar sayılı ilamı hep birlikte değerlendirilmesinde :
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davalı iş sahibi, davacı ise yüklenicidir.
Davacı yüklenici şirket tarafından davalı iş sahibi şirketin …. tarihleri arasında … Fuarındaki, ….. tarihleri arasında ise ….. şehirindeki Showroomdaki ürünlerinin sergilenmesi için dekorasyon işlerinin yapılması ve bunların fuar ve showroom alanlarında montajlarının yapılması için sözlü olarak anlaşmaya varılmış, bu kapsamda dekorasyon ürünleri davacı tarafından Türkiye’de davalıya teslim edilmiş, davalı tarafından bunların yurtdışına nakledilmeleri sonrasında yine davacı tarafça bunların fuar ve showroomlardaki montaj işlemleri tamamlanmıştır. Taraflar arasında sözleşme ilişkisi, sözleşmeye konu ürünlerin davalıya teslim edildiği ve iş bedeli hususları ihtilaf konusu değildir. Eser sözleşmesine ilişkin ayıp ihbarlarının her türlü delille ispat edilmesi mümkün olup , dosyaya sunulan belgelere göre, … tarihli … Fuarına ilişkin ürünler 13/06/2018 tarihli montaj sahası durum ve uygulama tutanağı ile davalı firma yetkilisi …..’e gerekli kontrolleri yapılarak teslim edilmiş, ….. tarihli ….. Showroomuna ilişkin ürünler 29/06/2018 tarihli montaj sahası durum ve uygulama tutanağı ile davalı firma yetkilisi …..’e gerekli kontrolleri yapılarak teslim edilmiş, bu ürünler davalı iş sahibi tarafından ilgi fuar ve showroom alanına nakledildikten sonra davacı yüklenici tarafından oralarda montaj işlemleri yerine getirilmiştir. Davaya konu 3 faturadan birisi olan 02/07/2018 tarihli … sıra nolu fatura “…..” açıklamasını içermekte olup, davacı tarafça bu faturanın montaja ilişkin olduğu belirtilmektedir. Davacı tarafça sunulan 13/06/2018 ve 29/06/2018 tarihli montaj sahası durum ve uygulama tutanaklarında yer alan fatura bilgilerinden açıkça anlaşılacağı üzere, davaya konu diğer iki faturadan 29/06/2018 tarih ve … sıra nolu olan ….. showroomuna 13/06/2018 tarih ve … sıra numaralı olan ise …. fuarına ilişkin bulunmakta olup davalı tarafça ayıp ihbarına ilişkin olarak sunulan whatsapp yazışmaları incelendiğinde, ilk olarak 06/07/2018 tarihinde davacı yükleniciye ürünlerdeki ayıplara dair bildirimde bulunulduğu, sonrasında 07/07/2018 tarihinde de başkaca ayıp bildirimlerinde bulunulmuş olduğu bu ayıp ihbarı tarihi ile davaya konu faturaların ve fuarların tarihleri göz önünde bulundurulduğunda davalı tarafından yapılan ayıp ihbarının süresinde olduğu anlaşılmıştır. Davalı tarafça davaya konu ürünlerin nerede olduğuna ilişkin bilgilerinin olmadığı beyan edilmiş olup Bölge Adliye Mahkemesi kararı doğrultusunda dosyada alınan bilirkişi raporunda davalı şirketin 8.260,60-TL’lik faturayı kabul ettiği ve davalı ticari defterlerinde bu tutar kadar davacı yana borçlu göründüğü, taraflar arasındaki ihtilaf konusu olan “stant, sandıklama bedeli, “stant, sandıklama bedeli, ahşap dolap/masa ” açıklamalı iki adet fatura (90.057,60-TL + 14.927,00-TL = ) 104.984,60 -TL’lik fatura konusu ürünlerin fotoğraflarının incelenmesinde davalı tarafça ayıplara ilişkin fotoğrafları sunulan ürünlerin/ malzemelerin kısmi hasar görmüş stand malzemeleri için zaten montajı yapılır montajından sonra alçı ve boya gibi malzemelerle rotüşlerle kullanıma sunulacağı bu şekli ile ahşap dolap/masa faturasına konu ürünlerde ayıp söz konusu olmadığı” tespit edilmiş olup bu kapsam da iki adet toplamı 104.984,60-TL’lik faturalarda ayıp söz konusu olmadığı davacının davalıdan toplam üç fatura tutarı olan (90.057,60-TL+14.927,00-TL+ 8.260,60-TL=) 113.245,20-TL alacaklı olduğu tespit edilmiş olup davacı taraf davalı taraftan 113.244,60-TL alacağını talep edebileceği, davacı tarafından davalı tarafın temerrüde düşürüldüğüne dair delil dosyaya sunulmadığı göz önünde bulundurularak hüküm vermeye elverişli olduğu değerlendirilen bilirkişi raporu da dikkate alınarak açılan davanın kısmen kabul-kısmen reddine, Büyükçekmece …. İcra Müd.nün … E sayılı icra takip dosyasında davalı tarafından 113.244,60-TL asıl alacak yönünden yapılan itirazın iptali ile takibin 113.244,60-TL asıl alacak üzerinden devamına, işlemiş faize ilişkin talebin reddine, Davacı tarafın icra inkar tazminat talebinin kabulü ile asıl alacağın % 20’si oranında 22.648,92-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Açılan davanın KISMEN KABUL-KISMEN REDDİNE,
1-Büyükçekmece …. İcra Müd.nün … E sayılı icra takip dosyasında davalı tarafından 113.244,60-TL asıl alacak yönünden yapılan itirazın iptali ile takibin 113.244,60-TL asıl alacak üzerinden devamına, işlemiş faize ilişkin talebin reddine,
2-Davacı tarafın icra inkar tazminat talebinin kabulü ile asıl alacağın % 20’si oranında 22.648,92-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 7.734,37-TL harçtan, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 2.290,70-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 5.443,67-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Dava ilk açılış harç gideri olan 2.326,60-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olarak toplam 2.001,60-TL’den kabul oranına göre hesaplanan 1.689,57-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olarak toplam 954,10-TL’den red oranına göre hesaplanan 148,74-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,

7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 17.983,69-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 29/09/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır