Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/537 E. 2022/296 K. 25.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/537 Esas
KARAR NO : 2022/296

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/06/2021
KARAR TARİHİ : 25/03/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 13/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle;Müvekkili ile davalı arasında ticari alım-satım ilişkisi olduğunu, söz konusu satışlara istinaden, davalının müvekkiline, satım bedeli olan toplam 317.753,78 TL borcu bulunduğunu, davalı tarafından kısmi ödemeler yapılmışsa da bakiye alacağın icra takibi başlattıkları tarih itibariyle 60.608,69 TL olduğunu, 60.608,69 TL alacağın tahsili için 15/04/2021 tarihinde Küçükçekmece …İcra Müdürlüğü ….. Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından 29/04/2021 tarihinde takibe itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, akabinde taraflarınca arabuluculuğa başvurulduğunu, davalının müzakere görüşmelerine herhangi bir mazeret sunmaksızın katılım sağlamadığını beyanla, Küçükçekmece …İcra Müdürlüğü ….. Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibe davalının yapmış olduğu haksız ve hukuka aykırı itirazın iptaliyle takibin devamına, davalının haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davalı tarafa davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Dava, fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, uyuşmazlık taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, ticari ilişki bulunmakta ise ticari ilişki kapsamında davacının, davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu, varsa yapılan ödemeler, ödeme konusundaki tarafların beyan ve itirazları nazara alındığında davacının alacağının kalıp kalmadığı hususlarında olduğunun tespitine ilişkindir.
Küçükçekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine fatura alacağına dayalı toplamda 60.608,69 TL üzerinden takibe geçildiği, davalı borçlu tarafından süresinde itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşıldı.
HMK’nın “Sürelerin belirlenmesi” başlıklı 90. maddesinin “(1) Süreler, kanunda belirtilir veya hâkim tarafından tespit edilir. Kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, hâkim kanundaki süreleri artıramaz veya eksiltemez. (2) Hâkim, kendisinin tespit ettiği süreleri, haklı sebeplerle artırabilir veya eksiltebilir; gerekli gördüğü takdirde, bu konudaki kararından önce tarafları da dinler.” ;
HMK’nın “Kesin süre” başlıklı 94. maddesinin ise “(1) Kanunun belirlediği süreler kesindir. (2) (Değişik:22/7/2020-7251/6 md.) Hâkim, tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilir. Bu takdirde hâkim, tayin ettiği kesin süreye konu olan işlemi hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklar ve süreye uyulmamasının hukuki sonuçlarını açıkça tutanağa geçirerek ihtar eder. Kesin olduğu belirtilmeyen süreyi geçirmiş olan taraf yeniden süre isteyebilir; bu şekilde verilecek ikinci süre kesindir ve yeniden süre verilemez. (3) Kesin süre içinde yapılması gereken işlemi, süresinde yapmayan tarafın, o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar.
” hükmünü ihtiva ettiği, buna göre kanun ya da hakim tarafından tayin edilmiş olan kesin süre içerisinde yapılması gereken işlemi yapmayan tarafın, anılan yasal düzenlemeler uyarınca artık bu işlemi yerine getirmesine yasal olarak imkan bulunmadığı gibi belirtilen işlemi yapma hakkının da ortadan kalktığının kabulü gerektiği, HMK’nın “Delil ikamesi için avans” başlıklı 324. maddesinde taraflardan her birinin ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorunda olduğu aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılacağının düzenlendiği, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin 45/4. maddesinin de aynı yönde olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin 17/12/2021 tarihli celse ara kararında tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması yönünde ara karar oluşturulduğu ve bilirkişi için 1.000,00 TL ücret takdir edilerek bilirkişi ücretinin 2 haftalık kesin süre içerisinde davacı vekilince mahkememiz veznesine depo edilmesine karar verildiği, aksi takdirde 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nin 324. maddesi gereğince bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı hususunun davacı vekiline aynı celsede ihtar edildiği, bilirkişi için takdir edilen 1.000,00 TL ücretin 2 haftalık kesin süreden sonra davacı tarafça 16/03/2022 tarihinde yatırıldığı anlaşılmış olup yukarıda açıklanan kanuni hükümler de gözetildiğinde Mahkememiz tarafından tayin edilmiş olan kesin süre içerisinde yapılması gereken işlemi yapmayan davacı tarafın artık bu işlemi yerine getirmesine yasal olarak imkan bulunmadığı gibi belirtilen işlemi yapma hakkının da ortadan kalktığı, bu durumda davacı tarafın bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı sonucunun doğduğu Mahkememizce kabul edilmiş olup mevcut delil durumu ve dosya kapsamı itibariyle davacının, davasını ispatlayamadığı, diğer taraftan davacı taraf dava dilekçesinde yemin deliline dayanmış ise de HMK hükümleri gereği hakimin yemin hatırlatma görevi bulunmadığından (Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2015/30674 Esas 2019/3408 Karar, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi 2019/1178 Esas 2021/114 Karar, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi 2019/1889 Esas 2019/1973 Karar, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2018/2495 Esas 2019/919 Karar, Ankara 6. Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi 2017/2915 Esas 2018/1885 Karar sayılı ilamları) davacı tarafa yemin deliline dayanıp dayanmayacağının hatırlatılmadığı, davacı tarafın da yemin deliline dayanacağı ve davalıya yemin teklif edeceği yönünde bir beyan ve talebinin bulunmadığı dikkate alındığında ispatlanamayan davanın reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
1-Alınması gereken 80,70 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 732,01 TL harçtan mahsubu ile kalan 651,31‬ TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalı taraf arabuluculuk görüşmelerine mazeretsiz olarak katılmadığından tümünün davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Dair davacı vekilinin yüzüne davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı . 25/03/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim ….
¸e-imzalıdır