Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/534 E. 2022/819 K. 14.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/534 Esas
KARAR NO : 2022/819

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/06/2021
KARAR TARİHİ : 14/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 31/10/2022

Davacı tarafından mahkememize açılan dava dosyasının incelenmesi sonunda;
İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı şirketle aralarındaki ticari ilişkiden kaynaklı, davalı taraftan 44.407,40 TL cari alacağı olduğunu, müvekkilinin, ödenmeyen alacağından dolayı davalı aleyhine Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü …. Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını , süresi içinde davalı şirket tarafından kötü niyetli olarak borca kısmi itiraz edildiğini, alacağın 6.264,00 TL’lik kısmına itiraz edildiğini, geri kalan itiraz edilmeyen kısım için icra dosyasına ödeme yapılmış olduğunu, davalı firmanın itiraz dilekçesinde varlığından bahsettiği 30/04/2021 tarihli 6.264,00 TL’lik faturanın taraflarına iletilmediği gibi, icra takibi sonrasında kötü niyetli olarak düzenlenmiş olduğunu, ortada iade faturası kesilmesiniz açıklayacak firmalar arası bir yazışma mevcut olmadığını beyanla, 6.264,00 TL’lik itirazın iptaline, takibin devamına, davalının itiraz tarihinden (07.05.2021) işlemek üzere avans faizine hükmedilmesine,davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından davalı aleyhine Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip takip dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce icra dosyası, taraflara ait Ba-Bs formları, dosya arasına alınmış, ticari defterler incelenmiş ve diğer tüm deliller toplanmıştır.
Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı takip takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı aleyhine cari hesap alacağına dayalı olarak toplam 44.407,40 alacak üzerinden takibe geçildiği, davalı borçlu tarafından takip konusu alacağın 6.264,TL’lik kısmı yönünden iade faturasının düzenlendiğinin bildirilerek, takibe kısmi olarak itiraz edildiği görülmüştür.
Davacı taraf dava dilekçesinde davalı tarafından yapılan kısmi itirazın iptali isteminde bulunmuştur.
2004 Sayılı İİK 67. maddesi gereğince itirazın iptali davalarının görülüp hükme bağlanabilmesi için geçerli bir icra takibi bulunması, süresinde borca itiraz edilmesi ve 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması dava şartı niteliğindedir.
İtirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı, itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir (YHGK. 2017/19-1634 Esas – 2018/633 Karar sayılı ilamı).
Taraflar arasında çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının, davalıdan itiraza uğrayan miktar bakımından alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu, varsa yapılan ödemeler, ödeme konusundaki tarafların beyan ve itirazları nazara alındığında davacının alacağının kalıp kalmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davacı tarafın dava dilekçesi ile ticari defterlere delil olarak dayandığı görülmektedir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanun’ da ticari defterlerle ispata ilişkin hükümlere yer verilmemiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesi “Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil olması” başlığı altında ticari defterlerle ispata ilişkin hükümler getirmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu 222. Maddesinde; “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükümlerine yer verilmiştir.
Yargıtay uygulamasına göre; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesi gereğince; ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delildir (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 26/09/2018 tarih 2018/2696E. 2018/3431K. sayılı ilamı).

Tarafların BA ve BS kayıtlarında dava konusu faturaların kayıtlı olması halinde tarafların ticari defterlerinin incelenmesine gerek yoktur. Zira münazaalı hususlar bizatihi tarafların kayıtları ile ispatlanmış kabul olunur (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 19/11/2015 tarih 2015/3302E. 2015/12272K. sayılı kararı).
Mahkememiz dosyası tarafların ticari defterlerinin incelenmesi için Mali Müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş, Mali Müşavir Bilirkişi tarafından düzenlenen 16/06/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı yanın incelemeye sunulan 2020 ve 2021 yılları Ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, davacı ticari defterlerinin HMK 222 mad. gereğince davacı lehine delil niteliği sayın mahkemenin takdirinde olduğu, davalı tarafından ticari defterlerin incelemeye sunulmamış olduğu, davacı yanın incelenen ticari defterlerinde, icra takip tarihi olan 14/04/2021 tarihi itibariyle, davacı yanın davalı yandan 44.407,40 TL alacaklı oldukları, bu tutarın 38.143,00-TL’sinin, davalı tarafından icra takibinden sonra 10.06.2021 tarihinde icra dairesine ödenmiş olduğu (Masraflar dahil 47.423,00-TL olarak) , davacının işbu davaya esas alacağının 6.264,00-TL olduğu, davacı yan dava dilekçesinde, davalı tarafından davacı yana icra takip tarihinden sonra düzenlenmiş 30.04.2021 tarihli … No.lu 6.264,00 TL’lik iade faturasının tebliğ alınmadığını beyan etmiş olduğu, ancak davacı ticari defterlerinde işbu iade faturasının 01.05.2021 tarihinde 107 numaralı yevmiye numarası ile ticari defterlerine kayıt edilmiş olduğu, davacı tarafından işbu faturanın ticari defterlerine kayıt edildikten sonra davalı yana tekrar bir iade faturası düzenlendiğine dair bir belgeye veya işbu iade faturasına itiraz niteliğinde bir ihtarnameye dosya içeriğinde rastlanmadığı, her iki tarafça da bu faturanın BA BS Bildirimlerinde bildirilmemiş olduğu, davalı tarafından İcra Müdürlüğü’ne yapılmış 38.143,00-TL’lik asıl alacak ödemesinden sonra davacının 0,40 TL alacağının kalmış olduğu, dava konusu 6.264,00-TL tutar yönünden dava tarihi olan 21.06.2021 tarihi itibariyle, davacı yanın davalı yandan bir alacağının kalmamış olduğu kanaatini bildirmiştir.
Mahkememizce davalı tarafa ticari defterlerini ibraz etmek üzere usulüne uygun bildirim yapılmasına rağmen, davalı tarafın ticari defter ve belgelerini incelemeye esas olmak üzere mahkemeye ibraz etmediği görülmüştür.
Davacı tarafın ticari defterlerinin incelendiği bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı ve davacı tarafından rapora itiraz edilmediği görülmüş, Mahkememizce rapor dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve kanaat verici bulunmuştur.
Yukarıda yer verilen açıklamalar doğrultusunda somut olay değerlendirildiğinde; davacı tarafından toplam 44.407,40 alacak üzerinden davalı aleyhine ilamsız takip yapıldığı, takip tarihinin 14/04/2021 olduğu, davacı tarafından açılan iş bu itirazın iptali davasının tarihinin ise 21/06/2021 olduğu anlaşılmaktadır. Alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davalı tarafından davacı yana icra takibinden sonra 30/04/2021 tarihli 6.264,00 TL bedeli iade faturasının düzenlenerek gönderildiği, iş bu faturanın da davacı tarafından ticari defterlere 01/05/2021 tarihinde işlendiği ve iade faturasına itirazda bulunulmadığı, faturanın iade edilmediği ya da bu faturaya ilişkin dava dilekçesinde herhangi bir beyanda bulunulmadığı sabittir.
Buna göre her ne kadar Mahkememizce 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 83. Maddesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu 222/3 gereğince, ticari defterlerin incelenmesine karar verilmiş ve davalı tarafından ticari defterler süresi içerisinde ibraz edilmemiş ise de davacının ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede, davacının davalı tarafından dava tarihinden önce kesilen 6.264,00 TL bedelli iade faturasına ticari defterlerine kaydettiğinin belirlendiği, davacı tarafın ticari defterlerinin kayıtları usulüne uygun olduğundan delil vasfı taşıdığı görülmüştür.
Her dava davanın açıldığı tarihteki durum ve şartlara göre değerlendirilmesi gerektiğinden, icra takibinden sonra – dava tarihinden önce kesilen iade faturasunun iş bu itirazın iptali davasında değerlendirilmesi gerektiği, davacı tarafın ticari defterler kayıtlarıyla bağlı olduğu, bu doğrultuda ticari defter kayıtları ve bilirkişi raporu doğrultusunda davalı tarafından yapılan ödemeler ve düzenlenen iade faturasından sonra bakiye alacak miktarının 0,40 TL olduğu anlaşıldığından bu miktar yönünden itirazın iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekili, itirazın iptali talebi ile birlikte icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur. Borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için likit ve belirlenebilir bir alacağın mevcut olması gerekmektedir. Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması, böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir.
Buna göre davalı borçlu tarafından cari hesap ve ticari defter kayıtları ile sabit olan alacağın tereddütsüz bir şekilde likit ve belirlenebilir olması nedeni ile davalı borçlu aleyhine kabul edilen alacak miktarı üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
-Büyükçekmece … İcra Dairesi’nin …. Esas sayılı takip dosyasında davalı tarafından yapılan kısmi itirazın kısmen iptali, takibin itiraz edilen kısmının 0,40 TL asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi üzerinden devamına,
-Alacağın likit ve belirlenebilir olduğu anlaşıldığından kabul edilen miktarın %20’si üzerinden hesap edilen, 0,08 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 106,98 TL harçtan mahsubu ile bakiye 26,28 TL harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen bedel yönünden hesap edilen 0,40-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddine karar verilen miktar yönünden hesap edilen 6.239,60-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Büyükçekmece Adliyesi Arabuluculuk Bürosu’nun …. numaralı arabuluculuk dosyasında suç üstü ödeneğinden karşılanarak ödenen 1.320,00 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının ilgili tarafa derhal iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalı vekilinin yüzüne karşı KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
14/10/2022

Katip ….
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır