Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/529 E. 2021/1112 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/529 Esas
KARAR NO : 2021/1112

DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/06/2021
KARAR TARİHİ : 18/11/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
müvekkili şirketin, …Hotel & Spa otelini işletmekte olup, davalı şirket ise turizm acentesi olduğunu, davacı şirket ile davalı şirket arasında 06.11.2019 tarihli rezervasyon sözleşmesi yapıldığını, davalı şirket tarafından rezervasyonu yapılan ve müşteriler müvekkili şirkete ait otelde konaklamış, bu konaklama hizmetine karşılık olarak müvekkili şirket, davalı şirkete icra takibine dayanak yaptığını ve icra dosyasına sunulan faturaların düzenlendiğini, davalı şirketin, müvekkili şirket tarafından işletilmekte olan otelde konaklayan müşterilerine ait, icra takibine konu faturalarda belirtilen konaklama bedelini ödememesi sebebiyle, Alanya İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin Alanya İcra Dairesinden gönderilen ödeme emrine karşı yetkiye ve borca itiraz ettiğini, davalı şirket vekili yetki itirazında, davalı şirketin adresinin ticaret sicil gazetesinde görüldüğü üzere İstanbul ili, Esenler ilçesi sınırlarında olduğunu, yetkili icra dairesinin Bakırköy icra daireleri olduğunu belirttiğini, davalı şirketin Alanya İcra Dairesinin yetkisine yapmış olduğu itirazı üzerine, davacı şirket, 21.10.2020 tarihli dilekçe ile davalı şirketin yetki itirazını kabul ederek, icra dosyasının davalı şirketin yetkili olarak bildirdiği Bakırköy nöbetçi icra dairesine gönderilmesi talep edildiğini, davalı şirketin yetkiye itirazını kabul etmeleri üzerine, Alanya İcra Müdürlüğü dosyayı Bakırköy İcra Dairesi tevzi bürosuna göndermiş, davaya konu icra dosyası yapılan tevzi sonucunda Bakırköy …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasına kayıt edildiğini, Bakırköy .. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasından davalı şirkete gönderilen ödeme emrine karşı davalı şirket vekili, taraflar arasında akdedilen sözleşmeye göre, sözleşme konusu ihtilaflarda İstanbul Çağlayan mahkemelerinin yetkili olduğunun hüküm altına alındığını belirterek, Alanya İcra Dairesinden gönderilen ödeme emrine itirazında yetkili olarak bildirdiği ve yetkisini kabul ettiği Bakırköy İcra Dairesinin de yetkisine ve borca itiraz ettiğini, davalı şirketin, Bakırköy İcra Dairesinin yetkisine itirazı hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalı şirketin borca itirazı da haksız olduğunu ve icra takibini sürüncemede bırakmaya yönelik olduğunu, davalı taraf, taraflar arasındaki akdi ilişkiye, takibe dayanak faturalara itirazda bulunmadığını, faturaları kabul ettiğini, bu durumda davalı şirketin davaya konu faturalardan borcu olmadığını yazılı ve kesin delilerle ispatlaması gerektiğini, davalı şirket icra dosyasına, takibine konu faturalarda belirtilen borcunu ödediğine dair yazılı ve kesin bir delil sunmadığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ile; davalı şirketin, Bakırköy …. İcra Dairesinin yetkisine yapmış olduğu yetki itirazının reddine, Bakırköy …. İcra Dairesinin davaya konu takip için yetkili olduğuna, davalı şirketin Bakırköy …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasındaki takibe yapmış olduğu haksız itirazın iptaline, takibin asıl alacak olan 109.370,09-TL üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacağa ticari reeskont faizi işletilmesine, davalı itirazında haksız olduğundan ve davaya konu alacak likit olduğundan asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;davacı tarafından açılan yetkisiz mahkemede açıldığını, zira taraflar arasındaki sözleşmede son hükümler başlığı altında ” her türlü ihtilaf halinde İstanbul Mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olacağı ” hüküm altına alınmış olup, davacı her ne kadar söz konusu hükmün sözleşmeden doğan ihtilaflarda geçerli olacağını ileri sürmüşse de sözleşmede her türlü ihtilaf halinde geçerli olacak şekilde hüküm yer aldığını, ayrıca davacı taraf müvekkili şirket tarafından daha önce Alanya icra dairesinin yetkisine itiraz etmesi Bakırköy İcra dairesine dosyanın gönderilmesini talep etmiş ve müvekkili şirket tarafından taraflar arasındaki sözleşme hükümleri gereğince yetkili kılınan mahkeme Bakırköy icra dairesi ve mahkemeleri yetkili olmadığından haklı olarak itiraz edildiğini, müvekkili şirketin yurtdışında ve Türkiye’de turizm sektöründe faaliyet göstermekte olan, Türk ticari hayatının köklü şirketlerinden olduğunu, müvekkili şirketin, İştigal konusu olan turizm ve otelcilik alanında dünyada büyük başarılara imza atmış olup, tüm dünyada ve özellikle Türkiye’de sektörel anlamda adından söz ettirmekte olduğunu, müvekkili şirketin her zaman müşteri memnuniyeti ve en güvenilir hizmeti verme anlayışı içerisinde hizmet verdiğini, hal böyleyken müvekkili şirketin yükümlülüklerini yerine getirmediği yönündeki beyanların ancak ve ancak itibar zedelemek niyetiyle söylenmiş olacak olup, daha ötesine gidemeyeceğini, bilindiği üzere COVID-19, Dünya Sağlık Örgütü tarafından 11.03.2020 tarihinde pandemi ilan edilmiş olup, dünya çapında hala hızla yayıldığını, bu bağlamda COVID-19 salgın hastalığının mücbir sebep teşkil ettiği söyleyenebileceğini, kaldı ki Yargıtay Hukuk Genel Kurulu bir kararında “Mücbir sebep, sorumlu veya borçlunun faaliyet ve işletmesi dışında meydana gelen, genel bir davranış normunun veya borcun ihlâline mutlak ve kaçınılmaz bir şekilde yol açan, öngörülmesi ve karşı konulması mümkün olmayan olağanüstü bir olaydır. Deprem, sel, yangın, salgın hastalık gibi doğal afetler mücbir sebep sayılır.” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2017/90 K. 2018/1259 T. 27.6.2018) demek suretiyle salgın hastalıkların mücbir sebep olduğunu kabul ettiğini, tarafların yaptıkları sözleşme uyarınca üstlendikleri edimlerin ifası, mücbir sebep olarak nitelendirilen bu salgın hastalık ve salgın hastalıkla mücadele ederken devletlerin aldığı önlemler sebebiyle doğrudan veya dolaylı olarak etkilenmiş ve bazen de imkansızlaştığını, ülkemizde ilk etapta eğlence yerleri ve kahvehanelerin kapatılmasıyla başlayan önlemler gün geçtikçe sıkılaşmış, şehirlerarası ulaşımın yasaklanması ve devamında sokağa çıkma yasağı uygulamasına kadar genişletildiğini, şüphesiz ki bu durum hayatın olağan akışını etkilemiş ve birçok sektörün özellikle de turizm sektörünün oldukça zarar görmesine sebep olduğunu, somut olayda COVID-19, sözleşme esnasında öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum olup müvekkili şirketin sözleşmede ki yükümlülüklerine uymadığı söylenemeyeceğinii zira müvekkili şirketin davacı taraf ile uzun yıllardır çalışıyor olup, bu zamana kadar hiçbir sorun olmamış, taraflar uzun yıllar boyunca çalışmalarını bu zorlu döneme kadar gayet iyi bir şekilde gerçekleştirdiğini, davacı tarafından ikame olunan haksız ve mesnetsiz davanın reddine ve yargılama giderleriyle vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, haksız ve kötüniyetli takip başlatıldığından davacı aleyhine %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesine talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, dava konusu uyuşmazlık; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının davalıya vermiş olduğu otel konaklama hizmeti karşılığında icra takibine konu faturalar nedeniyle alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı hususlarındadır.
Bakırköy … İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası sureti UYAP sistemi üzerinden mahkememize gönderilmiş olup, incelenmesinde; Alanya İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası ile davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı 109.370,09-TL asıl alacak ve 662,31-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 110.032,40-TL’nin tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığı, yetkisizlik itirazı üzerine dosyanın Bakırköy … İcra Dairesi’ne gönderildiği ve … esas sırasına kaydı yapıldığı, Bakırköy .. İcra Dairesi’nden gönderilen ödeme emrine karşı borçlu tarafça süresi içerisinde itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu anlaşıldı.
HMK’nun 17’nci maddesine göre “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” şeklinde düzenlenmiştir. Yetki sözleşmesinde taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça sözleşme ile belirlenen mahkeme veya mahkemelerin münhasır yetkili olduğu kabul edilmiştir. Taraflar şayet kanunla yetkili kılınan genel ve özel mahkemelerin yetkisinin de devam etmesini istiyorlarsa bu hususu ayrıca sözleşmede kararlaştırmaları gerekmektedir.
Yetki sözleşmesinin geçerlilik koşullarının düzenleyen HMK 18. maddesinde (1)tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri konular ile kesin yetki hallerinde yetki sözleşmesi yapılamayacağı ,(2)yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı olarak yapılması ,uyuşmazlığın kaynaklandığı hukuki ilişkinin belirli veya belirlenebilir olması ve yetkili kılınan mahkeme ve mahkemelerin gösterilmesinin şart olduğu düzenlenmiştir.
Taraflar arasında aktedilen sözleşmenin ”sözleşmenin yorumlanması ” başlıklı kısmın 5 maddesinde sözleşmeden ve uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların çözümünde İstanbul Çağlayan mahkemelerinin yetkili olduğu düzenlenmiştir.
Somut olayda, davanın tarafları tacir olup, taraflar arasında aktedilen sözleşmeye hüküm koymak suretiyle yetki sözleşmesi yapmışlardır.Yetki sözleşmesinin yazılı olması geçerlilik koşuludur. Davanın tarafların serbestçe tasarruf edebileceği dava türlerinden olması karşısında HMK.’nun 17.maddesi uyarınca mahkemenin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine, yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna ,karar kesinleştiğinde dosyanın İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur. luşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Davanın yetki yönünden REDDİNE, mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
1-Dosyanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,
2-HMK 20 maddesi gereğince verilen kararın kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememiz başvurarak dava dosyasının görevli ve yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesinin talep edilmesine, aksi halde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun kararın tebliği ile ihtar edilmiş sayılmasına,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet yetkisizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.18/11/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır